Karınca ile Ağustos böceği geldi aklıma... Cırcır böceği mi deniyordu?
Printable View
Aşağıdaki orjinal metinde de görüldüğü gibi bu imzalar Öcalan'ın asılmaması için değil, infazın ertelenmesine ilişkindi. İdam cezasının kesin olarak kaldırılmasına neden olan işlem 2003 yılında Akp iktidarı zamanında yapılmıştır.
11 NOLU PROTOKOL İLE DEĞİŞİK İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMA AVRUPA SÖZLEŞMESİNE ÖLÜM CEZASININ KALDIRILMASINA DAİR EK 6 NOLU PROTOKOLUN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN
Kanun No. 4913
Kabul Tarihi : 26.6.2003
MADDE 1. - Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanarak 1983 yılında imzaya açılan ve Ülkemiz adına 15 Ocak 2003 tarihinde Strasburg’da imzalanan “11 No’lu Protokol ile Değişik, İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Avrupa Sözleşmesi’ne Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair Ek 6 No’lu Protokol”un onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4913.html
http://img165.imageshack.us/img165/7715/p08bj4.jpg
Sanırım meramımı ya anlatamamışım ya da siz anlamak istememişsiniz.
Seçimden birkaç gün önce iktidar partisinin bir milletvekili, kendi seçim bölgesinde ve iktidarın bilgisi dahilinde bir yolsuzluk ve vurgun düzeni kurulduğundan ve bu düzenden birilerinin nemalandığından ve bunu engelleyemediğinden söz ediyor.
Sonra o seçim bölgesinde iktidar partisi 8 milletvekilliğinden 5'ini alma başarısını gösteriyor.
Turhan Çömez'in Cine5'te AKP'nin başarısının ne kadar büyük bir başarı olduğunu söylemesine şaşırmadım. Bu görüşe ben de katılıyorum, gerçekten büyük bir başarı bu...
Ama demokrasinin zaferi diye yutturmaya kalkmasın kimse, yemezler...
Hala yemeyenler var Allaha şükür...
AZİZ NESİN GELDİ AKLIMA. NE DİYORDU?
pkk'nın siyasi kanadı olan Dtp ile koalisyon
MHP Meçlise girmemeliki Dtp den seçileçek olan ve pkk'nın uzantısı olduklarını ilan edenlerle daha kolay iş birliği yapıp ülkeyi daha kolay bölebilsinler. LAYİK OLDUĞU İDAREYİ SEÇENLERE
Gerici olmayan halkımıza ona göz açtırmak istemeyen dar kafalı çıkarcılara ümmetçilere Atatürk'e ve devrimlerine saldırıların coşkuların hat safhaya ulaştığı dönemlerde kanlı düşmanlığın meclişe:dtp: girdiği bu günlerde
YÜREYİNİN KÖŞESİNDE HALA BİRAZCIK YURTSEVERLİK ATATÜRK'CÜLÜK ULUS SEVGİSİ KALMIŞA BUNLARA KARŞI YILMADAN UMUTSUZLUĞA KAPILMADAN SAVAŞIMIZI GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRMEYE ÇALISAÇAĞIZ.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Neyse ki bana bir yanıt yok, aman sakın yanlış anlamayın sizi yanıt vermeye zorlamak için yazmıyorum. Zaten yazmayın aksi halde karşı fikirle yine rezil rüsva olursunuz.
Siz seçim döneminde bazı partilerin seçim ilan ve propagandalarını bile, "aman iktidar kızar" diye yayınlayamayan medya yerine alternatif medya için yine çok derinlikli bir yazı yazmışsınız. Helal olsun, tehdit eden demokrat, gerçekleri yazanlar hırt oldu size göre...
Selamlar,
Sayın myirtici, bunu yalnızca ben söylemiyorum, bunu bizzat bu yardımları alanlar ve AKP teşkilatında yer alanlar dile getiriyor. Hatta öyle bir dile getiriyorlar ki aynen şu cümleyi kullanıyorlar; “Sizin partileriniz de yapsaydı, haticeye değil neticeye bak!” Hatta, bazıları da (Bizzat şahit oldum.) diyor ki, “Size ne kardeşim, dağıttılarsa kendi maaşlarını dağıttılar.” İşte insanları böyle saf yerine koyuyorlar,ne maaşmış ki hem yedi göbeklerini zengin ediyor,hem de fakir fukaraya bağışta (!) bulunuyorlar. Kimse de demiyor ki bir milletvekili maaşı bunları yapmaya yeter mi? İşte, sorgulamayan, arkasını aramayan, günü kurtarmak gayesinde olan yoksul, gariban bir toplum yarattılar şimdi aynı toplumdan nemalanıyorlar.Demokrasi bu ise yazık bizlere, yazık bu halka, insaf yahu…
İspat istiyorsanız yazılı belge ile ispat etmek mümkün değil ama tanıklarla ispat edebilirim. Ancak bildiğim kadarıyla ilgili mevzuata göre bu suç değil,bağışlarla ilgili hükümlerde parasal sınır var. Siz bana hangi kanunun hangi maddesine göre suç olduğunu söyleyin,ben de gereğini yapayım.
Ayrıca doğu ve güneydoğu illerinde AKP’nin nasıl çalıştığını da duyduk, “Bize oy vermezseniz yeşil kartınızı elinizden alırız.” şeklinde tehditlerde de bulunulmuş, işte bu suç ama bunun da ispatı maalesef mümkün değil, minareyi çalan kılıfını çoktan hazırlamış çünkü, öyle bir korkutmuşlar ki insanları konuşamıyor, sadece kabulleniyorlar. Şimdi diyeceksiniz ki her söylenene inanmayın,peki hiç kimse bunun doğru olup olmadığını araştırmayacak mı? Ben bireysel olarak,mesleğimin de avantajlarını kullanarak çeşitli beldelerde çeşitli çalışmalar yaptım,yapıyorum da bu anlattıklarım da bizzat bu çalışmalar sırasında ilk ağızdan edindiğim bilgi ve izlenimler. Eğer böyle bir gerçek varsa,bunu vatandaş olarak içinize sindirebilir misiniz? Bunlarla mücadele etmek ben (bizler) kadar sizin de göreviniz değil mi? Yoksa işinize gelmediği için susmak mıdır size yakışan?
Times dergisi ile ilgili forumda, Marie Claire Dergisinin haberine yaptığınız yorumu ne çabuk unuttunuz?Siz değil miydiniz yorumunuzla AKP’yi yerden yere vuran, ama tabi o dönemdeki iktidarı karalarken aslında partinizi karaladığınızı bilmiyordunuz.Eminim bilseydiniz daha farklı bir yorum getirirdiniz. O konudaki cevabınızı (varsa) hala sabırsızlıkla bekliyorum.
Gelelim kanaltürk meselesine,bu kanal tüm partililere yer verdi,geceleri izler miydiniz bilmiyorum ama her partiden adaylar kendilerini ifade etme fırsatı buldu.AKP’lilere her programda çağrılarda bulunuldu,ama gelen olmadı.Saadet Partisi’nin kongresi yayınlandı,aynı sizin dediğiniz gibi “Düşmanın düşmanı dostumdur.” yaklaşımı dediler. Cumhuriyet mitingleri yayınlandı,abartıldı,gereksizdi dediler,bugün RTE bile her kesimin mesajını aldım derken Cumhuriyet mitinglerinin abartıldığını hala savunabileceklere ancak “Hadi ordan!” denir ama ben gene seviyemi koruyarak demiyorum.Aynı "taraflı" kanal,seçimden sonra RTE'nin konuşmasını,CHP binasının önündeki tartışmayı yayınlamadı mı?Turhan Çömez çıktı gene aynı “Düşmanın düşmanı dostumdur.” yaklaşımı dediler.Oysa Turhan Çömez birtakım belgelerden ve partinin ilgili birimlerine sunduğu raporlardan söz etti,ya bu adam ne diyor,gerçeklik payı nedir,gerçekse hesabını soralım diyen olmadı,çünkü kimsenin işine gelmedi.Saysanız beş parmağı geçmeyen TV kanalları gerçekleri yansıttı ama iktidarın tekelinde olan diğer kanallar susmayı yeğledi diye Turhan Çömez’in iddialarını görmezden mi geleceksiniz?Bir TV kanalında programa çıkıp aynı şeyleri orda da anlattığını,tekrar program yapılması yönünde planlar varken birden bire aynı TV kanalı yetkilisinin Turhan Çömez’i arayarak, “Üzgünüm ama sizi kanala çıkarmamamız yönünde talimat verildi.” diyorsa, iktidar tekelinde olan kanallar bilinçli olarak çıkarmıyorsa bu adamı ekranlara,bunun sorumlusu da mı iktidardan korkmayan,iktidarın sindiremediği kanaltürktür?Bir taraftan kanaltürk’ün taraflı olduğunu iddia eden “tarafsız” siz,bu iddiaların gerçeklik payını araştırmayacak,sorgulamayacak mısınız?Bence hayır.Çünkü size göre Turhan Çömez de, Fuat Geçen de, Abdüllatif Şener de bu partiden uzaklaştırıldı,çünkü onlar partiye ihanet ettiler,çünkü onlar tahammül edemedikleri yolsuzluklara,hırsızlıklara, vurgunlara sessiz kalmadıkları için “kötü”ydüler.Çünkü sizin için "AKP ile Çömez arasında yaşanan olayların" önemi yok,bilemezsiniz bilemediğiniz gibi sorgulama ihtiyacı da duymazsınız.
İşte sizin demokrasi anlayışınız bu,CHP’yi,DSP’yi,MHP’yi ve diğer tüm partileri eleştirin (Doğru bilgilerle tabi.) ama desteklediğiniz partiyi de bir sorgulayın.Bunu başarabilirseniz sizin demokrasinizin samimiyetine inanırım.Ama bunu yap(a)mayacaksanız bizlere demokrasi nutku atmayınız,zira bu şartlarda sizin demokrasi anlayışınız ile bizimkinin (En azından benimkinin) çok farklı olduğuna inanacağım.Eğer bunu yapamayacaksanız siz de aynı lideriniz gibi demokrasiyi amaç olarak değil araç olarak görüyorsunuz demektir.İşte asıl tehlike budur,işte asıl tehlike “Amaca ulaşmak için her yol mübahtır.” anlayışıdır, ne mutlu ki hala bu tehlikenin farkında olanlar var…
Oylar satın alındı, askere tepki, Baykalın beceriksizliği vb.
Arkadaşlar şike var deyip hakeme yüklenerek sonuç değişmiyor.
Sonuca bakalım. AKP ve onları destekleyen ülkeler bu ülkenin yönetim biçimini ılımlı islam olarak tanımlamaktamıdır? Evet.
Dini bütün Cumhurbaşkanı vb binlerce söylemle bunu açıkça ifade etmişmidir? Evet
Hem ılımlı islam cumhuriyeti hemde laik olamak mümkün mü? Hayır.
Akp pek çok konuda halkı kandırdı ancak temel ideolojisinide açıkça ortaya koydu. Hem laiklilk hemde kürdistan konusunda hiç olmadığı kadar açık davrandı.
Türk Halkı bu mesajı anlamamış olabilr mi? Hayır. Buna rahmen halk laikliğe ve ülke bütünlüğüne arkasını döndü. Ve yeni bir sistemi onayladı. Büyük olasılıkla anayasa değişikliğini de aynı oy oranı ile onaylayarak kararını tekrarlayacaktır.
Şimdi arkadaşlar önce bu gerçekle yüzleşmeli, sonra bu süreçte başkalarının hatasını değil kendi hatamızı ortaya koymalıyız. Baykalı suçlayanlar 5 yıldır partilerinde ne yaptı. Adam istifa ediyor çağırıyorsunuz. Askeri suçlayanlar tepkisiz kalınca anayasal görevini ihmal ediyor diyorsunuz. Peki siz ne yaptınız? Neler yapabilirdiniz?
İşsiz kahvelerinin önünden tiksinti dolu bir suratla geçerek olmuyor bu işler. Beğenmedikleriniz o kahvelerde çay içiyor. Sosyal devlet okutsun yurt versin diye karşılıklı çalıp söyleyerekte olmuyor. Beğenmedikleriniz her kayıt dönemin de kamp kuruyor okulların önünde. Bunalmış veliye soğuk su servisi yapıyor. Bu arada konuşuyor ve dinliyor. Okuduğu gazeteyi çöpe (en iyi ihtimalle geri dönüşüm kutusuna ) atmıyor beğenmedikleriniz. Halka açık yerlerde unutuyor. Okul, hastane kantinlerinde.
Seçimden seçime iki nutuk üç beş makaleyle değil her an eğitim bilgilendirme ve nabız tutma ile alınıyor o oylar. Yavaş yavaş ama sabırla toplumu dönüştürerek evet cevabı alınıyor İslam Cumhuriyetine...
Şimdi önümüzdeki seçenekler bellidir.
A) Olmaz olsun böyle cahil kadir kıymet bilmez vatandaş der, protesto eder gibi yapıp, aslında korkundan fareler gibi kaçar bir yerlere gidersin. (gidebilirsen- alırlarsa)
B) Bağırır çağırır içini soğutursun. Kendini öyle paralayınca birşeylerin değişmiş olduğunu farzeder, bir dahaki seçime kadar unutursun. Senin gibi düşünenlerle çevrili yaşadığın, istediklerini duyup gördüğün için birdahaki seçime yada halk gerçeği gözüne sokana kadar mutlu bile olursun.
C) Birşeyler yaparsın. Sorunu saptar, çözebileceğin kadarını bireysel yada arkadaşlarınla yüklenir ve çözmek için elinden geleni yaparsın. Bu bazen konu komşuyu size kek yaptım diye toplayıp en azından adına entel denilen bir çeşit uzaylı olmadığını, içlerinden biri olduğunu ispatlamak bile olabilir.
Ben şu asmadı, ya da bu asmadı demiyorum. Öcalan'ın asılmamasında 2 hükümetin sorumluluğu vardır. 2003 yılında iktidarda olan hükümet eğer asmak isteseydi, asardı, demek ki onlar da istemedi. Yani nedenlerini bir yana bırakacak olursak, bu olayda iki hükümetin de birbirinden aşağı kalır yanı yok.
Akp bütün rakiplerini Öcalan'ın idamı, mal, mülk kazanımı ve benzer tartışmalarla, ağız dalaşlarıyla oyalayarak kendi çalışmalarını yürüttü. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Baykal'ın milletvekillerinin iradesine ipotek koyduğunu söyleyenler, bu seçimlerde gerek seçim sürecinde gerek bundan önce yaptığı yolsuzluklar ve haksız kazandırmalarla, fakir fukaraya hediye, yardım dağıtmakla, iddiaya göre tehdit etmekle ve yemin ettirmekle milletin iradesine ipotek koymuş olmaz mı? Bir günde, kolunu kıpırdatmadan 1.350.000 Ytl kazanan kişiler ve bunların tebaası, bu kazancı yeniden sağlayacakları düşüncesiyle birlikte objektif bir seçim mi yapmıştır? Evet, bu seçim Akp'nin başarısıdır. Bunları yapmayanların ise başarısızlığıdır. "Ben kömür, erzak yardımı istemiyorum, kendi ekmeğimi kendim kazanabileceğim bir iş istiyorum" demeyenlerin ayıbıdır. Yolsuzluklara ortak olan açgözlülerin vicdansızlığıdır.
Evet AK Parti Apo'nun asılmamasının daha uygun olacağını düşünmüştür, bu yüzden idam cezasını da kaldırmıştır. AK Parti asmadı diye eleştiren MHP ise elinde imkan varken asmadığı için eleştirilerinde samimi değildir.
AK Parti hükümeti AB ile uyum kapsamında idam cezasını kaldırmış, Apo'yu asarak kahraman yapmaktansa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının sürmesi yönünde siyasi tercihte bulunmuştur.
Daha önceki iktidarın ortakları DSP ve ANAP'ın görüşü budur. CHP'nin görüşü budur. Devletin partiler üstü politikası da budur. Aklı selim de bunu söyler.
MHP bile bu gerçek karşısında iktidardayken Apo'nun idam edilmesi için ısrarlı olamamıştır.
Abdullah Öcalan'ın asılmalı veya asılmamalıydı, ayrı konu. Ama MHP lideri Bahçeli'nin "Neden asmadınız?" diye sormaya hakkı yok. Çünkü o iktidarken
asılması ertelendi, MHP 367 ile gelse asamaz. Bunu ben değil, MHP kurmayı Gündüz Aktan söylüyor.
Tayyip Erdoğan ise Bülent Ecevit veya Mesut Yılmaz gibi idamın kalkması yönünde siyasi irade kullanmış ve bunun arkasında durmaktadır. Söyledikleri çarpıtılmadan dinlenirse söylediği şudur:
"Ben devlet politikamız gereği (bu parti politikası değil, partiler üstü bir politikadır) Apo'yu asmadım, asmayı vaat etmiyorum. Sen asmakta samimi olsaydın 1999-2002 yılları arasında hükümet olduğunda neden asmadın?"
Ben de buna bir ekleme yapıyorum:
MHP 367 ile iktidara gelse Apo'yu asmaz, asamaz. Bu yüzden bu konuyu bir istismar konusu yapmaktan vazgeçmeli.