Hatırlarmısınız, eskiden Türkiye ,Malezya mı olucak diye bir polemik konusu vardı,
Sanırım yarının polemik konusu belli, acaba Türkiye yakında Çin gibimi olucak?...
Printable View
Hatırlarmısınız, eskiden Türkiye ,Malezya mı olucak diye bir polemik konusu vardı,
Sanırım yarının polemik konusu belli, acaba Türkiye yakında Çin gibimi olucak?...
Bir sorum olacak... İnternet ortamında çeşitli oyun siteleri var. Bunlar içinde çocuklar için sakıncalı olduğunu düşündüğüm bir tanesini biliyorum. 12 yaşında çocuktan sonra, 9-10 yaşlarında olup giren çocukların oynadığını da duymuştum. Ama aslında yetişkin içeriğe sahip bir oyun. Çünkü oyun web tabanlı olmasına rağmen, evlenme, boşanma, poligami (çok eşlilik), aynı cinsiyetteki kişilerle de evlenebilme falan hep serbest. Bunun yanında ilgilenme seçenekleri içinde, öp, tutkulu öp, seviş, tantrik seks, ayak üstü bi' posta gibi çocuklar için uygun olmayacak bir dolu uygunsuz seçenek var. Özellikle okullar tatil olduğunda, yabancı orijinli bu oyun sitesinde çocuklar daha popüler olmak için biriktirdikleri harçlıklarıyla ailelerinden de habersiz olarak VIP üyelik satın alıp ve birbirleriyle evlenip ayrılarak ve/veya evlenmeden bu tür ilgilenme seçeneklerini kullanıyorlar. 12 yaşındaki kız çocuğunun, özel mesaj yazışmasında kendini üniversite öğrencisi olarak tanıtıp, gayet de makul konuşmasıyla başta beni kandırdığını bile biliyorum. 9-10 yaşındaki çocuklar oyunda, grup seks vb türü başarılar alıp, afrodizyak iksiri kullanarak ilgilenme seçenekleri vasıtasıyla üst üste ilişkiye girip, ardından gebelik testi yaparak hamile kalıp kalmadığını kontrol ediyor. Tüm bunlar olurken, oyunun kendi işleyişi içinde oluşan kıskançlıklar, çok kısa süreli aşklar, evlenip defalarca ayrılmalar, salkım saçak çocuklar da cabası. Aklıma gelenleri kısaca özetlemeye çalıştım ve gelişim çağındaki ve hatta henüz ilköğretim öğrencisi çocuklar için çok sakıncalı olduğunu düşünüyorum.
Bu tür bir oyunun küçük çocuklar tarafından da serbestçe oynanabilmesinde yasal olarak bir sakınca yok mudur? Ya da, nasıl bir mücadele verilebilir?
(Oyun ismi: Popmun** (son harflerini sansürledim.))
Youtube yasağı 3 yıldır devam ediyor. Ahmakça bir videoya gösterilen ahmakça bir tepki yüzünden.Bizzat Türk bürokrasisinin, uzman olmadığı konularda fikir alma gereği dahi duymadan kendi kafasına gore hareket etmenin faziletine inanmis Türk hukukunun bizi tüm dünyaya rezil edebileceğinin ispatı.
Siz şimdi yasaklayınca , o sitelere girilemeyeceğini mi varsayıyorsunuz? Google'dan küfür aratarak birçok küfürlü sitelere de girilebiliyoruz, google da kapatın o zaman.
"devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. "
GOOGLE DA MI YASAKLANDI?
Hayır. Google yasaklandı şeklinde algılanan durum, Youtube yasağıdır. Youtube'un birçok farklı IP adresi kullanması ve ülkemizde mevcut olan yasağın DNS tabanlı engelleme olması nedeniyle mahkeme kararı tam anlamıyla uygulanamış sayılmıyordu. 31 Mayıs'ta aktif olan yeni uygulama ile erişim engelleme DNS tabanlı olmaktan çıkartılan IP bazlı olarak değiştirildi. TİB servis sağlayıcılara Youtube'un kullandığı kullandığı tüm ip adreslerinin belgelenmesi için yazı gönderdi ve böylece yasaklı sitelerin IP'leri tüm servis sağlayıcılar tarafından engellenmeye başlandı.
internete sansür yerine kontrol mekanizması getirilmesi gerektiğini savunanlardanım.
çünkü İnsanoğlu varolduğundan beri suçun varolduğu ve değişenin aslında suçun işleniş şekillerinin olduğunu hepimiz biliyoruz.
geliştirilmiş denetim mekanizmalarıyla internette bir çok suçun önüne geçilebileceğini belirtmekte yarar görüyorum
iyi çalışmalar.
Konuyla ilgili faydalı olacağını düşündüğümden bilişim hukukuyla alakadar olan meslektaşlarımızın " türkiyede internet sitelerinin erişiminin engellenmesi konusunda farklı hukuk disiplinleri açısından değerledirmeler " adlı tusiad raporunu okumalarını tavsiye ederim.
rapora tüsiad'ın web sitesinden herkes ulaşabilir.
link : http://www.tusiad.org.tr/bilgi-merke...erlendirmeler/
Ne diyor bu yönetici avukat bey yahu?
Yok sansür kısıtlanmışmış, yok koruma tedbirlerini sansür kabul etmemeliymişiz, vs.
Bu meselelerle sadece bizim memlekette uğraşılıyor bu kadar.
Bırakın kardeşim insanların neyi görüp, okuyup, rahatsız olup olmayacağıyla falan ilgilenmeyi.
Bakın ben ABD'de yaşıyorum. Bu ülkede çoktan çözülmüş ve benimsenmiş ifade özgürlüğü hakkı bizim baskıcı ve gerici toplumumuzda hala çözülüp anlaşılmış değil.
İnterneti kontrol etmek, sansürlemek, vs devlete mi düşmüş?
ABD bizim Türkiye'den daha bile muhafazakar bir topluma sahiptir, bilenleriniz bilir. Ama burada bu tür baskılar yok. Çünkü "individual liberties" (kişisel özgürlükler) denen konu daha önemlidir burada ve en kutsal değerler arasındadır.
Çocukları koruma uygulamaları burada yok mu, var elbette. Mesela buradaki TV'lerde çocukların ayakta olduğu saatlerde öyle müstehcen görüntüler falan görmezsiniz. Hoş diğer saatlerde de görmezsiniz ya o ayrı konu. Burada o tür yayınların içeriği, o konulara özelleşmiş kanallara aktarılmıştır. Böylece sadece onlarla ilgilenenlerin o yayınları görmesi garantilenmiş olur.
Buradaki gazetelerde de öyle çıplak kadın resmi falan kolay kolay görmezsiniz. O tür şeylerle ilgilenenler için de başka yayınlar mevcuttur ve müsaittir çünkü.
Bir yandan daha açık ve daha müstehcen olan toplum bizimki, ama bir yandan da daha baskıcı olmaya çalışıyor.
Bakın buradaki TV'lerde, gazetelerde o tür görüntülerin herkese açık bir şekilde yer almadığını söyledim.
Ama bu hukuki bir zorunluluk yüzünden değil, toplumda yerleşmiş alışkanlıklar yüzünden böyle.
ABD'de sadece fikirleri ifade özgürlüğü falan değil, insanların cinselliği istediği gibi yaşama özgürlükleri de olduğundan, zaten insanları çekmek için ha bire çıplak kadın resmi kullanmak zorunda kalmıyorlar. İnsanlar o kadar cinselliğe aç ve abazan değil çünkü.
Bu işlerin çözümü daha fazla baskı ve yasaktan değil, daha fazla serbestlikten geçer. Hem de hayatın her alanında.
Buradaki çocuklar da internetteki aynı içeriğin olumsuz etkilerinden muzdarip değil mi zannediyorsunuz?
Peki buldukları çözüm ne? Kanun getirip interneti merkez noktada, "central office" denen yerlerde filtrelemek mi?
Hiç de değil. İnsanlara kişisel bilgisayarlarına yükleyebilecekleri ve bu filtrelemeleri kişisel bazda yapabilecek yazılımları kullanma seçeneği verilmiş. Bunlar Türkiye'de de mevcut zaten.
Bilgisayarını korumak isteyen ve çocuğunun etkilenmesini istemeyen, aynen adobe acrobat yazılımı yükler gibi, ya da bir virüs koruma yazılımı yükler gibi, bu çocukları koruma filtre yazılımını yüklüyor, iş halloluyor.
Bütün toplumun ve milletin kişisel özgürlüklerini kısıtlamadan bu işin üstesinden gelmenin bir yolunu bulmuşlar yani.
Bizde sorun heşeyden önce zihniyet.
Daha fazla özgürlükle çözülecek sorunu, özgürlükleri daha fazla kısıtlayarak çözmeye çalışıyoruz, problem orada.
Hukukçularımız bile böyle düşündükten sonra, ben daha ne diyeyim ki.
Hem hakaret ne demektir, müstehcenlik ne demektir falan gibi konularda da tanımlama ve açıklama yapılmaya çalışılmış.
Bu tür şeylere karar vermek o kadar kolay mıdır? Bir şeyin hakaret olup olmadığını, ya da müstehcen olup olmadığını tespit etmek o kadar kolay mıdır, sorarım size.
Mesela hakaret olup olmadığına, kelime filtreleyerek mi karar vereceksiniz?
Biz internette 11 yıldır forumculuk yapıyoruz. Yüzbinlerce başlıkla, milyonlarca iletiyle uğraştık. Hakaret bizde de yasaktır ama hakaretin ne olduğu ve nasıl tespit edileceği konusunda o kadar kolay ve her duruma uyacak basit ve sabit kriterlerle karar vermiyoruz.
İnsanların tolerans düzeyleri de farklı çünkü. Birinin hakaret kabul ettiğini, diğeri etmiyor.
Şu kelime yasaktır, bu değildir diyerek de bu işin içinden çıkamazsınız. Çünkü hangi kelimenin hangi durumda hakaret kabul edilebileceğine dair bir kriter yok elinizde. "Salak" kelimesini hakaret kabul edip filtrelerseniz "Sen ne salak birşeymişsin" cümlesindeki gibi kişiye yöneltilmiş ve gerçekten de hakaret kabul edilebilecek bir ifadeyi sansürleyeceğiniz gibi, "Sansür uygulaması çok salak bir uygulamaydı, iyi ki kalktı" gibi bir cümlede yer alan ve kişiye falan yönelmediği için aslında kimseyi rahatsız etmeyen ve muhtemelen aslında hakaret kabul edilmemesi gereken bir ifadeyi de yasaklamış olursunuz.
Hem hiçbir kötü kelime kullanmadan da hakaret edilebilir. Bakın bizim forumdan ünlü bir örnek vereyim size. Bir kullanıcı diğerine kızar ve der ki "Ver telefonunu, adresini, geliyorum oraya", öbürü de ona cevap verir "Adresim ve telefonum annende var, ona sor".
Bakın burada kötü hiçbir ifade yok, ama bir hakaret var mı, muhtemelen var.
Ya da olup olmadığı bile kişinin alınganlık düzeyine bağlı.
Dolayısıyla, hakaretin belirlenmesinde en önemli kriterlerden biri, ifadenin yöneltildiği kişinin gerçekten alınıp alınmadığıdır, bunu şikayet edip etmediğidir.
Tabi tek kriter bu olmamalı ama bence bu işin önemli bir parçası.
Hem zaten insanlar o kadar hassas da olmamalı. Yok bana hakaret etti, yok şöyle dedi, böyle dedi, vs. Bu işin sonu mu gelir. Örneğin ABD'de "public figure" denen bir kavram vardır, yani topluma mal olmuş kişi, çoğu kişinin bildiği kişi, vs anlamında. Ve bu kritere uyan kişilere hakaret etmek suç değildir ABD'de. Alelade vatandaşa hakaret edersen internette falan, onun suç teşkil edebilecek bir durumu olabilir, ama Bush'a veya Obama'ya edersen mesela, suç işlemiş olmazsın.
Bizim de bu olgunluğa ulaşmamız ve kanunlarda bu tür düzenlemeleri yapmamız lazım zaten artık. O zaman bu kişisel hakaret, vs sorunlarının da çoğu çözülmüş olur. Geriye sadece ünlü olmayan kişilere ait, alelade vatandaşlara ait hakaret davaları kalır ki onlar konusunda bir sonuca ulaşmak da daha kolay olur.
Müstehcenlikte de öyle kesin ve her durumu kapsayacak kriterler oluşturulması zor.
ABD'deki bir politikacının ünlü bir sözü var. Kendisinden pornografinin ne olduğunu tanımlamasını istemişler. O da demiş ki, "Tanımlayamam, ama görürsem tanırım".
İyi de kriter bu mu olacak yani?
Demek istediğim, bunlara odaklanmak yerine, mümkün olduğunca özgür bırakılmalı herkes, her ortam.
Olan bitenden alınanlar, gücenenler, kendisine hakaret edildiğini hissedenler olursa, onların durumu her biri özel birer durum kabul edilmek suretiyle değerlendirilmeli.
Müstehcenliğe gelince, o konuda bu tür birşeye bile gerek yok. İnsanlara bu içerikleri görecekleri ve görmeyecekleri çeşitli seçenekler vermekten başka bir ihtiyaç yok bu konuda. Yeterli seçenek olduğu sürece, müstehcen içerik görmek isteyenler görebileceği gibi, görmek istemeyenler de görmemelerini sağlayacak önlemleri alabileceklerdir. Evlerindeki bilgisayara filtre yükleyerek veya içeriğini sevmedikleri TV kanallarını açmayarak. İlle zap yapıp bütün kanalları sırayla gitmek zorunda değilsiniz ya. Rahatsız olma ihtimaliniz olan kanalı açmazsınız, olur biter. Ya da rahatsız olma ihtimaliniz olan web sayfasına gitmez, rahatsız olma ihtimaliniz olan gazeteyi de alıp okumazsınız. Açın Cumhuriyet açıp okuyun. Hala eskisi gibi midir bilmem ama orada yoktu o tür içerik hiç eskiden.
Okuduğunu anlayamayan, inançsızlığın propagandasını yapan bir siteyi nick olarak seçen şahıs,
"Ben Alamanyadayken" şeklindeki anlatımınızla bizlere ışık tuttuğunuz için teşekkür ediyoruz.
Siz olmasaydınız, Amerika'dan Türkiye'nin durumunu göremezdik.
Siz olmasaydınız, ingilizce kelimelerin anlamlarını bilmezdik.
Bu arada, bir içeriğin müstehcen olup olmadığını bundan böyle size sorarız, malum internet adresiniz belli.
Emrah Bey yazdıklarınızı dışarıdan takip etmekteydim mutlaka bu konularda bilgi birikimine sahipsinizdir fakat Aydın Beyin yazıları gerçekten Türkiyenin durumunu açıklamış Amerikadan veya başka bir yerden olması çok önemli değil.
Zaten birileri yazmış diyerek uzun uzun yazdığım yazıyıda bana sildirdi.