Çok yazık.......
Printable View
Bızler TSK magdurları olarak tepkımızı dıle getırmelıyız bununla ılgılı nasıl bır yol ızlenebılır bılmıyorum bu yuzden konuyla ılgılı ne sekılde bır gırısımde bulunulabılır hukukcu arkadaslar yardımcı olurlarsa sevınırım yanı bır dılekce olabılırmı mesela nasıl yazılır nereye yazılır kaal e alınırmı???
Kaldı kı bızım talebımız bunlara tanınan hakkın yanında colde kum tanesı kalır.:k :k :k
http://haber.mynet.com/detay/guncel/...ahalesi/477771
Okuyun arkadaslar
Yazıklar olsun ne dıyeyım.
Bu konuda gerçekten çok çelişme (LER) mevcut.. İnsanın ''Hani Adalet?'' diyesi geliyor...
Ben de iletilerinizi okumayi yeni bitirdim ve her ne kadar konudan rahatsizlik duyulsa da sonucta birsey yapilamadigini gordum. Ne yazik ki bu ulkede terorist olursan habur sinir kapisindan elini kolunu sallayarak girersin, fakat devletin bir subayi olarak, yapmak istemedigin isten ayrilarak ulkene, milletine baska alanlarda fayda saglamak istersen, yurtdisinda firarda olan birisi olarak habur sinir kapisina gittiginde eline kelepceyi takarlar; sonra hapse girer, tazminat odersin. Gercekten anlamak zor, terorist mi olsaydik acaba???
o teroristlere (ve hatta elebasina da) de keske bu bascavusun itirazinin incelenmesindeki titizlikle yaklassalardi, gostermelik 5ini iceri alip onu da salarak ayakustu hukuk yapti hukuk devleti turkiye
Arkadaslar, yapmak istedigimiz sey 2006 yilinda denenmis ve detaylica incelenerek reddedilmis davanin aslidir, sanirim bu forumun neden uzun bir suredir sessiz kaldiginin belirtisi, yani hicbirsey degistiremeyecegiz galiba:((
http://www.msb.gov.tr/ayim/Ayim_kara...02000018000006
bir araba dolusu adam var firarda ve hepsi de boyle bir is hayatini istemedikleri icin kendi kapasitelerini zorlayarak (inanin buna, hem de sonuna kadar zorlayarak) firar karari aliyorlar. Bu insanlar ortalamanin uzerinde beceriye sahip insanlar, en azindan karsilastirma yapmak gerekirse genel turkiye portresiyle; TSK herkesin "garanti is, devlet kapisi, serefli meslek" vs vs diyerek sinavlarina stadyumlari doldurdugu bir kurum sonucta. Ama dusunun firar eden insanlar o mentes kamplari, o zorlu surecler, askeri liseler, harp okullari, yasanmamis bir genclik vs vs tamamlayarak kazandiklari tum haklardan vazgeciyorlar. NIYE???? bunun altinda ne gibi kotu bir sebep olabilir, her insan istemedigi isten ayrilma hakkina sahiptir, gerekirse simit satar ama mutlu olur sonucta hayatin amaci mutlu olmaktir. Peki mecburi hizmet uygulamasi devam ettigi surece daha sonra ne oluyor? Ne yazik ki bu sekilde sistemde zorla tutulan insanlar butun hayatlarini devekusunun topraga soktugu kafasiyla gordugu gibi dunyaya kapali emeklilige gun sayarak geciriyorlar. Hatirlarsiniz lisede veya univesitede "bu yil da bitsin mezunuz, bu dersi de gectim mi bitti oh" diye gun saydigi gunleri. Bu surec 3-4 hadi bilemediniz 5 yildir. Bir insan 25-30 yillik meslek hayatini hergun "bu yil da bitsin su kadar yil kaldi emeklilige, bak seneye emekli maasim su kadar articak albay olucam, dur bir sene daha kalayim" diye gecirir mi? Amerikan ordusunda "colonel" dedim mi akan sular durur, niye? adamlarda albay olmak zordur, herkes olamaz, bizde ise kaza bela 14 yasinda askeri liseye girmis adamin albayligi cok buyuk bir kusuru olmadikca garantidir, emekliligi de tabi ki. simdi bu soyledigim bircok insan icin cok iyi gelebilir ama bu firar eden insanlar icin genelde dusunce mantigi su sekildedir: bu sistem benim emekli olacagim gunu bile hesapliyor, utanmasalar olecegim gunu bile hesaplayacaklar. diyerek sistemden soguyorlar, bu kadar belirlilik ve zorunluluk icerisinde asimile oluyorlar.
Neyse sonucta isin ozu sudur; bu sistemden cikmak icin ben de pek cok yolu denemek istedim. Arastirdim. Ticaret yapanlari atarlardi eskiden, baktilar TSK'da tabip kalmadi bu yuzden, kanun tasarisi mecliste; artik ticaret yapanlar atilmayacak, bu personele agirlastirilmis cezalar verilecek. Yani diyor ki "gidemezsin, surundurecegim seni istemedigin isi yapacaksin bana borcun var ama paran burda gecmez". Bu olmadi, baska bir yol evlilik disi bir bayanla birlikte yasamak. O kadar kulfetli bir is ki, once kizi bulucan evde oturacan, "evli gibi" tabirini yaratican (inanin dunyanin en zor isi), komsulari inandirican, hakim inanacak da seni atacaklar hapis yatmadan. O da olmadi tabi, e geriye de yuz kizartici dedigimiz cinsel tercih degistirme, tarikat, uc gorusler, asiri borclanma vs gibi (en azindan benim icin) yapilamayacak olaylar ve tabi ki FIRAR kaliyor. Bu mudur yukarida anlattigim kapasiteye sahip bu milletin evlatlarina, hem de ortalamanin uzerinde fayda saglayabilecek insanlarina Turkiye'nin verdigi deger? Bu mu insan haklari? Hayat bu bir kere yasanir, kusura bakmasinlar kimse de beni kisitlayamaz gerekirse Turkiye'den vazgecmek vazgecilir, gerekirse de BU INSANLARI TURKIYE KAYBEDER!!!:k:k
Okunulan eğitim süresine göre bir mecburi hizmet düzenlemesi pek ala yapılabilir. Bu sürenin azami eğitim süresi kadar olması, bu sürenin yarısını tamamlayana tazminat ödeme koşulu ile istifa hakkı tanınabilir.
Daha önemli bir husus da askerlik yapmak istemeyen kişinin zorla TSKda tutulmasının yarar değil zarar getireceği gerçeğidir.
Kıssadan hisse mecburi hizmmet sürelerinin hesaplanmasının yenilenmesine, TSK personelini elinde tutmak için caydırıcı değil sevdirici teşvik edici olmasına başkaca bir suç yok ise TSK dan ayrılmak istemenin asla hapis cezası ile cezalandırılmaması gerektiğine özetle kişilere bir ikinci şans verilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Yukarida baska bir kullanicinin alinti yaptigim tekliflerinde somutlastigini gordum bazi seylerin, kesinlikle simdiki yapilmasi gereken bu somutlastirilan hususlarin uygulamaya gecirilmesidir.
Kusura bakmasin sayin admin ve diger hukukcular, ne yazik ki "ceken bilir" dusuncesinden dolayi zaman zaman duygusal tepkiler cikabiliyor bu forumlarda ama herkesin tek istedigi birsey var: o da cozum. Benim annem ve babamin evine elinde yakalama kagidi ile polis geliyor, babami merkeze davet ediyorlar ve en son oglunuzu ne zaman gordunuz ondan haberiniz var mi diye sorguya cekiyorlar, daha sonra da devletle en ufak bir isim oldugunda, atiyorum arac kullanirken cevirmeye girsem sans eseri, direk araniyor olarak cikiyorum ve iceri aliyorlar. Yani TSK'yi veya uygulamalarini kucuk dusurme derdinde degil kimse ama ben kucuk dusmeyi, kovalanmayi, kacmayi, aranmayi, hakkinda yakalama emri cikartilmayi hakediyor muyum?
Tamam biz kabul etmistik bu sartlari, imzalattirdilar hepimize senetleri, fakat kacimiz da o yurek o imkan o kafa yapisi vardi da ayrilmayi dusunebildik o yillarda. Isin ozu, yukaridaki tekliflerinizin uygulanmasi icin ne yapilmasi gerektigini tartisalim ve bir an once yapilmasi gerekenleri uygulamaya koyalim arkadaslar.
Bu "dagdaki terorist" - "firari subay" karsilastirmalarindan hic hoslanmiyorum aslinda; cunku buradaki amac farkli, ama gercekten bu haberi okuyunca tuylerim urperdi... Sanirim insanlar sesini duyurabildigi surece onlar icin duzenleme yapiyor devlet. Onceki mesajda yazildigi gibi, birkac hukuki duzenleme istiyoruz biz sadece... O da istedigimiz isi yapabilmek icin, hepsi bu!!!
Lutfen okuyun...
Haberin asli icin http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12894144.asp
Dağdan inene 5 bin TL Paylaş 9 Kasım 2009
Demokratik açılım kapsamında beklenen dağdan inişe ekonomik yardım dopingi yapılacak. Her aileye 5 bin TL yardım yapılacak
Ak Parti Hükümeti’nin, “Demokratik Açılım” kapsamında boşaltmaya hazırlandığı, 11 bin kişinin yaşadığı Kuzey Irak’taki Mahmur Kampı’nın tahliye planı netlik kazanmaya başladı.
Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Mahmur’un Kampı’nın boşaltılması sürecinde Türkiye’ye gelecek olan binlerce kişinin, sosyal yaşama entegrasyonun ekonomik boyutu belirginleşiyor. Eve dönecekler için iki kanallı yardım sistemi işletilecek. Hükümetin planladığı destek paketinin ilki, Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamında gündeme gelecek. Hükümet, Türkiye’ye giriş yapan her aileye SRAP yoluyla 5 bin TL’ye kadar maddi yardım yapılmasını düşünüyor.
TERÖR TAZMİNATINDAN FAYDALANMA YOLU
İkinci kanal ise kamuoyunda “Terör Tazminatı” olarak bilinen “5233 sayılı yasa” üzerinden olacak. Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle oluşan maddi zararların tazminini öngören yasa, köylerine geri dönecek ailelere “evlerini yaptırma, eski tarlalarını kullanma” imkanı gibi olanaklar sunacak.
Köyünün boşaltılması nedeniyle Türkiye’yi terk ederek Kuzey Irak’a yerleşen ailelerin, Mahmur Kampı’nda bulundukları sürede uğradıkları maddi kayıplar “Terör Tazminatı” adı altında karşılanabilecek. Buna göre, Mahmur’a yerleşen ailelere, tarlalarından ekin alamadıkları süre dikkate alınarak hesaplanacak miktarda tazminat verilecek. Ayrıca yıkılan evlerin onarımı veya yeniden yapılması konusunda da ailelere tazminat ödenebilecek.
Türkiye’ye dönüş yapacaklardan askerlik çağında olanlara ise “en az bir yıl askere alınmayacakları” güvencesi verilecek. Bu kişiler kendilerine tanınan süre içinde yeni düzenlerini kuracaklar ve daha sonra askerlik yapacaklar.
KAMPTA DOĞANA VATANDAŞLIK STATÜSÜ
Türkiyeli mültecilerin Mahmur Kampı’nda doğan çocuklarına, “TC vatandaşlığı” statüsü sağlanacak. Mahmur Kampı’nda Türk vatandaşlarıyla evlenen yabancı uyruklular ile bu evlilikten doğan çocuklar da, Türk vatandaşlığına alınacaklar.
Hükümet, Kürt açılımı sürecinde üniversitelerde açılan Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin yanı sıra, Kürt dili ve kültürü üzerine araştırmalar yapmak üzere iki büyük kentte Kürdoloji Enstitüleri de açılmasını istiyor.
Enstitülerin, Güneydoğu’daki üniversitelerden ziyade Ankara ve İstanbul’da kurulmasını planlayan hükümet, Ankara ve İstanbul’daki bazı üniversitelerle temas kurarak zemin yokluyor.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Dicle Üniversitesi’nin senato kararı aldıktan sonra Kürdoloji Enstitüsü kurulması için teklifte bulunmasını da istedi. YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç; Kürdoloji Enstitüsü açmak üzere başvuruda bulunan Dicle Üniversitesi’nin yazılı talebini reddetmediklerini, usulüne uygun teklif yapmak üzere iade ettiklerini açıkladı.
Sayin Admin ve Hukukcu uyeler
Bunlarla ilgili ne yapilabilir, gercekten istifa hakki olmadigi icin firar etmek zorunda kalan ve madur olan pekcok insan var (teroristler kada cok olmasalar da). Gercekten gercekci bir portreye, bu konuyla ilgili hukuki bir "acilima" ve bir "yol haritasina" ihtiyac var gordugunuz gibi. Siz hukukcular icin bu durum hakkinda izlenebilecek hal tarzlari nelerdir?