"Hakkın kötüye kullanılmasından hareketle' yasal haklarınızı kullanmanızı öneririm.
Printable View
Ben sadece tanıyorum dedim. Benim durumum bu demedim. Adam ve ailesinin elinden hiçbirşey gelmiyor. Hakim ben bu kadar veriyorum deyip kestirip atmış.
Zonguldak'ta ögrenim gören üniversite öğrencisi 22 yaşındaki A.T otobüsle ünıversiteye giderken otobüs Hendek'te tesislerde mola verdı. Hamile olan genç kız tuvalette doğum yaptı ve bebeğini çöpe atıp kaçtı.
Bunun gibi kadın çok ve mahkemeye gitse "anne bakım ve sevkatine muhtaç" denerek bebek bu caniye verilirdi. Her olay kendince incelenmeli.
Anlayışımız o kadar bozukkı aşağıdaki kadından bile "talihisz kadın" diye sözedilmis.
Polis karakoluna giden 43 yaşındaki Fiona Donnison çocuklarını öldürdüğünü ve cesetlerin arabasının bagajında olduğunu söyledi. Bu itiraf karşısında şoke olan polis, kadının arabasında arama yaptığında korkunç gerçekle karşılaştı. 3 yaşıdaki Harry ve 2 yaşındaki Elise'nin cesetleri iki ayrı poşete konulmuş şekilde bagajda bulundu.
Polis kadını akli dengesinin yerinde olup olmadığını belirlemek için önce hastaneye sevk etti. Polis çocukların ne zaman öldürülmüş olabileceği konusunda henüz bir açıklama yapmadı. Ancak ilk belirlemelere göre cesetlerin bir süre bagajda kaldığı yönünde.
43 yaşındaki Fiona Donnison'un eşiyle birlikte 6 odalı bir evde yaşadığı ancak son dönemde ilişkilerinin bozulduğu anlaşıldı. Çift 6 odalı evini sattıktan sonra, talihsiz kadın çocuklarıyla birlikte daha küçük bir eve taşındı.
Değerli arkadaşlar. hep kötü örnekler, iyi örnekler.. yani sonuçta örneklerle birşeyler anlatılmaya çalışılıyor. Denildiği gibi her olay kendi içerisinde kendi unsurları ile değerlendirilmeli. Boşanma davaları özel hayata ilişkin davalardır. Bu davaların unsurlarıda özel hayatın içindeki unsurlardır. Dört duvar arasında gelişen olaylar insanların tahammül ve insani sınırlarını aşağılara çekebilir. Dolayısı ile A olayında çocuğu göstermeyen annenin geçerli bir sebebi varken B olayında bu durum haksızlık olarak algılanabilir.
Acizane yapmamız gerekenin; ideal olan anne / baba modelleri üzerine konuşmak ve bilgi ve tecrübelerimizi kırgınlık kızgınlık ve öfke ile intikam hırsı ile yana ebeveynlerin, evlatlarını bu çatışmalarda silah olarak / koz olarak kullanmalarını önleyecek söylemler geliştirmek olduğunu düşünüyorum.
Kaldı ki bu anlamda içimizde konusunda tecrübeli, söylemleri ile dikkat çeken psikolog arkadaşlarda var.
Psikolojik yanını psikolog arkadaşlardan, hukuki yanını değerli hukukçu arkadaşlardan, insani yanını ise bizler acizane ortaya koyalım.
Sadece nasıl acısız boşanılırı değil.. geçiş sürecinde herkesin en az acı ile atlatmasını da sağlayabilirsek anlam ifade edecek gibi görünüyor.
Saygılarımla...
Haklısınız. Ama her zaman anne bakım ve sevkatı lafıyla çocuklar annelere veriliyor. Biz de her annenin böyle olmadığını gösteriyoruz. Bakın mesela altta bir kadın uzmana utanmadan nasıl soru soruyor:
Kızımı, babasından koparmak için, ‘baban öldü’ diyebilir miyim?
Ben 31 yaşında, eşinden 2 yıl önce ayrılmış, 5 yaşında bir kız çocuğu olan bayanım. Eşimle çok kötü bir evlilik hayatı geçirdim.Benim sorum şu; kızım 5 yaşına girdi ve babasını özlediğini söylüyor. Bazen ağlıyor ve babama gitmek istiyorum diyor. Ben kabul etmiyorum. Komşular, bana, “Kızına, baban öldü” diye öğret rahatla diyorlar. Öyle mi yapsam acaba?
Sn. Engin Oğuz,
Sizce sokakta kadın erkeğin 3 adım gerisinden yürümeli midir? Ne demek istediğimi anladığınızı umuyorum...
Sizin gibi modern hukuk eğitimi almış, kadın ve erkeğin eşit tutulduğu Medeni Kanunu ezbere bilen bir avukat bile böyle düşünüyorsa vay halimize...
Şimdi ben boyu devrilesice kocamdan nafakayı icra zoruyla alıyorum, bu adam sizce onurlumudur, yoksa zorla onurlandırıyormuyum kendisini?
Saygılarımla.
Cılkını çıkartmakta üstünüze yok yani.
Karım çalışıp bana ve çocuğuma baksa ben utanırım kardeşim bana zul gelir. İnanıyorum ki kadın çalışıp erkek akşama kadar evde kahvede vakit öldürüyorsa son derece rahatsız olur.
Erkek çalışıp kadın evde ev işleri ile çocuk ile meşgul olması, konu komşuya gitmesi erkeği rahatsız etmez. Erkek de kadın da çalışıyorlar uyum içinde giderlere katılıyorlarsa bu teze dahil değillerdir. İki taraf da çalışıyorsa boşanmışlarsa kimsenin kimseye bakması icap etmiyor. Birlikte çocuğun iaşesine katılırlar olur biter. Ama kadın çalışmıyorsa ki bana göre çalışması şart değildir. Erkek nafakasını öderken onur duymalıdır haram zıkkım ederek, eşitiz madem ben neden ona bakmak zorundayım gibi hislere kapılmamalıdır.
Mesele ekonomik yapıyla alakalıdır. Kendini geçindiremeyen erkeğin az buz parası da kesintiye uğradığında işte bu tür yakınmalar başlıyor. Oysa evlilik bir atımlık barut gibi düşünülmeli ve tercih hatası yapılmışsa da sonuçlarına seve seve katlanılmalıdır. Bekara karı boşamak kolaydır tabi ben kendi hislerimi ifade ediyorum Allah vermesin çirkefçe ayrılınca insanın duygularının düşüncelerinin ne derece değişeceğinin garantisi yok tabi.
Kadın erkeğin koluna girer öyle yürür bizim örfümüz kültürümüz budur, siz tepesine çıkarsınız kafayı bi çeker üç adım geride kalırsınız o sizin marifetiniz olur. Bizi hiç anlamadığınız için bunu da anlamayacağınızı biliyorum bir kaç kişi anlasa maksat hasıl olur.
"Avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür.
Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve nesnel bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır."Türkiye Barolar Birliği AVUKATLIK MESLEK KURALLARI böyle diyor.
Ben sadece konunun "cılkını çıkarmak" (ne demekse artık hep çırpılmış yumurta gelir aklıma) gibi bir amacım olmadığını belirterek, sizden "nafaka ödeyen erkek onurludur" söyleminizi açmanızı ummuştum. Burada yanıt vermek gibi bir mecburiyetiniz yok biliyorum ama bari icra zoruyla nafaka veren erkek onurlumudur? bunu bir açıklasaydınız. Siz anlatın belki anlayabilirim.
En derin hürmetlerimle.
Avukatın kendini ifade etme hürriyeti olduğunu da ifade etmeli sayın swan. Sayın avukatın görüşlerine katılıp katılmadığımı beyan etmeyeceğim ama tutup bir avukata bu şekilde meslek kuralı hatırlatmanız da hem de diğer kuralları bilmeden hatırlatmanız da tarafımdan pek tasvip edilmedi. Avukat cılkını da çıkarır der, başka şey de... Cılkını çıkarmak sözünde en ufak bir aykırılık olmadığını da hepimiz biliyoruz. Diğer konular ise tartışmaya açık...
Meslektaşımız öncelikle insani olarak görüşlerini dile getirmiş..Biraz maskülen! bir dille olsa da kendisine saygı duyuyorum.. Sonucunda bir hukuk insanı da olsa, yaşam kişilerin edindikleri örf ve adetlerinden edindikleri birikimlere göre belirlenir. Bu anlamda kimsenin düşüncelerinden dolayı başka bir kimseyi yargılamaya hakkı yok..
Benim düşüncelerime katılıyorsanız birşey demeyeceğim. Ama bu yanıtınızla bana cevap vermeye çalışıyorsanız "siz benim düşüncelerimi kritik edebileceğinizi nereden çıkarıyorsunuz" diye sorarım size. Maskülen şeklinde kelimeler kullanarak kendinizi üstad mı göstermeye çalıştığınız konusu ise ayrı bir vakıa.
Kimseye cevap vermeye çalışmıyorum, genel olarak düşündüklerimi yazdım.
Sn. Güngören,
"Cılkını çıkarmak" kısmını hiç dikkate almadığımı bilmenizi isterim. Sanırım Avukatlık Meslek Kurallarında yazan "Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve nesnel bir biçimde açıklamalıdır" bölümünün altını çizmeliydim, Engin beyin konu hakkındaki söylemi ve örneklemeleri kafamı karıştırdığı ve kendiside zaten anlamayacağım gibi bir ön yargıda bulunduğu için haddim olmayarak belirtme gereği duydum. Cılkından başka ne çıkabilir ki?Umarım anlaşılabilmişimdir.
Saygılarımla.
Sayın swan "cılıkını çıkartmak" sözü halka malolmuş bir deyimdir. Bunda avukatlığa yakışmayacak bir durum görmesem de yazarı avukatın avukatlığını yapmamak için burada kesmek durumundayım. Ama size hukuki terimler kullansaydı bu sefer de Türkçe konuş demek zorunda kalabileceğinizi de hatırlatmak isterim.
Neden zorunlu kalınacaktı onu anlamakta güçlük çekiyorum. Her mesleğin olduğu gibi Avukatlık mesleğininde etik kuralları vardır. kaldı ki yasaların uygulanmasında olmazsa olmaz bir unsur olan avukatların, hele böyle bi-çare insanların medet umarak yüz sürdükleri bir forumda bırakın söylemlerini her bir heceyi bile tartarak yazmaları gerektiğini düşünüyorum. Kişisel düşünceleri herkesin kendisini bağlamakla birlikte, bulunulan konum itibari ile evrensel doğrulardan ayrılmamak gerektiğine inanıyorum.
Bu anlamda; tartışmanın ana konusu olan "nafaka ödeyen erkeğin daha onurlu olduğu" sav ının evrensel doğrularla eşleşmediğini belirtmek isterim.
Herkesin konu hakkındaki kişisel yaklaşımı, söylemi, düşüncesi kendi evinin dört duvarı arasında geçerli olmalıdır. İnsanlara örnek teşkil edecek bir sıfatı taşıyan (adının önünde avukat yazıyorsa) bilgi ve tecrübeleri alaka gören birisinin şahsi kanaatlarini kendisine saklayarak evrensel doğruları (tabiiki hukuksal anlamda) aktarması daha doğru olur kanaatindeyim.
Saygılarımla..
Çok basit bir cümle kurmuştum gayet yalın ve açıktı ama bu kör polemiğe nasıl yol açtı hiç anlamadım. Şimdi yalın ve açık bir cümle ile meramımı açmaya çalışacağım. Bu benim görüşüm hissiyatımdır arkadaşlar kanun değil doktrin değil, başlığa uygun cevabı kanundan veya doktrinden bulup getirmeniz mümkün değil kanaatimce.
Seve seve nafakasını ödeyen, ödemek için yoğun çaba gösteren, ödemede sıkıntıya düştüğünde içi içini yiyen erkek nafakasını ödemeyen, ödememek için kırk takla ata atan adamdan daha onurludur. İcra ile kesilen nafakayı başka başlıklarda gördüğüm mesajlarda olduğu gibi "haram, zehir, zıkkım" eden erkekler, ve bu başlıkta dile getirilen hissiyat bu açıdan benim kolayca kabul edebileceğim tavırlar değildir.
Bu örneklerin çoğalması dileğiyle...
https://www.hukuki.net/showthread.php?t=67276
Sayın Avukat Engin Bey, kibar bir cümle kurmuş. Ona cılkını çıkarmak değil başka bişey çıkarmak denir.
Nafaka yazıp sitede aramayapın bakalım ne göreceksiniz. Çocuğuna nafaka ödemek istemeyen erkeklerin yazdığı yüzlerce ileti.
Bu çocuk hastalanır, anne ilgilenir
Okulu var anne ilgilenir
Ergenliği var anne ilgilenir
Daha saymaya gerek yok. Üç kuruş destek verecek oan baba da, uğruna ailesini terkettiği güzel hatun kişinin yüznden, çocuğuna bu desteği sağlamamk için forumlarda salya sümük ağlarlar.
Sayın limonsu
Allah'ın huzurundaki derecesi açısından düşünülecek olursa kadın erkek eşittir.
Fakat Kadın erkek eşittir deyip erkeğin yaptığı bütün işlere kadınları da sürmek adaletsizliktir ve haksızlıktır.Ayrıca örflerimize göre bir erkeğin kadından nafaka alması abestir nafakayı erkek öder kadın değil.
İnsanlar ne kadar değişken değil mi?
İşine gelince kadın-erkek eşit, işine gelmeyince eşit değil.
Ben hiç rastlamadım evliliğnde kadının erkekle eşit olduğunu söyleyen erkeğe.
Ve ilk defa hukuki net de gördüm çoğu erkeğin kadın-erkek eşittir diye çıldıracak seviyeye geldiğini.
Acaba diyorum hukuki net de kadın erkek eşittir diyen beyler evlerinde kaç kez yemek yapmış, çamaşırları sermiş ya da toplayıp katlamış, her hafta ütü yapmış, çocuğunun bezini kaç kez değiştirmiştir, kaç kez bulaşık yıkamıştır, vb ev işlerini yapmıştır.
Bu işlerin hepsinin belirli yerlerde yapıldığını düşünün kadın lokanta da yemek yapıyor diyelim, kurutemizlemede ütü yapıyor diyelim, kreş ya da anaokulunda çalışıyor diyelim, evlere temizliğe gidiyor diyelim, park ve bahçelerde wc temizliyor diyelim ve aldıkları maaşlarıda yazalım.
Sonra işsiz olan bir ev hanımının tüm bu işleri karşılıksız yaptığını düşünelim bunların karşılığında para değil sadece sevgi saygı beklediğini düşünelim.
Bir ülkede ev hanımlarına yaptıkları iş karşılığında maaş verilmiş olsa ne ücret verilirdi diye araştırma ve hesap yapmışlar çıkan hesap yanlış hatırlamıyorsaMm en yüksek maaş alan çalışanın bile maaşını geçiyormuş.
Şimdi hani eşitlik sizce eşitlik bunun neresinde
İşine gelince ERKEKLER kadınını baş tacı İŞİNE gelmeyince ise yerden yere vururlar, ÜSTÜNE BASA BASA SÖYLÜYORUM HİÇ BİR KADIN EŞİ ONA KÖTÜ DAVRANMADIĞI SÜRECE ASLA YUVASINI TERKETMEZ bir bir daha ikidir herkes bunu kafasına soksun, sonra kadın düşmanı olurlar ama sonra yine bir kadına sığınır onla hayat kurarlar nasıl iş bu , hem kadını atıp tut sonra yine kadınla ol hahaha :DD
Kadın erkek eşittir. Uygulama yanlıştır.
Hadi bayanlar, Nihad beye hücuuum :)
Ben bu erkeklere hayranım ya... Valla nasıl akıl edmedim ben bunları şaşırıyorum.
Demek ki erkeklerin kusurlar(ufak tefek) kadından doğduğu içinmiş.
Ben olsam nobel biyoloji,psikoloji, kimya,sosyoloji ... aaman ya bu kadar sayamam. hepsini avukat beye verirdim.
Ufak tefek kusurlarınızı görmezden gelmeye karar verdik (:
Hem Nihad Bey uygulama yanlistir derken ,erkek bir tokat atıyorsa kadınınında evdeki bakır kepçeyi ocakta ısıtmak sureti ile eşinin kaba etine 5 kez vurarak uygulamada sağlanamayan eşitliği sağlayabileceğimizden bahsettiğinden eminim...
Sayın sevcankaya kardeşim evet dediğin doğru katılıyorum ama sen tüm erkekleri genelleme yaparak bir yanlış yapıyorsun kusura bakma ama ne kadar kötü niyetli erkek varsa o kadar da kötü niyetli kadın olabilir sonuçta herkes insan benim dediğim mahkemenin cinsiyete göre muamele değil haklı haksız ayrımını yaparak muamele yapması siz köle yada hizmetci güç denemesi yapılmak için yaratılmadınız sonucta bu zulumdür bunu yapanlar insanlıktan çıkmıştır zaten onlarla eşit olamazsınız çünkü siz insan olarak üstünsünüz o işe neydi belirsiz bir mahlukata dönüşmüştür(aynı şey bayanlar için de geçerlidir) ben insan olan erkek ve insan olan kadınların eşitliğinden söz ediyorum hadi gelin eşit olalım
Geçmiş iletileri okudum ve Sn. Swan'a haksızlık ettiğimi anladım. Daha doğrusu o beni ben onu yanlış anlamışız. Ben nafakaya karşı değilim. Kadının nafaka almasını da eksiklik ya da kusur olarak görmüyorum, bilakis dara düşecekse hakkı olarak görüyorum. Swan dediklerimi yanlış anlayıp bana imalı ifade kullanınca nevrim dönmüş Allah ne verdiyse yazmışım. :)
Sn. Swan bu iletimi okursunuz umarım, sizi ve sizin gibi çizgisi net üyelerimizi seviyoruz bizim için değerlisiniz.
Konu başlığı ile ilgili olarak Sn. Tangör Evren ve Av. İlknur Sezgin Temel'in çok yerinde saptamaları ile verdikleri cevaplara aynen katıldığımı belirtmeden geçemeyeceğim.
Sn. Engin bey,
Forumlarda genel olarak gözlemlediğim üzere ne yazık ki sn. üyeler son verilen cevabın bir yerinden çekerek konuyu kördüğüm haline getirmekteler.
Hukuki.netin en kibar, en şakacı hukukçusu olarak sizlerde bizim için çok değerlisiniz. Mutabıkız hocam.
En derin hürmetlerimle.