Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Tatlı bir megolamani hoş olur. Dersin adam biliyor ama kendinide amma övüyor büyük görüyor. Gülümseterek çekilir , aşırıya kaçmadıkça da idare edilir megolamani.
Amma kişi hem fol hem fodul olup üstüne sütlük megolaman olursa hiç çekilmez. Hem sallayacak hem anlamayacak hem megolaman olacak.
Kişiye açıkça YALANCI diyorsunuz. Anlamayıp çarpıttığını söylüyorsunuz sözcüklerle nasıl oynadığını gösteriyorsunuz. Kendini övüyor... Topu böyle bunların.
Bu tip kişiler kendi inançları haricinde hiç bir inanca saygı duymazken ''inançlara saygılı olalım'' repliğinide kullanırlar. İnançlara saygı sadece kendi çizdikleri inanç çerçevesindeki saygıdır.
Bunların en aklı başında gibi görüneninden yani Mehmet Şevket Eygi Milli gazete de 22 Aralık 2008 de ''Özürcüleri Ayıplıyor ve Protesto Ediyorum '' başlıklı bir yazı yazdı. Yazısının ikinci bölünü ise '' Dine ve Dindarlara Saygılı Olsunlar'' şeklinde idi. Gerçi başlık yazıyı belli ediyordu yani dindarlara saygılı olunacak ama tersi önemli değil gibi.... Zaten yazıda da açıkça diyor..
''Dindar bir Anadolu şehrinde Ramazan ayında bir üniversite kantinindeyiz... Öğrencilerin yüzde doksan beşi oruçlu. Laikçi bir profesör geliyor ve yiyecek içecek alıyor, herkesin ortasında bunları tüketmeye başlıyor. Dindar talebeler bu provokatif harekete üzülüyor ve 150 kişi saygısız profesörü protesto için kantini terk ediyor.
Dönmeler, aşırı laikçiler, kendilerini ilerici ve çağdaş sananlar, Müslüman halk çoğunluğuna tepeden bakanlar, onlara sömürge yerlisi muamelesi yapanlar hadiseye tam tersinden bakıyor.
Neymiş efendim ülkede dehşetli bir mahalle baskısı varmış, Ramazan’da alenen oruç yenemiyormuş, böyle gericilik olur mu imiş...
O profesörde zerre kadar insaf olsaydı, herkes oruçlu ben onların arasında açıkça bir şeyler yer ve içersem üzülürler demesi gerekirdi.
Aksine “Parmağım kör gözüne...” diyerek kışkırtıcı ve düşmanlık çıkartıcı bir davranış sergilemiştir.
Bazı okullarda ve devlet dairelerinde Cuma vakti kısa bir izin veriliyormuş, öğrenciler ve çalışanlar camiye gidiyormuş. İlericiler, çağdaşlar, Kemalistler, laikçiler, Dönmeler bundan da çok rahatsız oluyormuş.
Rahatsız olmaya hakları var mı? Yok... Niçin? Çünkü Müslüman gencin ve vatandaşın ibadet etmeye hakkı vardır. Bu hak bütün demokrat, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş, insan haklarına bağlı ve saygılı ülkelerde kabul edilmiştir.
Türkiye demokratikleştikçe, din hürriyeti genişledikçe, insan hakları korundukça; militan dinsizler, militan dönmeler, militan çağdaşlar agresifleşiyor.
Yarın bu memlekete İngiltere’de olduğu gibi tam bir din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyeti gelirse büsbütün çıldıracaklar.
Herkesin oruç tuttuğu bir taşra şehrinde yaşayan bir dinsizin, oradaki çoğunluğa saygılı hareket etmesi bir insanlık, vatandaşlık borcudur.
Madem ki, halk rahatsız oluyor, sokakta sigara içmeyecektir.
Müslüman lokantacıların, tatlıcıların, çaycı ve kahvecilerin Ramazan ayında dükkanlarını kapatmalarından daha tabiî ne olabilir.
İslâm dini, mü’min bir lokantacının Ramazan gündüzünde yemek satmasını doğru bulmaz. Müslüman da bu kurala uyar...
Dinsizler yakın tarihimizde Müslüman çoğunluğa çok zulm ettiler. İnançları yüzünden nice Müslümanı uyduruk mahkeme kararları ile katlettiler.
Camileri kapattılar, binalarını sattılar, kiraya verdiler. Sadece İstanbul’un Eminönü bölgesinde 120 küsur tarihî cami yok edilmiştir.
Din derslerini kaldırdılar. Ezan-ı Muhammedî okuyanları zindanlara attılar, işkenceler yaptılar.
Bu eski zulüm baskı, terör günlerinin hasreti içinde yanıp tutuşuyorlar.
Demokrasiye, din ve vicdan hürriyetine, çoğunluğa saygılı olsunlar. Böyle yaparlarsa hiçbir sıkıntı olmaz.''
Nasıl inceden inceye bir nefret ve bölücü tohumu ekiyor... Laikçiler ne demekse.. Laikçiler... Her türlü hakarette mevcut aslında yazıda da neyse.. Konu aslında mahalle baskısının ne büyük olduğunu ve yapılması gerektiğini anlatıyor... Birileri hala kaval çalıyor. Bari çaldığının kaval olduğunu bilse o onu piyano sanıyor...
Bu kişiler kendilerini çok demokratik sanarak Özgürlükçü sanıyorlar. Ama öyle bir tarif ki oruç tutmazsan namaz kılmazsan kurban kesmezsen benim istediğim gibi olmazsan başına geleceklere katlanırsın yada saklı yaparsın !!!
İnançlara saygılı olalımmış...
Laiklikle müslümanlığı ayırarak bölücülük yapan aşağılık tipler asla inançlara saygılı olamazlar... LAİKLİĞİ DİNSİZLİK GİBİ GÖSTERMEK ASLINDA BÖLÜCÜLÜKTÜR. oda ayrı...
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Tatlı bir megolamani hoş olur. Dersin adam biliyor ama kendinide amma övüyor büyük görüyor. Gülümseterek çekilir , aşırıya kaçmadıkça da idare edilir megolamani.
Amma kişi hem fol hem fodul olup üstüne sütlük megolaman olursa hiç çekilmez. Hem sallayacak hem anlamayacak hem megolaman olacak.
Kişiye açıkça YALANCI diyorsunuz. Anlamayıp çarpıttığını söylüyorsunuz sözcüklerle nasıl oynadığını gösteriyorsunuz. Kendini övüyor... Topu böyle bunların.
Bu tip kişiler kendi inançları haricinde hiç bir inanca saygı duymazken ''inançlara saygılı olalım'' repliğinide kullanırlar. İnançlara saygı sadece kendi çizdikleri inanç çerçevesindeki saygıdır.
Bunların en aklı başında gibi görüneninden yani Mehmet Şevket Eygi Milli gazete de 22 Aralık 2008 de ''Özürcüleri Ayıplıyor ve Protesto Ediyorum '' başlıklı bir yazı yazdı.
.........................................
Nasıl inceden inceye bir nefret ve bölücü tohumu ekiyor... Laikçiler ne demekse.. Laikçiler... Her türlü hakarette mevcut aslında yazıda da neyse.. Konu aslında mahalle baskısının ne büyük olduğunu ve yapılması gerektiğini anlatıyor... Birileri hala kaval çalıyor. Bari çaldığının kaval olduğunu bilse o onu piyano sanıyor...
Bu kişiler kendilerini çok demokratik sanarak Özgürlükçü sanıyorlar. Ama öyle bir tarif ki oruç tutmazsan namaz kılmazsan kurban kesmezsen benim istediğim gibi olmazsan başına geleceklere katlanırsın yada saklı yaparsın !!!
İnançlara saygılı olalımmış...
Laiklikle müslümanlığı ayırarak bölücülük yapan aşağılık tipler asla inançlara saygılı olamazlar... LAİKLİĞİ DİNSİZLİK GİBİ GÖSTERMEK ASLINDA BÖLÜCÜLÜKTÜR. oda ayrı...
Sayın commodore1tr;
beni megolaman olmakla suçluyorsunuz.Yazdığım yazıyı tekrar okudum ancak nasıl böyle bir anlam çıkardığınızı anlayamadım. Eğer ''Hamdolsun kendi fikrimi kendim dile getirebiliyorum yazımı kastediyorsanız'' kendinizce haklısınız. Çünkü bana cevap vermekten acizsiniz ki; sürekli başkalarının yazılarıyla ve fikirleriyle bana cevap vermektesiniz.
Cevap vermekten acizsiniz ki, kişilere; yalancı, terbiyesiz, aşağılık yaratık gibi tabirlerle hakaret ediyor ve bölücülükle suçluyorsunuz.Neden kendinizi bu kadar küçük düşürüyorsunuz? inançlara saygılı olalım diyoruz ama sizin kendinize bile saygınız yok ki.... Kötü söz sahibine aittir diyerek Laiklikle alakalı suçlamalarınıza cevap yazmak istiyorum...
Laiklikten sizin anladığınız insanların sizin inancınıza veya düşüncenize göre yaşamak zorunda oldukları mı dır? Benim anladığıma göre Laiklik; devletin dini kurallara göre yönetilmemesi ve insanların dini inançlarını devlet dahil kimsenin müdahalesi olmadan yaşamalarıdır diye anlıyorum. Sizin anladığınız gibi değil. ''LAİKLİK DİNSİZLİK DEĞİLDİR, DİN DE DEĞİLDİR''. Yani bir insanın laik olması dinsiz olduğu anlamına gelmediği gibi dindar bir insanın da laik olamayacağı anlamına gelmez. Aynı zamanda da başörtüsü takan bir insanın da laik olmadığı anlamına gelmez.
Ancak sizin gibi sabit düşünen insanlar, olaylara; ismi güneş gibi AYDIN fakat kendisi KARANLIK olan gözlükleriyle baktıklarından gerçeği görememekteler. Bunun neticesinde de toplumu dinci-laik diye kutuplaştırmaya, kendi tabirinizle nefret ve bölücülük tohumları ekmeye çalışmaktasınız. Evet neden laikler ve dinciler? bu soruyu kendinize sorunuz.
Peki siz Laiklikten ne anlıyorsunuz? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dinin devlet işlerinde karışmaması, devletin din işlerine karışmaması.... Ama bu size göre eksik kalıyor... Çünkü; sizin din işlerine karışmanız, insanlara yok siz yanlış biliyorsunuz dinde başörtüsü (isterseniz türban diyebilirsiniz) yoktur demeniz mi gerek? Aslında Laiklikten rahatsız olan sizsiniz. Ne hakla insanlara dinlerini öğretmeye kalkıyorsunuz? Siz kendinizi Halife veya Şeyhülislam mı zannediyorsunuz? Olsanız da bu kurumların artık hükmü yoktur. Dinci tabir ettiğiniz kesimlerden kendilerini bu makamlardaymış gibi görüp hareket etmek isteyenler olduğu gibi sizin gibi sözde laik geçinenlerden de kendilerini eşdeğer makamlarda zennederek dine müdahale etmeye çalışanlar da vardır. (gerçek anlamda laikliği benimseyen kişileri tenzih ederim).
Gelelim başörtüsü konusuna.. Kişilerin inançlarından ötürür başörtüsü kullanmaları ile laiklik arasında hiç bir çelişki yoktur. Aslında laiklikle mümkün olabilecek bir haktır. Ancak siyasi simge olarak kullanılması, sadece laikliğin değil Cumhuriyetinde temellerine dinamit koymak demektir. Siyasi simge olarak kullanılmasına şiddetle karşı olduğum gibi demokrasi ve laiklik maskesi altında başörtüsü düşmanlığı yapılmasına da karşıyım.
Lütfen sizler öyle sizler böyle diye genellemeler yaparak ve başkalarının yazılarılarından alıntı yaparak bana cevap yazmayınız.
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
horasan rumuzlu üyeden alıntı
KIYAS VE İÇTİHADIN EN BÜYÜK OTORİTESİ İMAM EBU HANİFE'YE GÖRE DOĞRULUĞUNDAN KUŞKU DUYULMAYAN HADİS SAYISI ANCAK 17’DİR.
Sayın commodore1tr'nin islam dini hakkında yazmış olduğu TEK KAYNAK iddiasına verilen "doyurucu" yanıtı okuyunca yukarıdaki gerçek aklıma geldi...
:)
''Bir lafa bir de söyleyene bakmak lazım...'' büyük harfle alıntıyı kimden yaptığınız belli.
O zaman ben size ''Kütübü Sitte'' diyeyim başka da birşey demeyeyim. Siz kaç kitaptır, kimler yazmıştır(gerçi siz onlardan kesin hüküm vermektesiniz ama), içerisinde neler yazar bilirsiniz....
Yukarıdaki derin bilginize bakılırsa benim açıklamam saygısızlık olur hocam... Engin bilgilerinizden bizi mahrum etmeyiniz.
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
Bunların en aklı başında gibi görüneninden yani Mehmet Şevket Eygi Milli gazete de 22 Aralık 2008 de ''Özürcüleri Ayıplıyor ve Protesto Ediyorum '' başlıklı bir yazı yazdı. Yazısının ikinci bölünü ise '' Dine ve Dindarlara Saygılı Olsunlar'' şeklinde idi. Gerçi başlık yazıyı belli ediyordu yani dindarlara saygılı olunacak ama tersi önemli değil gibi.... Zaten yazıda da açıkça diyor..
Sayın commodore1tr;
Okurken,belki en önemli olan bu kısmı atladım.Dolayısıyla,yazının devam eden bölümlerinin de size ait olduğunu düşünerek devam ettim.
"laikçi profösör", "aşırı laikçi".. bu berbat tanımlamaları yapmış oluşunuz beni oldukça şaşırttı.Bir kaç cümle daha okuduktan sonra umarım bu bir alıntıdır diye düşündüm.
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Merak ettiğimden soruyorum benim 31 nolu iletinin altındaki iletim nereye gitti acaba ? Bilen gören okuyan haber alan var mı?
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın erdem53 ;
İletim yok olmuş muhtemelen benden kaynaklanana bir hatadan dolayı yok olmuştur . Size son kez son iki iletinize göre yanıt veriyorum.
Fikirleriniz ve konuşmanız tipik bir AKP Feto tarzı. Her türlü haltı yiyip sonra sanki farklı konuşmayla zeytinyağı olma durumu... Eee lideriniz RTE de ülkeyi her konuda yangın yerine çevirip ondan sonra ''kimse bizi kavgacılığın içeme çekemez'' diyor söylerken eller havada bitirirken önler elde birleşerek... Bir alkış bir alkış sorma gitsin... Sanırsın ki velevki diye hemde yurt dışında o konuşmayı ben yaptım... Sanırsın ki kendini dışişleri bakanı sanan zat değil de ben ülkemi dışarıda şikayet ettim. Sanırsın ki o kadar yargı kararına hatta uluslararası yargı kararına rağmen ülkeyi allak bullak edecek kararları ben yasalaştırmaya kalktım... Aynısınız o başbakan sen ne yapıyorsan osun fark yok...
''benimle Hak ve Hakikat partisi arasında asla imkanı olmayan bir bağ kurmaya çalışıyorsunuz. Ne alaka? Peki, o zaman bende sizin DTP ile alakalı olduğunuzu aynı fikirde olduğunuzu belirten bir cevap mı vereyim?'' buyurmuşsunuz...
Aynı mumdan çıkan ışık gibisiniz onlar sadece daha dürüst davranmış farkınız bu... Ben sizi okuyorum. ( Ama sizin hiç okumadığınızı anlamadığınızı da aşağıdaki iletinizden anlamış olduk oda ayrı... Sadece nasıl kıvırtsam derdindesiniz..) Okudukça görüyorum ki siz aslnda Atatürk ü sevmeyen ama kabul etmek zorunda kalan tiplerdensiniz Fetocular Atatürk kavramını yok edemedikleri için '' Osmanlının büyük komutanıydı der... Sanki oymuş gibi..) E siz de aynısınız. Laikliği içinize sindirememiş kıvırıp duruyorsunuz. Laik demokratik sosyal hukuk devletine karşısınız. Belki din taciri değilsiniz ama onlar tarafından beyni yıkanmışsınız. Cevşen i islam dininden sayıp saygı istiyorsunuz yok kardeşim saygı.. Yeni bir din çıktı kabul edin saygı duyun demiştiniz , Bende size yeni bir din çıksa ona saygı duyarım ama o yeni dini bana islam diye yutturmaya kalkarsanız duymam demiştim tam o noktadasınız ve sizi ikaz etmiştim. Hiç bir İslam yeni bir din kavramını kabul etmez!!! Ben hala aynı noktadayım siz ise hiç bir yerde hala kandırma aldatma peşindesiniz... İrtica yanlısı tutumunuz okuyor görüyor anlıyorum , 1978 de de İran da sizin gibi ''kullanılan'' tipler çoktu işin ilginci bazılarıda ''solcuydu'' Bu günkü durum ortada, malezya da ortada Afganistan da... Ufak ufak başlayıp gelinen nokta odur... O partidekilerede bir şey olmaz korkmayın.. Meczup der çıkarlar ''yetkililer'' Zaten MECZUP MECZUP diye diye bu hallere gelmedik mi? Ben sizi okuyup anladığım için o partiyi örnek verdim. Siz inkar etsenizde yazılarınızın totali odur... 2000 lerin başında yada 1980 sonrasında nasıl olurda yeni hadisler çıkar ki? Buna bile inanıp inandırmaya çalışmak pek doğru değildir.. Diyanet bile nedense bu sahte hadisleri ben bildim bileli temizler durur ama ondan hızlı hadis ortaya çıkar...
Evet islamda tek gerçek değer ve doğru kaynak KUR'AN'dır. Hadisler ve söylenceler eğer Kur'an la örtüşüyorsa değer ifade eder. Yoksa sadece şüpheli ''karine'' olmaktan öteye geçmez. Kur'an da namazla ilgili kesin belirleyici bir şart yani kesin hüküm olmaması buna en güzel örnektir. Bundan dolayı çok kısa bir sürede Namazın şekli ve zamanı konusunda tartışma çıkmış günümüzde bile kesin bir karara varılamamıştır. Oysa Kur'an beş vakit yazsaydı asla böyle bir tartışma olmazdı. O yüzden basit bir mantık bile tartışmalı olayların Kur'an kelamı değil Kul kelamı olmasındandır. Bunun Halife ya da sahabe olup olmamasıda Kul vasfını değiştirmez!! Eğer değiştirseydi Halife olan ALi'nin başına o işler gelmez bölünmeler olmazdı...
Siz o kadar çarpıtarak haklı çıkmaya çalışıyorsunuz ki Din ile tarihi sosyolojiyi birbirine katmaktan bile çekinmiyorsunuz.
''Dinle alakalı konularda Kuran dışında ki bir bilgiyi kabül etmiyorsunuz. İşinize gelince saçma sapanda olsa hemen balıklama atlıyorsunuz'' derken bilerek ve isteyerek bunu yaparak insanlarıda aldatabileceğini düşünüyorsunuz. Siz çok zeki bilgilisiniz ya herkes size kanar...
Tarih öncesinden yazının icadından bu yana sosyoloji tarih antropoloji ve benzeri bilimlerde olmuştur. Felsefe de bunlardan birisidir. Bu bilimlerin ışığı altında hemen islam öncesi ve sonraki ARAP yaşamını ve giyimini özetledim. Bunun dinle hiç bir ilhgisi yoktur. Bunu da anlayamadıysanız ne yazıp duruyorsunuz siz hala !!! Sonra dedim ki ''eğer dediğiniz gibi Kur'an'da kesin bir hüküm varsa kadınların örtünmesi konusunda ( Dikkat buyurun burada DİNE giriyorum ve gene TEK KAYNAK KUR'AN kabul ediyorum) İslam peygamberi bunu niçin uygulatmadı? Kur'an hükümlerini bizzat İslam Peygamberi mi çiğnedi?
Siz bu soruya asla yanıt veremeyeceğiniz için çok basit bir ŞARK KURNAZLIĞI yapıyorsunuz. hepsini birbirine katıp demogajinize yalan katarak ters çevirmeye çalışıyorsunuz. YEMEZLER... Ben hala dediğimin arkasındayım sizde hala kıvırmanın arkasındasınız...
Benim yazılarımda DTP yi öven onları haklı gören iletiler varsa ; İmralı' daki bebek katili şerefsizi övüyorsam; Çoluk çocuk demeden insanları öldüren adi şerefsiz soysuz insanlıktan nasimini alamamış erdem yoksunu PKK terör örgütünü öven yada haklı bulan yazılar yazıyorsam ben zaten DTP liyim derim. Çekinmem kıvırmam. Yapım buna uygun değil.. Ha site yönetimi beni atar o zaman o da b.r doğru duruştur o ayrı...
Sizin gibi kendi durumunu perdelemek için kişilere başka kulplar takmanın ise hep dinde hem hukukta çeşitli adları vardır. O yüzden gelin siz bu konulara pek girmeyin boyunuzdan büyük laflar etmeyin. Çok istiyorsanız bir anket açın commodore1tr DTP li mi ? Ben dinci miyim ? diye görün gözlerinizle... Gerçi ben DTP li olsam ne olur sizi kurtarır mı?
'''Mademki dini bilginiz bu kadar derin, sağlam ve kesin hüküm vermektesiniz; mezhepler arasındaki farklılıklara da bir son veriniz, eliniz değmişken.'' Buyurmuşsuuz..
Valla siz bu foruma gelip forumun içine edene kadar en azından bir sorunu ve AKP nin bu konuya bakış açısının iğrençliğini tartışmaya açmış bunla uğraşıyordum. Herkes için başaramam ama benim hiç bir mezheple sorunum yoktur. En azından kendi adıma başarmışım mezhepler arası farklılıkları çözmeyi.. Siz ve sizin gibilerse umutsuz vaka. Çünkü ne dinler ne anlarsınız. Gözükar bir şekilde temcit pilavı gibi hep aynı ''teraneyi'' söyler durursunuz. O yüzden size bir şey anlatmanında mantığı anlamı yok amma konuşuyoruz işte iş olsun... Zaten yazım da size değil .. O da ayrı size acaba bile diyen varsa onların anlamasını sağlamak...
İşin komiği siz ve sizin gibiler dervişin aklı neyse zikride odur hesabı kendi fikrini yazar karşısındakini suçlar. ''Her nedense tek sorununuz; başörtüsü, türban veya adına ne diyorsanız..'' yazınızda bu iki yüzlülüğünüzün en büyük örneğidir. Ne bu forumun adı nede tartışılan konu Türban ne zamanki siz gelip içine ettiniz pislik saçtınız konu karıştı. Yani olup olmadık yerde türban ı açan sizsiniz ama suçladığınız başkası... Varya zeytinyağı bile sizlerin yanında dibe batar..
Dinde olmayan hurafeleri ve tüm abuklukları dine sokup sonra İnançlara saygılı ollım demek inanç adına ne büyük terbiyesizliktir. İnaç burada aslında sizler için ''benim dediğim doğru susun oturun'' anlamına geliyor. Bunu görüyorum anlıyorum, yok efendi yok dediğin gibi değil ATATÜRK ün kurduğu laik demokratik sosyal hukuk devleti düşmanlarına karşı her zaman ve her yerde bas bas bağırırım. TÜRBAN ALLAH'IN VE ONUN GÖNDERDİĞİ KUR'AN IN EMRİ DEĞİL YOBAZ ERKEĞİN KADINA UYGULADIĞI BASKIDIR. İlgili forumda bile foruma katılan kadınların çoğu türbana karşıyken sizin türbanı savunmanız buna en güzel örnektir. Türban kadınların sorunu değildir. KADINLARI TÜRBANA ÇARŞAFA SOKAN ERKEKTİR. Buna kendince dini kılıf bulmakta ayıptır. Ankabut suresinde örümceği bile anlatmış olan Kur'an bu hususta tartışma yaratacak kadar Muğlak kalır mı? Kalmaz. Kalmamıştır da. O zamanın giyim tarzına baktığınız da şimdiki yabazların örtünün dediği hükümle bire bir örtüşür o laf... Ama sizler bunu anlayamazsınız. Örneğin bir kadın içgiyimi olan ''sütyen'' anca 20. yy ın başlarında ortaya çıkmıştır. 16yy da ise korse... Bu ne demektir ? Kadınlar önceleri sütyen takmıyorlardı ve göğüsleri çok belli oluyordu. 6-7 yy. arap giyimine baktığınızda ise bir kadının giyiminde eğildiği an göğüsleri görünecek şekilde olan giyisilerin çok olduğu açıkça görülmektedir. Köle ve cariyelerin böyle bir sorunuda yoktur... O ayeteki maksat işte budur...Daha da çık yazmak gereksizdir. kadının göğsüyle saçı arasında fark yoksa ... Zaten baltalamalarınıza rağmen din iman türbanda o konuya geleceğim... Orayı takip edin Türban aslında ne çok net yazacağım yobaz gözünde... Az sonra...
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Bu ülkeyi ''bizimkiler'' ''bizim çalık'' ''laik devlet olur insan olamaz.'' ''ben laikim diyen müslüman olamz'' ''ya liksindir ya müslüman'' ''şeker değil kurban bayramı'' ''türbanlılar türbansızlar'' ''ee ihale isteyenin eşi elbet kapalı olacak'' ''sizler'' ''içki içenler içmeyenler'' daha uzat uzatabildiğiniz kadar bölen ben değilim. Siz ve sizin gibiler. Baş temsilcinizde RTE . Oda zaten imam olması gerekirken bir ekonomi profesörü oluyor bir doktor bir savcı bir hakim başbakanlığıda meslek sanıyor... Ee sizinde böyle olmanız normal.
Hehehe belki de ilk defa sizin pirlerinizden birisinin yazısını aldım kopyaladım. Çünkü o sizin düşüncenizi sizden daha güzel düzgün mantıklı cümlelerle ifade etmiş. O sözlede yanıt filan vermedim size... Aynı sizin dediğinizi diyen birisini yanıt mı kabul ettiniz yoksa ? Alla Allah !! Ne dediğinizi bilmediğinizden kaynaklanan kısa devre oldu sizde herhalde... Hiç merak buyurmayınız her türlü yanıtı kendim veririm.
Ne olduğu belirsiz söylemlerinize yanıt vermekten acz içinde olduğumu düşünmeniz bile megolamaninizi gösterir. Aslında tek doğruya yakın sözünüz size yanıt vermek olabilir. Yanıt vermemek gerekecek bir kişisiniz. Yukarıda da dediğim gibi aslında Kızımsana söylüyorum gelinim sen anla mantığıdır benimki yoksa sizin deli saçması yazılarınıza yanıt vermek değil. Hani görmeyipte duyanlar sizi sahi sanır diye...
''Laiklikten sizin anladığınız insanların sizin inancınıza veya düşüncenize göre yaşamak zorunda oldukları mı dır? Benim anladığıma göre Laiklik; devletin dini kurallara göre yönetilmemesi ve insanların dini inançlarını devlet dahil kimsenin müdahalesi olmadan yaşamalarıdır diye anlıyorum. Sizin anladığınız gibi değil. ''LAİKLİK DİNSİZLİK DEĞİLDİR, DİN DE DEĞİLDİR''. Yani bir insanın laik olması dinsiz olduğu anlamına gelmediği gibi dindar bir insanın da laik olamayacağı anlamına gelmez. Aynı zamanda da başörtüsü takan bir insanın da laik olmadığı anlamına gelmez.''
Bak bu paragrafın yüzde doksan doğru. Sizin gibilere anlatmaya çalıştığımız laiklik biçiminin girişi. Her nekadar anlamayıp karşı çıksanızda kıvırmak üzere başladığınız yolda ilk kullandığınız temalardan birisidir bu yaklaşım. Ah birde kendi yazdığını anlayabilsen. Ben ne demişim desen !!!
''Ancak sizin gibi sabit düşünen insanlar, olaylara; ismi güneş gibi AYDIN fakat kendisi KARANLIK olan gözlükleriyle baktıklarından gerçeği görememekteler. Bunun neticesinde de toplumu dinci-laik diye kutuplaştırmaya, kendi tabirinizle nefret ve bölücülük tohumları ekmeye çalışmaktasınız. Evet neden laikler ve dinciler? bu soruyu kendinize sorunuz. ''
Bu paragrafta ki ilk cümleyi ''Ancak RTE Feto ve ben gibi...'' diye düzeltip okursak buda doğru oluyor. En azından dürüstçe hedef saptırma olmuyor... Gerçekten de sor bakalım. RTE ye neden toplumu böyle böldü birisini geçti gitti aslında , sonra Feto ya mektup yaz... ''Devletin her kademesini ele geçirmeden harekete geçersek başımızı ezerler '' ne demek laaaa? diye sor !! Aynaya bak kendine sor...
''Peki siz Laiklikten ne anlıyorsunuz? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dinin devlet işlerinde karışmaması, devletin din işlerine karışmaması....''
Bak hemen burada sapma başlamış sende. İlk öğretim tanımı olarak ''din ve devlet işlerinin ayrılması'' tanımı dışında sapma başlıyor hemen . Laik devlet te din işleri devlet işlerinden ayrılır EVET. Din devlet işlerine karışmaz EVET Devlet din işlerine karışmaz HAYIR Laik devlette devlet din işlerini düzenler ve kontrol eder. ( Eğer zırttırı pırttırı yanıt yazma derdinde olmayıp okusaydınız azıcıkta yazdıklarımı bunu görürdünüz... Ama nerde....) Bu tüm dünyada da böyledir hele helee halkının büyük çoğunluğu islam olan Türkiye Cumhuriyetinde zorunludur. Laiklik azınlık dinleri de korur. Her yerde diyipte sizin anlayamadığınız anlamak istemediğiniz BİREYİN DİNİ İNANCINDA SADECE ALLAH A KARŞI sorumlu olduğunun güvencesidir. Yoksa dini kendi haline bırakırsanız mutlaka uyanıklar çıkacaktır ŞEYHTİ ŞIHTI MÜRİTTİ HACIYDI HOCAYDI.. ( Burada ki hacı hac görevini yapmış kişi değildir. Kendini çok büyük din aimi sanan sahte hacılardır bakın çevrenize çok görürsünüz) Ondan sonra TEKKE VE ZAVİYELER gelir . Bir insanın en duyarlı en zayıf olduğu konulardan birisi dindir.yani inanç. Bu yani inanç hele hele bizim gibi dinini İslam bilip Kitabını Kur'an diyen ama Kur'an ı okuyup anlamamış insanlar yığınında sömürülmesi en kolay duygudur. Öyle olmasa hangi güç ''cevşen'' saçmalığını kitlelere yutturabilir ? Değil mi a gözüm erdem53? Zaten o yüzden ATATÜRK
''Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. ''
demiştir. Ama siz bunuda bilmez anlamaz yanlış yorumlarsınız!!!
Zaten siz bunu kendinizce kargaları bile güldürecek şekilde ele almışsınız hani acz içinde yanıt veremediğim saçmalamanızdan birisinde...
''Fatih’te Çarşamba’da başı kapalı bayanların fazla olması orada kapanma yönünde bir baskı olduğunu mu gösteriyor? El-insaf artık. '''
Yok çok özgürlük olduğunu gösteriyor ... İnsaf ki ne insaf... Hep RTE ve eşi İştiareye yatacak değil ya... Bende yattım bu yazınız üzerine şöyle bir ses doğdu içime...
'' Ey şaşkın kul Fatih Çarşamba ve anadolu kasaba illerinde bazı ilçelerde biz 3-5 yaşındaki kızları bir hidayete erdiririz hepsi ertesi gün çarşafa bürünür... Ne baskısı... ''
Yahu 3-5 yaşındaki parmak kadar kızı kara çarşafa sokmak baskı , zulm değilde nedir ? o kız kendi isteğiyle mi giriyor o kara çarşafların altına daha oyun çağındayken... Körpecik vücüdunu daha 12-13 yaşındayken dedesi yaşındaki adamlara kendi isteğiyle mi sunuyor ?
Evet Türkiye Laik devlet olamadı maalesef eğer olsa devlet dan diye o çocukları alır anne babadan ceza verir anne babaya nasıl kara çarşafa sokar örtersin diye.... Sadece dinini öğreterek yetiştir bakalım kızı erkeği ciddi din bilimcilerin hazırladığı kitapla Oğlunu pırıl pırıl yap abdestini aldır Cumaya götür bakalım 18 ine kadar ondan sonra çarşaf türban kalıyor mu ? Ne kız Türbandı çarşaftı der Nede kızlar türbana girsin mantığında ki YOBAZLAR kalır. Bu kara cehaletin ürünüdür başka bir şey değil. Zaten bu hükümette en az üç çocuk diyerek cehaleti ve sadaka toplumunu körüklüyor...
Bak erdem53 Türbanı ''üç kar dört karı'' isteyen ve ''ben almasam orospu olurdu'' diyen yobaz zihniyet ve bunların bu ''din emri'' diye kandırdığı tipler ister. Onlarda çok eşli olmasına karşın gördükleri ''her dişiyi'' yatağa atma hissinde olduklarından ''herkesi'' kendileri gibi aşağılık gördüklerinden ister kadını türbana çarşafa sokmayı... Kadının saçından tahrik olan erkeğe normalde ''sapık derler sapık'' Bu zihniyet kadını mal ve bir delik erkeğide sahip ve çivi görürler... Aşk sevgi insanlık bilmezler... Zaten durum ortada... Yahu bir erkek aynı anda dört kadına aşık olabilir mi? İnsan sevmeden hoşlanmadan istemeden koynuna alabilir mi? Ama oluyor nasıl işte sevgisiz büyümüş hayatı bacak arası sanan kişilerde oluyor... Hep öyle baktıklarından başkalarıda öyle bakmasın diye ''örtün'' diyor... Kılıfta hazır ''din.''...
''Gelelim başörtüsü konusuna.. Kişilerin inançlarından ötürür başörtüsü kullanmaları ile laiklik arasında hiç bir çelişki yoktur. Aslında laiklikle mümkün olabilecek bir haktır. Ancak siyasi simge olarak kullanılması, sadece laikliğin değil Cumhuriyetinde temellerine dinamit koymak demektir. Siyasi simge olarak kullanılmasına şiddetle karşı olduğum gibi demokrasi ve laiklik maskesi altında başörtüsü düşmanlığı yapılmasına da karşıyım.''
Yukarıda çok açık anlattım ama bu paragrafın oldukça mantıklı ve doğru. Zaten başörtüsü islamdan öncede özellikle Türk kadınının kullandığı bir geleneksel örtünnme... Orhun yazıtlarından dedem korkuta var baş örtüsü...
'' Ay Büke Sultan ateşteki yemeğe doğru giderken baş örtüsünü örttü....'' ( Dedem Korkut )
Daha ortada islam diye sözcük yok !! Baş örtüsü var !! Demekki baş örtüsünün aslında din ile ilgisi yok !! Günümüzde ki gibi akıllı fırınlar , mikro dalga fırınlar elektirik gözlü gazocakları doğalgazlı veya tüplü ısıtıcılar yok... Yemek bir kazanda taşlar arasında kömür veya odun ateşinde har har yanarken yapılıyor... Çocuklarını emzirirken göğüsleriyle çcuğun dudakları arasına saç giriyor. Saçlarından yemek hazırlarken bir şeyler dökülüyor... Kadın saçını toplamaya uğraşıyor... Baş örtüsünü keşfediyor... Amerikanın kuruluş yıllarıyla ilgili filmleri dizileri seyredin ( Örneğin ilk tv dizilerimizden olan Küçük evi bonanza y anımsayın. Kadınların kafalarında eğ bir şapka örtü bir şey var... Onlarda islamdıda farkında değildi !!! Değil mi erdem53?) Dinle asla ve kata ilgisi olmayan bir şey... Annanevi çok eski gelenek... Bunu dinle ilişkillendirmek çok ama çok AŞAĞILIK bir davranıştır. Maalesef DİNCİ KESİMCE SÖMÜRÜ AMAÇLI OLARAK BU YAPILMIŞTIR. Bunu bir türlü anlayamayan bir sürü şapşalda ortada vardır. Neden !! Vardır ? Çünkü dini duygu sömürme cehalet bilgisizlik... Doğur doğur 15. çocukta akıllan başla bağırmaya devlet bize baksın... Yetmedi baş örtüsü taksın... Kaçak kömür ve 5 kg bulgur versin...
Bunları sizin anladığınızı görmeye ömrüm yetmeyecek erdem53 daha ne diyeyim sana ... YOBAZLIĞI DİN KABUL ETME ....
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
''Bir lafa bir de söyleyene bakmak lazım...''
Bu sözleri kendine yontarak kendini adam zannedenlerin veya bu zatların adam oldukları yaygarasının yapıldığışu fetret döneminde bir Allah'ın kulu da çıkıp
"Ulen bu sözleri acaba kim söylemiş?"
diye merak edip araştırmaz...
Ne de olsa o bir ADAMdır...
Ama ne adam :) bilmek öğrenmek istemezler...
Onlar için o hep bir melektir...
Onlar için o örnek bir insandır...
Onlar için o SAPINA KADAR ERKEKtir... :)
(Bu arada "onlar" medeni ve bu konuda ittifak halinde olan, istisnası perslerin torunları olan geniiiiiş bir topluluktur...)
vs.. vs... vs...
Acaba o adam :) kimdir?
Acaba?..
Buyurun:
...
Kısaca, acımasız bir Türkmen-Selçuklu hesaplaşması sürer gider. Kentlerdeki Türk ileri gelenleri kendilerini Türkmenlerden saymazlar, onlar Fuat Köprülü’ye göre Rumi’dirler. Türk ve Türkmen deyimleri ancak feodal devlete bağımlılığı reddeden ve daima karışıklıklar çıkaran göçebe Türkler anlamında kullanılır.
Bir Konyalı Türk tarafından yazıldığı anlaşılan Farsça anonim Selçukname, Türk adını yalnız göçebe Türkmenler için hakaretle kullanır, kent halkına ise yalnızca islamlar der. Söz konusu olan Türk ve Türklüğün aşağılanması değil, anarşi öğesi sayılan göçebe yaşam biçiminin kınanmasıdır.
İlginçtir ki, Selçuklu egemen sınıfı ile bütünleşen Mevleviler, bu yolda en ileri gidenler arasındadır. MEVLANA CELALETTİN RUMİ, Konya’da hıristiyan-islam yakınlaşmasını sağlamıştır. Cenaze törenine katılan manastır ve kilise ileri gelenleri, onu çağın İsa’sı ve Musa’sı gibi gördüklerini belirtir.
Fakat MEVLANA, bir duvar yapımında Türkmen işçi kullanılmasına, Eflaki’ye göre, şu bağnaz görüşle karşı çıkar:
-Yapım için Grek işçileri, yıkım için ise Türk işçileri almak gereklidir. Zira dünyanın yapımı Greklere özgüdür. Yıkım ise Türklere ayrılmıştır. Tanrı evreni ilk kez yaratınca, ilkin tasasız kafirlere can verdi... Onlar taşların zirvelerinde, tepeler üzerinde bir çok kent ve kaleler yükselttiler... Ama tanrı işleri öyle düzenledi ki, yavaş yavaş bu yapılar yıkılmaya yüz tuttular. O zaman Tanrı, gördükleri bütün yapıları, saygı duymadan acımasız yıksınlar diye Türkleri yarattı. Türkler, yıktılar ve hala yıkıyorlar. Kıyamet gününe kadar bunu yapacaklar. Sonunda Konya’nın yıkılması acımasız ve adaletsiz Türklerin elinden olacak.
MEVLANA böyle konuşmamış bile olsa yukardaki sözler kent ileri gelenlerinin göçebe Türkmen hakkındaki düşüncelerini yansıtır.
...
//////////
Şimdi beyimiz kaynağımıza laf atar itiraz eder...
Biz başka kaynaklarla onların kaynaklarını kesiştiririz...
Yine de itiraz eder...
Bu hallarının tıp dilindeki tanımı
olsa olsa
CİMRİ MEHMET FOBİSİ
olur...
Günümüz Türkçesi ile
MUSTAFA KEMAL FOBİSİ...
VESSELAM!
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Bu foruma ilgisiz bir şekilde dalankonuyu toparlayıp bitirelim kendi forumumuza dönelim isterseniz.
Laiklik devlet anlamıyla bakıldığında BİREYLERİN İNANÇLARINI ÖZGÜRCE YAŞAMASI GÜVENCESİDİR. Ama bu istisnasız tm bireylerindir. Budan dolayı devlet dini kontrol altına alır almak zorundadır.
Ancak bazıları ''inançlara saygılı olalım'' kisvesi altında sadece kendi görüşlerine saygı ve kesin itaat isterki bunun ne laiklikle nede gerçek anlamda dinle ilgisi vardır. Ortalığı yangın yerine çeviren bir partinin genel başkanının '' kimse bizi krgaşanın taraftarı yapamaz'' ironisinin aşırı alkışlanmasıda ilginçtir.
Bunların pirleride bulunduğu yerde kalabilmek ve o tiplerin çıkarları doğrultusunda ülkemizi sömürtebilmek için ''dinler arası uzlaşma'' gibi ipe sapa gelmez görüşü savunur. Aslında dediği ortaçağ karanlığında karçarşaflı eğitimsiz bir Türkiye yaratarak kısmi ılımlı islam adı altında sömürge yapmaktır. Dinler arası uzlaşmaymış...
Laiklik azınlıklarıda tam anlamıyla korur. Azınlık demek sadece farklı etnik kökenden gelmek demek değildir o coğrafyaya, farklı dini görüşlerdende olabilme özgürlüğüdür laiklik kapsamındaki coğrafyalarda ki insan.. İşte bundan dolayıdır ki devlet kurumlarında ki laiklik fark edilmeyecek şekle dönüşür. Yani hemşire dedin mi başı kepli beyaz üniformalı bir i gelir aklımıza , başında türban zart zurt olmaz. Dini ayrımcılık sağlıkta eğitimde adalette olmayacağından devletle ilgili birimlerde dini sembol kullanılamaz. Hastahanelere ve veya adliyeye hizmet için almaya gelen kişilerle O hizmetten uzun süreli yararlanan öğrencileri bir birine karştırmamak gerekirken bilerek karıştırnlarda vardır maalsef.. Bunlar inançlara saygılı olalım diyen aslında hiç bir şeye saygısı olmayanlardır...
Bakınız laiklik le azınlığı ATATÜRK İsmet İnönü'ye ne güzel anlatmış..
Ali Numan Kıraç ATATÜRK'ün Amerikada okuttuğu Türkiyenin ilk ziraat mühendisi ve Atatürk Orman Çiftliği'nin müdürüdür. Anı onun anısıdır.
Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü'nde Atatürk'ü ziyaret
etmiş:
- Hayırdır İsmet... Habersiz geldin.
- Paşam, azınlıklar meselesi... Konuyu Meclis'e getireceğiz... Ne
diyorsunuz?
- İsmet bugün geç oldu... Yarın sabah erkenden gel, konuşalım.
İnönü çıkınca Atatürk "bütün görevlileri" toplamış:
- Sadece laleler kalsın... Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün,
atın... Derhal.
İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin "halini" görmüş ve "görevlilere" sormuş:
- Ne oldu böyle?
- Gazi Paşa Hazretleri emrettiler, söktük.
Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına girmiş:
- Paşam, bahçenin durumu nedir?
- Azınlıkları söküp attım İsmet.
İnönü "anladım" dercesine başını öne eğmiş:
Atatürk:
- İsmet, ben "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünü boş yere söylemedim... Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin... Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın.
Bu gün hla inançlara saygılı olalım kisvesi altında yaşamı zindan etmeye çalışanlara duyrulur ama anlamazlar...
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Bu inançlara saygılı olalım kesiminden üç örnekle bitireyim bu konuyu..
İlkini din iman forumuna yazmışım .. Diğer ikisi iki gündür gazetelerde okuduğum bir saygı!!!
''8 Haziran akşamı Tv lerde zaplarken ''ülke'' diye bir kanalda takıldım kaldım. İlk defa gördüğüm bir kanaldı aslında daha da doğrusu ben TRT i bile ilk defa görmüş gibi bakarım genelde pek aram olmadığından...
Neyse bu kanalda her işi çözmüş ama gelip Türbanda takılmış ki Türbanı tartışıyor. Yeni bir fikir edinebilirmiyim diye yarım kulak dinlerken nereden bilebilirdim hayatımın bakış açısını birisi sayesinde yakalayacağımı...
Konuşmacılardan birisi Ortadoğu Teknik Üniversitesinde öğretim üyesi bir bayan doçent... Çok ciddi bir görüş ortaya attı benim hep dediğim görüşün seslendirilmesi çok hoşuma gitmişti dinledim.
'' Türbana özgürlük kadınlar tarafından ortaya atılan , talep edilen bir hak arama konusu olmamıştır. Olamazda. Bu tamamen erkeklerin kadına dayattığı ve sorun yaptığı bir şeydir. Kadınlar burada sadece kurbandır.'' ;
mealinden bir söylem gerçekleştirdi. Ben oradaki dinci tayfasın ne diyecek ki diye pür dikkat oldum. Molla kılıklı bir tip söz aldı. Vay canına bu ne kepazelik dedirtecek lafını zort diye söyledi acı olan alkış almasıydı.
'' Bu hak kadınlar tarafından dile getirilmemiştir ama unutulmamalıdır ki Hayvan hakları ve hayvanlar günü de hayvanlar tarafından dile getirilmemiştir. Aynı durum söz konusudur.....''
Ekran karşısında dondum kaldım... Şimdi adamı parçalayacaklar dedim ama türbanlı kadınlar alkışladılar inanılmaz üzüldüm... Vay benim canım ülkem vay dedim...
Molla kılıklı dangalak Annesini, varsa kız kardeşlerini muhtemelen karı(lar)sını ve tüm diğer kadınları hayvanla bir tutuyor bunu savunuyor ve benim kafa dışı türbanlı kafa içi örümcekli kadınlarım alkışlıyor... Adam alenen kendilerine hayvan diyor onlar alkışlıyor !!! pes...
Demekki neymiş inançlara saygılı olacakmışız...
'' Eski futbol hakemlerinden Gökhan Akman, geçen pazartesi günü sabah 09 sularında Esenler Belediye Stadına gidiyor.. Amacı pistte biraz koşup ter atmak... Ancak kapıdaki görevli yolunu kesiyor:
- İçerde bayanlar var, erkekleri almıyoruz...
Semtin hanımları sabah stadyumda yürüyüş yapıyormuş... Dikkat buyrun, burası yüzme havuzu değil stadyum... Ve içerde hanımlar yürüyüş yaparken erkekler alınmıyor. Harem selamlık uygulamasına geçilmiş... Emri veren mi? Belediye imiş... Pes...''
Dikkat edin kadınlar yürüyor koşuyor ne yapıyorsa önemli değil.. Herhalde çırılçıplak dolaşmıyorlar... Sanki hamam...
Demekki neymiş inançlara saygılı olacakmışız...
''“Üniversite için ayrıldığım Bursa’ya 30 yıl sonra geri döndüm... Oturduğumuz mahalle geçmişte genellikle memur/işçi, aydın insanların oturduğu bir yerdi. Bugün gelinen noktayı küçük bir örnekle anlatacağım...
Bursa’da belediyenin diğer pek çok ilde olduğu gibi ekmek fabrikası var, adı Besaş. Ucuz olmasının yanında çok lezzetli ekmekler üretiyorlar. Pek çok mahallede de satış noktaları var. Son dönemde bu ekmeklere olan talep epey arttığı için kuyruklar oluşuyor bu satış noktalarında. Ama iki ayrı kuyruk oluşuyor, kadın ve erkek kuyruğu şeklinde! Duyduğumda inanamamıştım, gözlerimle de gördüm. Hem de farklı satış noktalarının hepsinde kadınlar ve erkekler ayrı kuyruklar oluşturuyor. 70’li yıllarda ne kuyruklar gördük, yaşadık, oluşturduk. O zamanlar yoktu böyle bir şey. Ama beni asıl derinden sarsan, çevremdekilerin bu olayı ‘normal’ görmesi. Çoğunluk bunu yadırgamıyor!”
Kimilerince “mahalle baskısı” falan diye önemsizleştirilen gelişme aslında dinci faşizmin etkisi altına girmiş bir toplumun görüntüleridir... İranlaştığımızın resmidir...
CNN Türk ekranlarında “Lezzet Durakları” adlı programını yapan Mehmet Yaşin arkadaşımız Kayseri, Urfa, Konya, Erzurum, Rize, Trabzon, Balıkesir, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana, Çorum’da içki içebilmek için şehirlerin dışına çıktığını anlatırken diyor ki:
- Kayseri’de içki içebilmek için dağın tepesine tırmanırken, Urfa’daki otellerin alkolden tamamen “temizlendiğine” şahit oldum. Hükümet baskıyı yasalarla değil, aba altından sopa göstererek yapıyor...''
Demekki neymiş inançlara saygılı olacakmışız...
Pirin gibi yanıt vereyim. Sevsinler inancını...