Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
Alıntı:
hasanfecri rumuzlu üyeden alıntı
Yukarıdaki değerli üyelerin yazdıkları cümlelere ilave edecek cümle kuramadım.Konuya derinlemesine girmemekle beraber ALLAH'ın verdiği can sadece tekrar yaradanın emri ile alınır.''Ölüm sebebi neydi; ''İdam ettik.Öldü.'' böyle bir kader yok ve olmamalı....
Fikrlerinizi çok güzel ifade etmişsiniz.Evet yaradana inanan kimse için Allah'ın verdiği canı sadece Allah alır..
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
Sayın Aydın,
İran gibi ağır şeriatle yönetilen diğer islam ülkelerini de düşünüp incelediğimizde halimize varlıklar adedince şükürler olsun.Hakikaten Türkiye'de doğmak,büyümek,yaşamak ve ölmek hepimiz için değeri ölçülemiyecek bir hazinedir....Umarız ki idam haberleri/vakaları belleklerimizden silinir...
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
Alıntı:
hasanfecri rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Aydın,
İran gibi ağır şeriatle yönetilen diğer islam ülkelerini de düşünüp incelediğimizde halimize varlıklar adedince şükürler olsun.Hakikaten Türkiye'de doğmak,büyümek,yaşamak ve ölmek hepimiz için değeri ölçülemiyecek bir hazinedir....Umarız ki idam haberleri/vakaları belleklerimizden silinir...
Hasan Bey, biliyorsunuz bizim gibi 3.dünya ülkelerinin kendi kaderlerini tayin etme hakkı en azından Mustafa Kemal ATATÜRK sonrası hiç olmadı.Eğer bir İran olmadıysak bu emperyalist ülkelerin bizim konjüktürümüzü böyle tayin etme çabalarındandır..
Cevap: Ateist değil realyen
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
3. şık ülkemize ilticacı olarak kabulünden yana olan arkadaşlarıma konuyu çocuklar ve gençlik için "sapkın bir tarikat" liderinin getireceklerini götüreceklerini de düşünmelerini değerlendirmelerini öneririm.
Burnumuzun dibi İran... Kanımca fark eden bir şey olmaz; "Ecel gelince baş ağrısı bahane..." yayılacağı varsa yayılır!..
Bir bakıma da günümüzün grip virüsü gibi - er ya da geç - yayılma olasılığı zaten vardır...
Bu inanca dair yazılıp çizilenlere bakıldığında - hareketin özünde - adaletsizliğe karşı eyleme geçme / direnme gücü yaratma ve bu uğurda toplu intiharlar vs. hatta eşcinsellerin çoğunluğu oluşturduğu bir olgu ve hatta Satanizm ve sanki biraz da Fenimizme benzer bir yanı da varmış gibi düşündürmekte...
Nasıl ki "Aşk' insanı kör eder" denilebiliyorsa, işte bu da o "Aşk" duygusu gibi gelip geçici olacağından, sanmıyorum ki uzun süreli devam etsin.
İleri sürdüğünüz kaygıların aksine "Nigar Azizmuradi " olayıyla belki de yolun başında olupta zamanında "Nedir bu, ne değildir"i öğrenmiş olduk - ki bu da bir önlem sayılmaz mı?
Uyduruk veya değil , madem ki inananlar var, bilinsin, saklayıp yasaklayarak nereye kadar?!
İnanmak ve inanmamak; bu her insana özgü bir olaydır, bunun için insanlar yargılanmamlıdır, kaldı ki bu olayda herşeyden önce " Yaşam Hakkı" gelmelidir, düşüncenin / inancın yayılmaması için insanları idam etmek önlem değildir, olmamalı , olamaz da...
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
Evrensel hukukta bilindiği gibi "Suçluların iadesi ilkesi" var..
Kısacası, Bir tanım vermek gerekirse, iade ya da geri verme, bir devletin (talep edilen devlet) ülkesine sığınan bir bireyin yargılanması (hüküm amaçlı iade) ya da cezasını çekmesi (infaz amaçlı iade) için diğer bir devlete (talep eden devlet) teslim etmesine imkân veren hukuki bir işlemi...
Peki SİDAS gereğince; suçluların iade edilmesine dair sözleşme gereği Türkiye ateist olarak adlandırılan kişiyi geri verecek midir?
Ateizm uluslararası platformda siyasi bir suç mudur? İsterseniz bunları tartışalım...
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
"Suçum ılımlı İslamcı olmam"
Sahte pasaport yüzünden gözaltında olan ve İran’a iade edilmemek için iltica talebinde bulunan Tahran Üniversitesi Sinema Bölümü mezunu 31 yaşındaki Nigar Azizmuradi, “Tek suçum ılımlı İslamcı olmam. Onlar ılımlı İslamcıya dinsiz muamelesi yapıp, idam cezasına çarptırıyorlar” dedi.
Realyan Tarikatı’nın İran’daki lideri Nigar Azizmuradi, bir aydır gözaltında tutulduğu Kumkapı’daki Yabancılar Şubesi Misafirhanesi’nde dün kendisini ziyarete gelen babası ve yakınlarına yaşadıklarını anlattı. Sahte pasaportla Türkiye’ye iade edildikten sonra gözaltına alınan ve İran'a iade edilmemek için mücadele veren Azizmuradi yakınlarına şunları söyledi:
Su kanalında kolumu kırdılar
“Geçen sene Realyan tarikatı için çalıştığım, İran Gizli Servisi tarafından tesbit edildi. Bunun üzerine evime girildi. Bilgisayarlarım, dosyalarım, kameralarım didik didik arandı, incelendi. Evimin her köşesine bakıldı. Sonra beni gözaltına aldılar. 3 ay boyunca sorguya çekildim. Her sabah saat 07.00’da sorguya giriyor 14.30’da çıkıyordum. Benden sonra annem, babam ve ablam ile arkadaşlarım hakkında da araştırma yapıldı. Gizli servis bana, böyle faaliyetlerde bulunmayacağıma dair bir belge imzalattı. Seçimlerde Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a rakip olan Mir Hüseyin Musevi lehine yürüyüş ve gösterilere katıldığım belirlenmiş. Bunun üzerine gizli servis yine beni gözaltına aldı. Caddelerin kenarından geçen ve suların tahliyesinde kullanılan derin su kanalına götürdüler. Burada beni öldüresiye dövmeye başladılar. Kolum kırıldı. Kafam suyun içindeydi. Nefes almakta zorlanıyordum. Üzerimde bulunan cep telefonum, fotoğraf makinem, kameram ve bilgisayarımı aldılar. Hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçerken benim dövüldüğümü gören diğer göstericeler beni polislerin elinden kurtardı. Beni Tahran’dan kuzeydeki bir yere götürdüler beni tedavi ettiler. Kendimi toplayınca idam edilme korkusuyla yurt dışına kaçmaya karar verdim.”
Türkiye bana sahip çıksın
Edindiği sahte bir pasaport ile THY'nin İstanbul seferini yapan uçağına bindiğini belirten Nigar Azizmuradi şöyle konuştu: “Türkiye’ye bu şekilde giriş yaptım. Buradan da Kenya’ya doğru yola çıktım. Amacım Kenya’dan da İngiltere’ye geçmekti. 19 Ekim tarihinde Kenya’nın Nairobi Havalimanı’na indiğimde pasaportumun sahte olduğu anlaşıldı. Beni 2 gün orada tuttuktan sonra uçağa bindiğim İstanbul'a geri gönderdiler. 3 gün de Atatürk Havalimanı’nda kaldım. Oradan da Kumkapı Yabancılar Şubesi’ne geldim. Bir aydır buradayım. Psikolojim son 1 yılda yaşadıklarımdan dolayı çok kötü. Akciğerlerimden rahatsızım. Diğer mülteciler çok sigara içtiği için zorlanıyorum. Ben her şeyin biraz daha yumuşaması için mücadele ettim. Bunu yazdığım kitaplarda da dile getirdim. Ülkemde diğer bir dine geçen ya da dinin gereği olan sert kurallara karşı çıkanlar idam cezasına mahkum ediliyor. Bu cezadan da kurtuluş yok. Türkiye’nin bana destek vermesini istiyorum.”
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13070821.asp?gid=233
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
Bir çok yerde söylediğim bir sözü burada da söyleyeyim. Dört büyük kitabın ortak noktalarıda vardır. Bu ortak noktalardan birisi de ''cezalandırma '' konusudur. Dört büyük ortak kitapta da Tanrı
''Cezalandırmak benim hakkımdır'' der.
Yani kulun kula din sorgusu yapmasını yasaklamıştır aslında. İşin özü kimse kimseyi bu konuda sorguya çekemez olmasıdır. Bu islam dinin de çok açık belirtilmiş olmasına rağmen ''islam ülkesiyiz'' diye kendisini lanse eden ülkelerde tam tersi uygulanmaktadır. Allah la kul arasına kimsenin giremeyeceğini belirten o yüzden imamet sınıfı bulunması yasak olan dinimizde Allah adına hüküm verilmesi ne acıdır .
Ateistlik siyasi bir suç olamaz normalde. Çünkü inanç sistemine yönelik bir uygulamadır. Ancak Ateistlik siyasi bir suç olabilir çünkü islam ülkeleri dini kurallara göre yönetilirler (sözde) dolayısı ile Ateiszm bu siyasi yapıya karşı durmak anlamına gelir bu tip ülkelerde. Olayın özü aslında budur.
Kaldı ki ateizm ve benzeri düşünceleri ''sapkın'' kabul etmek modern hukuka uymamaktadır.
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kaldı ki ateizm ve benzeri düşünceleri ''sapkın'' kabul etmek modern hukuka uymamaktadır.
Ateizm, Deizm ya da hangisini ele alirsa alsin insan, saygi göstermekten ötesini yapma haddine sahip olmamali. Söylediginiz gibi bu durum modern hukuga uygun olmadigi kadar insanliga da uygun degil. Kimsenin kendisi icin cok önemli olarak gördügü degerlere inanmadigi icin birini suclayamayacagi gibi birilerinin bir zamanlar yazdigi, dogmalardan öteye gecemeyen yazitlara inaniyorlar diye düsünen biri de buna inanan insanlari yargilayamaz.
"Yok kadin sapkin bir grubun üyesiymis de efendim sunun busuymus" gibi sacma sapan aciklamalar aramaya da ihtiyac oldugunu düsünmüyorum. Karsi taraf da bu sekilde bakabilir.
Baskalarinin sözümona sapkinliklarini irdelemeye baslamadan önce kendi kapimizin önünü süpürme adina toplumumuzun sapkinliklarini ele alalim derim. Bir insan "sapkin" bir tarikate üye diye idam edilecekse, daha dogrusu herseyi unutup bunun mümkün olabilecegi temelinde yorumlar yapilabiliyorsa, Türkiye'de de binlerce, belki milyonlarca insan sapkin tarikatlere üye. Hepsinin idam edilmesi gerekir bu durumda...
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
Aslında sapkınlık denilen bu akımlar hakkında hiç bir şey bilmediğimiz, ilgisiz olduğumuz bundan dolayı bazılarının sapkınlık tanımına sarıldığımız ortada...
Başkasına zarar vermeden kişinin neye inanırsainansın saygı duyulması gerektiği ortada iken... tersini yapmak asıl sapkınlıktır aslında... Ama toplum sapkınlık yapınca o normal oluyor nedense...
Bir gerizekalının işlediği seks cinayeti yüzünden, bunu satanizme bağlayıp satanistlerin kedi kestikleri bakire kıza tecavüz edip öldürdükleri ritüelleri ortaya çıktı.. Bir çok genç siyah tişört giyemez oldu satanizmin simgesi diye... Ama gerçeğin o olmadığı hiç söylenmedi kaynadı gitti..
Satanizmin aklı başında bir inanç olmadığına inansamda kişilere zarar vermedikçe isteyenin yaşaması gerekli diye düşünüyorum. Bundan dolayı kişilere ceza verilemez...
Cevap: 'Ateist' olmak suç değil, bu nedenle bir insanın idamına göz yummak cinayettir
İstanbul'da doğdum...Kurtuluş ve Etiler'de beş yaşına kadar yaşadıktan sonra Ailece o zaman İstanbul'un dağ başı olarak kabul gören Ataköy'e taşındık...
Kilise hemen yanı başımdaydı yaşadığım semttte... Annem ve babam ibadetin yeri olmaz kızım derdi; Kilise'ye gider duamızı ederdik. Şimdi -10 seneyi aşkını bir süredir- Ataköy devamı daha da uzak bir semtte yaşıyorum. Camisi henüz yapılan bir semtte..Sabah 05.00 gibi kalkmaya alışkın olduğum için önce ezan sesini arıyor kulaklarım...
Evet ibadetin yeri olmaz günü gelir İstanbul St.Antuan'da duanızı edersiniz ya da Mardin'de bir kilise'de...
İnanmanız şart değil; daha 13 yaşındayken her gün namaz kılamadığı için üzülen babama söylediğim gibi; "Senin bu kadar iyi insan olman en büyük ibadet değil mi?" de diyebilirsiniz...