Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
O mahkemeye baskın yapıldı!
29 Temmuz 2009 Çarşamba 17:22
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi aldıkları kararla tartışma yaratmıştı. Gül'e ve Erdoğan'a dava açmıştı. Müfettişler bugün baskın yaptı.
Adalet Bakanlığı biri baş müfettiş olmak üzere 3 müfettişini dosyaları incelemek için mahkemeye gönderdi. Müfettişler habersizce mahkemeye baskın yaptı.
,
GÜL YARGILANSIN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında “Kayıp Trilyon Davası”nda verilen takipsizlik kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz uzun süre gündemde kalmıştı.
ERDOĞAN KARARI
Kararı veren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, daha önce de
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında `Sayın Öcalan` sözüne verilen takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermişti.,
HABERİN TAMAMI:
http://www.internethaber.com/news_de...erstitial=true
M.E.Sezen: Yargı Bağımsız mış!! 'TARAF OLMAYAN BERTARAF OLUR' O İnsanlarımızın başına neler geliyor görmeyen gözlerinizle görün.
***
YANDAŞ MEDYANIN LİNÇ SIRALAMASINDA ARTIK BAŞTA KİM VAR?04.09.2009
Hep diyoruz, Türkiye “bir yere doğru sürükleniyor”
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz dün yandaş medyanın sayfalarındaydı.
Peki niye?
Hatırlayalım…
http://www.odatv.com/n.php?n=yandas-...var-0409091200
***
HÂKİM KAÇMAZ'A KOMPLO GİBİ BASKIN
Tarih : 01.12.2010
Hatay Polisi’nin tavrı, Hakim Osman Kaçmaz’ı, ihbar edilen fuhuş olayından kötü bir durumda yakalayıp kamuoyun teşhir amacına yönelik bir baskın olduğu intibaını uyandırıyor
Hakim Kaçmaz’ın Avukatı Baykal Doğan, bu konuda dün şu açıklamayı yaptı: “Hafta sonu tatilini Hatay’da geçireceğini Adalet Bakanlığı’na ve Hatay Emniyet Müdürlüğü’ne bildiren müvekkilimin basına yansıyan ahlak dışı ithamı tüm resmi makamların bilgisi ve görgüsü içerisinde olduğunu bile bile yapmış olması ne derece mümkündür?”
Hâkim Remzi Özdemir ise, “Polisler savcıdan arama izni almışlar. Fakat kâğıtta hiçbir isim yok. Bir savcı, herhangi bir isim olmadan şahıslar hakkında arama izni çıkarmaz” dedi.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, resen soruşturma başlattı. Soruşturmanın, “hakaret” ve “iftira” suçlarından yürütüldüğü öğrenildi. Savcılığın, ihbarı yapan kişinin kimliğinin tespit edilmesi için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’yla temasa geçtiği öğrenildi.
Kaçmaz’ın 303 nolu odasına arama kararıyla giden polis ekiplerinin, baskın anını kayıt altına aldıkları kamera görüntüleri basına sızdırıldı.
İhbarın asılsız çıkmasına rağmen dün www.samanyoluhaber.com adlı internet sitesinde polis kamerası görüntülerinin 4 dakika 19 saniyelik bölümünün yayımlanması dikkati çekti.
http://anafor.org/haber_detay.asp?bolum=4786&uyeid=50
***
ÇÖLAŞAN YAZDI: Parola:Minik Kuş…İşareti (XXX) ……..Bir Rezalet Daha Osman Kaçmaz Gerçeği
ANKARA’da Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, bu iktidarın hışmına uğramış hukuk adamlarının başında geliyor. Kaçmaz’ın başına birkaç gün önce -gelen demiyorum- getirilen olay, Türkiye’deki rezaletin son kanıtı idi.Osman Kaçmaz, geçen hafta sonunu geçirmek için Sincan Adliyesinden bir hakim arkadaşı ve avukatı ile birlikte Ankara’dan Hatay’a gidiyor.Devlet memuru Ankara dışına çıkacaksa, bağlı olduğu Bakanlığa durumu bildirmek zorunda. Kaçmaz da durumu Adalet Bakanlığına bildiriyor.
Aynı bildirim koruma amaçlı olarak Hatay Emniyet Müdürlüğü’ne yapılıyor.
Dolayısıyla gerek Adalet Bakanlığı ve gerekse Hatay Emniyet Müdürlüğü,
Osman Kaçmaz’ın iki gece Hatay’da otelde kalacağını biliyorlar.
Orada kendisine koruma veriliyor.
Unutmayalım ki Hatay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in memleketi ve seçim bölgesi.
http://www.ilk-kursun.com/2010/12/co...acmaz-gercegi/
***
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Erdoğan, yargı reformunu eleştiren yargı temsilcilerine "Eğer yürütmeye bağımlı olduğunu söylüyorlarsa çıksınlar ispat etsinler" diye seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yargının bağımsızlık istediğini belirterek, "Eğer yürütmeye bağımlı olduğunu söylüyorlarsa çıksınlar ispat etsinler. Ama yargı maalesef bağımsız da, yargı tarafsız değil. Sıkıntı burada" dedi. Kocaeli'nde NAMET Et ve Et Entegre Tesisi'nin açılışına katılan ve ardından ÖSS'de ilk 100'e giren öğrencilere Kocaeli Belediyesi tarafından hediye edilen otomobillerin anahtarlarını veren Erdoğan, şunları söyledi:
'KUŞATMIYORUZ'
Bizimle aynı vizyonu, aynı hukuku paylaşamayanlar engel çıkardılar. Türkiye'nin atılımlarını engellemek, milletin iradesini gölgelemek, tercihlerini yok saymak için her yola başvurdular.
Bizim yapacağımız reformlar sadece Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu düzenlemelerdir. Hiçbir şeyi, hiç kimseyi kuşatmamız söz konusu olamaz. Şahsi düzenleme, kişisel reform bizim kitabımızda yazmaz.
Yargı bağımlı mı? Ben merak ediyorum nereye bağımlı? Ben bağımlı olduğu bir yer görmedim. Eğer yürütmeye bağımlı olduğunu söylüyorlarsa çıksınlar ispat etsinler. Ama yargı maalesef bağımsız da, tarafsız değil. Sıkıntı burada. Yargı tarafsız değil. Ve yargının hesap vereceği bir makam var mı? Yok. Yargı kararı alırken en sonunda millet adına der. Millete hesap verme diye bir şeyi var mı? Millet adına icraat yapan biziz biz. Bizi millet getirir, millet götürür.
Bizim yaptığımız her reforma sırf biz yapıyoruz diye karşı çıkmak sorumlu bir muhalefet tarzı değildir. Yasama organı 411'le karar alacak. 367 ile karar alacak. Yargı yok farz edecek. Dünyanın neresinde var böyle bir şey. Böyle bir muhalefet tarzı çağın gerçeklerine de, Türkiye'nin gerçeklerine de uzaktır. Ne olacağı belli olmadan Anayasa Mahkemesi'nin yollarına düşmek yapıcı muhalefet anlayışı ile asla uyuşmaz. Cuma namazını yeni inşa edilen Musa Efendi Camii'nde kılan Erdoğan vatandaşları selamladı. Bu sırada genç bir kız "Arsalarımıza el koydular" diye bağırdı. Erdoğan, "Oradan yaygara yapma gel yanımda anlat" dedi. Bunun üzerine genç kız Erdoğan'a giderek belediyenin tapulu arazilerini ellerinden aldığını söyledi. Erdoğan belediye başkanından bilgi alacağını belirtti.
http://www.sabah.com.tr/Siyaset/2010...tarafsiz_degil
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Osman efendinin Hatay'daki bir otelde bir kadınla birlikte olmasını "özel hayata müdahale" olduğu için eleştirmekten vazgeçtik de, otelin ücretinin bir işadamı (ve siyasetçi) tarafından ödenmiş olmasını nasıl yorumlayacağız?
Bir hakimin otel masrafı bir iş adamı tarafından neden karşılanır?
Bu durum size normal geliyor mu?
Namuslu ve dürüst hakimler, adları çıkmasın diye biz avukatlara bile selam vermeye çekinirken, Osman efendinin marifetlerine bir bakın..
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
M.E.Sezen:Kendileriyle ilğili her olumsuz konu üzerine "Gerekirse Yasa diğişikliğine gidebileceklerini" söyleyen işi ne gelmeyen hertürlü davranışa ileri Demokrasi'nin uygulandığı bir yerde Yargı Bağımsız mı? diye bilmek...
'Haberal yasası'na tepki
07 Aralık 2010 Salı
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk, hükümetin Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın hakimlerine verilen tazminat cezasına karşı düzenlenen yasa teklifini “nesnellikten uzak bir çalışma” olarak değerlendirdi. Türk, hükümetin, “Ergenekon” davasında uzun süredir tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın haksız tutuklu kaldığı gerekçesiyle, Yargıtay tarafından hakimlere verilen tazminat cezasına karşı, yasa değiştirme yoluna gitmesini değerlendirdi.
http://www.gazete5.com/haber/sami-tu...-201-65066.htm
************************
Erdoğan, 3 genaralin açığa alma işleminin AYİM tarafından iptal edilmesi durumunda gerekirse bir yasa değişikliğine gidebileceklerini söyledi.
MHP lideri Bahçeli: Yandaş yargı oluşturulmaya çalışılıyor 10 Eylül 2010
Bahçeli:. Milyonlarca vatandaşımız adalet aramak için mahkemelerde yıllarca sürünmektedir. Ancak AKP’nin, bu konuların önünü açacak düzenlemeler getirmek yerine, yalnızca Anayasa Mahkemesi ile Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin sayılarına yönelik düzenlemeler yapılmaya çalışması oyunun bir parçasıdır. Şayet bunu aşabilirlerse yapmak istediği, yarın karşılarına çıkacak hukuki engellerin ortadan kaldırılması ve yüksek yargının kendilerine teslim olmuş yandaşlarla doldurulmasıdır" dedi.
http://www.milliyet.com.tr/mhp-lider...67/default.htm
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Balyoz Davası"nın Hakimi Değişti..????....Hiç düşündünüz mü?
Hakim hakkında tek bir şikayet belgesi ve kanıt yok... Neden değiştiriliyor hakim?
****
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), bazı hakimlerin geçici yetkiyle görev yerlerinde değişikliğe gitti.
HSYK, bu çerçevede, Balyoz Darbe Planı davasına bakan Özel Yetkili İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt’u geçici yetkiyle Gebze’de görevlendirdi.
Zafer Başkurt’un yerine Ergenekon Davalarına bakan Özel Yetkili İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kıdemli üye hakimi Ömer Diken getirildi.
Zafer Başkurt’un, daha önce görev yerinin değiştirilmesini istediği öğrenildi.
Bu arada, gazeteci Hrant Dink cinayeti davasına bakan özel yetkili İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak da geçici yetkiyle Sakarya’da görevlendirildi.
Erkan Cakan’ın yerine ise 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kıdemli üye hakimi Rüstem Eryılmaz getirildi.
http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDet...6-b9610c4004a1
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Halkın sağlıklı bilgilendirilmesi sağlanmadan, “darbenin izlerini silmek, demokratikleşme, özgürlükleri genişletmek, reformu yapmak, ileri demokrasiye geçmek” savı ile gerçekleştirilen ancak bugüne kadar bu konularda herhangi bir ilerlemeye tanık olunmayan anayasa değişiklikleri sonrasında HSYK yasa tasarısı da meclisten geçmiştir. YARSAV olarak Anayasa değişikliği, gerek referandum süreci ve gerekse yasa taslağının kamuoyu ile paylaşıldığı günlerde yaptığımız tüm çağrılara karşın yıllarca ulusal/uluslararası çevrelerde siyasi etkiye sahip Bakan ve Müsteşar’ın HSYK’dan çıkarılması tartışılmışken, aksine Kuruldaki varlığı pekiştirilen Adalet Bakanı’nın yetkileri artırılmış; müsteşarım yanı sıra bakanlığın başka bürokratlarının da kurulda temsili sağlanmıştır. YARSAV olarak yargıç ve savcıların kuruldaki temsilini çok önemsememize karşın, asıl ağırlığın kürsüye değil Bakanlık kanadına ve müsteşara verildiği, diğer üyelere verilmeyen önemin, müsteşarın toplantılara katılmaması halinde yerine vekaleten katılacak kişinin dahi özel olarak belirlenmesi suretiyle müsteşara verilerek, bu önemin altının da çizildiği görülmektedir ki bu husus açıkca Anayasa’ya da aykırıdır.
Son adımla birlikte HSYK Adalet Bakanı’nın etki ve yörüngesinde bir yapıya büründürülmüştür. Avrupa Yargıçları Dayanışma Konseyi’nin hükümet üyelerinin kurulda yer almaması, yargıç üyelerin seçiminde yürütme organlarının etkisinin olmaması, başkanın kurulun kendisi tarafından seçilmesi ve bir yargıç olması yolundaki görüşleri ise yapılan düzenlemelerde hiç dikkate alınmamıştır.
Bu yapıya göre siyasi bir kimliği olan Adalet Bakanı artık kurulun başkanı, yöneticisi, temsilcisi kısacası neredeyse tek hakimi haline getirilmesi,ayrık haller dışında, Genel Kurul çalışmalarına başkanlık etmesi referandum sırasında sürekli aksi söylenmesine karşın genel kurulda oy kullanması, genel sekreteri ataması, yargıç ve cumhuriyet savcıları hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma işlemlerine olur vermesi sağlanmış, böylece geçmişteki yetkilerini aşan yetki ve güçle donatılmış, bununla da yetinmemiş, bakan oluru ile soruşturmayı yapacak olan müfettişler Cumhuriyet savcılarına tanınan yetkilere sahip kılınarak yürütmenin yargı üzerindeki baskı gücü böylece sınırsız hale getirilmiştir.
Bu sistem bizi yürütme organı etkisine daha açık hale getiren, dün olduğundan daha bağımlı kılan, yargıç ve cumhuriyet savcısı üzerindeki siyasi baskıları arttıran, gerektiğinde siyasal irade lehine kararlar vermeye örtülü biçimde özendiren bir yapıdır. Tüm uyarılarımıza karşın, atamalarla yetkili HSYK birinci dairesinin oluşumunda hiçbir uzamanlığı olmamasına karşın Adalet Bakanlığı müsteşarı yer alırken, atama konularında uzman olan Danıştay’dan bir temsilcinin bulunmaması manidar ve siyasal iradenin atamalarında tam etkili olma kararlılığının da bir göstergesidir.
Yine kurulun bağımsız bir bütçesi varmış gibi gösterilmesi, ancak geçici madde ile süresiz olarak Adalet Bakanlığı bütçesinden giderlerinin karşılanacağının öngörülmesi yani yargını aynı kaynaklardan beslenmek zorunda bırakılması da, yargı yürütme baskısının artacağının somut işaretidir.
Meslekten evvelce ihraç edilen yargıç ve cumhuriyet savcılarına mesleğe dönüş yolunun geçici bir madde ile açılması olumlu bir gelişme olarak görülmekle birlikte, bu konudaki düzenlemenin Anayasa’da geçici bir madde ile yapılması gerekirken Anayasal bulunmayan bir yöntem geliştirilmesi hükmü tartışmalı hale getirmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 13.12.2010
YARSAV YÖNETİM KURULU
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
BAY GÜL, HANGİ SIFATINLA KEFİL OLUYORSUN
KAYSERİ Büyükşehir Belediyesi, AKP’nin önde gelen kalelerinden biridir. Kılıçdaroğlu birkaç gün önce bu belediye ile ilgili yolsuzluk iddialannı belgelerle açıkladı ve kalenin duvarlannda büyük gedikler açtı. Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki kendini savundu. Savunma halkasına hükümet üyeleri de katıldı.
Buraya kadar olanlar normal. Bir taraf büyük yolsuzluğu belgelerle açıklıyor, öteki taraf kendini savunuyor.
işte bu aşamada devreye Çankaya’da oturmakta olan Abdullah Gül isimli sorumsuz Cumhurbaşkanı girdi ve konuşmaya başladı:
“Özhaseki’yi çok yakından ve iyi tanırım. Kendisine sonuna kadar kefilim.”
Bak beyefendi, senin bulunduğun makam sana böyle uluorta konuşma, yolsuzluk iddialannda taraf olma hakkını vermez.
Sen birilerine hangi sıfatınla, hangi yetkinle kefil oluyorsun?
Kayseri Belediye Başkanı senin yakının, adamın, hemşehrin olabilir. Ama böyle olması sana, yargıya intikal etmiş olan bir davada taraf olma yetkisi vermez.
Bu nasıl iştir yaa?
O makamda bugüne kadar oturan hiçbir kimseden böyle bir söz duymadık. İlk kez bundan duyuyoruz!
Bay Abdullah Gül bununla da yetinmedi, bu yolsuzluk iddialan patladıktan sonra Özhaseki’yi önceki gün Çankaya’daki makamında kabul etti.
Baş başa, kafa kafaya verip görüştüler. Belediye Başkanı şöyle dedi:
“Ankara’ya gelmişken Sayın Cumhurbaşkanı’nı da ziyaret ettim. Çay içtik. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Neler oluyor?’ diye sordu, biraz gülüştük.”
Gülüşmüşler!..
Çankaya’da oturmakta olan şahıs, yargıya intikal etmiş bir davada açıkça taraf olmuş durumda. Hemşehrisi olan, geçmişte Refah Partisi, Fazilet Partisi gibi yerlerde, bugün ise AKP’de birlikte çalıştığı adamını resmen koruyup kolluyor, onu makamında kabul ediyor, yargıya da “Ben onun arkasındayım haa” mesajı veriyor.
Eğer gerçekten “Tarafsız” olduğunu iddia ediyorsa, tarafsızlığını bozup anayasayı çiğnemediğini düşünüyorsa, o takdirde o iddialan gündeme getiren Kılıçdaroğlu nu da çağırıp bir çay içmesi, ona da “Neler oluyor?” diye sorması, sonra da onunla birlikte “Biraz gülüşmeleri” gerekmez mi?
Sorumsuz Cumhurbaşkanı tarafsızlığım tümüyle yitirmiştir.
O sadece AKP’nin cumhurbaşkanı, onay makinesidir.
Öyle olduğunu zaten biliyorduk da, bu son olay bildiklerimizi perçinledi.
Emin Çölaşan,
19 Aralık 2010
http://www.ilk-kursun.com/2010/12/co...fil-oluyorsun/
M.E.Sezen: Benim merak ettiğim Adana Belediye başkanına ne oldu? Konu yargıya intikal etmişken sonucunu görmeden Devlet Büyüklerimizin yaptığı dogrumudur?
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
AK Parti Yargıtay'a "Acil dosyaları görüşmeye engel yok" çağrısı yaptı. AK Partili Bekir Bozdağ, "Hizbullah dahil dosyaları 1 saat içinde görüşün" dedi. Bozdağ'ın çağrısına Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'den sert tepki geldi. Gerçeker, "Elimizde sadece Hizbullah dosyaları yok. Gelsinler iki günde bitirsinler, memnun oluruz" dedi.
http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/...4.0/index.html
HİZBULLAH dosyası 40BİN BELGEden oluşuyormuş.AKPli Bekir Bozdağ,1 günde KARAR verin demiş.Çevirin kazı Bekir bey,kaz değil Yargıtay yansın.
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Yargıtay Başkanı: ‘Bize haksızlık yaptınız’
7 Ocak 2011
Sedat Ergin
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Bize haksızlık yaptığınız kanaatindeyim” diye söze girdi.
Gerçeker’in bu sitemkâr sözleri, “Yargı cephesindeki gecikmenin bedeli” başlıklı dünkü yazımızda Yargıtay’a getirdiğimiz eleştirileri konu alıyordu.
Yazıda, Yargıtay’ın Hizbullah dosyasını öncelikli bir şekilde ele almayarak cinayet hükümlüsü birçok sanığın tahliye olmasını “muhakeme ve feraset eksikliği” gibi ifadelerle eleştirmiştim.
Yargıtay Başkanı, dünkü konuşmamızda bu eleştirilerle ilgili üzüntüsünü kayda geçirirken, eleştirinin dayanaklarının haklı olmadığını kendi açısından bir dizi maddi veri üzerinden göstermeye çalıştı.
Yargıtay'a Mart ayında geldi
Gerçeker öncelikle, Hizbullah dosyasıyla ilgili gecikmenin Yargıtay’dan kaynaklanmadığını vurguladı. Davanın Diyarbakır’da 2000 yılında açıldığını, mahkemenin kararını 2009 yılı sonunda verdiğini, sanıkların temyiz başvurusunun da Yargıtay’a ancak 2010 yılı mart ayında geldiğini anlattı. Yani sürecin 9 yıla yakın dönemi birinci derecedeki mahkeme aşamasında geçmiş.
Dün Yargıtay’ı eleştirmiştik. Bugün de madalyonun diğer yüzünü göstermiş oluyoruz.
Merak edenlere yazının tamamı:http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16703085.asp
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Yargıtay 6. Ceza Dairesi, tahliyelerden 3 ay önce acil dosyaların tamamını öne alarak hepsini sonuçlandırmış ve geleceği öngördüğü için tahliyelere fırsat vermemiş.
9. Ceza Dairesi ise "biz öne almayız, sıraya koyduk" diyor. Yani bile bile tahliyeye fırsat verilmiştir. Altıncı daire gibi düşünselerdi, bu sonuç doğmayacaktı.
http://www.milliyet.com.tr/sorumlu-k...57/default.htm