-
yahudi fıkralarının hepsi arka arkaya geldi ama birini anlatınca diğerleri de aklıma geldi napıyım:)
iki yahudi kumaş tüccarı yine moiz ve solomon:) o sene yeşil kumaş işinde çok para görür ve metrelerce yeşil kumaş alırlar. ancak gelgelelim kimsenin uğrayıp yeşil kumaş baktığı falan yok. bizimkiler battı batacak. derken bir albay gelir. albay:
-biz bu sene ordunun kıyafetlerini yenilemeyi düşünüyoruz. o yüzden bize metrelerce kumaş lazım. eğer vazgeçersek size haber vericez. yeşil zarflı bi mektup yollarsak bilin ki vazgeçtik. ama bizden mektup almazsanız önümüzdeki ay yollayın kumaşları der.
tabii bizimkiler heyecanla beklemeye koyulur. derken bigün postacı gelir. elinde yeşil zarflı bi mektup. kapıyı açan Moiz in benzi atar. sonra açar bakar mektuba. o arada Solomon seslenir içeriden:
-noldu moiz yoksa ordudan mı haber geldi?
Moiz cevap verir
-yok solomon ordudan değil müjde, baban ölmüş
-
Temel savasta yaninda 10 arkadaslariyla esir düsmüs. Ilk gün iskence sonunda ekipten 5'i bülbül gibi sakimislar.Ikinci gün 3 kisi daha dayanamamis itiraf etmiş.Üçüncü gün sonunda bir tek Temel kalmis.Dördüncü gün iskencenin dozu artmis Temel'den çit yok.Besinci gün iyice iskence agirlasmis Temel yine ayni.
Iki hafta sonra Temel'i kaldigi hücrede izlemeye karar vermisler.
Bizim Temel hem kafayi duvara vurmakta hem de söylenmekteymis:
-Hatirla oni ...hatirla oni...hatirla oni..
-
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen.
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayir Fadime'yle penum için.
-
10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu olan adam hapisten kaçar. Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının üstüne atlar ve boynunu öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine adam karısıyla konuşmaya başlar: - "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl öptüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma ki hayatımız buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!" Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur: - "Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, ben de seni seviyorum!"
-
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
-
Fransız delikanlı,Paris'in bulvar kahvesinde oturmuş, tipik kahvaltısını
yapıyormuş. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyağ, reçel. Yan masaya ağzında cikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş.Sohbet başlamiş...
Amerikalı: o ekmeğin hepsini yiyecek misin?
Fransız: Tabii..
Amerikalı: Biz yemeyiz. İçinden biraz alır yeriz. Kalan bir fiçidatoplanır.
Fabrikaya gider. Kruvasan yapılır. Fransa'ya satılır, demis.
Fransiz cevap vermemiş.
Amerikalı: Reçel de yer misiniz?
Fransız (öfkeli):Tabii..
Amerikalı: Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını,çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar,
Fransızlar'a satarız.
Fransız: Peki siz kullandiginiz prezervatifleri seviştikten sonra ne
yaparsiniz?
Amerikalı: Atarız tabi...
Fransiz: Biz atmayız.Bir fiçida içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir,ciklet yapar, Amerikaya satarız, demiş....
-
3 adam oturmus eslerine aldiklari hediyelerdenbahsediyorlarmis.
Birincisi demis ki, "karima öyle bir hediye aldim ki, 6 saniyede0'dan 100'e çikiyor."
Digerleri anlamamislar. "Ne aldin?" diye sormuslar.
Beyaz bir Porsche aldim. Çok mutlu oldu." diye cevap vermis.
Ikinci adam demiski, "Ben de geçen dogum gününde karima 4 saniyede 0'dan 100'e çikan bisey almistim."
Hemen anlamislar tabi ki: "Heey, yoksa Ferrari mi aldin?"
Adam gülümsemis: "Evet, kipkirmizi bir Ferrari aldim. Gerçektende ona
çok yakisti." demis.
Bu sefer üçüncü adama sormuslar: "Peki sen ne aldin karina?"Adam demis ki:
Ben öyle bisey aldim ki; sadece 2 saniyede 0'dan 100'e çikiyor."
Adam lar sasirmislar: "Atiyorsun!" demiser, "Öyle bir şey olmazki!"
Adam cevap vermis:"Öyle bir olur ki.. "
( ne aldigini görmek için tiklayin...)
http://img193.echo.cx/img193/7475/adsz8oj.jpg
-
Her gun yamactan tarlalarina ekine giden bi gelin-kaynana
varmis.. Iki adam gelinle kaynanayi gozlerine kestirmisler..bunlari alip
kaldiralim,diye dusunmeye baslamislar..
Bir gun, gelinle kaynana tarlaya giderken ortaligi yikan bi aglama
duymuslar..dinlemisler ki, klubeden geliyor..cikalim bi bakalim,
demisler..gidip kapiyi calmislar..adamlardan biri acmis..
kaynana "hayirdir" demis "ne oldu ? "
Adam demis ki "cenazemiz var...buyrun iceri"
gelin kaynana iceri girmisler...giris o giris...!!!! adamlar islerini
halletmisler.. neyse..gelin kaynana evden cikmislar.. gelin sormus,
''Ana be, naapcaz simdi ? "
kaynana cevap vermis
'' Valla gelin seni bilmem ama, ben yedisine de gelicem kirkina da"
-
Supermarkete bir eleman aranmaktadır. Elemanın süper tezgahtarlık bilgisine sahip olması on koşuldan biridir. Bunun için her gelen adaya bir de uygulama yaptırılarak performansına bakılmaktadır. Bir gün içeri bir aday daha girer ve işe talip olduğunu söyler. Bunun üzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sınamak için,
- "Evlat şimdi beni iyi izle" der. İlk gelen müsteri "Bir paket çim tohumu istiyorum" der. Bunun üzerine tezgahtar yeşil, sarı, uzun, kısa, çabukbüyüyen, kalın, ince bir sürü çesit çim tohumunu ballandıra ballandır anlatır ve adam sonunda "Bana yeşil ve ince olanından bir paket lütfen" der ve tam parayı ödeyip çikacak bizim kurt tezgahtar,
- "Beyefendi bir dakika. Size bir de çim biçme makinesi verelim" diyerek söze girer ve onlarca çesit çim biçme makinesini avantajlarını, ödeme kolaylıklarını, bir daha böyle bir fırsat bulamayacağını adama gene ballandıra ballandıra anlatır ve sonunda adam çim biçme makinesini de alarak mağazadan ayrılır. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni görelim" der ve evlat tezgaha geçer.
Yeni gelen bay müşteri bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayağı ateşli bir şekilde orkid çesitlerini, renklerini, kalınlıklarını vs. vs. bizim kurt tezgahtardan hiçte aşağı kalmayacak biçimde anlatır. Müşteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir düzine kadar alır. Parayı ödeyip çikacakken bizim aday,
- "Beyefendi size bir de çim biçme makinesi satalım" der. Adam,
- "Hoppalaaa, niye ki?" diye sorunca bizimki,
- "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari çimleri biçin !"
-
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik
kazasında ölmüş.
Cenazeleri dualarla, göz yaşlarıyla kaldırılmış.
İki üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki
Karadenizli, çıkmış
mezardan, üstünü silkeleyerek
geliyor. Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle,
sonra bakmış zombi
mombi değil, bayağı
kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve
merakla sormuşlar:
- Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış:
- Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş
meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk...
Geri göndermek için 5 bin dolar istediler,
bastım parayı geri geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ 3.500
dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız
alışsın!' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat
ediyordu...
-
Büyük şirketlerden birinin patronu, bilgisayar
sistemleriyle ilgili önemli bir arızanın acilen
giderilmesi için bilgisayar mühendislerinden birinin
evine telefon etmesi gerekir.
Adamın evine telefon eder ve karşı taraftan fısıldayan
bir çocuk sesi "Alo" der.
Patron sorar "Baban evde mi?"
Çocuk fısıldayarak cevap verir "Evet"
Patron sorar "Onunla konuşabilirmiyim?"
Çocuk fısıldayarak cevap verir "Hayır"
Patron şaşırarak "Peki annen evde mi?"
Çocuk fısıldayarak "Evet"
Patron , "Peki onunla konuşabilirmiyim?"
Çocuk yine fısıldayarak "Hayır"
Patron çocuğun cevapları karşısında şaşırır ve en
iyisinin bir büyükle konuşmak olacağını düşünerek
sorar,
"Orada başka kimse var mı?"
"Evet" der çocuk fısıldayarak , "Bir polis memuru var"
Mühendislerinden birinin evinde polisin ne işi
olduğuna anlam veremeyen adam sorar
"Memur beyle konuşabilir miyim?"
"Hayır" der ufaklık, "Şu anda meşgul"
İyice meraklanan patron: "Neyle meşgul?"
Çocuk fısıldayarak cevaplar: " Annemle babamla ve
itfaiyeci amcalarla konuşuyor"
Meraklanan ve endişelenen patron , telefondan gittikçe
artan bir gürültü duyar "Bu ses de ne? Diye sorar.
"Bir helikopter" der çocuk, hala fısıldayarak.
Panikleyen patron: "Neler oluyor orada" diye sorar
Çocuk hala fısıldayarak: "Arama kurtarma timi geldi"
Patron endişeli ve neler olduğunu bilmemenin
kızgınlığı içinde: "İyide neyi arıyorlar"
Küçük çocuk hala fısıldayarak ve kıkırdayarak cevap
verir "Beniiiii"
-
Doktor, hastasını uyarmış :
-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır.
Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :
-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, henüz alışkanlık yaptığını görmedim.
-
Doktor, hastasını uyarmış :
-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır.
Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :
-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, henüz alışkanlık yaptığını görmedim.
-
İki adam yolun iki tarafından birbirlerine doğru yürüyolarmış. İkisi de diğerinin
sağ ayağını sürüyerek geldiğini farketmiş ve karşı karşıya geldiklerinde
birbirlerine bakmışlar... Önce biri sağ ayağını işaret ederek şöyle demiş:
- Vietnam, 42 yıl önce...
Bunun üzerine diğeri de kendi sağ ayağını işaret etmiş:
- At pisliği 20 adım geride...
-
İki adam yolun iki tarafından birbirlerine doğru yürüyolarmış. İkisi de diğerinin
sağ ayağını sürüyerek geldiğini farketmiş ve karşı karşıya geldiklerinde
birbirlerine bakmışlar... Önce biri sağ ayağını işaret ederek şöyle demiş:
- Vietnam, 42 yıl önce...
Bunun üzerine diğeri de kendi sağ ayağını işaret etmiş:
- At pisliği 20 adım geride...
-
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.
-
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.
-
51 . piyade alayinda yuzbasi jack diye bir subay varmis. bu alayda butun herkes bu yzb'dan illallah demis. cunku her girdigi iddiayi kazaniyormus. alay komutani sonunda dayanamayip yzb. jackin tayini ni cikarmayi basarmis. ve bizim yzb. 61. piyade alayina tayini cikmis. 51 . piyade alay komutani, 61 . piyade alay komutanina telefon ederek yuzbasi icin 'aman bu adama dikkat edin sakin kimseyle iddiaya girmesin. aka kara der iddiayi yinede kazanir' diye uyarida bulunmus. 61. piyade alay komutani olurmu canim oyle sey diyip telefonu kapatmis. neyse bizim yzb. 61. piyade alayina gelmis ve alay komutanin karsina gecerek komutanim ben geldim' demis. alay komutani: - senmisin şu meşhur yzb. jack derken, yzb. alay komutanina - meraba komutanim beni hatirladiniz mi, demis - hayir hatirlamadim - olurmu komutanim vietnam savasinda beraber mevzide idik siz o zaman yarbaydiniz bende daha tegmendim. - yok canim ben o savasa katilmadim - aa komutanim ben adim gibi hatirliyorum sizin poponuza şaraplen parcasi gelmisti. kesin onun yara izide kalmistir. - olurmu canim sen manyakmisin ben ne o savasa katildim nede popomda şaraplen yarasi var. - komutanim 100$ iddiasina girerim ki sizin poponuza şaraplen yarasi var.demis ve 100$ iddiasina girilmis. alay komutani indirmis pantalonu ve yaranin olmadigini gostermis. yzb: - ah komutanim cok ozur dilerim. yanilmisim buyurun 100$ inizi demis ve 100$ i vermis. 61. piyade alay komutani sevine sevine 51. piyade alay komutanini telefonla arayarak - he he bumuydu her iddiayi kazanan adam. - ne oldu ki - iddiaya girdim ve kazandim - sakin ona popomu gosterdim deme! - nereden anladin popomu gosterdigimi - ulan senin allah belani versin allah seni kahretsin o adam senin poponu gormek icin butun alayla iddiaya girmisti.
-
51 . piyade alayinda yuzbasi jack diye bir subay varmis. bu alayda butun herkes bu yzb'dan illallah demis. cunku her girdigi iddiayi kazaniyormus. alay komutani sonunda dayanamayip yzb. jackin tayini ni cikarmayi basarmis. ve bizim yzb. 61. piyade alayina tayini cikmis. 51 . piyade alay komutani, 61 . piyade alay komutanina telefon ederek yuzbasi icin 'aman bu adama dikkat edin sakin kimseyle iddiaya girmesin. aka kara der iddiayi yinede kazanir' diye uyarida bulunmus. 61. piyade alay komutani olurmu canim oyle sey diyip telefonu kapatmis. neyse bizim yzb. 61. piyade alayina gelmis ve alay komutanin karsina gecerek komutanim ben geldim' demis. alay komutani: - senmisin şu meşhur yzb. jack derken, yzb. alay komutanina - meraba komutanim beni hatirladiniz mi, demis - hayir hatirlamadim - olurmu komutanim vietnam savasinda beraber mevzide idik siz o zaman yarbaydiniz bende daha tegmendim. - yok canim ben o savasa katilmadim - aa komutanim ben adim gibi hatirliyorum sizin poponuza şaraplen parcasi gelmisti. kesin onun yara izide kalmistir. - olurmu canim sen manyakmisin ben ne o savasa katildim nede popomda şaraplen yarasi var. - komutanim 100$ iddiasina girerim ki sizin poponuza şaraplen yarasi var.demis ve 100$ iddiasina girilmis. alay komutani indirmis pantalonu ve yaranin olmadigini gostermis. yzb: - ah komutanim cok ozur dilerim. yanilmisim buyurun 100$ inizi demis ve 100$ i vermis. 61. piyade alay komutani sevine sevine 51. piyade alay komutanini telefonla arayarak - he he bumuydu her iddiayi kazanan adam. - ne oldu ki - iddiaya girdim ve kazandim - sakin ona popomu gosterdim deme! - nereden anladin popomu gosterdigimi - ulan senin allah belani versin allah seni kahretsin o adam senin poponu gormek icin butun alayla iddiaya girmisti.
-
Bir general, Komşu ülkeden gelen konuk Generale, hem hava atmak hem de erlerinin kendisine ve vatanına bağlarını göstermek için, üç
erini ve karılarını yanına çağırır.Erlere birer kurusıkı tabanca verir.Onları yan odaya alır,erlerden karılarını öldürmelerini ister
Konuk generale " simdi bakiniz nasıl itaatli vatansever erlerimiz var"
der. Erler teker teker içeri girerler.Birinci er karısından özür dileyip
tüm şarjörü boşaltır.Tabii karisi ölmez Kursunlar kurusıkıdır .ikinci, üçüncü, dördüncü hep Böyle gitmektedir.Generalin gözleri yaşarmıştır En son Giren erin ardından iki general kursun seslerini dinlerken.
Dan dan dan dan dan dan Şangırrrr.diye bir ses duyarlar.İşini bitirip çıkan ere merakla sormuşlar neydi o şangırrr sesi ? er yanıtlamış
Komutanım bana kurusıkı kursun vermişsiniz , Kari ölmeyince bende tuttum kariyi camdan attım.
-
Bir general, Komşu ülkeden gelen konuk Generale, hem hava atmak hem de erlerinin kendisine ve vatanına bağlarını göstermek için, üç
erini ve karılarını yanına çağırır.Erlere birer kurusıkı tabanca verir.Onları yan odaya alır,erlerden karılarını öldürmelerini ister
Konuk generale " simdi bakiniz nasıl itaatli vatansever erlerimiz var"
der. Erler teker teker içeri girerler.Birinci er karısından özür dileyip
tüm şarjörü boşaltır.Tabii karisi ölmez Kursunlar kurusıkıdır .ikinci, üçüncü, dördüncü hep Böyle gitmektedir.Generalin gözleri yaşarmıştır En son Giren erin ardından iki general kursun seslerini dinlerken.
Dan dan dan dan dan dan Şangırrrr.diye bir ses duyarlar.İşini bitirip çıkan ere merakla sormuşlar neydi o şangırrr sesi ? er yanıtlamış
Komutanım bana kurusıkı kursun vermişsiniz , Kari ölmeyince bende tuttum kariyi camdan attım.
-
Beş avcı ava çıkmış. Önlerine küçük bir delik çıkmış. İçlerinden en deneyimli olanı yatın yere buradan tavşan çıkacak demiş. Herkes yatmış yere az sonra gerçekten tavşan çıkmış ve vurmuşlar torbaya koymuşlar. Ava devam ederlerken biraz daha büyükçe bir delik görmüşler, yine tecrübeli avcı yatın yere buradan tilki çıkacak demiş ve herkes yatmış tilki çıkmış ve vurmuşlar. Ava devam ediyorlar yine karşılarına daha büyükçe bir delik çıkmış karşılarına yine tecrübeli olan yatın yere buradan ayı çıkacak demiş ve yatmışlar, ayı çıkmış ve vurmuşlar. herkes tecrübelinin herşeyi bildiğine karar vermişler ne derse yapıyorlarmış. devam ederlerken karşılarına oldukça büyük bir delik çıkmış ve Tecrübeli avcı yatın yere demiş herkes yatmış içlerinden biri buradan ne çıkacak usta demiş.
Tecrübeli düşünmüş valla çocuklar buradan ne çıkacağını bende bilmiyorum demiş. Eretesi sabah bütün gazeteler tünel çıkışında 5 avcı tren altında kalarak can verdi diye yazıyormuş.
-
Beş avcı ava çıkmış. Önlerine küçük bir delik çıkmış. İçlerinden en deneyimli olanı yatın yere buradan tavşan çıkacak demiş. Herkes yatmış yere az sonra gerçekten tavşan çıkmış ve vurmuşlar torbaya koymuşlar. Ava devam ederlerken biraz daha büyükçe bir delik görmüşler, yine tecrübeli avcı yatın yere buradan tilki çıkacak demiş ve herkes yatmış tilki çıkmış ve vurmuşlar. Ava devam ediyorlar yine karşılarına daha büyükçe bir delik çıkmış karşılarına yine tecrübeli olan yatın yere buradan ayı çıkacak demiş ve yatmışlar, ayı çıkmış ve vurmuşlar. herkes tecrübelinin herşeyi bildiğine karar vermişler ne derse yapıyorlarmış. devam ederlerken karşılarına oldukça büyük bir delik çıkmış ve Tecrübeli avcı yatın yere demiş herkes yatmış içlerinden biri buradan ne çıkacak usta demiş.
Tecrübeli düşünmüş valla çocuklar buradan ne çıkacağını bende bilmiyorum demiş. Eretesi sabah bütün gazeteler tünel çıkışında 5 avcı tren altında kalarak can verdi diye yazıyormuş.
-
Bir araştırma grubu eşine ender rastlanan maymun türlerini araştırmak için bir köye giderler. Bu köyde bu maymunları yakalayabilecek bir adam bulurlar, fakat adam maymun başına 100 dolar ister ve anlaşırlar. Ormanda yürürken adam ağaçta bir maymun görür. Ağaca bir omuz atar maymun düşer ve köpeği maymunu becerir, maymun sersemler ve maymunu yakalarlar. Devam ederler ve bir başka ağaçta bir maymun daha, aynı şekilde maymunu yakalarlar. Yine yola koyulurlar ağacın birinde bir maymun daha, adam ağaca omuz atar fakat maymun düşmez, tekme atar yine düşmez, son çare adam ağaca çıkıp maymunu aşağıya atacaktır. Tüfeğini yanındakine verir ve derki
: Şayet ağaçtan ilk önce ben düşersem köpeği hemen vurun..
-
Bir araştırma grubu eşine ender rastlanan maymun türlerini araştırmak için bir köye giderler. Bu köyde bu maymunları yakalayabilecek bir adam bulurlar, fakat adam maymun başına 100 dolar ister ve anlaşırlar. Ormanda yürürken adam ağaçta bir maymun görür. Ağaca bir omuz atar maymun düşer ve köpeği maymunu becerir, maymun sersemler ve maymunu yakalarlar. Devam ederler ve bir başka ağaçta bir maymun daha, aynı şekilde maymunu yakalarlar. Yine yola koyulurlar ağacın birinde bir maymun daha, adam ağaca omuz atar fakat maymun düşmez, tekme atar yine düşmez, son çare adam ağaca çıkıp maymunu aşağıya atacaktır. Tüfeğini yanındakine verir ve derki
: Şayet ağaçtan ilk önce ben düşersem köpeği hemen vurun..
-
Köylerin birinde bir imam ölen insanları tek başına ücretsiz yıkarmış ve de yanına hiç bir kimseyi almazmıs
yıllardan beri alışkanlık olmus artık yanında birisi varken asla yıkayamazmıs
Bir gün köy halkı şüphelenmişler acaba bizmin imam yıkıyomu yıkamıyomu diye günaha giriyoz diye korkmaya başlamışlar ve kendi aralarında bir çare bulmaya çalışmışlar ve bulmuşlar
hasan demişlerki sen git ölü numarası yap bakalım imam yıkıyomu diye memoya da demişlerki send egit imamı çağır ölümüz var yıkarmısınız diye
memo imam git imam efendi demiş bizim köyden ölen var yıkarmısın demiş bızım imam da ne demek yıkarım tabi demiş
ve imam ölüyü guzelce yıkıyomus hasan da demıs ıcınden bu ımam efendı ısını iyi yapıyo ben artık kalkayımderken tama kalkcağı sırada imam şok olmuş ulan demıs ıcınden ölü dirildi
imam hemen hasanın boğazına yapışmış hasan onun boğazına yapışmış dısarda bekleyen köylulerde ulan bızım ımam normalde 15 dk da yıkar sımdı 45dk oldu dıye konusuyolarmıs ve sonra imam her tarafı kan içinde çıkmış ve köylülere şöyle bakmış sizin ölünüzüde ,dirinizide ... bir daha bana öldürmeden getirmeyin öldüresiye kadar canım çıktı
-
Adamın biri dere kenarında oltasını sallamış balık tutuyormuş. Ancak diğer elinde bir şapka varmış ve şapkayı dikkatle havada tutmaktaymış. Yoldan arabası ile geçmekte olan bir kadın merakla şapkayı niye tuttuğunu sormuş. Adam cevap vermek için kadının onunla bir kez yatması gerektiğini söylemiş. Kadın:
- Terbiyesiz deyip yoluna devam etmiş.
Ancak meraktan içi içini yiyormuş. Dayanamayıp geri dönmüş ve adamla yatmayı kabul etmiş. Tam işi bitirmişler, kadın tekrar sormuş şapkanın sırrını. Adam sırıtarak cevap vermiş:
- Sabahtan beri buradayım. Hiç balık yakalayamadım, ama şapkaya takılan siz 5. kadınsınız...
-
On yıldır evlilermiş.. Ama gerdek gecelerinden başlayarak, adam hep karanlıkta sevişmek konusunda ısrar etmiş.. Kadıncağız yıllar yılı kaç kez sabahlara kadar yalvarmış, bir kerecik olsun, ışıklari yakıp sevişmek için ama adam hep inatla "Hayır" demiş.. "Kesinlikle olmaz. İlle de karanlıkta sevişeceğiz.." O gece kadıncağız gene ışıkları yakmak için yalvaracak gibi olmuş, ama hemen vazgeçmiş. Kocası on yıl sonra insafa gelecek değil ya.. Vazgeçmiş ama sadece yalvarmaktan.. Kafasına koymuş, bu kez çünkü.. Tam sevişmenin en heyecanlı anı, en doruk noktasında elini kaydırıp, yatağın bas ucundaki gece lambasının düğmesine dokunuvermiş.. Bir de ne görsün.. Kocasının belinde, o yapay aletlerden biri bağlı değil mi?..
- Bunu bana nasıl yaparsın_! Bunca yıldır, bu işi sahte bir aletle yaptığını bana söylemedin bile.. Hemen açıkla bana her şeyi..Hemen...
Adam soğukkanlılıkla yanıt vermiş..
- Tamam, tamam.. Her şeyi izah edeceğim sana.. Ama önce sen bana şu üç çocuğumuzu nasıl yaptın izah et, bakalım!...
-
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde bir kaç gün kaldiktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve:
- Seni cennete götüreceğim.
Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner;
- Sen beni cennete götürecektin
der. Melek burası da cennet deyince;
- İçerideki sesler nedir¿
Melek:
- Haaa o sesler içeride ki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş.
Bizim ki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçen ki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş;
- Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı?
Melek:
- İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek:
-iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demis.
Bıçkın:
- Olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır.
-
Kizilderinin teki bizonlarini otlatiyormus.Derken bir cow-boy gelmis sormus:
- Köpek senin kopegin mi?
- O kopek benim olmak!
- Onunla konusabilir miyim?
- Kopek konusamamak!
Cow-boy kopege yaklasir.
- Nasilsin?
- Fena degil! (Kizilderili saskin...)
- Bu kizilderili senin sahibin mi?
- Evet.
- Sana iyi davraniyor mu?
- Evet,cok iyi. Gunde iki kez tuvalet icin dolastiriyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor.(Kizilderili bu arada kafayi yemektedir)
Cow-Boy kizilderiliye sorar.
- Bu at senin atin mi?
- O at benim olmak!
- Onunla konusabilir miyim?
- At konusamamak!
Cow-boy ata yaklasir.
- Nasilsin?
- Fena degil! (Kizilderili daha da saskin...)
- Bu kizilderili senin sahibin mi?
- Evet.
- Sana nasil davraniyor?
- Iyi. Bana hergun gerekli yurususleri yaptiriyor, fazla yuk bindirmiyor,gunde 2kere ve her terlememden sonra terimi siliyor, ve icinde yiyecek ve yataklik
olan ufak bir ahir insa ediyor.(Kizilderili ne gozlerine ne de kulaklarina inanmaktadir)
Cow-Boy tekrar kizilderilinin yanina gelir.
- Bu Disi Essek senin mi?
- Essek benim olmak,konusmak ama çok yalan soylemek
-
Evli bir çift cadılar partisine davetliydi. Dısariya çıkmak için hazırlanirlarken kadinin migreni tuttu, evde kalmak zorundaydi. Kocasina partiye yalniz gitmesini, onun eglencesini bozmak istemedigini söyledi. Biraz tartistiktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti, kadin da birkaç aspirin alip yatti. Biraz uyuduktan sonra kendini
daha iyi hissederek uyandi ve partiye giderek kocasina sürpriz yapmaya karar verdi.
Tam hazirlanirken "acaba ben yaninda degilken kocam neler yapiyor" diye düsündü ve kocasinin kendisini tanimamasi için degisik bir kostüm giyerek partiye gitti. Oraya vardiginda bir kenarda onu izlemeye basladi. Kocasi arka arkaya degisik kizlarla ve onlarla çok yakinlasarak dansediyordu, nereye kadar gidebilecegini görmeye karar verdi. Onunla çok samimi bir sekilde dansetmeye basladi, kulagina disariya çikabileceklerini fisildadi. Arabalardan birine girerek sevistiler ve geceyarisindan önce maskeler çikarilmadan kadin eve gitti, kocasinin dönüsünü beklemeye basladi. Adam sabaha karsi 01.00 sularinda eve döndü ve dogru yataga gitti. Kadin "parti nasildi kocacigim" diye sordu, adam da "sen siz hiç eglenemedim tatlim" diye yanitladi. "inanmiyorum" diye cevapladi kadin "bahse girerim çok eglenmissindir. "gerçekten hayatim. Partiye gittigimde bazi arkadaslarla sıkıldık alt kata inip bütün gece pokeroynadik. Fakat kostümümü ödünç verdigim o Allah'in cezasi herif harika vakit geçirdi".
-
Misir hükümeti kizil denizin altina tüp geçit yapmak için ihale açar. ihaleye ingiltereden, amerikadan, japonyadan ve türkiyeden de temelin firmasi olmak üzere birer firma katilir. firmalari teker teker mülakata çagirirlar ve teknik bilgi isterler.
ingiliz firmasi: - biz iki taraftanda eszamanli olarak tüneli kazmaya baslariz ve denizin altinda tam ortada bulusuruz. tüneller arasinda maksimum 1 Metre fark olur. 30 metrelik enindeki tüneldede 1 metreyi rahatlikla düzeltiriz der.
amerikan firmasi: -bizde ikitaraftan kazmaya baslariz ve tam ortada bulusuruz maksimum 50cm farkolur der.
japon firmasi: - biz iki taraftan kazmaya baslariz ve tam ortada bulusuruz. Maksimum 20cm farkolur der.
sira bizim temele gelir. temel der ki : -valla biz de iki taraftan kazmaya
baslariz. ortada bulustuk bulustuk bulusamadik iki tüneliniz olur
-
Temel ile Dursun tarlada çalışırken Temel'i penisinden yılan sokmuş..
Dursun hemen saglık ocagına telefon ederek doktora sormus
-"Temeli yilan sokti ne edelum?" demiş.
Doktor da
-"Yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.
Temel merakla "Uyy Tursun, toktor ne diyi?" demiş.
Dursun cevap vermiş
"Ölsün pezevenk diyi."
-
Gözleri görmeyen, bekar ve fakir Kayseriliye bir cin çıkagelmiş. Benden bir şey dile yerine getireceğim demiş. Kayserili düşünmüş, gözlerini mi istesin, zenginlik mi istesin, evlenmek mi stesin. Sonunda cin'e 'oğlumu altınlarımı sayarken görmek istiyorum' demiş
-
Bir adam sabah yururken ilginc bir cenaze kafilesi farkeder; onde giden kopekli bir adam, arkasinda bir tabut ve 10 metre arkadan gelen bir baska tabut ve tek sira olmus yaklasik 200 adam.
Tuhafina gider. Kafilenin basindaki adam kuskusuz cenazenin sahibidir, yanina yaklasir ve sorar;
- Beyefendi, bu uzuntulu gununuzde hatirlatmak istemem ama olenler neyiniz oluyor? adam yanitlar
-Öndeki karim arkadakide kayinvalidem.
-Vah vah basiniz sagolsun. nasil oldu?
-Kopegim karima saldirip oldurmus. kayinvalidemde karima
yardima gelmis onu da oldurmus.
Adam biraz dusundukten sonra sorar;
- "Beyefendi kopeginizi odunc alabilir miyim?"
- "Sıraya geç"
-
Erzurum'lu ekinini kurutuyormuş...
"Allah'ım, ne olursun ekinim kurumadan yağmurunu yağdırma!" diye dua etmiş.
Ekini kurudu kuruyacak, akşam üzeri, son yarım saatte yağmur yağmış,
çürümüş tüm ekin. Sabah olmuş, ahıra gitmiş. Bir de bakmış ki eşeği de
ölmüş.
Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurum'lu.
İftara yarım saat kala bir sigara çıkartıp yakmış. İlk nefesini şöyle bir
güzelce
çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.
"Nasıl, illet oluyorsun şimdi değil mi?" demiş ve eklemiş;
"Eşeği de kurbana saymazsam şerefsizim!"
-
Sevgili Oğlum Salamon'a
Üç Yahudi kardeş annelerinin yaş gününde ona aldıkları hediyeleri
birbirilerine anlatarak böbürleniyorlarmış.
Birincisi demiş ki: "Ben anneme kocaman bir ev aldım."
İkincisi: "Ben bir Mercedes limuzin aldım ve bir de şoför tuttum."
Üçüncüsü: "Benim hediyem hepinizinkinden güzel. Annemin Tevrat'ı okumayı ne kadar sevdiğini ve gözleri iyi görmediği için artık eskisi gibi
okuyamadığını biliyorsunuz. Ona bütün Tevrat'ı ezbere bilen büyük kahverengi bir papağan gönderdim. Onu eğitmek için 12 haham 12 yıl
boyunca uğraşmış. Tevrat'ı ezberletmişler. Bu papağan için havraya 20 yıl
boyunca her yıl 1 milyon dolar bağışlayacağım, ama buna değer.
Annem sadece bölümün adını söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak."
Öbür kardeşler, biz niye bunu düşünemedik diyerek hayıflanmışlar ve
kıskanmışlarsa da bir şey dememişler.
Kısa bir süre sonra anneleri üçüne de birer teşekkür mektubu yazmış.
Birinciye: "Abraham, bu ev bana çok büyük geliyor. Tek bir odası yetiyor
ama hepsini temizlemek zorunda kalıyorum."
İkinciye: "Mişon, yolculuk etmek için çok yaşlıyım, arabayı hiç
kullanmıyorum ve şoför çok kaba."
Üçüncüye: "Canım Salamon'um, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladım
sensin. Her şeyin büyük maddi hediyeler olmadığını gösterdin.
Gönderdiğin tavuk çok lezzetliydi, teşekkür ederim !"
-
temel askerdedir. ilk gün komutan gelir ve:
-benim adım ali kırç. unutmayın kırç, arada r var. soyadımı yanlış söyleyen veya dalga geçen olursa yakarım.
komutan ara sıra askerlere kendi soyadını sorar. en sonunda sıra temel'e gelir.
-temel söyle bakalım benim adım ne?
temel düşünür ama bi türlü hatırlayamaz. o sırada arkadaşı kopya verir:
-temel olum unutma arada r var.
-haah hatırladım komutanım. ali gört!!!
-
temel askerdedir. ilk gün komutan gelir ve:
-benim adım ali kırç. unutmayın kırç, arada r var. soyadımı yanlış söyleyen veya dalga geçen olursa yakarım.
komutan ara sıra askerlere kendi soyadını sorar. en sonunda sıra temel'e gelir.
-temel söyle bakalım benim adım ne?
temel düşünür ama bi türlü hatırlayamaz. o sırada arkadaşı kopya verir:
-temel olum unutma arada r var.
-haah hatırladım komutanım. ali gört!!!
-
Iki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı,
Birinci ihtiyar :
-"Su güvercinlere ne zaman yem atsam, siyasetcileri
hatırlıyorum "dedi .
diger ihtiyar ;
- neden...??? diye sorunca ekledi ;
"Yerde dolasırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca kafamiza
sıcıyorlar.. ."