-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Bitkiyle ilgili dosyanın olduğu linki ( http://www.maltawildplants.com/CLUS/...etrifolium.php) vermiştim ya, bugün o dosyaya bakarken, bakın ne buldum:
Bitkideki etken maddeler yazılırken; hiperisinden sonra PSEUDOHYPERİCİN maddesi yazılmış. Karşısında da; tıbbi iki özelliği var. Birisi ne biliyor musunuz? ANTİLEUKEMİC Türkçesi:ANTİLÖSEMİK
Yani; lösemiyi tedavi etmeli.
Google Amcaya sordum, şöyle dedi:
Terimler Sözlüğü A hakkinda Antilösemik ile ilgili bilgiler
ANTİLÖSEMİK, sıf. (fr. antileucemique). Tıp. Lösemilerin tedavisinde kullanılan kimyasal ve fiziksel maddelere denir. a. Antilösemik madde. kaynak:2-cilt:1
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Linkini verdiğim dosyayı tekrar inceledim.
Önce etken maddelerden ikisinin tıbbi özelliklerini aktarıyorum:
Hypericin: ( AntiHIV; Antianemic - IC50=5 ug/ml; Antibacterial; Anticytomegalic; Antidepressant; Antiflu; Antiherpetic; Antileukemic; Antiproliferative - IC50=1.7 ug/ml; Antiretroviral - 50 ug; Antistomatitic; Antiviral - 5 ug/ml (with UV); Antiviral - EC50=0.8; Anxiolytic; Cytotoxic; CD50=1.2ug/ml; Herbicide; Insecticide; Larvicide; MAO-Inhibitor; Pesticide; Photodermatotic; Phototoxic - 3 g/kg; Protein-Kinase-Inhibitor - IC50=1.7 ug/ml; Tonic; Tranquilizer; Tremorigenic )
Pseudohypericin: ( Antileukemic; Antiviral )
-----
Hypericin karşısında "antiproliferative" (Tümör yok edici) yazıyor. Ayrıca, şimdilik bizi ilgilendiren; Antileukemic özelliği de var.
Pseudohypericin için ne diyor: Antileukemic
Daha sonra ne yazıyor:
If one takes the same properties from any 2 or more of the 4 constituents listed above it gives the following common properties: Antibacterial, Antiviral, Pesticide, Antileukemic, Sedative/Tranquilizer
Google Türkçesi:
Antibakteriyel, antiviral, Pesticide, antilösemik, sedatif / sakinleştirici: Yukarıda listelenen 4 bileşenlerin herhangi bir 2 veya daha fazla aynı özelliklere alırsa aşağıdaki genel özelliklerini vermektedir.
Diyor ki: etken dört maddenin biri, ikisi veya daha fazlası aynı özellikteyse; bu; bitkiye genel özellik vermektedir.
Eeeee, lâfı nereye getiriyorum:
Yukarıya aktardığım iki etken madde de "antileukemic" (Antilösemik) özellik taşıdığına göre; Lösemi kesin olarak tedavi ediliyor olmalı.
Hypericin'in antiproliferative (tümör yok edici ) özelliği; nasıl gerçek ise; antilösemik özellik de gerçek olmalı.
Yani; sakar size; bir çok tümör yok edilme hikâyesi anlatmıştı ya, asla yalan yazmamıştı. Neymiş; "Senaryo,montaj,dublaj, şantaj..." değil, gerçekleri yazmışım. Delili de yukarıda ve ilgili dosyada...
Sağlıcakla kalın...
- - - Updated - - -
Arkadaşlar,
"Kopyala -yapıştır"a izin vermeyen bu dosyayı, buna izin verecek şekilde ayarlayıp, bilgisayarıma yükleyen; kızım Gökçen'e huzurunuzda teşekkür etmeyi unutmuşum. Önceki yazı; bu sayede yazılabilmiştir.
Sağlıcakla kalın...
- - - Updated - - -
Arkadaşlar,
"Kopyala-yapıştır"a izin vermeyen ilgili dosyayı, buna izin verecek şekilde ayarlayıp; bilgisayarıma yükleyen kızım Gökçen'e teşekkürü unutmuşum...Önceki yazı, bu sayede yazıldı.
Tekrar sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
"S.... T....
10:52 (10 saat önce)
Kime: bana
Merhabalar s.... Agbi
Bi hal ve hatırını sormak istedim umarım iyisindir
S.... Agbi ben 2haftalıgına Türkiye'ye geldim orda bi Dr la görüştüm ve pet ct çektirdim Dr bana
Elindeki filmlere bakarak sıfırlanmış görünüyor herşey dedi bunu sizinle paylaşmak istedim
Ya böyle yazmakla olmuyor nen sizi tel arıcam
Von meinem iPhone gesendet"
Arkadaşlar,
Yukarıdaki mesaj; bu konu başlığını bilen ve HTT kullanan birinden gelmiştir. Dediği gibi; mesajdan sonra yaklaşık 20-25 dk. telefonla görüştük. Bu görüşmemiz sırasında, bana; "Mesajımı siteye aktarabilirsiniz." diyerek izin verdiği için aktardım.
Bazı şeylerden emin olduktan sonra; yeni yazımı yazacağım.
Sağlıcakla kalınız...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Merhaba Sakar Bey, Öncelikle nasılsınız,umarım sıhhatiniz yerindedir. Yazılarınızı ilgiyle ve şaşırak okudum. Bu anlattıklarınız inanılmaz mucizevi bişey. TEşekkür ederim bilgileriniz için.
Babamda öğretmen ve sizinle görüşmek istiyor. iletişim bilgilerinizi perihanolca@gmail.com mail adresine gönderirseniz biz sizi arayabiliriz. Akrabalarımız arasında kanser,böbrek hastası,tansiyon,şeker rahatsızlığı olanlar var. Bunlarla ilgili detaylı görüşmek isteriz.Bizde bu otu arıyoruz bize yardımcı olursanız çok sevinirim.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Öncelikle Sakar bey'e bu vermiş olduğu bilgiler için teşekkür ediyorum. Allah hasta olanlara şifa versin. Bazen insanlar bir umut bir mucize arıyor. Belki kimilerine faydası oldu,bazılarına da fayda etmedi. Ama size buradan yardım ettiğiniz her insan için onlar adına bu mübarek aylarda Allah razı olsun diyorum. Allah daima yardımcınız olsun.
Şimdi buradan Sakar bey ile yapmış olduğum yazışmalardan alıntı aktarıyorum.
"BEN"
Merhabalar efendim. Profilinizde emekli öğretmen olduğunuz yazıyordu. Babamda Antalyada öğretmenlik yapıyor. Emekli olması yakındır. Yazılarınızı tesadüf üzerine gördüm ve ilgiyle her sayfasını okudum. Öncelikle vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederim. Babamda kanser nodülleri görüldü. 6 aydan 6 aya kansere çevirmemesi için kontrole gidiyor. Birçok yakınımızı kanserden kaybettik. Bu yapmış olduğunuz ilaç yada şifa kaynağı çok ilginç bir yöntem. Başarıları ise dikkat çekici. Eğer izniniz olur ise telefon numaranızı verirseniz babam sizinle görüşmek istiyor. Allah kimseye dert üzüntü vermesin. Vermiş olduğunuz bilgiler için Allah razı olsun.
Teşekkür eder İyi akşamlar dilerim
"SAKAR"
Perihan Hanım,
Babanızla meslektaş olmaktan gurur duyuyorum. Niye mi: Bu ülkede en dürüst meslek gurubunun öğretmenler olduğunu; Aksu Köy Enstitüsü mezunu, rahmetli babamdan, kendimden, etrafımdan biliyorum.... Beni, bir çok hasta; ya; e-posta adresimle, ya da; telefonumla arıyor. Ya da; bulunduğum köye geliyor... Bulunduğum köye gelen kişiye de "HTT yok diyemiyorum" Ya da; "sizin yaptığınızı kullanmış birinden telefonunuzu aldık" diyen gibileri buluyor.
Eğer, yazdıklarımı okumuşsanız:" Ben tedarikçi değilim, benden HTT istemeyin." dediğimi, benim; "Bilmediğim bir hastalık ise; kargo ücreti bana ait olmak üzere; hastaya; 20 km yolu teperek; HTT'yi kargoya verir, neticeyi öğrenmek isterim." dediğimi biliyor olmalısınız.Yani; şöyle hastamız, böyle hastamız var, kullanmak isteriz gibi durumlara; pek cevap vermem.Araştırmalarıma/denemelerime; cevap veren var, vermeyen de var...
Bu mesajı yazarken, saat itibariyle; bugün; Ankara'da; Şair, yazar, TV lere çıkan birinin "ankolizan spondolit" hastalığında, ki; 15 yıldır çekiyormuş, denemesi maksadıyla (Tıbben tedavisi olmayan bir hastalık) HTT göndereceğimi, yine; Didim pazarında; "akciğer kanseri ve aynı zamanda da KOAH hastası"yla buluşacağımı v.s anlatmayayım. Ben; o okuduğunuz sitede bir çok şeyi bile yazamadım.
Şimdi gelelim:"Babamda kanser nodülleri görüldü. 6 aydan 6 aya kansere çevirmemesi için kontrole gidiyor. " cümlenize...
Perihan Hanım; "nodül" nedir?... Bu konuda çok bilen biriyim, ama; dediğiniz cümleyi kuran; bir hasta, ya da; bir doktor duymadım.
"BEN"
Yok sizden tedarik etmek değil amacımız. Zaten yazılarınızda da bunu gayet iyi anladım. Yazılarınızdan sonra bu tavşan otunu araştırdık. 25 çeşidi varmış. SArı kantaron familyasından gelmekteymiş. Şimdi Haziran ve Eylül arası dönemin yetişme dönemi olduğunu öğrendim. Şuan bu otu araştırıyorum ve bulur bulmaz bizde yapıcaz. Sadece babam bu otla ilgili bilgi alıcak ve kendisi çayını ve yağını yapacak. Ve etrafımızdakilerede bizim bir faydamız olsun istiyoruz. Malum varsa bir faydası çevremizde yararlansın.Bu yazdıklarımızıda "Hukuki Net"te aynen paylaşıcam. Çok teşekkür ederim.Doktorlar küçük nodüller var ciğerde dediler. Bunlar dikkat edilmezse kansere çevirir dediler. Ve bizde kanser nodülleri dedik. Kusura bakmayın yanlış bişey dediysem. :D Neyse iyi geceler tekrar teşekkürler görüşmek üzere.
"SAKAR"
Perihan Hanım,
"Tavşan otu" diye ararsanız; yanlış yola girersiniz. Türkiye'de sadece bulunduğum köyde, bu otun adı "tavşan gölgesi" Fethiye, Muğla, Aydın taraflarında, bu otun adı:"Kızılcık otu"dur. Bu ülkenin yarısından fazla bölgesinde yetişiyor. Antalya'da var mı, bilmiyorum. Var ise; bu sıralarda çiçeklenmeye başlaması gerekir. Burada ise; Haziran 5-10 civarında çiçeklenir. Sarı kantaron denen "Hypericum Perfaratum"la akrabadır. Dünyada 400 e yakın kardeşi vardır. Türkiye'de 83 çeşit kardeşi var.Yapar ve kullanırsanız; nodül dediğiniz oluşumları yok eder.
Antalya'nın içinde iseniz; Devlet Hastahanesi yanında KATRE OPTİK var. Oradaki Dündar Bey, bulunduğum köye kadar geldi ve bitkiyi gösterdim. O da; Antalya taraflarında arıyordu. Buldu mu, bilmiyorum.
Yine; Antalya'nın içinde öğretmenlik yapan İsmail Bey var. Bacanağı Söke'de olduğu için; geçen yaz buraya gelmişken, bu otu toplayıp yapmıştı. Nasıl yapıldığını biliyor.
Sağlıcakla kalın...
"BEN"
Vermiş olduğunuz bilgiler için tekrar çok teşekkür ederim. Babama bilgileri aktardım. Otu araştıracak ve yapımı için veya bulamazsak tekrar sizi rahatsız edebiliriz. :D hukuki net e girip bu yazışmalarımızı paylaşacağım. Size kolay gelsin ve Allah sizden razı olsun. Bugüne kadar insanlara yaptığınız yardımlar için.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Verdiğim linke tıklayarak, açılan yerdeki fotoğrafları; yukarı-aşağı, sağa-sola hareket ettirerek bitkiyi tanıyabilir, alttaki haritada da bulunduğu yerleri görebilirsiniz.
Sağlıcakla kalın...
http://tubives.com/index.php?sayfa=1&tax_id=2103
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Sn. Hocamın emeklerine katkıda bulunacağını umduğum Hypericum triquetrifolium TURRA bitkisinin antikanserojen etkisi ile ilgili bilimsel bir makaleyi lin olarak ekliyorum. Sağlıkla kalınız. www.ayurprint.org/wordpress/wp-content/uploads/2012/01/Hypericum-2007.pdf
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Bu sefer kısa bilgiler veriyorum:
1-Denizli'de dört yıllık, Nevşehir'in bir ilçesinde de yeni teşhis konmuş olan, iki MS hastası kadın denemekte.
2-Sarı leke hastalığında denemek isteyen; HTT almaya gelmedi.
3-Ankara'da, tıbben tedavisi olmayan ve 15 yıldır "ankilozan spondilit" hastası olan kişi denemeye başladı.
4-Tıbben tedavisi olmayan; "Pemfigus" hastası meslektaşım denemeye cesaret edemedi.
5-İzmir'de, yine tıbben tedavisi olmayan ve 2,5 yıldır "kron/crohn" hastalığı çeken kişi, denemeye başladı.
6-Fibroz siroz hastasının kızına çektiğim mesaja verdiği cevap şöyle:"Hocam kan tahlillerinde bi farklılık olmadı ama kendini iyi hissetti çok teşekkür ederiz ilgilendiğiniz için." Fibroz siroz hastalığı; kan tahlilinde kendini nasıl belli eder, bilmiyorum.
7-Geçen yıl gönderdiğim, Bartın'daki sedef hastası kişi, hiç bir bilgi vermediği gibi; mesajıma da cevap vermedi. O çevrede tanıdıkları olan bir arkadaşıma durumu anlattım. Birilerini aradı ve ertesi gün bilgi geldi:"Hasta, uzun süre kullanılacak olması sebebiyle, hiç kullanmamış." Eeee, be adam; kullanmayacaksan niye istedin?
8-Benim ot-çöp işleriyle uğraştığımı bilen, İzmir'de bir tıp fakültesi hastahanesinde çalışan, Sağlık Meslek Lisesi ve Sağlıkla ilgili yüksek okul mezunu eski öğrencilerimden biri bana bir kitap yollamıştı:"Yüksek Okullar Tıbbî Terminoloji Ders Kitabı" Gönderdi de; iyi etti sanki... Bu kitabın verdiği destekle; HTTdeki etkili maddelerin tıbbî özelliklerinin ne demek olduğuyla ilgili olarak, iki gün uğraştım. Bakın ne buldum:
Glicoside-hyperin adlı etkili maddenin karşısında, tıbbî özellik olarak "Aldose-Reductase-İnhibitor" yazıyor." Aldoz-Reduktaz" ne demek, diye birkaç defa okudum, anlamadım. Ama, anladığım şu: Şekeri yükseklerde gezen şeker hastalarında görülen kimyasal bir işlem. Bu işlem neticesinde; şeker hastalarında; katarak, gözlerin kör olması, böbreklerin iflası gibi şeyler olmaktaymış.Kitaba göre; "İnhibitor" engelleyici/önleyici demekmiş.
Bu durumda; HTT kullanan bir şeker hastası kişi; Aldoz-Reduktaz işleminin olmasını engellemiş olur. Yani; şeker hastalığı sebebiyle; gözü kör olmaz, böbrekleri iflas etmez v.s.
Aklınıza şöyle bir soru getirmeyin:"Madem ki öyle, tıp; ne diye; içinde Glicoside-hyperin maddesi olan ilaç sunmaz da; sadece bu ülkede; onbinlerce kişinin böbreklerinin iflasını, gözlerini kaybetmesini seyreder?"
Esas yazacağım bu değil...
Sağlıcakla kalın....
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
"Akıllı insan; başkalarının yaşadıklarından ders alandır." diye bir söz vardır. Şimdi sizlere kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi ve kemoterapi sonucu, hastalarda olanlarla ilgili öğrendiklerimi aktaracağım. Sıcak ve soğuk terapi tedavisi olanla karşılaşmadığımdan; onlardan söz etmeyeceğim. Aşağıdaki listede; hastada olan, hastanın bulunduğu yer ve bunu kimden öğrendiğim yazılmıştır.
1-Belden aşağısı felç olan: Bingöl'de, ağabeyi dedi.
2-Akciğerinde ödem oluşan: Söke'de, kendisi söyledi.
3-Kan değerleri sıfırlanan: Eskişehir'de, oğlu söyledi.
4-Yatalak olan :İstanbul'da, kızı dedi.
5-Kalp zarında ödem oluşan: İzmir'de, oğlu dedi.
6-Böbrekleri iflas eden: Söke'de, arkadaşı söyledi.
7-El ve ayak tırnakları moraran, ayak tabanları soyulan: İzmir Çeşmealtı'nda, kendisi söyledi.
8-Sırt ve göğsünde yaralar oluşan, el ve ayak tırnakları yüzey olarak iki kat büyümüş olan: bulunduğum köyde, gördüm.
Demek istediğim; böyle şeyler oluyor, haberiniz olsun...
Bulunduğum köydeki hastadan daha önce söz etmiştim. Kasaplık yapan öğrencimin ricası üzerine, kendisini ziyarete gittiğimizi, durumunu gördüğümü, HTTyi anlattığımı, eşinin; "hastanın kortizon tedavisi gördüğünü, tedaviden sonra deneyebileceklerini" söylediğini yazmıştım. Bu hasta; 30 Mart seçimlerinden 2-3 hafta önce öldü. Kullanmayacaklarını sonradan öğrenmiştik. Nasıl mı? Nihat; sağlık teşkilatından emekli biridir ve iğne yapmakta, serum takabilmektedir. Bizden sonra; o eve uğradığında; bizim ziyaretimiz konuşulur ve hastanın eşi "asla kullandırtmam." demiştir. Bu haber bana gelmişti. Hastanın eşi; "ot-çöp düşmanı" değildir, zira; İzmir'deki bir aktardan "kanser hastalarının ömrünü uzattığı" iddia edilen bitki karışımları satın almaktadır. Hasta; sigara içmiyordu ve görüştüğümüzde de tümörü; sadece akciğerinde idi. Bu durumda; HTT ne yapabilirdi ki?...
Esas konuya az kaldı, sabredin.
Sağlıcakla kalınız...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Çobanoğlu'nun verdiği linki tıkladım, açılmadı. Daha sonra kopyala-yapıştırla Google amcaya sordum. Açılan sayfanın ikinci sırasında, sözü edilen dosyayı buldum. Aaa, tanıdık bir isim :MENİCHİNİ F.
Yanlış hatırlamıyorsam, bu ismi; HTTnin antiproliferatif özelliğini bulan ekip içinde olduğunu,Cenova'daki bir üniversitenin mensubu olduğunu hatırladım. (O araştırmayı bir daha bulamadım) Başka bir bitkinin tıbbi özelliklerini araştırırken; yine; başka isimlerle birlikte aynı kişiyle karşılaştım. Bu sefer adını yazarak aradığımda, aynı kişinin, farklı kişilerden oluşmuş ekiplerle bir çok bitki hakkında araştırmalar yaptığını da... Yani; adamın işi gücü otlar...
Yanlış hatırlamıyorsam, "kanser" sözünü, 40-41 yıl kadar önce Love Story filminde duymuştum. Daha sonraları, yüzlerce defa "kanser hastalarına müjde" başlıklı haberleri okudum/dinledim.
Daha önce bir TVde, içinde onkolog Yavuz Dizdar'ın da bulunduğu üç onkolog ve bir fitoterapistin (Bitkiyle tedavi uzmanı) bulunduğu programdan söz etmiş ve fitoterapistin: "Kanser tedavisinde tıp; 1950 lerdeki seviyesinde" dediğini yazmıştım.
Geçenlerde Sağlık Bakanı 2012 kanser raporunu açıkladı. Verdiği rakamı önce 365e, sonra da 24e böldüm. Sonuç: yaklaşık 8 Bu, şu demek:"Türkiye'de bir saat içinde ortalama 8 kişi kanserden ölmekte." Eeeeee, hani; yüzlerce "kanserli hastalara müjde" haberi verilmişti? Bu rakam; 2013te daha büyük, 2014te de; daha da büyük olacak. Niye, çünkü hastalık giderek yaygınlaşmakta.
Sizlere, daha önceleri "hiçbir tıbbi tedavi görmeden HTT kullanarak kanserden kurtulan" kişilerden söz etmiştim. Bu kişiler HTTye güvenen, onu tanıyan insanlar değillerdi. Kimisi; tıbbın müdahale edemeyiz dediği, kimisi; SGKsı olmayan, kimisi de; lise çağındayken; tıbbın yapacaklarını duyunca panikleyen, panik sebebiyle tıbbı reddeden kişilerdi.
Tıbbı reddetmiş yeni bir örnek daha vereyim:
Kişi 80 yaşındadır ve tıp:"Prostat büyümesi ve testis kanseri, her ikisinden de derhal ameliyat, sonra da; kemoterapi" der. Kişi; "Bu yaştan sonra, bu kadar işkenceye dayanamam" diye düşünüp; ameliyatları reddeder. Prostat için bir hap verilir, ayrıca; idrar kanalına da; prostatın sıkıştırmasını engellemek için sonda takılır. Bu kişi, benim birkaç yılda bir gördüğüm biridir. Bir gün Nihat ile birlikte karşıma geçerler. Hasta derdini anlatır. HTT kullanacaktır. Durumuna göre dozu ve prostat hapını bırakmasını söyler ve HTT veririm.Prostat büyümesinde netice alacaksanız; prostat hapı bırakılacak, daha önce yazmıştım. Verdiğim 50 günlüktür. Aaaa, adam; 30-35 gün sonra yine karşımda, HTT istiyor. Yahu, bu nasıl iş, bitmemesi gerekiyor, döküldü mü, derim. Adam :"Hanımla birlikte kullanıyoruz." Üçüncü defa geldiğinde; yüzünün rengi düzelmiştir, çiş konusunda epey rahatlamıştır, PSAsı 37 den 5 e düşmüştür ve HTTye inancı iyice artmıştır. Geçenlerde; İlçe Tarıma bağlı çalışan ziraat mühendisi kişi, kahvede bana: "Hocam, gözün aydın. Senin hastayla görüştüm. Anlata anlata bitiremiyor. Sonda çıkarılmış, kontrollerde çok iyisin v.s. denmiş, devam edeceğim diyor" der. Devam etmesi gerekiyor, çünkü; süreyi daha tamamlamadı. Şüphesiz; tamamen kurtulacak. Eeee, kardeşimin can ciğer arkadaşı Cengiz'in, ne diye; "testis kanseri"yle başlayan hastalığı kötü olarak sonuçlandı?...
Şimdi gelelim esas konuya:
Yaklaşık üç yıl kadar önce, kendisine şeker hastalığı sebebiyle HTT gönderdiğim İstanbul'da oturan kişi ile bizim ilçede buluşmuş ve tanışmıştık. Adam telefonumu silmemiş ve birkaç hafta önce beni arayıp: "Hocam, bizim adamlardan birinin karısında 'Bağırsak çatlağı' var. (Makat/anüs çatlağı değil) Çatlak olan bölümü kesip alacağız, diyorlarmış. Senin ilaç ne yapar?" Remzi Ağabey, adres verin göndereyim. Pt. alırsınız, şöyle şöyle kullanılsın, derim. Adres gelir ve külüstüre atlayıp, HTT yi kargoya vermek için kasabaya giderken... zırrr telefon. Sağa yanaş, dur ve dinle. Arayan meme kanseri biri. Diyor ki:"Sakar Abi, kontrole gittim. Tümör küçülmüş, ama; senin dediğin oranda değil. İyileşme daha düşük olmuş. Acaba niye?"
Ben ona: "Hem tıbbi müdahale görmüş, hem de hiç tıbbi müdahale görmemiş meme kanserinde kullanıldığını, kuralların geçerli olduğunu, ikisinin de kurtulduğunu, sizdeki bu geriliğin sebebini anlayamadığımı." söylerim. Kafamdan da bir hesap yaparım: İyileşme oranı %35 geri kalmış. "Abi, bu; sigaradan olmasın!.." demez mi? Ben de, kendime şaştım kaldım; anında jeton düştü. Aklıma hemen; Eskişehir'deki, karısının ikide bir telefon edip; "Abi kocama söyle, sigarayı bıraksın, gizli gizli sigara içiyor" dediği hasta ile; günde 2,5 paket sigara içmeye devam eden ve tümöründeki iyileşme %60 ta kalan, Muğla'daki hasta geldi. Bu iki örneği anlatıp; doğru söylediğini, sebebin sigara olduğunu belirttim. "Abi, o zaman sigarayı bırakayım." dedi. Tecrübe dediğin, böyle böyle ediniliyor.
Neymiş efendim: HTT ile kanserden kurtulacağım diyorsanız; hemen sigarayı bırakacaksınız.
Daha usta oldum ya; dün bir akciğer kanseri hastası geldi. Konuştuk. Kemoterapi alıyor musun, metastaz var mı? Cevapları aldım ve dedim ki: "Sigara?" İçtiğini söyledi. O zaman; diş çektirmekten kolay olan bu hastalıktan kurtulamazsın. Sigarayı bırakmazsan; iyileşmeyi unut, derim. Bırakacağını söyledi ve gitti.
Şimdi böyle şeylerle karşılaşınca; "Aman, HTT kullanırken tedavi maksatlı başka bir bitki kullanma"nın yanında; "sigara içiyorsan, iyileşmeyi unut!" diyorum.
HTTnin kanser konusundaki gücünü dosyasında buldunuz, ama; HHT-KANSER-SİGARA ilişkisini ilk defa benden duymuş oldunuz. Benim de; insanlığa katkım oldu...
Haaaa, bağırsak çatlağı mı: dokuz gün sonra İstanbul'dan telefon: "Hocam, nasıl bir şey bu böyle? Müthiş..." Gönderdiğimi kullanmaya devam edin, zararı yok, bari; çöpe gitmesin, derim.
Farkındaysanız; SOFRAYI KALDIRIYORUM.
Bundan sonra; kanser konusunda tek satır yazmam. Lösemi bilgisi gelirse, o hariç. Yine; tıbbın tedavi edemediğini HTT ederse; yazarım.
Sağlıcakla kalın... Hoşça kalın...
HTTsiz kalmayın.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
http://www.trnres.com/ebook/uploads/...%20Capasso.pdf Tıbbi bitkilerin antikarsinojenik özellikleri ile ilgilenenler bu makaleyi mutlaka okumalı diye düşünüyorum.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Alıntı:
sakar rumuzlu üyeden alıntı
Arkadaşlar,
Çobanoğlu'nun verdiği linki tıkladım, açılmadı. Daha sonra kopyala-yapıştırla Google amcaya sordum. Açılan sayfanın ikinci sırasında, sözü edilen dosyayı buldum. Aaa, tanıdık bir isim :MENİCHİNİ F.
Yanlış hatırlamıyorsam, bu ismi; HTTnin antiproliferatif özelliğini bulan ekip içinde olduğunu,Cenova'daki bir üniversitenin mensubu olduğunu hatırladım. (O araştırmayı bir daha bulamadım) Başka bir bitkinin tıbbi özelliklerini araştırırken; yine; başka isimlerle birlikte aynı kişiyle karşılaştım. Bu sefer adını yazarak aradığımda, aynı kişinin, farklı kişilerden oluşmuş ekiplerle bir çok bitki hakkında araştırmalar yaptığını da... Yani; adamın işi gücü otlar...
Yanlış hatırlamıyorsam, "kanser" sözünü, 40-41 yıl kadar önce Love Story filminde duymuştum. Daha sonraları, yüzlerce defa "kanser hastalarına müjde" başlıklı haberleri okudum/dinledim.
Daha önce bir TVde, içinde onkolog Yavuz Dizdar'ın da bulunduğu üç onkolog ve bir fitoterapistin (Bitkiyle tedavi uzmanı) bulunduğu programdan söz etmiş ve fitoterapistin: "Kanser tedavisinde tıp; 1950 lerdeki seviyesinde" dediğini yazmıştım.
Geçenlerde Sağlık Bakanı 2012 kanser raporunu açıkladı. Verdiği rakamı önce 365e, sonra da 24e böldüm. Sonuç: yaklaşık 8 Bu, şu demek:"Türkiye'de bir saat içinde ortalama 8 kişi kanserden ölmekte." Eeeeee, hani; yüzlerce "kanserli hastalara müjde" haberi verilmişti? Bu rakam; 2013te daha büyük, 2014te de; daha da büyük olacak. Niye, çünkü hastalık giderek yaygınlaşmakta.
Sizlere, daha önceleri "hiçbir tıbbi tedavi görmeden HTT kullanarak kanserden kurtulan" kişilerden söz etmiştim. Bu kişiler HTTye güvenen, onu tanıyan insanlar değillerdi. Kimisi; tıbbın müdahale edemeyiz dediği, kimisi; SGKsı olmayan, kimisi de; lise çağındayken; tıbbın yapacaklarını duyunca panikleyen, panik sebebiyle tıbbı reddeden kişilerdi.
Tıbbı reddetmiş yeni bir örnek daha vereyim:
Kişi 80 yaşındadır ve tıp:"Prostat büyümesi ve testis kanseri, her ikisinden de derhal ameliyat, sonra da; kemoterapi" der. Kişi; "Bu yaştan sonra, bu kadar işkenceye dayanamam" diye düşünüp; ameliyatları reddeder. Prostat için bir hap verilir, ayrıca; idrar kanalına da; prostatın sıkıştırmasını engellemek için sonda takılır. Bu kişi, benim birkaç yılda bir gördüğüm biridir. Bir gün Nihat ile birlikte karşıma geçerler. Hasta derdini anlatır. HTT kullanacaktır. Durumuna göre dozu ve prostat hapını bırakmasını söyler ve HTT veririm.Prostat büyümesinde netice alacaksanız; prostat hapı bırakılacak, daha önce yazmıştım. Verdiğim 50 günlüktür. Aaaa, adam; 30-35 gün sonra yine karşımda, HTT istiyor. Yahu, bu nasıl iş, bitmemesi gerekiyor, döküldü mü, derim. Adam :"Hanımla birlikte kullanıyoruz." Üçüncü defa geldiğinde; yüzünün rengi düzelmiştir, çiş konusunda epey rahatlamıştır, PSAsı 37 den 5 e düşmüştür ve HTTye inancı iyice artmıştır. Geçenlerde; İlçe Tarıma bağlı çalışan ziraat mühendisi kişi, kahvede bana: "Hocam, gözün aydın. Senin hastayla görüştüm. Anlata anlata bitiremiyor. Sonda çıkarılmış, kontrollerde çok iyisin v.s. denmiş, devam edeceğim diyor" der. Devam etmesi gerekiyor, çünkü; süreyi daha tamamlamadı. Şüphesiz; tamamen kurtulacak. Eeee, kardeşimin can ciğer arkadaşı Cengiz'in, ne diye; "testis kanseri"yle başlayan hastalığı kötü olarak sonuçlandı?...
Şimdi gelelim esas konuya:
Yaklaşık üç yıl kadar önce, kendisine şeker hastalığı sebebiyle HTT gönderdiğim İstanbul'da oturan kişi ile bizim ilçede buluşmuş ve tanışmıştık. Adam telefonumu silmemiş ve birkaç hafta önce beni arayıp: "Hocam, bizim adamlardan birinin karısında 'Bağırsak çatlağı' var. (Makat/anüs çatlağı değil) Çatlak olan bölümü kesip alacağız, diyorlarmış. Senin ilaç ne yapar?" Remzi Ağabey, adres verin göndereyim. Pt. alırsınız, şöyle şöyle kullanılsın, derim. Adres gelir ve külüstüre atlayıp, HTT yi kargoya vermek için kasabaya giderken... zırrr telefon. Sağa yanaş, dur ve dinle. Arayan meme kanseri biri. Diyor ki:"Sakar Abi, kontrole gittim. Tümör küçülmüş, ama; senin dediğin oranda değil. İyileşme daha düşük olmuş. Acaba niye?"
Ben ona: "Hem tıbbi müdahale görmüş, hem de hiç tıbbi müdahale görmemiş meme kanserinde kullanıldığını, kuralların geçerli olduğunu, ikisinin de kurtulduğunu, sizdeki bu geriliğin sebebini anlayamadığımı." söylerim. Kafamdan da bir hesap yaparım: İyileşme oranı %35 geri kalmış. "Abi, bu; sigaradan olmasın!.." demez mi? Ben de, kendime şaştım kaldım; anında jeton düştü. Aklıma hemen; Eskişehir'deki, karısının ikide bir telefon edip; "Abi kocama söyle, sigarayı bıraksın, gizli gizli sigara içiyor" dediği hasta ile; günde 2,5 paket sigara içmeye devam eden ve tümöründeki iyileşme %60 ta kalan, Muğla'daki hasta geldi. Bu iki örneği anlatıp; doğru söylediğini, sebebin sigara olduğunu belirttim. "Abi, o zaman sigarayı bırakayım." dedi. Tecrübe dediğin, böyle böyle ediniliyor.
Neymiş efendim: HTT ile kanserden kurtulacağım diyorsanız; hemen sigarayı bırakacaksınız.
Daha usta oldum ya; dün bir akciğer kanseri hastası geldi. Konuştuk. Kemoterapi alıyor musun, metastaz var mı? Cevapları aldım ve dedim ki: "Sigara?" İçtiğini söyledi. O zaman; diş çektirmekten kolay olan bu hastalıktan kurtulamazsın. Sigarayı bırakmazsan; iyileşmeyi unut, derim. Bırakacağını söyledi ve gitti.
Şimdi böyle şeylerle karşılaşınca; "Aman, HTT kullanırken tedavi maksatlı başka bir bitki kullanma"nın yanında; "sigara içiyorsan, iyileşmeyi unut!" diyorum.
HTTnin kanser konusundaki gücünü dosyasında buldunuz, ama; HHT-KANSER-SİGARA ilişkisini ilk defa benden duymuş oldunuz. Benim de; insanlığa katkım oldu...
Haaaa, bağırsak çatlağı mı: dokuz gün sonra İstanbul'dan telefon: "Hocam, nasıl bir şey bu böyle? Müthiş..." Gönderdiğimi kullanmaya devam edin, zararı yok, bari; çöpe gitmesin, derim.
Farkındaysanız; SOFRAYI KALDIRIYORUM.
Bundan sonra; kanser konusunda tek satır yazmam. Lösemi bilgisi gelirse, o hariç. Yine; tıbbın tedavi edemediğini HTT ederse; yazarım.
Sağlıcakla kalın... Hoşça kalın...
HTTsiz kalmayın.
Size nasıl ulaşabilirim? Lütfen bana yazarmısınız durumumuz acil lütfen bu mesajı okursanız bana dönün.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Banu Hanım,
e-posta adresime yazdığınız mesaja cevap verildi.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Bugün "Küçük Hüseyin"le görüştüm, beni aramıştı. En son; "80 yaşındaki adam" diye söz ettiğim kişi... "Ameliyat olmazsan; ömrün üç ay..." diye başlayan ve "Tamamdır. İstersen; üç ayda bir kontrole gel, istersen; gelme. Sende olan; tıbben mümkün olmayan şey." diye biten hikâyesini dinledim. Ben ona dedim ki: "Bana inanmayanları sana göndersem; anlatır mısın?" Bana:"Gönder, hem anlatırım, hem de; dosyamı görürler." dedi. İzin verdiği için yazıyorum.
Bu konu başlığını okuyanlardan bazıları, benim hangi köyde olduğumu biliyor. O kişi ile aynı köydeyim. Yani; adamı bulup, konuşun.
Yarın, ot toplamaya başlıyorum.
Bilginize arz ederim.
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Az önce birisi telefon etti. Konu: Wilson hastalığı. Yarın görüşeceğiz. Ön bilgi sahibi olmak için Google Amcaya dalınca neler buldum:
"Otoimmun hastalık" demek; vucut savunma sisteminin, sebebin bilinmediği bir şekilde; vÜcuttaki bir doku veya organı "düşman" sayması ve onu imha etmeye çalışmasıyla ortaya çıkan hastalık demek. Tıbbın tedavi edemediği hastalıklar; genelde bu tür hastalıklardır. Bakınız nelermiş:
Sistemik Otoimmün Hastalıklar
Eklem romatizması (romatoid artrit (RA) ve Jüvenil RA (JRA) (eklemler, daha düşük sıklıkla akciğerler, deri)
Lupus [sistemik Lupus Eritematozus] (deri, eklemler, böbrekler, kalp, beyin, kırmızı kan hücreleri, diğer)
Skleroderma (deri, bağırsaklar, daha düşük sıklıkla akciğerler)
Sjögren sendromu (tükrük bezleri, göz yaşı bezleri, eklemler)
Goodpasture sendromu (akciğerler, böbrekler)
Wegener granulomatozu (kan damarları, sinüsler, akciğerler, böbrekler))
Polymyalgia rheumatica (geniş kas grupları)
Guillain-Barre sendromu (sinir sistemi)
Local Otoimmün Hastalıklar
Tip 1 Diabetes Mellitus (pankreas adacıkları)
Hashimoto tiroiditi, Graves hastalığı (tiroit)
Çölyak Hastalığı , Crohn hastalığı, Ülseratif kolit (Gastrointestinal yol)
Multipl skleroz (MS'nin bir otoimmün hastalık olup olmadığı halen tartışmalıdır)
Addison hastalığı (böbrek üstü bezi )
Primer biliyer siroz, Sklerozan kolanjit, Otoimmün hepatit (karaciğer )
Temporal Arterit / Dev Hücreli Arterit (baş ve boyun atardamarları)
------
İlk satırda deri demekte. Bunu derken; saçkıran, vitiligo gibi deri hastalıkları kastedilmekte, herhalde...
HTTnin bu listedeki romatoid artrit ile primer biliyer sirozu tedavi ettiğini, bunu öğrenmeden çok önce yazmıştım. Crohn hastasının İzmir'de, ülseratif kolit hastasının Konya'da, MS hastası iki kişinin, biri Denizli, öteki Nevşehir'in bir ilçesinde denemekte olduğunu yazmıştım.
MS hastalığının; sinir hücrelerindeki miyelin tabakasının; savunma sistemince tahribi sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu, tıbben tedavisinin bulunmadığını biliyor olmalısınız.
Akıl ve mantık şöyle der:"HTT; romatoid artrit ile primer biliyor sirozu tedavi ettiğine göre; denemekte olan; crohn, ülseratif kolit ve MS hastalarından iyi haber gelmeli."
Eeee, böyle olacak mı, bilmiyorum.
Özet: Bu HTT başımı ağrıtmaya devam edeceğe benzer. HTTye esir mi oldum ne, kurtulamıyorum.
Sağlıcakla kalın.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Merhaba Sakar hocam,
Ben almanya berlin den yaziyorum.Yazilariniz cok ilgimi cekti sizinle mutlaka haberlesmek isterim.
Kayinvalidem(60 yasinda) 2013 de rahim kanseri teshisiyle ameliyat edildi rahim,yumurtaliklar ve birkac lenf ameliyatla alindi ve ardindan herhangi bir kemoteripi yapmayacaklarini bildirdiler.Cünkü histoloji sonucunda rahim icerisindeki tümör cesidinin cok agresif, hizla yayilan ve nadir görülen bir tümör cesidi(mixed tümör) oldugunu söylediler.
Muhtemelen kemoterapinin cok fazla etkili olmayacagini düsündüler ve bütün kanser hücrelerini temizlediklerini umut etmekten baska secenegimiz yoktu ve tabii ki düzenli cekilmesi gereken ct ve röntgenler de var.
Ama malesef bu sene 5. ayda karin boslugunda ayni tümörün (3 cm) yayildigini ve lenf metastaslarinin oldugu teshisi koyuldu.Simdi önerebildikleri tek sey Kemoterapi onunlada tamamen iyilesmeden söz etmenin mucize olacagini söylüyorlar sdece belki daha fazla yayilmasini durdurabiliriz diyorlar ama tümörünü ameliyatla alamayiz diyorlar.
Bir de yeni arastirma baslatacaklar ve immunterapi denilen bir tedavi sekliyle vücudun bu hastaligi kendi kendine yenmesini deneyecekler ama bu tümör cesidinde daha önce denenmemis bir terapi sekli.O yüzden sonucun ne olacagini kimse bilmiyor (Allahtan baska).
Ama internette cok arastirdik ne yapabiliriz alternatif olarak diye ve Ilhan Demir e ulastim.Telefonla görüstüm ve Türkiyenin herhangi bir iline birgün icerisinde kantaron otunu, yagini ve kremini gönderebilecegini belirtti.Ama tam anlamiyla güvenemedim.Korkum dolandirilmak degil umudumuzun bosa cikmasi.
Ama sizin yazilariniz cok ilgimi cekti forumda hic geri "Evet ben HTT yi kullandim ve faydasini gördüm" diyen kimseyi bulamadigim halde nedense yazdiklariniz cok samimi geldi bana.
Son zamanlarda HTT yi Almanya/Wiesbaden e gönderdiginizi okudum.
BIZE yardimci olabilirseniz cok minnettar oluruz.
Burda Kantaronu toplam imkanimiz dogal yollardan yok marketlerde istedigimiz kadar buluyoruz ama nereden hangi cesit oldugunu bilmiyoruz tek bir adi var zaten Almanca Johanniskraut diye geciyor.
Dogal kantaronu bulsak bile dogal zeytinyagini kesinlikle bulamayiz en iyi zeytinyaginin bizim bölgelerden ciktigini biliyoruz.Biz de Balikesirliyiz.Size ulasabilirsem Aydin Söke ye gelip sizi ziyaret etmek isteriz.Yazdiklarinizdan hangi köyde oldugunuzu sadece tahmin edebiliyorum.
Ama Türkiyeye geldigimizde mutlaka kantaronu toplayip HTT yi yapmak istiyorum.
Ama önce oraya gelebilecek imkanlara ulasmamiz lazim...
17.07 de kemoterapiye baslayacaklar ve eger Ilhan beyin söyledigi dogru ise Kemoterapi kanser hücrelerinin daha cok yayilmasina sebep olacak.
HTT ye nasil ulasabiliriz? Türkiyeden tanidiklarima da aldirabilirim onlarda bi sekilde gönderirler.
Ama okuduklarimdan anladigim kadariyla HTT kullanimi sirasinda baska herhangi bir ilac kullanmamak gerekiyor.
Kemoterapi ile birlikte kullanmak ne kadar dogru olur ya da en dogrusu nasil olur hic bir bilgim yok.
Bildigim tek sey bu kadar arastirma sonucunda size yönelmem mutlaka bi isaret olmali ve dogru bir iz üzerinde oldugumu hissediyorum.
Bana cevap verirseniz hala güvenilecek, iyi insanlar oldugu düsüncesine yeniden sahip olacagim.Mail adresim:
selin-aman@hotmail.com
Simdiden tesekkürler
(Yazi hatalari icin özür dilerim kullandigim klavye Almanca oldugu icin bazi kelimeler yanlis oluyor)
-
Üye ve Misafirlerimiz,
Wilson hastası kişiden bir haber gelmedi. Genetik bir hastalık olan "wilson hastalığı"nı, bir otun tedavi etmesi beklenmemelidir. Burada beklenen/ümit edilen; bazı dokularda bakır birikmesiyle ortaya çıkan bu hastalıkta; HTTnin bu işleyişi bozup bozamayacağı/engelleyip engelleyemeyeceği idi. İşe yarasaydı; haber gelirdi. Hastanın ağabeyi de bu hastalıktan ölmüş. Wikipedia'ya bakarsak; "tedavi edilebilir"miş.
Kron (Crohn) hastası kişi kullandı. Biliyorsunuz; bu tedavisi olmayan bir hastalıktır. Merak edenler hastalık hakkında bilgi sahibi olmuşlardır. Tıbbın verdiği ilaçlar tedaviye yaramaz. Deneyen kişi; tedavi edemeyen ilaçlarından üç-dört hafta vazgeçip, tek başına HTTyi kullanamadı. Nasıl kullandı:Tıbbi ilaçlarla birlikte... Netice: Başarısız. Hâlâ fikrim aynıdır:"HTT kron hastalığını tedavi etmeli."
Geçenlerde Konya'daki "ülseratif kolit" hastası kişi aradı. Bu hasta; tedavi edemeyen ilaçları bırakarak kullanacağı sözünü vermişti. İyi haberler verdi. Devamını istedi, bazı şeyler de anlattı. Anlattıklarına bakarak, ben ona; "Sizde prostat mı var, hiç PSA değerinizi öğrendiniz mi?" deyince, bana: "Üç yıl önce PSAnın 100 olduğu söylenmişti" dedi. Prostat ilacı var ise; onu da bırakmasını söyledim. Ayrıca, çok yakın zamanda; HTT kullanan AML(Akutmiyoleidlösemi) hastasına uğrayacağım. Raporlarını inceleyeceğim. Dün akşam hatunla görüştüler "iyiye gittiğini" söylemiş. Bakalım ne olacak? Şile'deki lösemi hastasından haber yok.
Ayrıca; HIV taşıyıcısı bir hasta kullanmaya başladı.
Bunlar ara haberlerdi. Esas yazacağım bu değil.
HTTnin; antiviral, antibakteriyel ve fungusit özelliği olduğunu biliyorsunuz. Linkini verdiğim bitkiyle ilgili dosyaya mutlaka bakmış olmalısınız. Orada; Hypericin karşısında: "herbicide, insectiside ve larvicide" yazdığını görmüş olmalısınız. Bunlar, sırasıyla; bitki öldürücü, böcek öldürücü, larva öldürücü demektir. Yani; HTT aynı zamanda bir zehirdir. Demedi, demeyin. Hiç merak ettiniz mi:"MAO inhibitor" ne demek?
Keşke; her şeyi yazabilseydim...
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Merakla takip ediyoruz, sevgiler
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
HTT ile ilgili; biri kesin, diğeri ise; "Tekrar denenmeli" diyebileceğim iki olaydan söz edeceğim.
A- Kişi 82 yaşındadır. "Çabuk yorulma ve nefes darlığı" sebebiyle HTT kullanmıştır. Çok memnun kalmıştır. 3-4 gün önce bana: "Sakar Bey, bizim kocakarı (Karısından söz ediyor) ot topla getir, ilaç yapalım diye başımın etini yiyordu. Toplayıp, teslim ettim. İlaç yapacak. Lâf aramızda, ben bunu kullanmadan önce; ara sıra çişimi tutamayıp, altıma kaçırıyordum. Şimdi; böyle bir şey olmuyor." demesin mi? Eeeee, böyle bir bilginin; "Lâf aramızda"sı mı olur?... Öyle bir yere yazacağım ki; bırak Türkiye'yi; yurtdışında bile (Bu konu başlığının Almanya'da filan okunduğunu biliyorum.) okuyacaklar. Neymiş: HTT, sızdıran contaları; "sızdırmaz" hâle getiriyormuş.
B-Bunu yazmadan önce; not defterime bakmalıyım. Bakıyorum, şöyle yazmışım:
4.8.2014 saat 01.30 civarı, Habertürk Tv'de yayınlanan tekrar programında Canan Karatay, kabaca ve özetle; "Yağlanma karaciğerde başlar. Daha sonraları; dışarıdan görünür hâle gelir. Göbek, kalça filân... Gıdın yağlanınca; horlarsın. Selülit dediğin; yağlanmadır..." diye devam etmiş. Program yayındayken; gazete okuyordum. "Yağlanma karaciğerde başlar" sözü kulağıma takıldı ve takip ettim. Yukarıdaki özeti not aldım. Bülo'nun Maho'ya dediği gibi: "Hele bir sor, niye yaptın?"
HTTnin kötü kolesterolü düşürdüğü bilgisi, ilk defa Fethiye'den gelmişti. Kolesterol düşürücü haplar gibi; yan etkisi de yok. Karaciğer yağlanmasını düzelttiği, kalp zarındaki ödemi attığı bilgisini ise; İzmirdeki bir akciğer kanseri hastasının oğlunun; köye gelerek söylemesiyle öğrenmiştim. Bunu daha önce yazmıştım. Yine, daha önce HTT kullanan karı-kocanın horlamalarının kesildiğini de yazmıştım ve ne demiştim:"Horlamanın sistematiğini bilmediğim için; HTT hangi özelliği sebebiyle bunu başarmıştır, bilmiyorum."
Niçin kulağımın takıldığını açıklamış oldum. Geriye "Selülit dediğin; yağlanmadır." sözü kaldı. Daha önceleri "selülit" sözü etmiş, başka bir sebeple de HTT kullanmış, tanıdığım bir kadına sordum:"Selülit durumun nasıl?" Az sonra cevap geldi: "Aaaa, bende selülit kalmamış!..." Vay canına, bu nasıl haber böyle? Kadının; selülit kremleri, masajları v.s... ile uğraşmadığını biliyorum. Ne yani; "HTT selülit ilacıdır." mı yazmalıyım? Emin değilim, ama; başka birinde de denenmeli...
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Böyle şeyleri yazmaktan nefret ediyorum.
Az önce okuduğum haber:Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Ercan Yeşilyurt dün hayatını kaybetti. Yeşilyurt, bir süredir kanser tedavisi görüyordu.
1954 yılında Sivas'ta doğan Ercan Yeşilyurt, siyasal bilimler fakültesi mezunuydu. Milliyet Gazetesi'nde de çalışan Ercan Yeşilyurt, yazılarına son dönemde Cumhuriyet Gazetesi'nde devam etti.
Yaklaşık 5 ay önce Şişli Etfal Hastanesi'nde kanser tedavisi olmaya başlayan Yeşilyurt kemoterapi görüyordu. 2 seans kemoterapisi kalan Ercan Yeşilyurt'un tedavisine nasıl devam edileceğine kemoterapinin tamamlanmasının ardından karar verilecekti.
Henüz tedavi sürecini tamamlayamayan Ercan Yeşilyurt, dün Esentepe Gazeteciler Sitesi'ndeki evinde hayatını kaybetti.
Yeşilyurt'un cenazesi Kağıthane Hacı Bektaş Veli Eğitim ve Kültür Derneği, Nurtepe Cemevi'nden kaldırıldı.
(Kaynak: Cumhuriyet)
Odatv.com.
-------------
Siz, gazetelerdeki "ölüm haberleri/ilânları"nı okuyor musunuz? Bu ilânlardaki kişilerin kaç tanesi trafik kazası, kaç tanesi "kanser"den ölüyor, bakıyor musunuz? Ben; bakıyorum... Kaç taneniz biliyor: "Hatay Cumhurbaşkanı oğlu, eski MHP milletvekili Tayfur Sökmenoğlu; bir iki ay önce; GATA'da, akciğer kanseri tedavisi olurken öldü." Ertesi gün; Atilla Taş'ın annesi de "akciğer kanseri"nden öldü. Ben neler yazıyorum, yaşananlar ne?...
Yakında; üçüncü defa kansere yakalanan; "Bir Aşk Hikâyesi" bestecisinden de, kötü haberleri bekleyin.
Bu konu başlığını, başlarken; pek seviyordum. Yazdıkça; zoruma gitmeye başladı. Göz göre göre ölümler...
Hatırlıyor musunuz, Diyarbakır Lice tarafında, bir LPG tankeri patlamıştı. İlk başlangıçta; ölü sayısı bir idi... Hatırladığım; en son 36 oldu. Bu 35 kişinin tamamı "yanık"tan öldü. Ben, bu konu başlığını açarken; Girit göçmeni Ali Dayı'nın; "yanık" hakkında ne dediğini yazmıştım? Daha ne diyeyim?...
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Yakında; başka bir yazı yazacağım.Bu zamana kadar; "korsinom" ve "sarkom" kelimelerini araştırın...
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Haziran sonuna doğru telefonum çalar. Arayanın karısı kanserdir ve "SON ÇARE" olarak; HTT kullanacaklardır. Telefonumu; bir siyasi parti genel başkanının yardımcılarından biri vermiştir. (Ben onu tanımıyorum.) Hastası hakkında: "Radyoterapi, ameliyat..." demektedir. Adres verir ve gönderirim. "son çare" olduğuna göre; kemoterapi filân görmüştür der ve en yüksek dozu söylerim. Faydası olup olmadığı konusunda ise; daha önce yazdığım belirtileri beklemelerini anlatırım. Bana; şu veya bu kanseri dememiştir.
Galiba; 4 Temmuzdu. Ot toplamaktayım; sıcakta, yılan ve akrep tehlikesiyle birlikte. Her tarafım ter... Zırrr telefon: "Ben M. Hocam, karım bir kilo aldı." Kullanalı 7 gün olmuştur ve telefon 8. gün gelmiştir. Bunun; olumlu bir gelişme olduğunu söylerim.
Arada görüşmelerimiz devam etmektedir. Bu arada; bu siteden ve konu başlığından haberi olmuştur.
28-30 günlük kullanımdan sonra, yine telefon:"Hocam, karım günde 7-8 ağrı kesici içiyordu, bire indi." Ağrıları iyice azalmış demek ki, bu da; iyi gelişme...
Geçen perşembe; karşımda bir başkasıyla, sadece sesini duyduğum; hastanın kocası... Yüz küsûr km. öteden gelmiş. Oturduk, konuşuyoruz. Anlatıyor:"Karımın hastalığı zor teşhiş edildi. Nadir görülen bir türmüş. Kemoterapiye cevap vermeyen tür olduğu için; kemoterapi yapılamazmış. İki ameliyat hakkı varmış... Hastalığının adı şuymuş, v.s..." Hastalığının adını söyledi; hiç duymadığım bir şey. Bir kulağımdan girip; öbür kulağımdan çıktı...
Bu konu başlığını okudu ya; okuduklarından yola çıkarak, bana bir hediye getirmiş. Teşekkür ettik. Otu göstermemi istedi ve kalktık gittik. Gösteriyorum: "Bu olmamış, bu geçmiş, bu uygun." diye. Mühendis ne de olsa; çabuk kavradı. Epey topladı. Vedalaştık. Ertesi gün telefon etti:"Dün HTTyi yaptım. Attım güneşin altına..." İş yapacak adam belli oluyor.
Bir iki gün geçti. Kafamda hep aynı soru:"Bu kadının hastalığının adı neydi?" M. Bey'e mesaj:"Karınızın hastalığının adı neydi?" Biraz sonra cevap:"sarkom." Allah Allah, bu ne ya?... Hiç duymadım. Arkasından bir mesaj daha geldi: "malign sarkom."
Doğru; Google Amca'ya... Aman neler, neler...
Kanserler dört grupmuş:
a-Karsinomlar (En çok karşılaşılan tip)
b-Sarkomlar (%3-5 oranında görülen tip)
c-Kan kanserleri
ve "diğer" denen grup. "sarkom" denen tipi incelemeye niyetlendim. Neredeyse; boğuluyordum. Ne kadar çok çeşit, ne kadar çok yazı... Okudum, okudum ama; anlamadım. Anladığım şu oldu: Şimdiye kadar; akciğer, meme, yemek borusu, mide... gibi kanserlerle karşılaşmıştım. Ama; karşılaştıklarımın hepsi de "karsinomlar"danmış. Kan kanseri hariç. "Kan kanseri" deyince aklıma geldi. Geçenler kan kanseri olan ve HTT kullanan kişi; ailesiyle birlikte, geçerken bize uğradılar. HTTyi dört ay kullandıktan sonra bıraktığını, iyi olduğunu, tedavinin devam etmekte olduğunu, kocasının kendisine 120.000 liraya araba aldığını da söyledi. Bir gün; raporlarına bakacağım. Dediğinizi; ben kendime diyorum:"Ne zaman bakacaksın yahu?"
Tıbbın neredeyse; "hiç şansı yok." dediği bir hastalıkta, durum böyle olunca kafam iyice takılı kaldı. Zaten; "yanıktan ölenlere" takılıydı...
Neyse...
Bu yazıyı niye yazdım, biliyor musunuz:"Ne kadar cahilmişim!..." demek için.
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
hocam babamın akciğer kanseri olduğunu öğrendik.Sizin yazılarınızı okuduk.lütfen benimle irtibata geçermisiniz.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Saat 01.30 itibariyle hasta ziyaretinden döndük, eşimle birlikte. Yazacaklarım var. Siz, önceden; MM (Multipl Miyelom) hastalığı hakkında bilgi edinin. Yani; Google Amca'ya sorun. Başka bir şey demiyorum.
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Üye ve misafirlerimiz,
Myelom ile Myeloid ifadeleri; söyleyen veya dinleyen tarafından karıştırılırsa; olacağı budur. Eşimle "kan kanseri" olduğunu sandığımız hastayı ziyarete gideriz. Meğer hasta; MM (Multipl Myeloma) hastasıymış. MM hastalığının belirtilerini okumuşsunuzdur. Hasta; sırt ağrıları sebebiyle doktora gitmiş, omurlarından ikisinde kırık ve böbrek bozukluğu yanında; MM hastası olduğu ortaya çıkmıştır. MM hastalarının; böbrekleri sebebiyle diyalize bile bağlandığını okumuşsunuzdur. Hasta HTT kullanmaktadır ve çok kısa sürede; böbrekleri normale dönmüştür. Tedavi sırasında saçları da dökülmüştür. İki kür VAD tedavisinden sonra; beş kür VELCADE tedavisine başlanmıştır. Bunda amaç; hastanın kanının temizlenmesi, sağlıklı hücrelerin toplanarak; beş kür sonunda 40.000 (Ne demekse) toplanması, bu toplandıktan sonra; kanın sıfırlanarak; toplanan bu 40.000 in hastaya verilmesiymiş. Kanın temizlenerek; tekrar hastaya verilmesi. Buna benzer bir tedavinin; Almanya'da bir hastahanede yapıldığını, tedavi garantisi olmadığını, ücretinin de; birkaç yüzbin euro olduğunu 3-4 yıl önceden duymuştum.
Burada yazılmaya değer olan şu:Beş kür sonrası ulaşılması hedeflenen 40.000 bir yana, üç kür sonra 86.000 toplanmıştır. Bu; tıp literatüründe görülmemiş bir durumdur ve literatüre geçecektir.Hastanın dosyası; hasta ile birlikte hastahaneye gelip giderken; son durum sonrası dosya hekimde kalmıştır. Hekim, büyük ihtimalle bu konuda makale yayınlamaya hazırlanmaktadır. İşin tuhafı, hekim; hastanın 4,5 ay HTT kullandığını bilmemektedir. Sakar da; dosyanın hekimde kaldığını bilmediğinden, yanında A4 kağıdı alıp gitmiş, ilk ve son raporları yazıp; sizlere kan kanseri hakkında bilgi vermeyi düşünmektedir. Dosya olmayınca da; hiçbir şey yazamamıştır. Hastaya göre, kendisi; hastahanedeki en iyi hastadır. Hastanın bir tesbiti de şu: En çok hasta Yatağan çevresinden gelmektedir. (İlk tedavisine İzmir'de başlamış, şimdi başka şehirde devam etmektedir. İki hastahanedeki gözlemi budur) Türkiye'nin; en radyasyonlu kömürünün Yatağan'da olduğunu biliyor muydunuz? Bunu, 30-35 yıl önce ODTÜ'den bir prof açıklamıştı ve bu açıklamadan sonra, eve bu kömürü sokmamıştık.
Dün; başka birine daha uğradım. Kişi eski öğrencilerimden biridir. Bağırsağında 10.cm iltihap (Karısına göre; delik) vardır ve etrafına zarar vermiştir. Niçin bilmiyorum, cerrahi müdahale yapılmamış, antibiyotik tedavisi uygulanmıştır. Bu tedavi sonrası; 5 cm.e inmiş ve öylece kalmıştır. Tıbba göre; daha ötesi olamazmış. Beni bulur ve HTT deneyecektir. 5-6 hafta kullanır. Netice hakkında bilgi vermez. Ben uğramak zorunda kalırım. Durumunu sorarım:"HTTden sonra, hekimler ne dedi?" Cevap:"Gitmedim ki..." Niye, derim. Hiç bir şikayetim kalmadığı için, der. Kolit hastası mıydı, bilmiyorum. "...İT"leri tedavi ettiğini biliyoruz ya... İT deyince aklıma geldi: "İstanbul'da PROSTATİT hastası biri de kullanıyordu. Daha haber yok, sormadım da...
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Sayın üye ve misafirler;
26/08/2014 tarihli mesajımdam sonra sağolsun Hocam benimle irtibata geçti.Kendisinde HTT bulunmamasına ve bu işten hiçbir maddi çıkar sağlamamasına rağmen uğraştı ve çevresinde son kalan HTT yi hiç tanımadığı bizim için temin etti.Aynı gün köyünden 20 km. olduğunu ifade ettiği ilçeye gitti ve HTT yi kargoladı.Ertesi gün HTT elimize geçti ve hemen kullanmaya başladık.Hocam bize 1 hafta 10 gün sonra etkisini görmeye başlarsınız demişti ama bu noktada bizi yanılttı.Babam HTT kullanmaya başlayalı bugün 3. gün ve gözle görülür bir toparlanma var.Yüzündeki solukluk gitti.Kilosunda ise yaklaşık 1 kiloya yakın bir artış oldu.Babamın morali tavan yaptı.İnşallah tam neticeyi de alırız.
Hocama buradan sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.Allah ona,yakınlarına, ve ondan sonra geleceklere dert,keder vermesin diyorum.Yeni gelişmeler olduğunda aktarmak üzere şimdilik hoşçakalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Bugün misafirim vardı. Yüz küsûr km. öteden geldi. Epey konuştuk. Altı sayfa rapor fotokopisi bıraktı. İnanmayanlara gösterirsin, dedi. Tarayıcım olmadığı için; olduğu gibi aktaramıyorum. Hastahane ve doktor bilgilerini es geçerek; raporlardan bazı bölümleri aktarıyorum.
-----
17.01.2014
Hastanın adı: Nurullah G.
ICD Kodu:C61 (Prostat malign neoplazmı)
Tc-99m MDP ile yapılan Tüm Vücut Kemik Tarama Sintigrafisinde;
Sağ hemitoraks 4. ve 7. kosta ön kolları lateralinde, sağ skapula alt ucunda, kolumna vertebraliste sol 6. kostavertebral bileşkede, T8, T9, T11. vertebralar ile L1. vertebra sağ yarısında, L3. ve L4. vertebralarda, sağ sakroiliak eklem lokazisayonu üst bölümünde fokal özellikte Tc-99m MDP akümülasyonları izlenmektedir. Pelviste sağ spina iliaka anterior inferiorda ve sol iliakkrest anteriorunda belirgin, sağ femurda heterojen özellikte minimal düzeyede artmış aktivite tutulumları dikkati çekmektedir.Ayrıca sağ pateller kemik lokalizasyonunda ve sağ diz eklem bileşenlerinde öncelikle dejeneratif değişikliklerle uyumlu olabileceği düşünülen simetriğine oranla artmış aktivite tutulumu mevcuttur.
Böbrekler normal olarak zayıf vizüalizasyon göstermektedir.
SONUÇ:Multipl kemik alanlarında izlenen osteoblastik aktivite artışları primer malignitenin iskelet sistemi metastazı ile uyumludur.
--------------
Rapor tarihi:05.05.2014
Yatiş tarihi:11.04.2014
Çıkış tarihi:21.04.2014
......
Karar:26.05.2011 tarihinde yapılan prostat biyopsisi sonrası Prostat adeno karsinomu, gleson skoru 4+5 (patoloji ekte) tanısı konan hastaya 06.12.2012 tarihinde X merkezinde 42 gün küratif amaçla radyoterapi verilmiştir. (evre T4 NXMO) verilmiştir. Hasta şu anda Y hastanesinde kontrol altındadır. 17.01.2014 tarihinde yapılan kemik sintigrafisinde MULTİPLE KEMİK METASTAZI saptanmıştır. (film raporu ektedir.) O dönemde PSA >100 saptanmıştır. 3 ayda bir LHRH agonisti tedavisi uygulanmaktadır. hastanın durumunu bildirir rapordur.
----------
08.08.2014 tarihli rapor.
Kreatinin (serum) 0.9 (0.7-1.20)
Üre 23.8 (0.0-49.00)
WBC 4.1 (4.60-11.00)
PSA (TOTAL) 1.96 (0.0-3.10)
Hepsini yazmadım.
------
Hasta Mayıs 2014 sonundan itibaren HTT kullanmaya başlamıştır. Süreyi tamamlamasına daha bir ay vardır. İki yerinde çok az ağrı olduğunu, diğer yerlerdeki ağrıların sona erdiğini, Ekim ayında çektireceği kemik sintigrafisinin bir örneğini de bana göndereceğini söylemiştir.
Bilginize...
Sağlıcakla kalın...
NOT: Nurullah Bey, "Cesedimin bile bulunamama" ihtimaline karşı, doz bilgilerinin kaybolmamasını sağlamamı söyledi. Merak etmemesini, gereğini yaptığımı söyledim.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
sLm Hocam İyi GeceLer... Benim annem 2 yıldır Akciğer Asbest(Toz)Kanseri...Denemediğimiz yöntem kalmadı şuan için Ankara Gazi Hastanesinde tedavisi devam ediyor...Bu 2 sene zarfında günden güne eriyor sesi kısılıyor şiddetli ağrıları artıyor Allaha şükür şuan için ele avuca düşmedi daha ama doktorLar her şeye hazırlıklı olun diyor...Sizin bu yazınızı bir arkadaşım söyledi inanın yazarken bile şuan umut doluyum inşallah annem de kurtulur.Annem bu arada 59 yaşında bu asbest dediğim şey genelde bizim yörede Nevşehir(Kapadokya) yöresinde çok görülen bir kanser çeşidiymiş...Sizden ricam bu telefon numaram hocam sizin engin bilgiLerinizden yararlanabilir miyiz,Müsait olursanız eğer bir görüşelim...Görev itibarı iLe şuan Kırıkkalede bulunmaktayım siz nerdeyseniz yanınıza da gelebilirim...SaygıLarımLa... 0506 301 61 40.... Bu da e mail adresim hocam aklayarar50@hotmail.com
-
Arkadaşlar,
Kısaca yazıyorum:
Batı Karadeniz taraflarında HIV taşıyıcısı biri tarafından kullanıldı. Cevap: OLUMSUZ. Bitkiyle ilgili dosyada ne yazıyordu: "Anti HIV, antiviral" Acaba; HIV taşıyıcılarının kullandığı, paketi birkaç bin lira olan ilaçlarla birlikte kullandığı için mi netice alamadı, bilmiyorum. İzmir'de "sperm azlığı ve zayıflığı"nda kullanıldı. Kontrole gittiğini sanmıyorum. Cevap: OLUMSUZ. Maalesef; MS (multipl skleroz) hastası kadın mesajıma şöyle cevap verdi: "İçemedim." Halbuki; birkaç kişi "Başarı olursa haberimiz olsun." diye telefonlarını bırakmıştı.
Türkiye'nin ilk 100 firması arasında, orta sıralarda bulunan bir firmanın ileri gelenlerinden biri karaciğeriyle ilgili olarak kullandı. Gelen haber şu: "Bu kadar mükemmel bir şeyi, niçin; şişede etiketli olarak piyasaya sürmez?" Bunu; ticaret bilgisi sıfır olan birine söylüyor.
Geçen salı Konya'dan, bir eczacıdan telefon: "Hocam, telefonunuzu M. Beyden aldım. Kendisi müşterimizdir. Aynı hastalıktan (Ülseratif kolit) ilaç alan iki müşterimiz daha var. Fiyatı önemli değil, onlar için istesek gönderir misiniz?" Cevap: Elimde yok.
Kim bu M. Bey?
Beni İzmir'deki kızından duymuş, ülseratif kolit hastasıdır. Emekli öğretmendir. Benden üç yaş büyüktür. Tıbben tedavisi olmayan bu hastalıkta; tıbbi ilaç kullanmayı bırakarak denemeyi kabul etmiş biridir. Bir süre kullandıktan sonraki görüşmemizde; iyiye gittiğini söylerken, anlattıklarından; aynı zamanda prostat büyümesi olduğunu da anlarım. Prostatla ilgili kullandığı ilacı da bırakmasını söylerim. Bırakır ve şimdiye kadar 78 veya 87 gün kullanmıştır. Geçen hafta kontrole gitmiştir. Olanların tıbben mümkün olmadığını bilen hekim:" Her şeyin çok iyi olduğunu, bunu nasıl yaptığını" sorar. M. Bey:"Bir meslektaşımın yaptığı ot ilacını kullanıyorum." der. Hekim: "Kemik iliği yeteri kadar kan üretmeyen bir hasta var. Söyle O'na; buna da ilaç yapsın." Allah Allah, ne demek şimdi bu?...
Hekimlere göre; tedavisi mümkün olmayan ankilozan spondolit hastası, kendine göre; hastalığının bu olmadığını iddia eden birisi, kullanmaya devam ediyor. Olumlu değişiklikler olduğunu söyledi.
Sağlıcakla kalınız...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Oh be, artık; rahatlıkla yazabilirim.
25 Eylül'ü 26 Eylül'e bağlayan gece; Tv kumandası elimde, deli gibi gezinirken; saat kaçtı bilmiyorum, Habertürk TV'de; "Öteki gündem" adlı, Pelin Hanım'ın sunduğu programa takıldım. Ne zaman başladığını bilmiyorum. Bu programın videosunu da; internette bulamadım. Pelin Hanım'ın misafirleri: Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ile, Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan idi. Konu ise:"Sağlığımıza tuzak kuruluyor mu?" Özet olarak; anladığımı yazıyorum:
"İlaç sektörü" diye bir şey var. Grip aşısı uydurmadır. Sadece; ABD'de yılda 135 milyon kişi grip aşısı olmakta... İşe yararlığı ise; %3 bile değildir. FDA denen yere; ilaç firmaları hakimdir. Kanserde;" Erken teşhis; hayat kurtarır." lâfı boş lâftır. Kanserde; erken teşhis; erken ölüm demek bile olabilir. Teşhisten sonra, ya; radyoterapi, ya da; kemoterapi, ya da; ikisini birden alacaksınız. Bu tedavilerin, hasta bünyesine; ne zararlar verdiğini; kim anlatıyor?... Kanserden önce, bu tedaviler sebebiyle ölmeniz mümkün!...
Zeki Bey ise; "Hekimler; hastalara o kadar gereksiz ilaç yazıyorlar ki; işim; gelen hastaların reçetelerine yazılmış ilaçları azaltmak, demekte... Hangisi dedi, hatırlamıyorum, ama şöyle dedi:"İlaç demek; 'yan etki' demektir.
Bunları; ben diyemedim... Desem; hapishanede beni ziyaret ederdiniz.
Arkadaşlar,
Artık; rahatlıkla yazabilirim...
Ben; hekim değilim. Onkolojiyle ilgili çalışanlar hariç; sıradan insanların karşılaştığından çok fazla; kanserli kişi ve yakınlarıyla tanıştım. Ameliyat olanıyla, kemoterapi ya da radyoterapi alanıyla da karşılaştım. Bütün bunlara dayanarak; Siz'e ne yazmıştım:"Hekim bana; 'kansersin' derse, asla; ameliyat olmam, kemoterapi, radyoterapi almam. Sadece HTT kullanırım."
Peki, ben Siz'e; HTT kullanan kanser hastasının, -Hekimin bunu bilmediği- Hekimin:"Hasta; tümörleriyle ilgili çok iyi gidiyorken; maalesef; kemoterapinin oluşturduğu komplikasyon sonucu, hastayı kaybettik." dediği durumları; yazabildim mi? Eskişehir'de, Ankara'da, Trabzon'daki hastalarda olduğu gibi...
Ben; "Birçok şeyi yazamıyorum." derken, ne dediğimi anladınız mı?
Peki, ben Siz'e; 2,5-3 ay önce, 60-70 km. öteden, yeğeniyle birlikte, bulunduğum köye gelen ve; annesinin yaşadıklarıyla ilgili; polisin anlattıklarını yazabildim mi?
Şimdi yazayım: Polisin annesi 62 yaşındadır. Meme kanseri teşhisi konur. Tümör alınır. 8 kür kemoterapi uygulanacağı söylenir. Polis; kemoterapiyle ilgili olarak; bir komiserin yaşadıklarına dayanarak; kemoterapiyi reddeder. Bu konuda uzun boylu konuşuruz. Ve bana; ilk defa duyduğum bir şeyi söyler: "Hocam, devletin; her kemoterapi seansı karşılığında, hekime; bin lira civarında ödeme yaptığını, biliyor muydun?" Burada bırakayım.
Gelelim; "İlaç demek; yan etki, demektir." sözüne... Rahmetli anacağımın; o kadar cahilliğine rağmen dediği:"Oğlum, ilaçlardan uzak dur." sözünü es geçiyorum. Yaşadığım bir olayı anlatayım:
Karşımda; bulunduğum köyden bir köylü ve yanında tanımadığım biri.
Köylü söylüyor: "Hocam, bu; bizim veteriner filanca, derdini anlatsın." Konuşuruz. Hasta; mesleğinde yeterli, usta,ameliyatlarında başarılı, çok iyi ciro yapan bir klinik sahibidir. Bir gün, bir şekilde, bir sebepten; "kolesterol yüksekliği" teşhisi konur ve kolesterol düşürücü ilaç kullanmaya başlar. Kullanır ve bir süre sonra; başka rahatsızlığı çıkar. Hekime gider: "Kolesterol ilacı; karaciğerinize zarar vermiş. Karaciğeriniz için; şu bu ilaçlarını yazıyoruz." denir. Bişu sefer; kolesterol ilacı yanında; karaciğer için yazılanları kullanmaya başlar. Bir süre sonra; "mide şikayeti"yle ilgili olarak hekime gider. Teşhis:"Karaciğer için verilenler, midenize zarar vermiş. Mide koruyucu yazıyorum." Veteriner; üç ayrı derdi için ilaç kullanmaya başlar. Bir halt olmaz. Bütün bu işlerle uğraşırken; klinik ihmal edilir ve ciro; yerlerde sürünmektedir. Hasta, karşımda; karnı şiş, benzi soluk, bitkin oturmakta...
Derim ki: "Dediğin üç konuyu da biliyorum. Hiç faydasını görmediğin ilaçları bırak. Şu kadar HTT al, ve şu şekilde kullan. İyileşmezsen; gel, suratıma tükür!... Bunu yazabildim mi?...
2-3 gün önce; o veterineri getiren kişi, yanında; yem satan, aynı zamanda hemşehrim biriyle yine karşımda... Satıcının bir arkadaşının, HTT'yle ilgili; çocuk oyuncağı sayılacak bir derdi vardır. Konuşuruz. Bu arada, köylü şunu demekte: "Hocam, hani bizim veteriner var ya, geçenlerde gördüm; şahane gidiyormuş, çok memnun."
Bahaneyle; yazamadıklarımın bazısını yazdım.
Ve buna rağmen; "hâlâ yazamadıklarım" var.
Sağlıcakla kalınız...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Bu yazı; son yazıdan bir öncekidir. Bugün bir hastanın kardeşiyle görüştüm. Hocam, istediğin raporlar birkaç güne gelir, dedi. Son yazı; bu raporlarla ilgili olacak. Şimdi; başka konulara değineyim: Prostat kanseriyken kemiklerinde sekiz yere metastaz yapan Nurullah Bey'le ilgili raporu niçin yazdım? Raporu dikkatli olarak okuduysanız; hastaya kanserle ilgili bir tedavi uygulanmamaktadır."Kontrol altında tutulmakta" dır. "X tedavisi uygulanmaktadır"dediği ise; hormon tedavisidir. Bulunduğum köye gelen kişi;hormon tedavisini bırakacağını ve uyluk kemiği ile kaburgalarından birinde küçük ağrı kaldığını söylediğini, yazmıştım. Daha, bir aylık HTT kullanım süresi vardı. Aynı kişi 11 Ekimde köye yine geldi. Ağrılarının tamamen sona erdiğini söyledi.
Bunu aktarmaktaki kastım, hasta metastaz sonrası radyoterapi ve kemoterapi almamıştır. Burada HTTnin başarısı tartışılmazdır, demek için...
Beş kür sonrası 40.000 biriktirmek hedef iken, HTT kullanan (Hekimin bilmediği) ve üç kür sonrası 86.000 toplanan MULTIPL MİYELOMA hastasını niye anlattım? HTT; hekimleri fena halde yanıltmaktadır, demek için. Yazılması muhtemel makaleyi okuyan hekimleri bırakın, bu rakamı yakalayan aynı hekim; aynı tedaviyle; bir başka MM hastasında aynı rakamı bulamayacaktır. Suratını görmek isterdim.
Şimdi ise; hoş olmayan bir bilgi:
"Diş çektireceğime; akciğer kanseri olayım." cümlesini kurduğumda on civarında vak'a biliyordum. 20 civarında iken; Çorum'un bir ilçesinden telefon:"Hocam, babam akciğer kanseri." Ben; kemoterapi, metastaz var mı, tümör büyüklüğü ne kadar, gibisinden sorular soruyorum. Adam ne dese beğenirsiniz:"Tümör yok!..." İnanın; mos mor olup, kıçüstü oturdum... Ne demek tümör yok? KÜÇÜK HÜCRELİ AKCİĞER KANSERİ. Hiç karşılaşmadım, hayret!... Hiç denemedim,denemek isterseniz; adres ver göndereyim, derim. Netice: iki aydan fazla kullanılır ve zerre iyileşme yoktur. Bitkinin; ANTİPROLİFERATİF özelliği olduğunu, siz bile biliyorsunuz. Eeee, bu tip kanser; proliferasyon sonucu olmuyor mu, bilmiyorum.
Size daha önceleri: "Tümörün yok olma süresinin, tümör büyüklüğüyle ilgisi yok; ister 12mm, ister 50, ister 80mm, isterse portakal büyüklüğünde olsun; yok olma süresi 122 gündür." demiştim. Bu kural; tümörlü akciğer kanseri içindir. Diğer yerlerdeki tümörlerin yok olma kuralı ise şu: ilk yok olan; en küçük tümör, en büyük ise; en son yok olandır. Ama; en fazla 122 gündür. Şimdiye kadarki tecrübeler böyle söylüyor.
Bir başka bilgi: HTT; biri aracılığıyla, metastazı olan Cezayir'deki bir hastaya ulaştırıldı. Bu hasta; gayet iyi gitmekteymiş. Bu bilgi; 11 Ekimde geldi. Yani; HTT Almanya'dan sonra, Cezayir'e gitti.
HTT yapmak için Aydın'dan gelen Metin Bey'e, İzmir'den gelenler; Mümtaz ve Niyazi Bey'lere "doz bilgisi" verebilirim. Hangilerini toplayacaklarını gösterdim, ne kadar dolduracaklarını da... Yani; yapacaklarının deminin ne olacağını bildiğim için...
Aylar oldu, HTT kürünü tamamlayalı. Yeni kür; 2015 te. Bazen "ayran"ı kaçırdığım oluyor. Hayret, hâlâ horlama yok ve yaş 64!...
Kocası istediği halde; HTT olmadığı için başlayamadığımız yeni bir deneme olacak. HTT yılbaşına doğru olacağı için, bundan sonra başlanacak. Hasta; bir kadın ve beyin damarı pıhtıyla tıkalı olduğu için; denge problemleri yaşayan biri... Kocasına göre; para mesele değilmiş, yurt dışına bile götürebilirmiş, ama; tedavi edilemiyormuş. Bakalım ne olacak?
Size; bitkinin özelliklerinden olan, "MAO inhibitorü" ne demek, araştırın demiştim. Araştırırsanız; tedavisi mümkün olmayan ve yaygın bir hastalıkla ilgisine şaşacaksınız...
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Bu son yazı değil, çünkü; beklediğim raporlar 40 km. öteden gelemedi. Bu yazı; bugün saat 14.38 de, 0507 855 34 XX nolu telefondan, Ömer isminde birinin araması sonucu yazılmaktadır. Ömer'in babası akciğer kanseridir. Amcasıyla birlikte köye gelmişlerdir. Okuduklarına inanmışlardır, ama; HTT kullanan veya kullanmış kişilerle de görüşmek istemektedirler. Bazı adresler veririm ve görüşürler. Tekrar gelip, HTT alırlar ve kullanırlar. Bunlar Haziran ayında olmuştur. Hastanın oğlu bugün aradığında şunu demiştir:"Hocam, babamın şu kadar cm.2lik tümörü yok oldu.Bu; sizin gibi, bizim de beklediğimiz bir sonuçtu. Ama; sizin bilmeniz gereken bir bilgi sahibi olduk. Biliyorsunuz; sağ akciğer üç, sol akciğer iki lobludur. Babamın sağ akciğerindeki orta lob çalışmıyordu.Şimdi ise; ÇALIŞIYOR!... Bunu bilmenizi isterim. Ayrıca; size inanmayan, bana yakın kim varsa; telefonumu verin, raporları göstereyim. Her şey için teşekkür ederim."
Hasta; yıllarca sigara içmiş, hasta olduğunu öğrenince bırakmış emekli bir polistir.
Bu bilgiyi; insanlık alemine arz ederim...
Böyle giderse; sofra ne zaman kalkar?...
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
sayın sakar hocam;
Böyle bir konu başlığının son yazısı olmamalı diye düşünüyorum. siz belki hep aynı konuları ve mesajları görmekten sıkılmış olabilirsiniz fakat bu sitede sizin tecrübelerinizden faydalanmak isteyecek yeni yeni hasta yakını ve hastalar daima olacaktır. Artık bu konu başlığı altında tecrübelerinizi paylaşmak sizin için bir vazifedir.(ve tabi ki büyük bir onurdur).
Bu bitkinin kansere ve daha başka birçok hastalığa iyi geldiğini bilen belki daha başkaları da vardır. ama bu paha biçilmez bilgiyi paylaşan benim gördüğüm tek kişi ''sakar hocadır.''
Hocam lütfen bizi bırakmayın...
diğer takipçi arkadaşları da harekete geçmeye davet ediyorum. lütfen mesaj yazın ve hocayı vazgeçirin.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Beklediğim raporlar geldi. SON YAZInın birinci bölümü:
Haziran sonu veya Temmuz başları. Arkadaş telefon edip, evine davet eder ve giderim. Evin dışında, seki gibi bir yerde oturmaktalar. Arkadaş, eşi, bir defa gördüğüm bir adam ve hiç görmediğim bir kadın. Arkadaş:"Hocam, bu kız kardeşim, bu da eniştem. Anlatsınlar, sen de anlat." demekte. Kadın anlatır... 23 Haziranda yapılan tetkikler ve bunu belirten 27 Haziranda verilen rapora göre; bir çok yerinde tümör tespit edilmiştir. Kardeşi; kanser hakkında benden söz etmiş ve konuyla ilgili bilgi vermem için çağrılmışım. HTT ile ilgili bazı yaşananları anlatırım. HTT ile ilgili şahsî görüşümü söylerim. O kadar da; moral bozmaya gerek olmadığını, zararının olmadığını, işe yarayıp yaramayacağının kısa sürede belli olacağını v.s. anlatırım. Kullanmaya ikna olur. Doz için; kemoterapi alıp almayacağını sorarım. Çünkü; kemoterapi alırsa doz başka, almazsa başka olacaktır. Kemoterapiden vazgeçemeyeceklerini belirtirler ve ona göre dozu söylerim. Kardeşi HTT yapmıştır ve kemoterapiye başlanmadan HTT kullanmaya başlamıştır.
Hastanın adı: B.U. yaşı:52 dir.
Hastayla ilgili 27.06.2014 tarihli rapor:
Tanı: Serviks Ca (ICD-10: C53)
Endikasyon:Evreleme İlaç: F-18 FDG
Doz: 9,6 mCi
YÖNTEM:
Altı saat açlık sonrası kan şekeri 120 mg/dl ölçüldü. ).6 mCi F-18 FDG intravenöz olarak uygulandı. Hastaya 500-750 ml su içerisinde 50 ml oral kontrast madde verildi. Enjeksiyondan 60 dakika sonra atenüasyon düzeltmesi amacıyla düşük doz BT görüntülerini (Oral kontrast uygulaması ile), takiben PET görüntüleri elde edildi;
BULGULAR:
Baş boyun bölgesi:
Sağ nazofarenkste F-18 FDG tutulumu simetriğine oranla bir miktar artmıştır (SUVmax: 3.4). KBB bakısı önerilir.
Sağ servikal seviye 2a'da (SUVmax: 3.9), 2b'de (SUVmax: 3.3), 5a'da (SUVmax: 1.6), sol servikal seviye 2a'da (SUVmax: 2.6), 2b'de (SUVmax: 2.7) ve 3'te (SUVmax: 2.4) izlenen multiple milimetrik lenf nodlarında hafif F-18 FDG tutulumu izlenmiştir.
Baş boyun bölgesinin diğer kesimlerinde F-18 FDG tutulumu fizyolojik sınırlardadır.
Toraks:
Bilateral hiler alanda lenf nodlarında (SUVmax: sol: 5.4 sağ: 4.1-11.2) artmış F-18 FDG tutulumu mevcuttur.
Sol akciğer alt lob anterior bazal segmentte (SUVmax: 1.3) ve sağ akciğer orta lob medial segmentte (SUVmax: 2.8) izlenen nodüler yapılarda hafif F-18 FDG tutulumu mevcuttur.
Sol akciğer alt lobda parakardiyatik alanda izlenen nödüler yapıda patalojik F-18 tutulumu izlenmemiştir.
Her iki akciğer parankimi ve mediastenin diğer kesimlerinde F-18 FDG tutulumu fizyolojik sınırlardadır.
Batın:
Karaciğer segment 2'de (SUVmax: 3.5) ve 8'de (SUVmax: 3.9) izlenen hipodens lezyonlarda artmış F-18 FDG tutulumu mevcuttur.
Dalak hilusunda aksesuar dalak izlenmiştir.
L 1-L 3 vertebra seviyesinde bilateral multiple lenf nodlarında artmış F-18 FDG tutulumu izlenmiştir. (SUVmax: sol:10.5, sağ: 8.1).
Batın ve pelvis içerisinde izlenen multiple implantlarda artmış F-18 FDG tutulumu izlenmiştir (SUVmax: 4.7)
Dalak ve diğer batın organlarında F-18 FDG tutulumu fizyolojik sınırlardadır.
Pelvik bölge:
Bilateral eksternal iliak bölgesinde (SUVmax: sağ: 10.3, sol: 11.8) ve sağ ingüinal alanda (SUVmax: 6.2) lenf nodularında artmış F-18 FDG tutulumu mevcuttur.
Uterus posterior kesiminde vajinaya dek uzanım gösteren kitlede artmış F-18 FDG tutulumu izlenmiştir. (SUVmax: 10.4)
Vajen inferiorunda sağda fokal F-18 FDG tutulumu dikkati çekmiştir. (SUVmax: 5.4)
İskelet sistemi:
İskelet sisteminde F-18 FDG tutulumu fizyolojik sınırlardadır.
SONUÇ:
Uterusta malign natürde kitlesel lezyon
Vajen sağ yan duvarında malign lezyon
Multiple servikal, bilateral hiler, abdominal ve pelvik metastatik lenf nodları
Her iki akciğer parankiminde ve karaciğerde metastatik lezyonlar
Batın içerisinde multiple malign implantlar
Prof. Dr. XXXX
-----
Rapor bu...
Dinlenince ikinci raporu yazacağım.
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
İkinci raporu yazıyorum.
------
Yapılan işlem: Onkolojik PET (F-18 FDG)
PET/BT RAPORU
Adı Soyadı: B.U. Tarih: 18.09.2014
Tanı/Öntanı: Serviks ca
ICD-10 Kodu: C-53
Radyofarmasotik Madde: F-18 FDG
Görüntüleme Protokolü: AKŞ 109 mg/dl iken 7.2 mCi F-18 İV yoldan verildikten bir saat sonra Siemens Biograph mCT ile verteks-mid uyluk vücut bölümlerinin görüntüleri alındı. Transvers, koronal ve sagital düzlemlerde oluşturulan PET kesitsel görüntüleri, aynı düzlem BT kesitleri eşliğinde değerlendirildi.
Klinik Bilgi: Serviks ca. tedavi yanıt değerlendirme
BAŞ-BOYUN
Sol servikal seviye 1b, bilateral servikal seviye 2a, 2b'de büyüklüğü 6mm lenf nodlarında hafif artmış FDG tutulumu izlenmiştir. (SUVmax: 2.9) (reaktif?)
Diğer baş boyun alanları normal görünümdedir ve fizyolojik sınırlarda metabolik aktivite izlenmektedir. BT'de beynin görüntülenen alanları normal olarak izlenmiştir.
Baş boyun bölgesinde patalojik boyutta veya aktivitede lenf nodu saptanmamıştır.
TORAKS
Anterior mediastende 1.9x1.9 cm. düzgün sınırlı yumuşak doku dansitesinde hafif artmış FDG tutulumu izlenmiştir. (SUVmax:2.6) (timus hiperplazisi?. LAM?)
Sağ akciğer üst lob posterior, orta lob medial segmentte, sol akciğer alt lob anterobazal segmentte milimetrik nodüllerde ve sol akciğer alt lobda parakardiyak kalsifiye nodüllerde FDG tutulumu izlenmemiştir.
Mediastende patalojik boyut veya metabolik aktivitede lenf nodu izlenmemiştir. Mediastinal ana vasküler yapılar normaldir.
Plevral sıvı veya kalınlaşma izlenmemiştir.
ABDOMEN ve PELVİS
Karaciğer inferiorunda barsak ansları periferinde, batın orta hatta mezenterik yağlı planlarda büyüğü 2x1.2 cm multipl yumuşak doku lezyonlarında artmış FDG tutulumu izlenmiştir. (SUVmax:3.3)
Aortokoval ve sol paraaortik milimetrik lenf nodlarında FDG tutulumu izlenmemiştir.
Bilateral internal iliak milimetrik lenf nodlarında FDG tutulumu izlenmemiştir.
Dalak hilusunda 1.3 cm nodüler lezyonda FDG tutulumu izlenmemiştir. (aksesuar dalak?)
Karaciğer, dalak, sürrenal bezler,pankreas normal boyut ve metabolik aktivite göstermektedir, yer kaplayıcı veya hipermetabolik lezyon saptanmamıştır. Bilateral böbrekler doğal görünümdedir, kalkül veya yer kaplayıcı oluşum izlenmemiştir.
Batında serbest ya da lokule sıvı saptanmamıştır.
KAS İSKELET
Kemik yapılar, yumuşak dokular ve eklemler normal sınırdadır. ve fizyolojik sınırlarda metabolik aktivite göstermektedir.
SONUÇ:
Anterior mediastende hafif hipermetabolik yumuşak doku dansitesi,
Her iki akciğerde hipometabolik nodüller,
Mezenterik hipermetabolik peritoneal implantlar 27.06.2014 tarihli dış merkez (Teşhis ile tedavi ayrı ayrı hastahanelerde olduğu için öyle yazmışlar) PET/BT tetkikinin görüntüleri teknik nedenlerle elde edilemediğinden karşılaştırma yapılamamıştır.
Uzm. Dr. XXXX Yrd. Doç. Dr. XXXX
--------------
Arkadaşlar,
Bu hasta yaklaşık; 2,5 ay civarinda HTT yi doktor bilgisi dışında kullanmıştır ve hâlâ kullanmaya devam etmektedir. Bir kaç gün sonra bırakacak. Bu 2,5 aylık sürede; yukarıdaki rapordan da anlaşılacağı gibi; bir çok tümörü yok olmuş, kalanlar da küçülmüştür.
Eeeeee, sorun bakalım: "Bu raporları niye yazdınız?"
Ben sorayım:"Sizce bu başarı; kemoterapinin mi, yoksa; HTTnin mi eseridir?"
Siz düşünedurun, ben; son sözlerimi söyleyeyim:
Yaklaşık 4,5 yıl süresince; hiç işim olmadığı halde, bu konu başlığını açıp, çevreye yeterince rahatsızlık verdim. Gerçekten "inanılmaz" şeyler okudunuz. HTTnin müthiş bir bitki olduğunu anlatmaya çalıştım. İşin tuhafı, HTT bana yapıştı kaldı... Ölünce kurtulabilirim gibi. "Peki, HTT her kanserde işe yarıyor mu?" derseniz. Oooo, 4,5 yılda; küçük hücreli akciğer kanseriyle anca tanıştım. Sarkom grubundan bir kanserle de, daha dün gibi... Hiç lösemiyi denemedim. Belki; 30-35 yıl sonra(!) hangi kanserlerde işe yarıyor, hangilerinde işe yaramıyor, rapor verebilirim. Denemek için, mutlaka bir gün; bir crohn, bir sedef, bir pemfigus hastası bulacağım. Ya da; başka bir hastalık... Araştırma/denemeler devam edecek, demek istiyorum. Belki; insanlığa bir hizmetimiz olur...
Tamam, zaman doldu. Karar verdiniz mi? "HTT" diyenler bu tarafa, "kemoterapi" diyenler şu tarafa ayrılsın. Benim ne tarafta olduğum; çoktandır belli. Şimdi; "kim doğru yerde duruyor?"un cevabı için bir ipucu veriyorum:
İkinci rapor; hastanın kızına verilmiştir. Raporu verenin dediği şudur: "TEŞHİSTEKİ İLE, BU RAPORDAKİ; AYNI KİŞİ OLAMAZ!..." Düğününü ertelemiş, annesiyle ilgilenmek için işini bırakmış kız; kulaklarına inanamaz. Hastahane bahçesine çıkar ve okur, arkasından; sevinç gözyaşları... Dayısına telefon eder; onda da aynı durum...
Sağlıcakla ve hoşça kalınız...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Hocam babamin 2012 yilinda tÜmÖrden dolayi bÖbreĞİ alindi.2013 ekİmde mesaneden kan geldİ yapilan muayenede tÜmÖrÜn mesaneye attiĞi tespİt edİldİ.arkasindan 3 er ay arayla 4 defa kazima İŞlemİ yapildi.en son kazima İŞlemİ 20 gÜn Önce yapildi.patolojİ sonucunu deĞerlendİren doktorumuz mesanenİn alinmasi gerektİĞİnİ sÖyledİ .babam da aldirmam dİyor.Çaresİz kaldik.sİzİn tecrÜbelerİnİze İstİnaden bahsettİĞİnİz İlaÇ bİzİm İÇİn ÇÖzÜm olu mu denemek İstİyoruz.bİze bu konuda yardimci olurmusunz.muhakkak ayni hastaliktan sikintisi olanlar sİzİ bulmuŞtur dİye dÜŞÜnÜyorum.sİzden haber beklİyorum teŞekkur ederİm.telefonum:
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Admin Kardeş,
Yazmak zorunda kaldım, kusura bakmayın. Çünkü; bu konu başlığını okuyanlardan, benimle şahsen tanışan, e-posta adresimi, telefonumu bilenlerden arayanlar oldu: "Hocam, yazılar kesildi, sağ mısınız? Bir şey yok ya..." Bir şeyim yok, merak etmeyin.
Eeee, klavyenin başına geçince birkaç satır yazmak farz oldu.
HTTyi kolon kanserinde kullanmış, dört santim tümörü olan kişinin ölmesi üzerinden dört yıl geçmiş olmasına rağmen, kendisinin 7 cm.lik tümörü varken, hâlâ yaşadığını, 31.08.2009 tarihinde komşu ilçe sanayi çarşısında bana anlatan ve beni bu işe bulaştıran kişi var ya, İsmail... "Yahu, bu otu Hocaya ben öğrettim, adam; benden çok fazla biliyor, araştırıyor v.s." diyen İsmail... Geçenlerde telefon etti:" Hocam, bir deneme de ben yaptım. Bilgin olsun diye arıyorum. Kulağım çınlayıp duruyordu (Tinnitus) Çınlayan kulağıma, sabah akşam ikişer damla, ucu lastikli bir boruyla (Damlalık demek istiyor.) damlattım. Birkaç gün sonra çınlama bitti. Unutmayasın."
Bilgi için teşekkürden sonra; "İsmail Usta, araştırıcı olmuşsun bravo." dedim gari...
5-6 hafta önce biri beni aradı:"Hocam, telefonunuzu filan hastahaneden aldım. Babam..." Dediği hastahanede HTT kullanan iki kişi vardı. Birisi telefonumu biliyor, akrabası bildiği için; öteki bilmiyor. Hatun bu konuşmayı duydu ve dedi ki:"Telefonunu G. Hanım (MM/Multipl Miyeloma/ilik kanseri olan emekli meslektaşımız) vermiş olmasın? Sorayım bari..." Telefon eder. Bana anlatır: "Telefonunu veren o değilmiş. Hekimin; %95 oranında sağlığına kavuştuğunu, bir işlem daha yapılacağını, daha sonra belli aralıklarla kontrole geleceğini ve NE YİYİP İÇMEYE BAŞLADIYSANIZ; DEVAM EDİN, dediğini... Yakında kutlama yapılacağını, davet edileceğimizi..."
Yedi ay önce, sırt ağrısı şikayetiyle hekime giden; iki omuru çatlak, böbrekleri berbat ve MM teşhisi konulan, benim ise; başlangıçta lösemi olduğunu sandığım meslektaşım. Sözünü etmiştim ya... Bir ayda pırıl pırıl böbrek sahibi olan, beş kürde (Otolog nakil) 40.000 hedef iken; üç kürde 86.000 toplanan kişi... Hekim, tıbbın dışında bir şeylerin olduğunun farkında ki; o cümleyi kuruyor.
Size daha önce MAO inhibitörü ne demek diye sormuştum. İlgilenmediniz, ama; İzmir'den biri sırf çene çalmak için köye geldi. Çene çalarken, bir hastalığın başlangıcında olduğunu söyledi. "Dopamin" dedim. MAO inhibitörü muhabbeti yaptım. Kartında, ünlü bir markanın "Satış Operasyon Müdürü/Sales Manager" yazan kişi şaştı kaldı. Yani; deneme başladı... Gökte ararken; yerde bulmak gibi...
Hekimlere göre; ankilozan spondolit, kendisine göre; hastalığının bu olmadığını, yanlış teşhis olduğunu iddia eden bir hastadan söz etmiştim. Kesin netice geldi: "Tedavi edemedi".
Arkadaşlar, HTTnin "...İT"li hastalıkları tedavi ettiğini, hepsinde denememiş olsak da, biliyoruz. Meselâ; hiç denemediğim halde Menenjiti tedavi edeceğine o kadar inanıyorum ki... Bu durumda, bence; hasta haklı. Hastalığı (...İT")li bir hastalık değil.
Sağlıcakla kalın...
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Sakar hocam saygılar,
herşey için binlerce kez teşekkürlerimi sunuyorum. Allah, ne dileğiniz varsa yerine getirir inşallah
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Bu yazıyı bütün site okuyucuları ve özellikle de kanser hastası yakınlarının bilgilenmesi için yazıyorum. Çünkü ben de kanserli bir hastanın yakınıyım.
Babam gibi sevdiğim 60 yaşındaki ağbime 2014 Mayıs ayında ''Akciğer Kanseri'' teşhisi konmuş ve üçüncü derecede olduğu hasta yakınları olan bizlere Tıp Fakültesi tarafından bildirilmişti. Tabii bunu duyunca, her hasta yakını gibi bizler de yıkıldık. Çünkü yaygın olarak bilinen, kanserin ölümcül bir hastalık olması herkes gibi bizi de büyük bir üzüntüye sevk etmişti.
Raporun bulgular kısmında ‘’Kranium, serebral ve serebellar hemisferlerde PET lezonüsyon limitleri içerisinde beklenen düzey ve simetride FDG dağılımı izlenmiştir. Boyun yapılarında ve servikal lenfatik zincirlerde fizyolojik sınırlarda FDG dağılımı izlenmektedir.
Sağ akciğer intermedler bronş çıkışında, orta lob bronşunu tıkayan, subkarinal alana uzanım gösteren, orta lobda atelektaziye neden olan, atelektazik alan içinde kitle imajı net seçilemeyen, metabolik boyutu ˜39X69 mm yoğun artmış FDG tutulumu gösteren sentral kitle (SUV max:18,3) izlendi.
Mediastende; sağ alt paratrakeal lenfatik lojda 2 cm çapında yoğun artmış FDG tutulumu gösteren (SUV max:18,3) lenfadenopati izlendi.
Sol surrenal bezde 2 cm çapında FDG tutulumu göstermeyen nodüler alan izlendi. Prostat orta kesimde ve sağ lateral kesimde artmış FDG tutulum alanları (SUV max:5,1) izlendi. Geri kalan abdominopelvik organ yapılarında ve lenfatik zincirlerde peritoneal ve serozal yüzeylerde patolojik FDG tutulumu gösteren herhangi bir odak saptanmamıştır. İskelet sisteminin inceleme alanına giren kesimlerde FDG dağılımı fizyolojik görünümündedir.
Sonuç ve yorum kısmında ise; sağ akciğer intermedler bronş çıkışında orta lob bronşunu tıkayan, subkarinal alana uzanım gösteren, orta lobda atelektaziye neden olan, atelektazik alan içinde kitle imajı net seçilemeyen olan malign karakterde yoğun artmış metabolizma gösteren santral kitle izlendi.
Sağ alt paratrakeal lenfatik lojda yoğun artmış lenfadenopati, metastaz ile uyumlu değerlendirildi.
Prostat orta kesimde ve sağ lateral kesimde artmış metabolizma alanları izlendi. Olası prostat maligniteleri açısından klinik/histopatolojik kolerasyonu önerilir.
Sol surrenal bezde metabolizma göstermeyen nodüler alan, ön planda adenom ile uyumlu değerlendirildi. Yazıyordu. Doğal olarak tıbbi açıdan ne demek istendiğini anlamamıştık. Raporu, derhal Ankara'daki bir doktor arkadaşıma gönderdim ve ne olduğunu sordum. Akciğer kanseri olduğunu doğruladı ve aklımda kaldığı kadarıyla ''vakit geçirmeden medikal bir onkologla irtibata geçip tedaviye başlamamızı'' önermişti. Yeğenim de İzmir'de başka bir profösöre göstermiş aynı raporu ve aldığı cevap ''evet akciğer kanseri. Çok iyi bakarsanız 2 yıl, normal şartlarda hastanızın 1 yıl ömrü var'' olunca yeğenimin dünyası başına yıkılmış. Onlar da tabi ki tıbbi açıdan değerlendirmelerini söylüyorlardı. Ama Allah'tan ümit kesilmez. Mutlaka bunun bir çaresi olmalı diye çok yönlü araştırmalara başladım. Allah razı olsun yardımsever, halden anlayan Savcılardan izin alarak, kanserden kurtulduğu söylenen hiç tanımadığım cezaevindeki şahıslara varana kadar birçok kişiyle görüştüm. Bu süreçte dolandırıcılarla, saadet zinciri gibi kurulan şirketlerde para kazanan umut taciri şahıslarla da karşılaştım. Ama bir umut diye ben de yeğenim de araştırmalarımızı ara vermeden sürdürüyorduk. Çünkü bu hastalığa yakalanıp da kurtulan kişileri basından duyuyorduk, peki onlar nasıl kurtulmuştu? Sadece kemoterapi ile kurtulunabilseydi kanserle mücadele sonlandırılmış olurdu diye düşünüyordum. Derken internette tesadüfen bu sitedeki sakar hocanın yazılarını okudum. Telefonunu buldum ve aradım. Hocam bana önce bu sitedeki bütün yazıları oku ondan sonra görüşelim dedi. Önce yadırgadım ama okuyunca haklı olduğunu anladım. Tekrar aradım bana Aydın'da ikamet ettiğini söyleyince ben de Aydın'dayım görüşebilir miyiz diye randevu aldım ve yeğenim Ömer ile birlikte yanına gittik. Hocam herşeyi açık açık gizlemeden anlatıyor bizi bilgilendiriyordu. Biz de ''Hocam haklı olabilirsiniz ama bu kantaron yağını kullanıp da iyileşen kişilerle görüşebileceğimiz birileri var mı onlarla görüşmek, ayrıca raporlarını da görmek istiyoruz'' dedik. Çünkü aklımızda hala bir sürü soru işareti vardı. Daha önce karşılaştıklarımızdan dolayı şüpheci yaklaşıyor ve herşeyi sorguluyorduk. Hocamın ikamet ettiği yerde 60-70 yaşında bir amcanın bu sarı kantaron yağını kullanarak prostat kanserinden kurtulduğunu öğrendik. Hemen o amcayı bulup görüştük, anlattıklarına inanamadık. Daha sonra Söke'de biri mide kanserinden, diğeri mesane kanserinden kurtulduğunu söyleyen iki ayrı kişi ile daha görüştük. Ayrıca Aydın’da rektum kanseri bir hastanın yakını ve Marmaristen akciğer kanseri olan ve kantaron yağını kullandığını durumunun iyi olduğunu söyleyen başka bririyle daha görüştüm. Müthiş şeyler söylüyorlardı. İyice umutlanmıştık. Hocamdan 3 Litre yağ aldık ağbime de kullandıracaktık. Yağı aldık almasına da şimdi de ağbimin yağı kullanması konusunda aile fertlerini ikna etme gibi sorunla karşılaşmıştık. Çünkü kemoterapi tedavisini uygulayan doktor ‘’benim verdiğim ilaçlardan başka hiçbirşey kullanmayacaksınız’’ demişti bir kere. Tamam bilimsel tedaviye kesinlikle itirazımız yoktu ancak ilgili doktorla yaptığım görüşmede; ‘’Kemoterapinin sonucunda ne olacak’’ diye sordum. ‘’Yaklaşık 4X7 cm olan yaranın küçültülebildiği kadar küçültüleceğini, cerrahi müdahaleye imkan bulunduğu zaman da ameliyatla alınacağını’’ söyledi. ‘’Peki 2 cm lik diğer yara nedir’’ dediğimde ise ‘’bizi asıl korkutan orası çünkü hem kılcal bronşlarda hem de kalbe çok yakın bir bölgede’’ dedi. Ailece kantoron yağını kullanması yönünde karar aldık ve teşhisten yaklaşık 50 gün sonra (Temmuz ayında) ikinci pet raporunu almadan 10-15 gün kadar önce sakar hoca’dan aldığımız kantaron yağını kullanmaya başlayan ağbimin ikinci pet raporunda yaraların küçülme eğilimi gösterdiğini öğrendik. Kemoterapi tedavisine devam edilen ağbim aynı zamanda sarı kantaron yağını da içmeye devam etti ve Ekim ayında alınan üçüncü PET raporunda; 4x7 cm ve 2 cm boyutunda olan yaraların tamamen iyileştiğini (yaraların nokta kadar küçüldüğünü) orta lobu söndü denen sağ akciğerin tekrar eski işlevine kavuştuğunu öğrendik. Her üç rapor da elimizde mevcut. Allah’a binlerce şükür, Sakar hocaya da binlerce teşekkürler olsun. Sakar hocanın dediği gibi derdi veren Allah elbet dermanını da vermişti ve biz bu dermanı Sakar Hocanın sayesinde bulduk. Bu bilgiyi de umut tacirliği yapmak için değil, kanserle gerçekten savaşmak gerektiğine inandığım için, bütün hasta ve hasta hasta yakınlarıyla paylaşmak istediğim için mümkün olabildiğince kısaltarak yazıyorum. Hiçbir zaman umudunuzu yitirmeyin ve savaşın. Önemli olan ‘’Okyanusun dibinde de olsa, Everest’in tepesinde de olsa, Asyanın çölünde de olsa Allah2ın verdiği dermanı arayıp bulmak.’’ Savaş, savaş, savaş. Bu arada; 4 günlük orucuma da mal olsa sakar hocamdan sarı kantaron yağını yapmayı bizzat yerinde uygulamalı olarak öğrendim. Binlerce kez teşekkürler hocam. Biliniz ki sizin için dua eden çok insan var.
-
Cevap: Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız
Arkadaşlar,
Ortalıkta, her şeyi bilen olarak tanınmış; "fuatavni" diye bir twitter efsanesi var. Bu adla yazdıkları yasaklandığı için; "fuatavni_f" olarak yazmaya devam etmekte. Google amcaya, bu şekilde sorarsanız; yasaklı olduktan sonraki yazdıklarını okuyabilirsiniz. 22 Ocak tarihli yazdıklarını okuyun...
Diyeceksiniz ki:"Bunun; bu konu başlığıyla ilgisi ne?" Okuyunca anlarsınız... Okuduktan sonra, Odatv'ye girip; orada adı geçen kişiyle ilgili haberi de okuyun. Bunları yaptınız mı,yaptınız... Bu konu başlığını okuduysanız; cevabı da biliyorsunuz demektir.
Sağlıcakla kalınız...