-
hali hazırda bir öğrenci olarak yorumda bulunmam doğru olmaz ama bir konudaki düşüncelerinize katılmamaktayım.
Ben 2. sınıf öğrencisi olmama rağmen yaklaşık 800 euroluk bir iş teklifi aldım uluslararası işelyen bir hukuk firmasından.
Ama şunu ekliyim çok iyi derecede ingilzce ve fransızca iyi derecede italyanca bilmekteyim.
Yani şu büyük gerçekki eğer kendinizi sadece mesleki anlamda değil bu tip konularda da eğitirsek bence bu tür rakamlarla çalışmak zorunda kalmayız diye düşünüyorum.
Ama herkesin de çok yüksek rakamlarla çalışmasıda söz konusu olamaz gibi geliyor bana. Sonuç olarak her işin bir iyi kazananı birde kazanamayanı yokmudur?
eğer düşüncelerimde haddimi aştıysam özür dilerim...
saygılar
-
Hukuk Fakültelerinin sayısının çokluğunun seviyeyi düşürdüğüne inanmıyorum.Galatasaray Hukuğun öğrenci sayısnın azlığı nedeni ile çok iyi eğitim verdiği gerçeğini bir kenara koyarsak, Mücadelenin olduğu bir yerde o dal gelişir.Genel olarak inancım bu yönde, gelelim somut gerçeğe.Avukatların pek çoğunun başarısız olduğunu düşünenlerden biriyim.Kendilerini geliştirmemeleri herşeyi ben bilirim mantığı gütmeleri bunun nedenlerinden ancak eğitim sistemimizin de bunda payı var.
Özel üniversiteler olsun, başka hukuk fakülteleri de açılsın.Ancak hukuk fakültelerinde düşünen insanlar yetişsin isterim.Yoksa kanun bu şekilde bunu bil sınıfı geç mantığı bana uygun değil.
Sevgili Nil'le defalarca yaptığımız bir tartışma.Her zaman inat etmişimdir.Sınav sorularına kendi yorumumu katarım ve hep kalırım.Ne zaman sadece onun dediği gibi Hocanın söylediğini yazsam geçmişimdir.
Peki ben hukukçu olacaksam (Avukat yada Hakim değil) o okul hukukçu yetiştiriyorsa, benim kendi görüşlerimin olması ve bunun gelişmesi doğal değil midir.
Hocamıza göre Anne Babanın çocuğa eğitim amacı ile hafifçe tevdii hukuka uygunluk sebebi sayılmazken bana göre hukuka uygunluk sebebi ise bunu belirtmem gerekmez mi?
Bütün hukuki sorunların çözümü fizik kuralları gibi tek tipse ve herkes aynı önergeler içerisinde aynı sonuca ulaşıyorsa avukatlara ve savcılara ne gerek var.Hakimler yeterli olmaz mı.
Başarının ölçüsü nedir.Üniversite sınavı mı?Bütün girdiğim sınavlarda derece yapmam beni başarılı kılar mı? Yada sadece Hukuk Fakültesini kazanmak mı. Konuşmaktan, yorum yapmaktan aciz, öğrenim hayatı boyunca hocalara yalakalık yaparak okul bitirmiş kişiler başarılı mıdır.
Yada Hakimlik Savcılık sınavı mı? Hukuğun hepsini biliyorum diyen yalan söyler.Bu tür sınavlar da bilgi ve şansın oranı %50 'dir. Bildiğiniz yerden soru gelir kazanırsınız.Peki hukuğun %70'ini bilen biri %30'luk kısımdan soru gelse ve sıfır alsa bu başarısızlık mıdır.
Özel üniversiteler neden 0 kazanma oranına sahip.Çünkü orada ezberci uygulayıcı avukat, hakim, savcı yetiştirilmiyor.Oralarda hukukçu yetiştiriliyor. Şimdi kim başarısız söyler misiniz.
-
Sevgili Alisinkay; İÜ. Hukuk fakültesinde bize hep şu öğretildi;
"Sınav sorusunu yanıtlarken konu hakkında çeşitli görüşler varsa 1- Hocanızın görüşünü 2- Doktrin ve Yargıtay görüşünü yazın. 3- Varsa kendi görüşünüzü de yazın.
Mantıklı temele otuttuğunuz sürece hocanızın görüşü olmasa da sınavdan geçersiniz." deniyordu ve gerçekten de böyle oluyordu.
Önemli olan öğrencinin bilgisi. Ama sadece kendi görüşünüzü, hele hele hukuki bir dayanağı olmadan ortaya atmaya da tabii ki pirim verilmiyor, bu tabiri caizse atmasyon olarak nitelendiriliyordu.
Örnek olarak Medeni hocamız Prof.Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu idi. Biz hocamızın anlattıklarını değil de Prof.Dr.Kemal Oğuzman'ın görüşlerini direkt olarak ve EZBERE yazdığımızdan o sınavdan kalmıştık. Ama telafisinde her ikisinin görüşünü yazarak Kemal Oğuzman'ın fikrini savunmamıza rağmen sınavdan geçmiştik.
Kısacası Hukuk ezber değil, matematik gibi mantık yürütülmesi gereken bir sosyal bilimdir kanaatindeyim.
Saygılarımla.
-
:) Değerli Feyz Bey,
Sınav test usulü olursa ve bütün şıklarda doktrinde tartışmalı olursa birini seçmemiz gerekli :) Hocamızın görüşünü seçmek zorunda bırakılıyorum ve inatla seçmiyorum. :) kızdığım nokta bu ama merak etmeyin o sınavdan diğer soruları doğru cevapladığım için geçtim :) ama aynı soruya gene aynı cevabı verirdim.Yoksa farklı görüşleri yazmak en güzeli, ve doğal olan da tüm görüşleri bilmek.
Gene de ben soru sorulduğunda sağlam gerekçelerle kendi görüşümüzü yazdığımızda insafsızlık yapıldığını düşünüyorum.Bir de diğer yazdıklarım bence hukukta başarının bir ölçüsünü bulmak çok zor.
-
Allah Allaaahhhh!!!!!!!!!!!
Cahilliğimi bağışlayın ama artık Hukuk Fakültelerinde sınavlar TEST USULÜ MÜ YAPILIYOR???
-
tabi ya ne sandın sevgili dostum
artık hakimler de test yapacak. taraf vekilleri replikti, düplikti, layihaydı, cevaptı delildi uğraşmayacak.
sayın taraf vekilleri, dosyamıza göre, aşağıdaki şıkları seçin ben doğru cevabı bilenin yanındayım diyecek. sonra şıkları sayacak
a:davanın kabulüğ
b: davanın reddi
c: vekalet ücreti yok
d: vekalet ücreti var
e: burası mahkeme mi
f: değilse kahve mi
g: olmadı hakim kim
h: beğenmezsen sen hakim ol
ı: sıkıldın mı
j: ne diye senelerce okudun kardeşim. gidp limon satsaydın hiç olmazsa ne iş yaptığını bilirdin
şimdi bu şıklardan en doğrusunu seçen avukat, davayı kazanmış olacak. hadi kolay gelsin
-
:) Abi hocaya kalmış bazen klasik bazen test, bazen mevzuat serbest, bazen yasak takılıyorlar öyle :) Ama emin ol testi klasiğinden daha zor.
-
Gerçekten de test çoğu kez klasikten çok daha zor oluyor. Ama sen de hep gerekçenin gerekçesini arıyorusun, gerekçeyi sorguluyorsun. sendn ne istiyorlarsa onu yaz diyorum sen 'kafama yatmadı yazmam diyorsun'. Allahaşkına hukuknet.in sevigili üyeleri hangi öğrenci[u] cevabını bildiği </u> halde bu cevap benim mantığıma uymuyor yazmam der. bunu bi tek Ali der sanırım. aklıma o inadın geldikçe gülüyorum, sevgili Ali. :)
-
Sınav kağıdına yazılan hocanın görüşü, en nihayetinde ve nerden yorumlarsanız yorumlayın, yalnızca HOCANIN görüşüdür. Sanki sıınav kağıtları demokratik bir tartışma platformunda okunuyor da biz söylemek istemediklerimizi söylemek zorunda bırakılıyormuşuz gibi, konuyu düşünce özgürlüğü zeminine getirmek de ne! Daha ağır bir örnek vereyim; Okul harçlarımı eksiksiz yatırmış olmam, paralı eğitimi, üniversite kurallarına riayet etmem YÖK'ü kabullenmem ve eleştirmemem, parasız eğitim için, üniversiteler için mücadele etmemem anlamına mı gelir?
İkinci olarak şunu da söylemeden geçemeyeceğim; Çoktan seçmeli sınavlarla HUKUKÇU yetiştiriliyor da öğrencinin ifade gücünü ölçen klasik usullü sınavlarla ezberci öğrenci mi yetişiyor? Hakim-Savcı sınavlarının test olması da mı doğru? Öyle ise Özel üniversiteler hiç yabancı olmadıkları bu sınav sisteminde niye sıfır çekiyorlar? Bu ne biçim bir çelişkidir? Hukukçu, mevcut normları kavrayıp, bunlar üzerinde yorum yapmalı ve bu yorumunu dışa vurabilmelidir. Seçenekleri kendi yaratabilmelidir. Bunu başaramıyorsa ne mezunu olduğu neyi değiştirir?
-
çok değil on sene öncesine kadar devlet üniversitelerinde bile HUKUKÇU AKADEMİSYEN bulunmuyordu sonra bir sürü özel üniversiteler ve hukuk fakülteleri açıldı, hoca yetiştirmeden açılan okullarda kim eğitim verecek. Nitekim hatırlarsınız, muhtelif üniversitelerde hoca olmadığından dersleri boş geçen ve bu şekilde mezun veren hukuk fakülteleri vardı. Bu şekilde eğitilmeden verilen mezunlar elbette bilgi bakımından eksik olacak. Saygılarımla