http://w9.gazetevatan.com/Hucre_arka...30406/1/Gundem
Printable View
Şuan bahse değer tek konu sanıyorumki, İHA muhabirinin bulunması olacaktır,Bacağı kırık birisinin -15 derecelere varan soğukta gidebileceği alan çok çok kısıtlıyken, enkaz bulunanı 24 saati geçmişken, hala bulunanaması diğer üzücü bir olay...
Sn. Muhsin Yazıcıoğlu'na ve diğer vefat edenlere Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı dilerim.
Yazıcıoğlu: "Bu ülkenin çocukları dağlarda karlar altında yatarken..."
“Biz ülkücülerin de doğal milli liderimiz olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında olumsuz propagandalara ve gelişmelere seyirci kalmakla hata yaptığımızı itiraf etmek isterim. Gençlerimizi önce komünizm ve kapitalizm tehlikesi hakkında eğitirken, milliyetçi saydığımız yazar ve mütefekkirlerin görüşlerine sarılıp, Atatürk’ü sağlıklı olarak öğretip, inceletmediğimiz kanaatindeyim.”
(10 Kasım 2006)
***
“Bu ülkenin çocukları dağlarda karlar altında yatarken, aşağıda deri koltuklarda, masalara serdiğiniz kağıtların üzerinde fantezi yapamazsınız. Size bu hakkı vermeyiz. Kimsenin bu vatan toprakları üzerinde fantezi yapma hakkı yoktur!”
(5 Mart 2007)
Arslan Bulut YeniÇağ 29/03/2009
ELT cihazı çalışıyor muymuş?
Düşen BBP helikopterinde ölen beş kişinin 1 saati geçmeyecek bir zamanda hayatını kaybettiği belirlendi. Ölümlerin nedeni ise travmatik yaralanma.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcısı Fevzi Büyüktümtürk, helikopter kazasında BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 4 kişinin ölümüne ciddi travmatik yaralanmanın neden olduğunu bildirdi.
Fevzi Büyüktümtürk, yaptığı yazılı açıklamada, 25 Martta Kahramanmaraş merkeze bağlı Döngel köyü yakınlarında meydana gelen, Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindekilerin hayatını kaybettiği kazanın ardından, cumhuriyet başsavcılığınca, aralarında Adana Adli Tıp Grup Başkanı'nın da yer aldığı 4 adli tıp uzmanı ve 1 pataloğun 28 Martta ölü muayene ve otopsi işlemi yaptığını kaydetti.
BİR SAAT İÇİNDE ÖLMÜŞLER
Bilirkişi heyetince, kazada Yazıcıoğlu ve 4 kişinin ölümüne yol açacak ciddi travmatik yaralanmalar söz konusu olduğunun belirtildiğini ifade eden Büyüktümtürk, ölümlerin tamamının kazayı takip eden kısa süre içinde meydana geldiği, bu sürenin yarım saat ile 1 saati geçmeyecek bir zaman dilimi olduğu düşünce ve kanaatine varıldığını bildirdi.
Başsavcı Büyüktümtürk, kazanın oluşuna ilişkin araştırma ve incelemelerin cumhuriyet başsavcılığınca titizlik ve hassasiyetle sürdürüldüğünü kaydetti.
GÜNEŞ KOLTUĞU SÖKÜP KOVUĞA SIĞINMIŞ
Muhsin Yazıcıoğlu'nun da içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonucu kayıp olan ve bugün enkaza 500-600 metre uzakta bir ağacın yanındaki kaya kovuğunda cesedi bulunan İHA muhabiri İsmail Güneş'in yanında, helikopterden söktüğü anlaşılan bir de koltuk bulunmuştu.
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=185981
"Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'na siyasette hakettiği ve layık olduğu yere, bu üzücü kaza sonucu,gelmek nasip olmadıysada ;o tüm inançlı milliyetçi türk ulusunun gönlünde taht kurmuştur.Bu herkese nasip olmayacak büyük bir mükafat, hediye. Duruşu,efendiliği,dürüst kişiliği ve konuşmasıyla,ender rastlanan bir siyasetçi örneği idi.Bir vatandaş olarak şuan siyaset çevresinde yok denecek kadar az sayida,"nesli tükenmiş" ahlakıi,dürüst,imanlı bir kişilikti.Takdiri ilahi,ne diyelim.ALLAHin sevgili kuluymuş. ALLAH gani gani rahmet etsin,mekani cennet olsun.Eşine,çocuklarina,ailesine başsağliği ve sabir diliyorum.Cümlemizin basi sagolsun.
Rabbim şehitlik nasip etti inşallah.Şehitler ölmez...."
Dürüstlük ve "Ya göründüğün gibi ol,ya olduğun gibi görün "(Mevlana) konusunda ,örnek bir kişilik...Pek takip etmesemde,bir iki konuşması bir insanı tanımaya yeter...
Bazı siyasetçilere bu yazı ,hiç duyamayacağı bir sevgi ifadesi örneği olsun...
Mahalle kavgasıyla ,çamur atma yarışında oy alınır yada alınmaz,bu hiç önemli değil....Bir kaç oy değil,asıl olan; insanların sevgi,saygı duyması ve gönüllerin fethedilmesi,bu ülkenin çıkarlarının ön planda tutulmasıdır ,siyasette asıl görev... Yani kişilik sağlamsa,atılan adımda sağlamdır...
Fatih Altaylı'nın ELT cihazı hakkındaki yazısı:
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ve arkadaşlarının ölümüne neden olan kaza sonrası her şey yazıldı, her şey çizildi ve herkes suçlandı ama asıl suçlu hiç suçlanmadı.
Bu kazanın bu kadar acı veren ölümlerle sonuçlanmasındaki en büyük sorumluluk "Bell" helikopter firmasının.
Şaka yapmıyorum. Kaza yapan helikopterde bir alet var. Adı ELT.
Bu ELT denen alet hayatında bir kez işe yarayacak.
Helikopter kaza yapınca, uyduya helikopterin nerede olduğuna dair bir sinyal gönderecek.
Bu sinyali alan kurtarma ekipleri helikopterin yerini belirleyecek ve kazazedeler kurtarılacak.
Hayatı boyunca en fazla bir kez çalışma şansına sahip olan bu ELT adlı cihaz, o gün geldiğinde çalışmadı.
Bakıyorum da, hiç kimse bunu sorgulamıyor.
Helikopterin düştüğü gün, helikopterin ait olduğu firmanın sahibi Ali Sabancı kardeşim aradı.
"Uçakta ELT yok diyorlar. Olmaz olur mu var. Ama bu airbag gibi yeterince sert bir çarpma olmazsa çalışmaz. Herhalde helikopter yumuşak bir iniş yaptı ki, alet çalışmadı" dedi.
Enkaz bulununca anladık ki, pek de yumuşak bir iniş olmamış. Helikopter paramparça.
Peki o zaman bu ELT denen meret niye çalışmadı?
Tek bir sinyal yollasa yeri tesbit edilecek ve kazadan yaralı kurtulan varsa, ki en az bir kişinin yaralı kurtulduğunu biliyoruz, kurtarılacak.
Bell firması bu cihazın niye çalışmadığını bulmak zorunda.
Yoksa dillendirilmeye başlanan "suikast" iddiaları daha da güçlenir.
BBP MKYK üyesi ve partinin avukatı, bir görgü tanığının, kazanın olduğu sırada havada ikinci bir helikopter gördüğünü söylediğini ve güçlü bir manyetik dalganın helikopteri etkisiz hale getirebileceğini ifade etti.
Kahramanmaraş'ta 25 Mart tarihinde meydana gelen helikopter kazasının ardından 'suikast' iddiaları sürüyor. BBP avukatı Yavuz, üzerinde en çok durduğu konunun karadan veya havadan manyetik dalga verilmiş olasılığı olduğunu kaydederek, "Bazı görgü tanıkları havadaki başka bir helikopterden bahsediyor. İddia olarak söylemiyorum ihtimal olarak söylüyorum. Batıdan doğuya giden bir helikopterden bahsediyor. Güçlü bir manyetik dalga yayıldığı takdirde bu cihazların tamamını etkisiz hale getirebilir. Böylece helikopter, pilotun hakimiyetinden çıkar. Bunu helikopterin çarpma şeklinden çıkartıyorum. Çünkü en çok önemsediğim konu bu. Bu kuşkum nedeniyle helikopterin etkisiz hale getirildiğini düşünüyorum. Bunu bizzat görgü tanığından dinledim. Kendisi Tekir beldesinde görmüş. Gaziantep'e gidiyormuş" dedi.
Kamera İHA'ya, fotoğraf makinesi yakınlarına verildi
Bu arada, İHA Muhabiri İsmail Güneş'e ait bir kamera, bir fotoğraf makinesi ve laptopun İHA Genel Müdürlüğü'ne teslim edildiği öğrenildi. İHA yetkilileri, "İsmail Güneş'e ait kamera, fotoğraf makinesi ve laptop bize teslim edildi. Kamerada tek kaset vardı. Bizim muhabirlerimiz takip ettikleri haberlerde en az çift kaset kullanır. Tahminimiz, olay sırasında İsmail Güneş BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile helikopterin içinde röportaj yapıyordu. Yani böyle olması ihtimali çok yüksek. Ancak böyle bir kaset bize verilmedi. Fotoğraf makinesindeki bellek ise Cumhuriyet Savcılığı tarafından (Bu bellekteki fotoğraflar ailesinin hakkı) denilerek yakınlarına teslim edildi. Bu fotoğraflarda da düştükten sonraki anların görüntülerinin olma ihtimali yüksek.Biz İHA olarak, Adalet Bakanlığı nezdinde olması muhtemel diğer kaset ile fotoğraf makinesindeki fotoğrafları alma yönündeki girişimlerimizi sürdürüyoruz" dedi.
http://www.haber3.com/news_detail.php?id=463316
Bunlar bana senaryo gibi geliyor. Görgü tanığı bu ikinci helikopterden manyetik dalga yayıldığını nasıl anlamış? Bu doğru olsa bile kuvvetli manyetik dalgalar helikopteri düşürecek kadar güçlü olamaz. Olsa olsa pilotun önündeki uçuş aletlerini etkileyebilir ki, VFR ucan bir helikopter için zaten bu aletler (göstergeler) olmazsa olmaz da değildir.
Eşref Bitlis'i taşıyan uçak düştü.
Isparta uçağı düştü, nükleer enerji ile igilenen bilim adamları /kadınları öldü.
Aselsan mühendisleri şüpheli şekilde ya intihar etti, ya öldü...
Bizim hocaefendide tık yok.
Gökteki ikinci helikopteri "saçmalık" olarak nitelendiren, Sn. Yazıcıoğlu'nun vefatını bilip, ertesi gün bölgeye giden Başbakan'a bu bilgiyi verdiklerini söyleyen parti avukatına rağmen Hocaefendi buyurmuş: Ölüm şüpheli...
Sen mühim adamsın Hoca, bir istiareye yat da ne olmuş ne bitmiş, bir anlat hele...
Sözüm Sn. sdt23'e, önce ELT yoktu dedin, sonra çalışıyor muydu dedin, sonra bir gazetecinin yorumunu ekledin. Daha Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün raporu ortada yok...
Bu kadar çalışkanlığa, seni de Hocaefendinin saflarına yazıyorum, sen neymişsin be Abla...