Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		Bu forumda böyle giderse TC tarihine dönecek... Ama bedava ders... Ne köfte var ne de şalgam... Birde Adana da dolanıyoruz diye hava atanlar yok mu....Peee...
 Son yazılanlara bilahare yanıt vermek üzere ''misafir'' olarak sitede dolanırken karşıma gene bu forum çıktı bu seferde commodore olarak değil de misafir olarak okudum yazıları ''istikbal göklerdedir'' lafınında Atatürk e ait olmadığını öğrendim ! Düşündüm düşündüm.... Acaba ben mi dedim bir ara diye... onuda bulamadım. Ama sözün eski oluşu ile benim tevellüt oturmayınca en azından benim demediğimi buldum... Bu hipotezi geliştirerek 1930 ve sonrası doğumlulardan hiçbir kişinin bu sözü etmediğini buldum !!! Yaşayan şahsiyetlerden Demirel, İlhan Selçuk ve Erbakan 1930 öncesini bilen kişiler olarak aklıma geldi... Her ne kadar çok ufak olsalarda acaba bunlardan birimi dediki dedim... 
 Demirel in 1979 larda bile ''vağsa vağdır yoksa yoğdur'' söylemi aklıma gelince onu çok aşan bir sözcük olduğu ; Ağır sanayi hamlesinin baş mimarı temel atma ustası Erbakan'ın Kadayıf la uğraştığı aklıma gelince onuda sildim... İlhan Selçuk usta buhtemelen 1930 da ilkokulda okumaya uğraşıyordu... Büyük olasılıklada dedesi bugün ''bastona saklanmış silah'' ile selçuğu okula götürüp getiriyordu... Yani Selçuk o günlerde dedesinin ''silah olan bastonu'' ile 2000 li yıllarda darbe yapmayı planlıor olabilirdi... Demek ki bu sözü oda edemezdi... İyi de kim etti bu sözü ????
 Yaklaşık on senedir (gizli olarak daha fazla) Atatürk ü yok etme faaliyetleri artmaktadır. Tekkeciler tarikatçılar dervişler hacılar hocalar şıhlar şeyhler... Arabistanda olmayan kadar garip tarikatlaşma... Hele hele bazı ''islamın kalbi'' ülkeler çarşafın islamda yeri olmadığını giyilmesini yasaklamaya çalıştığını duyarken güzel yurdumda çarşafa sokma çalışmasını görünce daha net anlaşıldığı açıkken düşmanlığın... İşte bu bağlamda o onun değil bu onun değil karalaması başladı... Nutuk, 10. yıl nutku, Geçliğe hitabe de Atatürk ün değil zaten... Kim yazdıysa.... Varılmak istenilen nokta sanırım ''Atatürk te hiç büyük değilmiş...'' noktası olduğu da kesin... Hani körü körüne bazı tarikatlere mürit olanlara zavallı diyip bu düşüncelerini görmezden gelmek neysede okumuş bilen kişilerin buna tam destek vermesi içimi acıtıyor... Eğer Atatürk olmasaydı bir Türk mahkemesi hakimi savcısı avukatının olamayacağı gerçeğinin bilinmesine rağmen... sıkıştırılmış ufacık topraklarda kadılık devam ediyor olurdu... Kaldı ki bunu isteyenler günümüzde azımsanmayacak kadar çoğaldı maalesef... Palavra palavra dürüst kadı hikayeleri ile.... Padişaha kafa tutan Üsküdarlı kadı örneği gibi... Olmayan masala inanıp yakın gerçeği reddetmek ne biçim bir haslet anlamadım ya neyse....
 Atatürk ilk kez 1910 da Ali Rıza paşayla gittiği tatbikat gözlemciliğinde uçakla tanışır, gösteri uçuşuna katılacak gönünllülerden olur hatta... Uçağa binmesine az bir zaman kala Ali Rıza Paşa ''"Bilmediğin aş ya karın ağrıtır, ya baş'' diyerek uçağa binmesine izin vermez... Atatürk yerine binen gözlemci ile uçak havalanır... Atatürk hüzünle seyreder bu manzarayı... Ama ne olur ? Uçak bir iki manevra yaptıktan sonra düşer... Pilotta gözlemcide ölürler... Belki hatta belki değil kesinlikle Ali Rıza Paşa Türkiye'nin kaderini etkileyecek bir emre imza atmıştır Atatürk ü o uçağa bindirmeyerek... Tarihin Türklere ilk göz kırptığı andır aslında bu Fransa daki tatbikat.... Ve ilginç bir dip not yazayım Ulu Önder Atatürk yaşamı boyunca hiç uçağa binmemiştir.... 
 1912 Trablusgarp savaşı ...Binbaşı Mustafa Kemal 8 Aralık 1911 de Trablus a gelir... (Kaderin bir ilginç cilvesi ise Trablus a yola çıkan Mustafa Kemal yola çıktığında kolağası (önyüzbaşı) Trablus a vardığında ise Binbaşıdır! Tıpkı Enver gibi....) Mustafa Kemal  22 Aralık’ta  Tobruk Savaşı’nı kazandı. Derne’de 16/17 Ocak 1912 taarruzunda gözünden yaralandı. Bir ay hastanede tedavi gören Mustafa Kemal, 6 Mart 1912’de Derne Komutanı oldu. Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı’nın çıkması üzerine, 15-18 Ekim 1912 tarihleri arasında, Osmanlı ve İtalyan delegeleri arasında sürdürülen görüşmeler sonunda imzalanan Ouchy(Uşi) Barış Antlaşması ile sona erdi. Antlaşmaya göre, Trablusgarp ve Bingazi tam bir İtalyan sömürgesi oldu. Yani masabaşında topraklarımız kaybedildi!!
 Trablusgarp savaşının bir özelliği vardır . Uçakların savaş aracı olarak kullanılması Dünya da ilk kez bu savaşta olmuştur... O yüzden bu konuyu azıcık detaylı anlattım... Neyse...
 Masa başında kaybedilen bu savaşın ardından İstanbul’a dönme hazırlıkları içinde olan Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal, arkadaşları ile konuşurken o sırada üzerlerinden geçen İtalyan Uçağı’nı görünce, sohbeti birden bire keserek; “ Şu uçaklardan biriside bizde olsaydı, biz bu savaşı kaybeder miydik? “ der. Biraz durduktan sonra, hemen yanında duran Fuat Bey’e(Bulca) dönerek, “ Bizim de olacak Fuat “ diye sözlerini bitirir. Bu Ulu Önder Atatürk ün Uçaklarla ikinci kez karşılaşmasıdır ve kafasında şimşekler çakmıştır... Uçaksız Olamaz!!!!
 Özellikle Kurtuluş savaşında ki ''uçak yetersizliği'' ve bizim Pilotları ve teknik ekibin inanılmaz çabaları ;buna karşın Yunan ın modern uçaklarla keşif ve taciz yapması bize en zor anları yaşatarak özellikle kamuflaj ve gizli manevralarımızı etkilemesi engellemesi Mustafa Kemal de bu Havacılığı neredeyse Tutku haline döndürüyor... 
 Ve büyük Kurtuluş savaşı bittikten Cumhuriyet yeni inşaa edilirken ... To yekün çalışılırken Atatürk düşünü gerçekleştirmek için harekete geçiyor... Hemde Cumhuriyet ilanından topu topu 16 ay sonra... O yokluklar içerisinde...
 16 Şubat 1925 te ''İstikbal göklerdedir; çünkü göklerini koruyamayan uluslar yarınlarından asla  emin olamazlar.'' direktifiyle '' Türk Teyyare Cemiyetini'' kurduruyor... Gerisini bunu merak edenlerin okuyacağı havacılık tarihimizdir... 
 Bu söz şu fotoğrafla özdeşleşmiş ve ölümsüzleşmiştir..
 http://www.tayyareci.com/hvata/ata033a1.jpg
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		Bu resmi özleşen Atatürk Manevi kızınıda Pilot yapmaktan çekinmeyecek kadar bu işe gönül koymuş ve desteklemişitir...
 http://www.tayyareci.com/hvata/ata164a1.jpg
 Yaşamı boyunca da havacılıktan kopmamıştır.
 http://www.tayyareci.com/hvata/ata-hv-uzar/ata251sm.JPG
 Havacılarda Ata'larını asla unutmamıştır...
 http://www.tayyareci.com/hvata/ata167a1.jpg19 Kasım 1938
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		Diğer konuya gelirsek. Bende bir hastalık vardır... Bir cümleyi bir paragrafı okurken onun bütününe baktığım kadar ''satır aralarına'' da bakarım. Aslında asıl fikrin orada olduğuna inanırım. Şeytan ayrıntıda gizlidir diyen boşuna dememiş... 
 Bir örnek vereyim. RTE partisinin Kurultayında bir konuşma yaptı dinleyen dinledi okuyan okudu. Ben okuyanlardanım... Okurken ne kadar hoşunuza gidiyor... Ben gibilerde kendi kendine soruyor ''Acaba RTE hazmetti mi laikliği ? Yada bunu o mu yazdı ? '' Bütünleşme diyor kucaklaşma diyor bölünmeye karşıyız diyor toplum mozaiği böyle güzel diyor... Yetmiyor isim veriyor...
Ahmet Yesevi
Yunus Emre
Mevlana 
Hacı Bektaş-ı Veli 
Mehmet Akif
Nazım Hikmet
Cem Karaca
Ahmet Kaya
Sabahat Akkiraz
Tatyos efendi,
Pir Sultan
Said'i Nursi...
 Sağcısı solcusu ilericisi gericisi odur budur pek laf etmez aslında ilk başta... Amma şeytan  ayrıntıda gizlidir e gelince aaa bir bakıyorsunuz bu mozaikte 
Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu; Bağımsızlık Savaşının Baş komutanı; Modern Türkiye'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk yok... Unutulması mümkün mü? Değil... Biilinçli... Ona uyanınca bir kez daha bakıyorsun isimlere... Araya Tarikat Şeyhi sıkıştırılıvermiş... Atatürk' e deccal diyen bir sapkın listede mozikte Atatürk yok.... O zaman anlıyorsun ki aslında konuşmasının değeri sıfır amaç bölme Atatürk ü yok etme Said i Nursi yi aklama dinci tabana selam verme... Zaten ciddi bir kez daha okuyunca kendi çelişkisini bile anında yazmış olduğunu görüyorsunuz...
 ''Biz ülkeyi bölmüyoruz... dini dili ne olursa olsun kucaklıyoruz...'' derken ekliyiveriyor... ''Onlar bölüyor?'' Onlar da kim sen bölücü değilsen ''onlar kvramı olur mu sende ...? Onlar muhtemelen AKP ye oy vermeyen herkes.... 
 İşte yazılarınızıda bu gözlerle okuduğumu bilmenizi isterim... bir şey yazarken başka bir şey dememek esas olmalıdır...
 Dini ''dincilerin''; Liberalizmi ''Liboşlardan'' ;Ülkeyi ;herkesime mavi boncuk dağıtmayı marifet sanan tatlı su liberallerinden ;Korkularını tarafsızlık yalanı ile maskelemeye çalışan o seçkinlerden; Cumhuriyete çamur atmak için hiç bir fırsatı kaçırmayan o dökülen kanların vebalini cumhuriyetin temellerinde arayan o aymazlardan; Terörle bağımsızlık mücadelesini ayırt edemeyecek kadar yurt ve tarih bilgisinden yoksun olan o şerefsizlerden ve tabiiki Atatürk ü kullanarak çıkar sağlayan o onursuzlardan kurtarmak gerelidir...
 Tanrıya şükürler olsun ki hiç bir zaman Ben müthiş Atatürkçüyüm demedim... Ama Onunla ilgili herşeyi bilmek istiyorum. Onun çizmiş  olduğu çağdaş uygarlık yolunun ne olduğunu anlamak ve o yolda yürümek istiyorum. Atatürk Atatürk demeyin diyenlerden ondan bahsetmeyin diyenlerden Atatürk diyenlerin sahteci olduğunu empoze edenlerden haz almıyorum. Biliyor ve görüyorum ki Aman sus Atatürkçülük o değil konuşma etme diye diye yok edilmek istenen bir dev... Bir sürü aymaz var... Volkan ın kraterine bakıp ne olacak  la bundan diyen... O kratere taş koyduk mu biter diyen fikir yoksunları var... O volkan tapladımı kratere tıkadığın taşın başına düşeceğini hesap etmeyen bilgisizlerden nefret ederim. Türk üm ben demekten çeninen milyonlar görmekten utanır oldum... Alman Alman YunanYunan İngiliz İngiliz olacak ama Türk Türkiyeli olacak... Bu ne biçim iş ne saçmalık Atatürkçülüğe sığmaz ne mutlu Türküm diyeneyi gururla söylemeliyiz diyince... Hişşşştttt denecek yok ya... 
 Ne İsaac Newton  ne de Arşimet buldukları kanunları bize öğretilen şekilde bulmadı... Toplumda Arşimet in Hamamdan yarı çıplak fırlayarak suyun kaldırma gücünü bulduğu ; Newton un da kafasına düşen elma neticesinde yerçekimini bulduğu inancı sahiptir.... Ama bu doğru değildir... Sadece o an kafalarında ışık yanmıştır... Çünkü o bilgi ve tecrübeye sahip iki bilim adamıdır onlar... Hayatı su içinde geçen Hamamcı neden bulamamış suyun kaldırma gücünü ? Yada ağaç tarımıyla uğraşan hiç bir çiftçinin başına bir meyve düşmemiş mi? O güne kadar hiç bir kişi ''taş'' atmamış mı bir yere? Attığı taşın neden yere düştüğünü düşünmemiş mi? Ağaçlar binalar neden yere doğru yılıklmış? İşte benim aradığım insan bilgili insan türü Newton un kafasına elma düştü diye yer çekimini bulduğuna değil ; zaten bir bilim adamı olarak çalışıp durduğu bilgi ve verileri topladığı ''elma'nın ışık olduğunu kabul eden kişilerdir. Ama toplum kerameti kafaya düşen elma sanır... Ve dua eder iyiki karpuz ağaçta yetişmiyor....
 Aynı şekilde Atatük te taa askeri rüştüye den başlayan bir yetişme içindedir. Atatürk olması tesadüf değildir. Kendisinde olan hasletleri bilmiş  liderliği ile yoğurmuş eğitim ve tecrübesi ile pekiştirmiştir. 1928 de ''üçgen teğet'' gibi matematiksel terimleri dilimize kazandıran Atatürk ile günümüz Türkiyesinde Teğet in anlamını bilmeyen başbakan karşılaştırılamaz bile... Dolayısıyla bu kişilerin Atatürk hakkında laf etmeye cüret dahi edememeleri gerekir... Onun kurduklarını satarak büyük işler yaptık diye övünmek sadece ağlanacak hale gülmektir... 
 Bu bağlamda ''Atatürk'' ü konuşturmamay çalışmak, onu ve eserlerini yok etmeye çalışmak buna hop diyene de sahte Atatürk çü demek biraz ayıp olmaktadır. Atatürk adını kullanarak çıkar sağlayan var ise ( Günümüzde hapse atılma dışında getirisi yok gerçek Atatürkçülüğün) bunlar elbette teşhir edilmeli ayıklanmalıdır. Çağdaşlık yolunda engel olan Atatürk değil Atatürk e karşı çıkmaktır... 
 Ne gariptir ki günümüz kapitalizminin bölmeye çalıştığı Türkiye ve onun işbirlikçisi içerdeki iktidar buna çabaladıkça dünyada ki ulus devlet sayısı artmaktadır.... 
 Söze gelince Atatürk ün o sözü kırpılmış değiştirilmiş tahrif edilmiş değildir. 
Ama bu sözün anlamı asla vurgun soygun yandaşa medya yandaşa ihale toprak satma cebi doldurma gemicik alma değildir... Cümlenin başı bellidir Söz konusu Vatansa....EE tabiiki sizlerde haklısınız baktınız baktınız söz konusu vatansa RTE nin oğluna gemicik mübah oldu.... EE vatanla RTE yi ayırt edemiyorsanız ben ne yapayım güzel kardeşlerim...
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		
	Alıntı:
	
		
		
			
				commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
				
 
			 
			Diğer konuya gelirsek. Bende bir hastalık vardır... Bir cümleyi bir paragrafı okurken onun bütününe baktığım kadar ''satır aralarına'' da bakarım. Aslında asıl fikrin orada olduğuna inanırım. Şeytan ayrıntıda gizlidir diyen boşuna dememiş... 
 Bir örnek vereyim. RTE partisinin Kurultayında bir konuşma yaptı dinleyen dinledi okuyan okudu. Ben okuyanlardanım... Okurken ne kadar hoşunuza gidiyor... Ben gibilerde kendi kendine soruyor ''Acaba RTE hazmetti mi laikliği ? Yada bunu o mu yazdı ? '' Bütünleşme diyor kucaklaşma diyor bölünmeye karşıyız diyor toplum mozaiği böyle güzel diyor... Yetmiyor isim veriyor...
Ahmet Yesevi
Yunus Emre
Mevlana 
Hacı Bektaş-ı Veli 
Mehmet Akif
Nazım Hikmet
Cem Karaca
Ahmet Kaya
Sabahat Akkiraz
Tatyos efendi,
Pir Sultan
Said'i Nursi...
 Sağcısı solcusu ilericisi gericisi odur budur pek laf etmez aslında ilk başta... Amma şeytan  ayrıntıda gizlidir e gelince aaa bir bakıyorsunuz bu mozaikte 
Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu; Bağımsızlık Savaşının Baş komutanı; Modern Türkiye'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk yok... Unutulması mümkün mü? Değil... Biilinçli... Ona uyanınca bir kez daha bakıyorsun isimlere... Araya Tarikat Şeyhi sıkıştırılıvermiş... Atatürk' e deccal diyen bir sapkın listede mozikte Atatürk yok.... O zaman anlıyorsun ki aslında konuşmasının değeri sıfır amaç bölme Atatürk ü yok etme Said i Nursi yi aklama dinci tabana selam verme...
			
		
	 
 
Sayın commodore1tr;
Başbakan'ın avukatlığını yapmak istemem, ama insaf ve izan çerçevesinde bakınca, Başbakan'ın listesinde Atatürk'ün olmayışını sizin gibi yorumlamak tam anlamıyla bir demagoji gibi geldi bana.. Çünkü, Atatürk bu tartışmaların dışındadır. Daha sonra liste hazırlayanlar da bu sebepten dolayı listelerine Atatürk'ü almak gereği duymamıştır. Listeye Atatürk'ü almamak sizin anladığınız anlama gelse idi, ülkemizin "biricik Atatürkçü partisi CHP"nin mümtaz temsilcisi sayın Kılıçdaroğlu'nu da sizin yaptığınız gibi suçlamak gerekirdi.. Gerçi Kılıçdaroğlu, silah tüccarı ve  Alman ajanı olduğu söylenen Ekim Devrimi'nde Lenin'e destek çıkan Parvus'u listeye almaktan dolayı eleştirildi, ama Atatürk'ü almamaktan dolayı eleştirmek kimsenin aklına gelmedi. Ayrıca, Kılıçdaroğlu'nun listesinde sizin "standartlarınıza" uymayan çok kişi var. Bence o listeyi de aynı mantıkla bir eleştiri süzgecinden geçirin de şu engin bilginizden yararlanalım. Örneğin "binbir çiçekçi Yaşar Kemal", "islamcı ideolog Necip Fazıl", "Kürt İdris-i Bitlisi", "CHP'den çok çektiği için ülkesinden Bulgaristan'a kaçarken sınırda devlet tarafından öldürülen Sabahattin Ali", "Atatürk'ün meclis gizli oturum konuşmalarında ağır şekilde eleştirdiği ve hatta yanılmıyorsam "serseri" dediği Mustafa Suphi", "kitaplarını okuyup okumadığınızı merak ettiğim Cemil Meriç", "Atatürk'le ilgisi çok da bilinmeyen Ziya Gökalp", "silah tüccarı ve Alman ajanı olduğu söylenen Parfus Efendi" hakkında görüşlerinizi gerçekten çok merak ediyorum. 
Milliyet'in haberine göre Kılıçdaroğlu’nun listesindeki isimler şöyle:  
- Yaşar Kemal
- Necip Fazıl Kısakürek
- Aziz Nesin 
- Yılmaz Güney
- Mimar Sinan
- Sabahattin Ali
- Ziya Gökalp
- Âşık Mahzuni Şerif
- Parvus Efendi (19. yüzyıl. Teorisyen)
- Agop Dilaçar (Ermeni asıllı Türk dil bilimci)
- Kul Himmet (16. yüzyılda yaşamış Alevi Bektaşi halk ozanı)
- Cemil Meriç (Edebiyat eleştirmeni)
- İdris-i Bitlisi (Kürt siyasetçi ve yazar)
- Mustafa Suphi (Türkiye Komünist Partisi’nin ilk merkez komitesi başkanı) 
Başbakan'ın listesini eleştirdiğiniz mantıkla bu listeyi de bir gözden geçirirseniz memelekete büyük hizmet etmiş olacaksınız...
Selamlar, saygılar...
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		CHP'nin listesinde bir tek Necip Fazıl sırıtıyor...
Sanırım Kılıçdaroğlu, onu da Sabahattin Ali'nin gençlik yıllarındaki arkadaşlığının hatırına almıştır listeye... :)
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		Ben listeler arasında önemli bir fark görmedim. Birbirini tamamlar mahiyette.
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		
	Alıntı:
	
		
		
			
				Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
				
 
			 
			Sayın commodore1tr;
Başbakan'ın avukatlığını yapmak istemem, ama insaf ve izan çerçevesinde bakınca, Başbakan'ın listesinde Atatürk'ün olmayışını sizin gibi yorumlamak tam anlamıyla bir demagoji gibi geldi bana.. Çünkü, Atatürk bu tartışmaların dışındadır. Daha sonra liste hazırlayanlar da bu sebepten dolayı listelerine Atatürk'ü almak gereği duymamıştır. Listeye Atatürk'ü almamak sizin anladığınız anlama gelse idi, ülkemizin "biricik Atatürkçü partisi CHP"nin mümtaz temsilcisi sayın Kılıçdaroğlu'nu da sizin yaptığınız gibi suçlamak gerekirdi.. Gerçi Kılıçdaroğlu, silah tüccarı ve  Alman ajanı olduğu söylenen Ekim Devrimi'nde Lenin'e destek çıkan Parvus'u listeye almaktan dolayı eleştirildi, ama Atatürk'ü almamaktan dolayı eleştirmek kimsenin aklına gelmedi. Ayrıca, Kılıçdaroğlu'nun listesinde sizin "standartlarınıza" uymayan çok kişi var. Bence o listeyi de aynı mantıkla bir eleştiri süzgecinden geçirin de şu engin bilginizden yararlanalım. Örneğin "binbir çiçekçi Yaşar Kemal", "islamcı ideolog Necip Fazıl", "Kürt İdris-i Bitlisi", "CHP'den çok çektiği için ülkesinden Bulgaristan'a kaçarken sınırda devlet tarafından öldürülen Sabahattin Ali", "Atatürk'ün meclis gizli oturum konuşmalarında ağır şekilde eleştirdiği ve hatta yanılmıyorsam "serseri" dediği Mustafa Suphi", "kitaplarını okuyup okumadığınızı merak ettiğim Cemil Meriç", "Atatürk'le ilgisi çok da bilinmeyen Ziya Gökalp", "silah tüccarı ve Alman ajanı olduğu söylenen Parfus Efendi" hakkında görüşlerinizi gerçekten çok merak ediyorum. 
Milliyet'in haberine göre Kılıçdaroğlu’nun listesindeki isimler şöyle:  
- Yaşar Kemal
- Necip Fazıl Kısakürek
- Aziz Nesin 
- Yılmaz Güney
- Mimar Sinan
- Sabahattin Ali
- Ziya Gökalp
- Âşık Mahzuni Şerif
- Parvus Efendi (19. yüzyıl. Teorisyen)
- Agop Dilaçar (Ermeni asıllı Türk dil bilimci)
- Kul Himmet (16. yüzyılda yaşamış Alevi Bektaşi halk ozanı)
- Cemil Meriç (Edebiyat eleştirmeni)
- İdris-i Bitlisi (Kürt siyasetçi ve yazar)
- Mustafa Suphi (Türkiye Komünist Partisi’nin ilk merkez komitesi başkanı) 
Başbakan'ın listesini eleştirdiğiniz mantıkla bu listeyi de bir gözden geçirirseniz memelekete büyük hizmet etmiş olacaksınız...
Selamlar, saygılar...
			
		
	 
  Evet Demagoji yapmayalım... Başbakanın listesini eleştirdiği gibi derken eleştirdiğim ''tek ismi '' saklamak ayıp oluyor... O liste de Kürt Said in Kendince Said i Kür di nin ne işi var ? Diye soruyorum !! Başka kim var acaba ki can hıraş bu tepki... Atatürk e deccal diyen cumhuriywti yıkmak isteyen Kur'anı Kerim deki Nur suresinin kendisi için indiğini iddia eden bir meczubun ne işi var !!! Bu ülke topraklarına ve insanlarına kazandırdığı değer nedir ? Bölücülük ve düşmanlık dışında... 
 Önce neyin eleştirildiğini anlayalım sonra laf edelim... Örneğin ben Yunus Emre yi sevmem çok sufli biri gibi gelir bana... Bir kaç muhteşem şiiride nasıl yazmış ona hayret ederim. Ama ağzımı açıp gık demem Yunus Emre ye ... Çünkü o Yunus Emre dir ülkenin bir mozaiğidir... Muhtemeldir ki Mevlanası Yunusu Said i Kürdi yi tanısa meczup der hoşgörüden ileri gitmezdi... o zamanlar bu işler böyleydi zaten o yüzden o dönemde Said i kürdiler çıkmadı...
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		Başbakan'ın Atatürk'ü listeye almayarak, unutturmaya çalıştığını iddia eden arkadaşın, başkalarının da aynı şekilde listelerine Atatürk'ü almamış olması karşısında susmasını anlamakta zorlanıyorum. 
Eşitlik ve adalet denen bir şey  var sayın commodore1tr;
Benim bildiğime göre, aynı eylemi yapana aynı ceza verilir. 
Atatürk'ü listesine almayarak unutturmaya çalışanın ağzına biber sürmek gerekiyorsa bunu yapanların hepsinin ağzına acısından biber sürelim.
Ama bakıyorum da siz bazılarına bal süremeseniz de görmezden geliyorsunuz.
Bu "eşit" ve "adil" davranışınızdan dolayı sizi kutluyorum.
Yakıştı mı size? 
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12664460_p.asp
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		Bazı arkadaşlar, Said Nursi'nin Atatürk'e deccal dediğini belirterek, bu adamın listede adının olmasını eleştirmişler..  Bu durumda liste hazırlarken, toplumda şöyle veya böyle önemli yer tutmuş kültürümüzün önemli isimlerini belirlerken Atatürk'le olan ilişkilerine bakmak ve konuyu Atatürk'e endekslemek gerektiğinden dem vuruyorlar.
Daha önce de belirttiğim üzere, Atatürk listeler üstü olarak kabul edilmelidir. Ama listeyi hazırlarken, konuyu Atatürk'e endekslemek fikrine hiç katılmıyorum. Atatürk'le barışık olmayan çok sayıda önemli kişiyi tarihimizden, edebiyatımızdan silersek, sadece kültürel sahamızı çoraklaştırmaktan başka bir şey yapmamış oluruz. 
Said Nursi'nin görüşlerine katılmayabiliriz, Atatürk'le barışık da olmayabilir. Ama yazdığı kitaplar ve görüşleri ile bu toplumun önemli bir önderidir.
Kaldı ki, Atatürk'le barışık olmayan sadece Said Nursi değil ki.. Listelerde adı geçen Nazım Hikmet bir şiirinde (Mustafa Suphi ve arkadaşlarının Karadeniz'de boğularak öldürülmeleri nedeniyle yazdığı bir şiirde) Mustafa Kemal için "burjuva Kemal" diyerek ağır şekilde eleştirmişti.   Şiirin metni aşağıdadır.
28 Kanunisani
ta ata aa ta ta ha ta tta ta 
tarih 
sınıfların 
mücadelesidir
1921 
kanunisani 28 
karadeniz 
burjuvazi 
biz 
on beş kasap çengelinde sallanan 
on beş kesik baş 
yoldaş 
bunların sen 
isimlerini aklında tutma 
fakat 
28 kanunisaniyi unutma! 
"siyah gece 
"beyaz kar 
"rüzgar 
"rüzgar". 
trabzondan bir motor açılıyor 
sa-hil-de-ka-la-ba-lık! 
motoru taşlıyorlar 
son perdeye başlıyorlar! 
burjuva kemal'in omuzuna binmiş 
kemal kumandanın kordonuna 
kumandan kahyanın cebine inmiş 
kahya adamlarının donuna 
uluyorlar 
hav... hav... hak... tü 
yoldaş unutma bunu burjuvazi 
ne zaman aldatsa bizi 
böyle haykırır: 
- hav...hav...hak...tü 
- gördün mü ikinci motörü? 
- içinde kim var? 
- arkalarından gidiyorlar. 
- ikinci motör birinciye yetişti 
- bordoları bitişti 
- motörler sarsılıyor 
- dalgalar sallıyor sallıyor dalgalar. 
- hayır 
iki motörde iki sınıf çarpışıyor 
- biz onlar! 
- biz silahsız onlar kamalı 
- tırnaklanmız 
- kavga son nefese kadar 
- kavga 
- dişlerimiz ellerini kemiriyor 
kamanın ucu giriyor 
- girdi... 
- yoldaşlar, ey! 
artık lüzum yok fazla söze: 
bakın göz göze 
- karadeniz 
on beş kere açtı göğsünü, 
on beş kere örtüldü. 
onbeşlerin hepsi 
bir komünist gibi öldü
1923 - MOSKOVA
Gelelim Sabahattin Ali'ye.. Sabahattin Ali aşağıdaki şiir nedeniyle mahkum olmuştur. Daha sonradan bu şiirin kendisine ait olmadığını savunmuşsa da bunu "Kel Ali"nin hakimlik yaptığı mahkemeye anlatamamıştır. 
Hey anavatandan ayrılmayanlar 
Bulanık dereler durulmuş mudur? 
Dinmiş mi olukla akan o kanlar? 
Büyük hedeflere varılmış mıdır? 
Asarlar mı hâlâ hakka tapanı? 
Mebus yaparlar mı her şaklabanı? 
Köylünün elinde var mı sabanı? 
Sıska öküzleri dirilmiş midir? 
Cümlesi belî der Enelhak dese, 
Hâlâ taparlar mı koca terese? 
İsmet girmedi mi hâlâ kodese? 
Kel Ali'nin boynu vurulmuş mudur? 
Koca teres kafayı bir çekince
.................... 
İskendere bile dudak bükünce 
Hicabından yerler yarılmış mıdır?
dizeleriyle Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı( 1932), bir yıla hüküm giydi, Konya ve Sinop Hapishanelerinde yattı, 1933'te memuriyet kaydı silindi. Cumhuriyet'in onuncu yıl dönümünde çıkarılan afla hapisten çıktı(29 Ekim 1933). Yeniden memur olabilmesi için bağlılığını ispatlaması istendi ve bu amaçla 15 Ocak 1934 tarihli Varlık'ta (13. Sayı) "Benim Aşkım" başlıklı, 
Sensin kalbim değildir, böyle göğsümde vuran, 
Sensin "Ülkü" adıyla beynimde dimdik duran
Sensin çeyrek asırlık günlerimi dolduran 
Seni çıkartsam ömrüm başlamadan bitiyor 
Hem bunları ne çıkar anlatsam bir düziye 
Hisler kambur oluyor dökülüyor yazıya 
Kısacası gönlümü verdim Ulu Gazi'ye 
Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor. 
dörtlüklerini de içeren Atatürk'e övgü şiiri yayımladı ve karşılığında MEB Talim Terbiye Dairesi Mümeyyizliği'ne atanarak işsizlikten kurtuldu (30 Eylül 1934).
Görülüyor ki, birisi Atatürk'e "deccal" demiş, birisi "burjuva Kemal" demiş, vs.
	 
	
	
	
		Cevap: Bu söz Atatürk'e ait değilmiş
	
	
		Verilecek cevapları ben de merak ediyorum.