-
Re: Fıkralar
Temel nisanlisi Fadime'yi gezdirmek için arabasina bindirir..
Vites değiştirirken, eli hafiften nisanlisinin bacagina deger..
Fadime kipkirmizi kesilir..
Bir süre sonra evlenirler ve balayina çikarlar..
Bodrum'da otelin önüne gelince Temel kontagi kapatir.. El frenini çekerken, eli yine Fadime'nin bacagina deger..
Fadime yine kizarir ama bu sefer Temel'e ; "Ula artuk evlenduk, daha ileri cidebilursun" der..
Temel arabayi çalistirir ve Marmaris'e dogru yola koyulurlar...
-
Re: Fıkralar
Tanrı dünyayı yarattığı zaman gelecekteki ulusların temsilcilerini yanına
çağırmış her birine ikişer erdem vermiş...
İsviçrelilere ;
Düzenlilik ve Yasalara saygı ...
İngilizlere ;
Soğukkanlılık ve asalet ...
Japonlara ;
Çalışkanlık ve Sabır ...
İtalyanlara ;
Neşe ve Romantizm ....
Fransızlara ;
Şarap ve güzel yemekler
Türklere ;
Zeka ve Dürüstlük ve Tayyip sevgisi ....
Meleklerden biri bu dağıtımdan sonra Tanrı'ya sormuş ?
"Bütün uluslara ikişer erdem verdiniz ama Türklere üç tane".
"Evet ama" demiş Tanrı "sadece ikisini kullanabilecekler"
- Böylece;
Bir Türk zeki ve Tayyip ci olduğu zaman dürüst olmayacaktır...
Bir Türk dürüst ve Tayyip ci olduğu zaman zeki olmayacaktır...
Bir Türk hem zeki hem de dürüst olduğu zaman Tayyip'ci
olmayacaktır...
__________________
-
Re: Fıkralar
Konu RTE' den açılmışken daha önce yazmıştım ama yanlış konu altına yazmışım. Tekrar yazıyorum.
FALCI
Adamın biri falcıya gitmiş. Adamn avuç içini inceler incelemez, falcının yüzü karismis? Adam telaşla sormus:
'Hayırdır... Halim, ahvalim çok mu kötü?
' Falcıdan cevap: 'Üzgünüm... Pek yakın bir vakitte, tüm Türkiye'nin felaketine sebep olacak bir iş yapacaksın!...
Kendini deccal gibi hisseden adamcağız ne yapsin? Derhal, kendini en yakın demiryoluna atıp rayların üzerinde hayatına son verecek ilk treni beklemeye başlar.
Aynen, Anna Karenina misali...
Derkeeeeen, yandaki çayırda top oynayan çocuklardan biri topu demiryoluna kaçırır. Tam o anda da yaklaşmakta olan trenin cuf cuf sesleri duyulur.
Çocuğu rayların üstünde gören adam, kendi makus talihini unutup çocuğa doğru bir hamle yapar. Oğlanı kaptığı gibi son anda rayların dışına yuvarlar.
Tren uzaklaşınca, talihsiz adam döner çocuğa sorar:
'İsmin nedir yavrum?'
'Tayyip Erdoğan'
-
Re: Fıkralar
-
Re: Fıkralar
Bir adam, arkadasi ile yolda giderken elindeki çakisi ile parmagini kesti.
Biraz ötede saglik ocagi vardi.
Adam: Ben surada pansuman yaptirayim, dedi.
İceri girince karsisina iki kapi çikti.
Birinde -Hastaliklar-, ötekinde-Yaralar- yazili idi. O -Yaralar- kapisindan
girdi.
Yine önünde iki kapi vardi.
Birinde -Et-, ötekinde -Kemik- yaziyordu. O -Et- kapisindan girdi.
Yine iki kapi çikti karsisina.
Birinde -Önemli-, ötekinde -Önemsiz- yazilari vardi.
Önemsiz- kapisindan girince kendini sokakta buldu.
Arkadasi sordu: Nasil iyi baktilar mi?
Cevap: Hayir...Ama organizasyon mükemmel
-
Re: Fıkralar
Vücudu oldukça güzel genç bayan tatilinin hemen her gününü kaldığı otelin terasında güneş banyosu yaparak geçiriyordu.
Genç kadın bir gün bakmış ki otelin en üst katında onu kimsenin göremeyeceği bir yer var. Oraya çıkıp mayosuz sere serpe güneşlenmeye başlamış.
Aradan birkaç dakika geçmiş ki merdivenlerden koşarak birinin çıktığını duyunca havlusu ile poposunu örtmüş. Soluk soluğa kadının yanına gelen adam otelin müdürü olduğunu söyleyerek “Pardon” demiş, “Otelimiz güneşlenmeniz konusunda bir şey diyemez ama dünkü gibi mayonuzla güneşlenirseniz çok iyi olacak.”
Kadın “Ne fark eder” diye sormuş sakince ve “Beni burada kimse göremiyor ki. Üstelik bakın popomu da örtüyorum” diye sürdürmüş biraz da kızgın ifadeyle.
“Tam olarak değil” demiş müdür utanarak “Tavanı cam restoranın üzerinde güneşleniyorsunuz da.”
-
Re: Fıkralar
Bektaşi ile Hacı Osmanlı, zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler "şeytana uyduk kadı efendi", der ve Haci'ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve der ki "Kadı efendi ben gayri-müslümüm, bana oruç farz değildir." Kadı Bektaşiyi serbest bırakır. Bektaşi kadıya sorar "kadı efendi ben de şehadet getirsem, müslüman olsam, arkadaşımı da bağışlar mısın?" Kadı efendi düşünür "gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve Hacı'yı da affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hacı şaşırararak Bektaşiye sorar: - "Sen ne biçim adamsin be, bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yok mu bire münafık?" deyip azarlar. Bektaşi de - "Gavur oldum kendimi, müslüman oldum seni kurtardım be. Peki sen ne işe yaradın
-
Re: Fıkralar
Nasretti Hoca ölmüş.
Melek sormuş:
- Cennete mi gitmek istersin Cehenneme mi?
Nasrettin Hoca:
Cennete bakmış herkes tespih çekiyor birde cehenneme bakmış herkes dans ediyor.
- Cennette canım sıkılır cehennemde de canım sıkıldıkça oynarım, demiş ve Cehennemi seçmiş...
Şeytan:
Eğlence bitti herkes kazanaaaaaaa!"
-
Re: Fıkralar
*AZRAIL*
*Kadinin biri, 46 yasindayken kalp krizi geciriyor ve hastaneye kaldiriliyor. Ameliyat masasindayken, olume yakin, birden bir Hayal goruyor.
*Azraili goruyor ve soruyor: 'Benim saatim geldimi?' *
*Azrail cevap veriyor:*
*'Hayir, senin daha 43 sene, 2 ay vede 8 gunun var'.*
*Narkozdan uyandiginda, estetik yaptirmaya karar veriyor.
Yuzunu gerdirttiriyor, dudaklarini doldurtturuyor vede Gogunslerini duzelttiriyor. Kisacasi: 'Yeniden dogmus gibi'
Daha uzun bir sure yasiyacagini bildigi icin simdi, o kadar ameliyatin degdigini dusunuyor. Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi cikiyor.
Tam karsidan karsiya geciyor ki, ambulans carpiyor. Oluyor. Cenett e Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yasiyacagimi saniyordum! Neden o zaman bana o ambulansin carpmasini saglayip, Beni oldurttun?'
Azrail cevap veriyor: 'Kiz, allah canini almasin ben seni taniyamadim. ..*
-
Re: Fıkralar
Bir TV kanalı Güney Doğu illerine belgesel çekmeye gitmiş. Çekimde köy köy dolaşacaklar, ahalinin halini, günlük yaşamını anlatacaklar. Bir köyde yaşlı bir amca bulmuşlar, sohbeti kuvvetli. "Amca" demişler;
"Sen bize en mutlu günlerinden birini anlat, biz de kaydedelim. Âlem görsün ne mutlu günleriniz var!"
Amca başlamış;
"Bi gün Hamdo'nun eşegi gayboldi. Daga gittik, eşegi aradık,aradık. Eşegi bulduk, çok sevindik. O sevinçle hepimiz eşegi ..... "
Yönetmen bir panik atlamış, "Kes, kes, kaydı kes!"
Amcaya dönmüş "Aman amca ne yapıyorsun? Hiç öyle hikâye olur mu? Eşekli filan. Sen bize başka mutlu bir hikâyeni anlat"
Amca başlamış; "Bi gün Memo'nun garisi gaybodi. Daga gittik, gariyi aradık.Gariyi bulduk, çok sevindik. O sevinçle hepimiz......"
Aman aman Amca, anlaşıldı! Sen boşver mutlu hikâyeleri, sen en iyisi bize en üzüldüğün hikâyeyi anlat!"
Bi gün daga gittim gayboldim......!"
Kesin kesin yayını...