-
Re: Fıkralar
Adamın biri restoranda verdiği sipariş gecikince sinirlenerek, bilinçsizce sağa sola koşuşturan meşgul garsonu çağırmış ve “Benim siparişimi alan garsonu çağırır mısınız?” demiş. “Bendim efendim” diye yanıtlamış şaşkın garson.
“Yok.. Yok..” demiş adam, “Siparişimi alan o zamanlar sizin gibi genç biriydi ama sanırım şimdi elli yaşlarında falan olması lazım!”
-
Re: Fıkralar
Temel, Fadime ile nişanlanmış. Fadime’yi arabasına almış, gezmeye çıkarmış. Arabayla bir yerlerde durmuşlar. Kalkarken Temel vitesi bire almak istemiş, eli Fadime’nin eline değmiş. Fadime kızarmış. Temel de utanmış. Günler geçmiş. Nihayet evlenmişler. Balayı için arabayla Bodrum’a doğru yola çıkmışlar. Bodrum’da otele vardıklarında Temel el frenini çekmiş. O sırada yine eli Fadime’nin eline değmiş. Fadime yine kıpkırmızı olmuş. Ama laf etmekten de geri durmamış: “Ula Temel, artuk evlüyüz daaa, daha ilerü cidebilürsün”. Temel bunu duyunca hemen el frenini indirmiş ve Marmaris’e doğru yola çıkmışlar...
-
Re: Fıkralar
Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş.
Bu durumu aile doktoruna danışmış. Doktor, adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş: “Yapacağın şey şu; mutfaktayken karına salondan normal ses tonuyla bir şeyler söyle, eğer duymazsa salonun kapısında aynı şeyi tekrarla, yine duymazsa bunu daha da yaklaşarak yap”.
O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş. İlk önce salondan karısına normal sesle, “Hayatım bu akşam yemekte ne var?”. Cevap yok. Salonun kapısına gelip soruyu tekrarlamış. Yine cevap yok. Mutfağa biraz daha yaklaşmış, koridordan tekrar sormuş: “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Hâlâ cevap yok. Sonunda mutfağın kapısına gelmiş ve soruyu tekrarlamış: “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Yine cevap alamayınca bu kez karısının kulağının yanında soruyu tekrar sormuş: “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Karısı bu kez cevaplamış: “Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuk”
-
Re: Fıkralar
Adam, karısının kedisinden nefret ediyormuş. Kadın evde yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakmış hayvanı. Eve geri gelmiş, bir bakmış, bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor. Ertesi hafta daha uzağa bırakmış. Geri gelmiş, bizimki yine kanepenin üzerinde! Bir hafta sonra daha da uzağa bırakmış, geri gelmiş, yine evde!
En sonunda almış hayvanı gitmiş, gitmiş, gitmiş...
Akşam evin telefonu çalmış. Karısı telefonu açmış. Karşısında kocası: “Alo, Necla... Kedi evde mi?” . Karısı kendinden emin bir sesle, “Evdeee..” demiş. Adamsa gergin bir halde devam etmiş: “Versene şunu bana yolu tarif etsin”.
-
Re: Fıkralar
Sıkıntıya birebir bu fıkralar teşşekürler commodore1tr :)
-
Re: Fıkralar
Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış.
-Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.
-Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?
-İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür:p
-
Re: Fıkralar
Dünya feministler kongresinde, Amerikan Delegesi Hanımefendi kürsüye gelmiş
'Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım. Eve gider gitmez kocama:>-'Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin yıka. > İşte makine
orda..' dedim.İlk gün birşey görmedim.İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü
gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor.'
Alman Delegesi söz almış.
Ben de kararımız gereğince kocama: - 'Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını kendin yıka' dedim.. Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor.'
Üçüncü konuşmacı bizden,
feminist kardeşimiz; 'Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum. Ona dedim ki: -'Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada..'Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım ...
-
Re: Fıkralar
Scientists are getting so uppity lately that they feel as though they are as smart and powerful as God.
Soooooooo – they decided to confront God and show Him that He was no longer needed.
God is sitting in Heaven when the scientists confront Him, "Lord, we don't need you anymore. Science has finally figured out a way to create life out of nothing. In other words, we can now do what you did in the 'beginning'."
"Oh, is that so? Tell me..." replies God.
"Well, " says the scientist, "we can take dirt and form it into the likeness of You and breathe life into it, thus creating man."
"Well, that's interesting. Show Me."
So the scientist bends down and scoops up some earth and starts to mold the soil.
"Oh no, no, no..." interrupts God,
.
and said, "Get your own dirt."
-
Re: Fıkralar
Kim demiş bilimadamları pirü paktır diye?:o
Ters psikoloji ile Bertrand Russell'ı andım nedense bu fıkranızdan sonra...
-
Re: Fıkralar
Malzemeyi, hammaddeyi de yapsınlar da sonra kafa tutsunlar... Daha çok çalışmaları lazım çokkkkkk... :p:o