Re: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
AK parti Neden sınır ötesine karşı
Bugün tatlı para akışını kısmen inceleyecektik uzun uzun arkanıza yaslanıp okuyacaktınız .Gerçi ben bir türlü hangi kepazelikleri özetlesem kestirememiştim ama uzun uzun burada anlatırdık bölüm bölüm. Ama Uçakların da sınır ihlali yapması nedeniyle öncelik bu konuya kısaca değinelim istedim.
RTE efendi 2002 de ABD ye gittiğinde ABD muhtemelen ne derse kabul eder. Bir çok gizli anlaşması verdiği sözleri danışmanları aracılığı ile bilahare verdiği gizli sözleri bilmesekte genel davranışlar direnmeler bunun ip uçlarını vermektedir. Dünya tarihinin İLK İKTİDARDA mağduru oynayan kural hukuk tanımaz AKP Artan terör olaylarından dolayı çok ama çok rahatsız.
Kendisiyle Başbakanlık makamını birbirine karıştıran RTE sınır ötesi operasyon için '' Askerden talep gelmedi.'' diye zırvalıyor. Yahu sana bağlı bir yerden talep gelmez ki !!! Kör müsün anlamıyor musun teskereyi geçirirsin meclisten ASKERE EMİR VERİRSİN . Yok zırvalayacağı bunun resmi muhtura olmadığı anlaşıldığında hava atıp külhanbeyi davranacaksın iş başa düşünce ''ee asker'' diyeceksin. Kaldı ki o asker sınır ötesi operasyon için ''siyasi irade şart Operasyon gerekli ''dedi. Daha ne desin ?
Geçen Perşembe günü ABD nin iki F-16 uçağı Irak tarafından Türkiye nin güneydoğusundan girerek dört dakika sınır ihlali yaptığı da ortaya çıktı. Burada ciddi sorun Habersiz olmasıydı yoksa İncirlikten kalkan uçaklar da bu topraklar üzerinden uçtuğu gibi malum PKK yı desteklediği ispat edilen Çekiç güç te bu topraklar üzerinden uçmuştu. Her ne kadar ABD teknik bir hata desede bu uçakları azıcık bilen birisi F-16 türü uçakların teknik donanımları ile bu tip bir hata yapma olanaklarının olmadığını son derece net bilir. Ses hızının iki katı ile uçabilen bu uçaklar harita yer ve kule mevki koordinesini hiç kesmezler. Demekki bilinçli ve istekli bir girmeydi bu. ABD büyük elçisinin kestirip atması neysede bizim Mümtaz Asil Vatansever Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül hazretlerinin '' Mutat olay bu sorun yok '' demesi geniş karınlılığın dik alasıydı ve bu adam CUMHURBAŞKANI olmak istiyor. Ne olacağını açıkça söylemek isterdim ama 301 gibi kanunlarımız var... Gül e göre olan bu MUTAT yani ALIŞILMIŞ ALIŞILAN bu olay 1923 te Cumhuriyetimizin ilanından bu yana bir ilk... Kıbrıs savaşında bile olmadı... Mutatmış.. İşte bunlar var ya... Neyse Ah şu 301....
Neyse her zamanki gibi konuyu dağıttım . Toparlamak gerekirse bu RTE ve eşrafı ABD ye verilmemesi gereken sözleri verdiler. Öyle sözler öyle tavizler ki yenilir yutulur değil. 1 Mart tezkeresinde ilk taviz golünü yiyince ( BU ARADA GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERDE BİR İLK DAHA YAŞADIK BU TESKERE İLE DÜNYADA ÖNERGESİ REDDEDİLEN HÜKÜMETİN İŞ BAŞINDA KALDIĞI BAŞBAKANININ PİŞMİŞ KELLE GİBİ SIRITTIĞI BİR ÜLKE DAHA YOK. ) Özel anlaşmalar iyice devreye girdi. Zaten Irak ta bize biçilen rolde sonradan görme dereceli liboş cumhuriyetçilerinin ve takiyecilerinin dediği gibi bir rol değildi . Bunu daha öncede yazmıştım. Gelinen noktada çok açık ortaya çıktı. Irak a TSK nın asla girmeyeceği sözüne karşılık ABD terör ü kontrol etmeye çalışacağını söyledi bizimkilere . Bizimkiler ellerini şehit kanlarıyla sulama pahasına sözlerini tuttular tabi birde örtülüden gelen 8,5 milyar dolar. Ama ABD pek ciddiye almadı sözü. Daha başka forumlarda yazdığımız gibi kış bitince PKK azar demiştik azmaya başladı. Her nekadar bizimkiler yani AKP nin troykası Barzani Talabani denilen şarlatan kuklalarla '' diyalog kursalarda'' pek istediklerini alamadılar. Hatta Seçim gazı olarak Talabani Terör örgütünde eskimiş gözden düşmüş kişileri yakalatacaktı. Ama terör umulandan hızlı tırmanınca hesap alt üst oldu...
Re: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
TC devletinin kırmızı çizgilerine karşı olmasına rağmen verilen ödünler kan olarak ciddi biçimde geriye dönmeye başlayınca RET ve eşrafının yüzleri asılır . Hele Talabani denilen aşiret reisiyle olan diyalogları sağladığı olanaklar iyice belini büker. TSK bu konuda açık ve nettir. Tarihinde olmadığı kadar açık saldırı gelmektedir Kuzey Iraktan daha kötüsü Tehtit gelmektedir.
İktidarın bu tavizlerden dolayı olan vurdumduymaz tavrı ve TSK nın nisan ayında resmen yetki istemesini bile duymazdan gelen Hükümetin tavrı gitgide bir ulusal güvenlik sorununa dönüşmeye başladı. Almanya 'dan haber yolladı TSK ya ''Öfkeyle kalkan zararla oturur'' ve bu talebi ciddi bulmadı kendince olmayan bir süreç işliyordu. Ancak Ankara da patlayan bomba peşinden gelen 6 şehit mayın canlı bombalar iktidarı çok kötü yaptı. Zangır zangır titriyordu süreçleri. Ama hala zamanı gelince sabrımızı sınamasınlar asker istemedi tavrı sürüyordu. Neden ? İç siyasi çekişmeler nedeniyle TSK yı kendisine rakip veya hasım olarak gören başbakan RTE refleksini ve bilincini kaybetmek üzeredir. Kendi tabanı bile Laiklik ve yolsuzluk ile ilgili olayları pişkimlikle savuştururken bu iç güvenlikte sarsıldılar mı bir daha toparlanamazlar ama ölenler bizim gençlerimiz...
Bunca kıyamete karşı AK parti neden direniyor ? İşte zurnanın zırt dediği nokta burasıdır.
Tayyip efendi Muhtemel sınır ötesi ciddi bir operasyonda asıl korktuğu SIKIYÖNETİM ilanıdır. Kuzey Irak’taki bir operasyona gönülsüz olmasının altında Anayasa’nın 120- 121 ve 122. maddelerinde belirtilen uygulamalar yatıyor. Çünkü bu maddelere göre savaş ortamı doğması halinde kontrol bir anda hükümetin elinden çıkıp Cumhurbaşkanı’na geçebilir. Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu’na başkanlık edip olağanüstü hal veya sıkıyönetim ilan edilmesini isteyebilir.Ordunun harekete geçmesi karşısında hükümetin bu taleplere karşı çıkması zor görünüyor. Hiç beklenmedik bir anda olağanüstü hal ya da sıkıyönetim ilan edilmesi hükümetin bir anlamda sonu olarak da algılanabilir. Tayyip efendi bundan öcü gibi korkuyor gençlerin kanına rağmen... Kaldıki verilmiş sözler BOP ta cabası ama amaç günü kurtarmak Ateş düştüğü yeri yakıyor nasılsa ona düşen yok...
Cenazede dahil o kara gözlüklerini çıkarmadan bakmasının bir nedenide budur . Vatan kan ağlarken o anayasa da olmayan kanunları kapris uğruna çıkarmaya iktidar mücadelesi yapmaya uğraşıyor. 6 Vatandaşımızın ve 6 şehidimizin hesabını vermeden ona iktidar haramdır aslında ama anlayana... Emin olunuz bu kanlar bu iktidarın basiretsizliği kinciliği, vatanı düşünmeyişi, iktidar hırsı , anayasaya rağmen anayasayı değiştirme arzusunun sonucudur....
Artık devam edebilirim....
Re: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
Bu konuda aklima ilk gelen sudur ve bu da yeterlidir diye dusunuyorum:
Belediye baskaniyken yaptigi bir konusmada, "aleviligi islam inanci olarak gormuyorum" diyen suanki basbakan hangi yuzle meclislerden Türk halki diye seslenebiliyor (cunku tirnak isareti icindeki cumleyi kurabilen bir insanin kime, kimlere seslendigi bellidir), hangi hakla esitlikten, adaletten sozedebiliyor, bu cesareti kendisinde nasil bulabiliyor, anlamiyorum. Bunca basarisizligin, bunca hakaretin ardindan o koltukta hangi yuzle oturabiliyor, cozemiyorum. Bunun tek yaniti var, ABD den gelen emirlere oylesine hipnotize edilmis ki, bunun disinda kalan hicbir sey onun icin onemli degil.
Re: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
Başka bir alıntı:acikistihbaratturkiye
AK PARTİ ÇEKİRDEK KADROSU
Çok daha eskilere dayanan ve oldukça derinlere kök salmış bir oluşum olmasına rağmen konuyu basitleştirip biraz daha anlaşılır kılabilmek için başlangıç noktası olarak Korkut ÖZAL'ı referans almak istiyorum. Bildiğimiz gibi Milli Görüş içindeki ilk ayrılış (daha sonra "yenilikçi" grup olarak adlandırılacaktı r.) MSP döneminde Korkut ÖZAL ile başlamıştır.
KORKUT ÖZAL:
Korkut ÖZAL 1977 MSP kongresinde Erbakan'a karşı aday olmuştu. Kendisini o dönemde en çok destekleyenler arasında ilk göze çarpan isimler de Recep Tayip ERDOĞAN ve Bülent ARINÇ olmuştu. En somut haliyle o dönemde filizlenmeye başlayan AK Parti ideolojisi zaman içinde "Yenilikçiler" diye kutuplaşmaya başlamış ve nihayetinde de fikir babalarından Korkut ÖZAL önderliğinde şimdiki halini almıştır. Yazımızın devamında AK Parti zihniyetinin diğer fikir önderlerini de irdeleyeceğiz.
Arşivlerden de doğruluğunu teyit edebileceğimiz Korkut ÖZAL' ın Star TV'nin Kırmızı Koltuk programında sarf ettiği şu sözlerle Adalet ve Kalkınma Partisi ismiyle bilinen oluşumun temel zihniyetini ve hedeflerini daha iyi anlayabilmekteyiz:
" Türkiye, İsrail'in liderliğinde oluşacak bir Orta Doğu pazarına girmelidir."
FETHULLAH GÜLEN:
Bu oluşumun bir başka ayağı ise faaliyetleri herkes tarafından gayet iyi bilinen,
New York'ta Müslüman çocukları toplayıp Hıristiyan korolarında şarkı söyletip alkışlayan,
Siyonist sömürge düşüncesinin Büyük Orta Doğu ve "ılımlı İslam" fikrinin en büyük taşeronluğunu yapan,
Musevi işadamlarına ödüller dağıtan meşhur "Abant toplantıları" nın onursal başkanı olan,
Siyonist Moon tarikatının adeta bir temsilcisi gibi davranıp siyasi zihniyet ve şahsiyetleri eğiten,
" başörtüsü bir teferruattır" diyebilen fakat her fırsatta başörtüsü yasağından kaynaklanan bir mağduriyet nedeniyle kızlarını, oğullarını, gelinlerini Mason zenginleri tarafından karşılıksız olarak verilen burslarla okumalarını sağlayan,
Amerika'ya sığınmasını " Hicret" olarak gösteren Fethullah GÜLEN'dir.
Hatırlayalım:
Korkut ÖZAL İsrail önderliğini savunmaktaydı .
Fethullah GÜLEN de " başörtüsü bir teferruattır" deyip Mason ve Siyonist Emperyalist zihniyetin taşeronluğuna soyunmuştu.
Devam edelim…
CÜNEYT ZAPSU:
Hükümet üzerinde en etkili isimlerden biri de Cüneyt ZAPSU' dur. (Onun da bu kadar etkili olmasına karşın neden aynen Korkut ÖZAL gibi ön planda olmayışı sanırım çok basit bir mantık yürütmeyle açıklanabilir). Peki kimdir bu Cüneyt ZAPSU?
Gülen-Erdoğan bağlantısının önemli ayağı,
Azizler Holding A.Ş.' nin başkanı,
BİM marketler zincirinin ortağı,
Üst düzey Mason ve
TÜSİAD üyesi
Kendisini meşhur kadınlı-erkekli Cuma Namazı olayı ile hatırlamaktayı z (Allah'ımızı, Dinimizi, örf ve adetlerimizi yeniden tanımlamak isteyen "ılımlı İslam" modelini sürekli önümüze süren, dış güçlerin yüzlerce girişimlerinden bir tanesi).
*Masonik merkezlerin "ılımlı İslam" modeli Siyonizmin sömürü politikasının taşeronudur, Kuran'ın adalet ve asaleti öngören kavramlarını teferruat sayıp yozlaştıracaktır.
ALİ RIZA BOZKURT:
AKP çekirdek kadrosunun bir diğer ismi Ali Rıza BOZKURT' tur.
Kendisi :
Dünya Mason localarının en gözde siması
ABD li Siyonist şirketlerin Orta Doğu' daki en önemli simsarıdır.
Kendisini en son ABD şirketlerini Orta Asya petrollerini Akdeniz'e taşınması konusunda BOTAŞ 'ın karşısında savunurken hatırlamaktayı z. Bozkurt, Erdoğan tarafından ayakta alkışlanmış ve ayağının tozuyla AKP' ye katılmıştır.
ABDULKADİR AKSU:
Bu kişi hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki işimizi kolaylaştırması açısından maddeler halinde sıralamayı uygun görüyoruz.
ANAP döneminde yine İçişleri Bakanı iken basına yansıyan PKK finansörü Behçet CANTÜRK, kürt İdris ve Sava BULDAN gibi hain kişilerle birlikte çekilmiş fotoğraflar
Bizzat verdiği talimatlarla PKK yı mafyalaştırıp özellikle Karadeniz mafyasını ortadan kaldırıp ( hapiste olan mafya liderlerini hatırlayalım) Türkiye'nin "kaymağını" tamamen Kürtlere yedirten tüm ihaleleri "kürt-PKK" mafyasına aldırtan kişi
ABD güdümüyle, Milli ve güçlü orduya karşı alternatif bir polis teşkilatı kurmayı bunu ılımlı amerikancı İslamcılarla ve Kürtlerle doldurmayı böylece ordu –polis çatışması gibi kaos ve kavgayı başlatmayı amaçlayan kişi
Gizli Kırıkkale Toplantısı: Dönemin Gaziantep Valisi AKSU, İzmir Valisi Vecdi GÖNÜL ve Emniyet Müdürü Saffet ARIKAN BEDÜK vb kişilerle 21 Ocak 1987' de toplanarak TSK'ne karşı tehlikeli bir oluşum yapılandırmışlardır. Ancak bu girişim fark edilerek etkisiz hale getirilmiştir.
Abdulkadir AKSU dönemindeki siyasi cinayetleri hatırlayalım:
(31 Ocak 1990) Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu Muammer AKSOY.
(7 Mart 1990) Çetin EMEÇ
(6 Eylül 1990) Turan DURSUN
(26 Eylül 1990) MİT Müsteşar yardımcısı Hiram ABAS
(6 Ekim 1990) İlahiyatçı Bahriye ÜÇOK
ASKERLER
(9 Ocak 1991) Emekli Yarbay Ata BURCU
(30 Ocak 1991) Emekli Korgeneral Hulusi SAYIN
(7 Nisan 1991) Emekli Tümgeneral Memduh ÜNLÜTÜRK
(23 Nisan 1991) Emekli Korgeneral İsmail SELEN
(23 Nisan 1991) Adana Bölge jandarma Komutanı Tuğgeneral Temel CİNGÖZ
(13 Ekim 1991) Emekli Orgeneral Adnan ERSÖZ
VE YİNE AYNI DÖNEMDE
SHP Milletvekili Erol GÜNGÖR'ün oğlu Mustafa GÜNGÖR
Abdülkadir AKSU yine İçişleri Bakanı ve yine cinayetler:
(18 Aralık 2002) Yaptığı araştırmalarla batılı güçlerin tepkisini çeken Doç. Dr. HABLEMİTOĞLU öldürüldü
(17 Mayıs 2006) Danıştay cinayetleri ( Rejime karşı planlı bir saldırı olan bu olayı gerçekleştiren şahıs Fethullah GÜLEN'in Türkiye'deki bir vekilinden icazet almıştır. Vakit gazetesi ise hatırladığımız üzere Danıştay üyelerinin fotoğraflarını manşette verip işte hainler deyip direkt hedef göstermiştir. Fethullah GÜLEN' e yakınlığıyla tanınan Samanyolu ve Kanal 7 ise cinayetler sonrasında hedef şaşırtma politikası izlemiş hatta Kuvay-i Milliye'cileri bile suçlayabilmiştir.)
Ekleme;
Hrant Dink ve Malatya vahşeti, Anafartalar bombası
KEMAL UNAKITAN:
Sinir bozucu "babalar gibi satarım" vecizeleriyle tanınan Maliye Bakanı UNAKITAN hakkında yazımızın sonuna özel bir ek koymayı uygun görüyoruz ve şimdilik kısa notlar vermekle yetiniyoruz. .
Kaçak villa olayı
Mısır ithalatı
Galataport ( İsrail'e devredilmiştir)
Tüpraş
Mersin Limanı
Ege Denizi'nin tamamının kiraya verilmesi
Vatanın tüm stratejik noktalarının ezeli düşmanlarımıza satılması ve satılmaya devam edilmesi
BÜLENT ARINÇ:
" Dindar bir Cumhurbaşkanı seçilecek"
( kimin dindar olup olmadığına karar vermek kendi elindeymiş gibi ve önceki tüm Cumhurbaşkanlarını dinsizlikle suçlayarak) sözünü tanımlaması güç ve hınç dolu bir yüz ifadesiyle sarf eden kişi daha sonra da yine benzer bir " göreceksiniz" yüz ifadesiyle aynen şunları söylemiştir:
"görüşeceğiz, 27 Nisan'da (Abdullah GÜL'ün Cumhurbaşkanı seçileceğini ima ederek, zannederek) görüşeceğiz" (neyi göreceğiz? Kimden neden intikam alacaksın? Neden şimdi görüşmüyoruz? GÜL Cumhurbaşkanı seçilirse mi meydan senin olacak? gibi soruları bu noktada düşünmeden edemiyoruz.)
Bülent ARINÇ'ı biraz daha iyi tanıyabilmemiz için bir gerçeği anlatmadan geçemeyeceğiz. Bu olaydan dolayı kendisini suçlayamasak dahi sosyo - kültürel silsileyi ve ardındaki olası zihniyeti anlayabilmemiz açısından anlatmakta fayda görmekteyiz.:
MENEMEN OLAYI: İşgal yıllarında düşmana karşı tek bir kurşun bile sıkmayan ancak kurtuluş güçlerine karşı çeteleşip kirli bir fitne ve kışkırtmayla bazı cahil kişileri etraflarına toplayarak genç bir Asteğmen'in (Kubilay) kafasını testereyle kesen Şeyh ESAT ve Derviş Mehmet Giritli HÜSNİYADİS (1922'de Yunanistan'a yerleşti ve Hıristiyan oldu). Menemen isyancısı Derviş Mehmet'in 2. eşinden torunu, babadan Girit Rum'u, anadan Mısırlı Arap olan kişi Bülent ARINÇ'ın dedesidir.
ŞÜKRÜ KARATEPE:
Eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı, " 10 Kasım'a içim kan ağlayarak katılıyorum." sözlerinin sahibi 28 Şubat yasaklısıdır. Abdullah GÜL'ün konuşmalarını hazırlayan kişi şimdi yine AKP milletvekili adayıdır.
Ve tabiî ki en kilit isimlerden biri:
RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
Erdoğan'ı tanımaya çalışırken eski ABD Ankara Büyükelçisi Siyonist Yahudi ABRAMOWİTZ'in Beyoğlu Belediye Başkanı Erdoğan'ı keşfettikten sonra Başbakanlığa kadar uzanan süreci mutlaka iyi incelemek lazım. Makam ve menfaat düşkünlerini bulup kullanmakta usta Siyonistlerin Erdoğan'la ilk yakınlaşmaları Belediye Başkanlığı dönemine denk gelmektedir. Özellikle bu tarihlerde ki (cezaevi öncesi ve sonrası) Amerika gezilerini hatırlamakta fayda var.( 17-21 Nisan 1995, 17-22 Kasım 1996, 20-23 aralık 1996, 1 Mart 1998 ve 16 Temmuz 2000) . Amerika' da okuyan oğlunu ve Fethullah Gülen bağlantılarını burada tekrar ele almıyoruz. Erdoğan, ABRAMOWİTZ ziyaretlerinden sonra "Milli Görüş" düşüncesiyle tanınan Erbakan'dan neden uzaklaştı?
"Adil düzen, faizsiz sistem, İslam Birliği gibi içi doldurulamamış kavramları terk etmişiz, değişmişiz…."
"Milli Görüş markasıyla alakamızı kesmişiz."
gibi sözleri nasıl sarf edebildi?
Siyonistlerin lehine olan ilk ayrılık zamanını Korkut ÖZAL'ı anlatırken biraz da olsun tarif etmeye çalışmıştık.
Nasıl oldu da en temel kavramlarından bu kadar çabuk dönebildi? ABRAMOWİTZ'in yanı sıra aynı zihniyetteki başka isimlerle de o dönemde sık sık görüşülmekteydi. Yahudi CIA Orta Doğu sorumlusu Graham FULLER sıkı bir Erdoğan savunucusu oluvermişti ve açık açık demeçler vermekteydi:
"Türkiye'de Kemalizm'in modası geçti, ılımlı İslam öncülük etmeli"
"Fazilet Partisi çöktü Yenilikçiler ılımlı İslama öncülük edecek"
gibi akıl almaz sözler sarf edebilen kişi sadece FULLER değildi. Erdoğan'ın yargılanma sürecinde sıkça görüştüğü eski ABD İstanbul Başkonsolosu Caroline HAGINS :
" Bu tür gelişmeler Türkiye Demokrasisine olan güveni azaltır" (28 Eylül 1998) diyerek Erdoğan'a olan desteğini açıkça göstermekteydi. Bu açıklamaların sonu ( Türk halkını salak zannedecekler ki) bir türlü gelmemekteydi:
AK Partiyi oluştururken Erdoğan ve İsrail Büyükelçisi David SULTAN buluşması:
Erdoğan: " partimiz İsrail ve ABD politikalarına asla ters düşmeyecektir" (18 Temmuz 2001)
David SULTAN uzun yıllar İsrail ordusunda görev yapmış azılı bir İslam düşmanıdır. Ne ilginç rastlantı: Erbakan' a "İsrail ve ABD karşıtı politikaları terk edelim" teklifini getiren Korkut ÖZAL hatırlayalım AKP nin fikir babalarındandı .
AKP yi kurma aşamasında neden sık sık üst düzey Mason, müsteşar LAWRENCE ve İngiltere Büyükelçisi Sir David LOGAN ile görüşüldü?
Ülkemize yapmadığını bırakmayan eski AB Türkiye Temsilcisi Karen FOGG nasıl oldu da şiddetli bir AKP savunucusu oldu?
Daha önce de bahsettiğimiz meşhur "Siyonist Abant Toplantıları" na ARINÇ, Cemil ÇİÇEK vb. AKPliler neden düzenli olarak katılıyorlardı?
Peki, 1998' de USIP in Londra'da düzenlediği olağanüstü ve özel toplantı da Abdullah Gül'ün ne işi vardı?
Erdoğan aynı tarihte neden Londra'daydı?
(USIP: CIA ve Pentagonla bağlantılı, başka ülkelerde ve özellikle Türkiye'de iktidara gelecek kişilerin İsrail ve ABD ye sadık kalıp kalmayacakları nı araştıran ve garantiye alan kuruluş) Peki bu toplantıların mimarları kimdi? ABRAMOWİTZ ve GROSSMANN ! Bir şey çağrıştırdı mı?
— Ya 312 mağdurlarının engellendiği bir uygulamaya AKP liler neden razı oldu? (Erdoğan 312'den yargılanmıştır)
— Bu durum bir çelişki değil midir?
— Yoksa toplantılarda AKP yi seçime sokmayarak "mağduriyet" kozunu oynaması kararı mı alındı?
— Tıpkı devletimizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet edenlerin " başörtüsü" kozunu oynaması gibi…( ne ilginçtir ki işlerine geldiğinde mağdurlardır, çocuklarını Amerika'da okutmak zorundadırlar ama bu konuda iktidar olmalarına rağmen hiçbir girişimde de bulunmamaktadı rlar).
Asıl hedefleri Eski Ahit'in ilk sayfasında da gösterilen, kıyamet gününde tüm "inananların" huzur içinde yaşayacakları "yeryüzündeki cennet (garden of eden)" olarak tanımladıkları bölge Fırat Havzası'ndan başka bir yer değildir yani Türkiye'dir. Büyük İsrail hayali budur…Bakın İsrail Cumhurbaşkanı Moshe KATSAV ne diyor:
"Türk halkının, 3 Kasım seçimlerinde en doğru kararı verdiği her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır"
— BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) bu hedefin en büyük atılımlarından biri değil midir?
— Erdoğan ve Gülen BOP un eşbaşkanlığını yapmıyor mu?
— Korkut ÖZAL'ın demeçleri buna işaret etmiyor mu?
— Misyonerlik faaliyetlerini Anadolu'nun her yerinde devam ettirenler kimler?
— İncil basan yayınevi ZİRVE yayıncılık bir GÜLEN kuruluşu değil midir?
— Apartman kiliseleri oluşturmak için özel kanunlar çıkartan AKP Hükümeti değil midir?
— Azınlık raporları oluşturanlar, ruhban okullarını yeniden gündeme getirenler aynı kişiler değil mi?
— Son Yargıtay kararına göre hayal ürünü olarak nitelendirilen Şemdinli komplosu TSK ne karşı açıkça bir saldırı değil midir?
— Müstakbel Genelkurmay Başkanı'na Masondur, Yahudi'dir diyenlerin işi değil midir?
— Bunlar siyasetteki ve emniyetteki Fethullahçılar değil midir?
— Kendi dergilerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldıran, asılsız darbe iddialarını gündeme oturtan, Genelkurmay'ı n bilgisayar sistemini ta Utah'tan hack'leyenler de bu kişiler değil midir?
— Siyonist odaklarda prim yapan TSK düşmanlığıyla amansız ve küstahça saldırılmıyor mu ordumuza?
— Niye? Peki niye?
— Bu oyunun en büyük engeli olarak TSK mi görülüyor?
— En son AKP ye övgüler yağdıran, ordumuzu eleştiren 50'ye yakın sözde Avrupa aydınları tarafından hazırlanan mektup bu ardı arkası gelmeyen küstah saldırılara en güncel örnek değil midir?
— Her fırsatta konuşan bu kişilere göre, Türkiye'de en olmadık kişilerin konuşması olağan, hatta ve hatta Abdullah Öcalan'ın bile düzenli olarak demeçler vermesi demokratik, ancak TSK'nin en ufak yorumu anti-demokratik ve ülke çıkarlarına zarar vericidir. Bunun ardında yatan zihniyet nedir?
— Güneydoğu Anadolu'da düzinelerce PKK li belediye başkanının tarihimizde görülmemiş arsızlıkları, kabadayılıkları ve Türkiye Cumhuriyeti' ne küfür etmeleri neden cezasız kalmaktadır?
— Neden?
— Yoksa Sevr hayalinin bir parçası mıdır bu?
— Dünkü çocuk BARZANİ koskoca Türkiye Cumhuriyeti' ni nasıl tehdit edebilmektedir?
— Çuval geçirme utancı Yüce Türk Milleti'ne nasıl yaşatılabilmektedir?
— Küstah ABD ordusunun bize posta koyması, "Türk Ordusu bir hiçtir, ABD olmadan sıfırdır" anlamına gelen karargâh baskını üzerine kraldan daha kralcı bir ağızla Abdullah GÜL:
"Bu baskın lokal bir davranıştır. ABD üst yönetiminin bu gelişmeden haberi olmamıştır."
Türk Halkı'nın bu utanç verici olayın üzerine duymak istediği en son sözdür bu!
—2. tezkere meclisten çıkmayınca gizli anlaşmalarla, ülkeyi komşularımızı bombalayabilsinler diye ABD ordusunun hizmetine sunan bu hükümet değil midir?
—Bu ülke İslam'a daha büyük zarar veren başka bir hükümet görmüş müdür?
AKP den istifa eden Turhan ÇÖMEZ:
"Benim gördüklerimi görseydiniz, benim duyduklarımı duysaydınız vatanseverlik duygularınızın size yaptıramayacağı hiçbir şey olmazdı?" cümlesini neden sarf etmiştir?
—Kıbrıs'ı feda etmediler mi?
—Kıbrıs'taki okullarda sistematik olarak Türk Tarihi'nin yerini Rum tarihi alması düşündürücü değil midir?
Anlatacakları mızın sonu gelmez!
Daha önce de belirttiğimiz üzere ekonomik bilânçoyla ilgili bir ekimiz olacaktır. Bazı notlarla yazımıza son vermek istiyoruz!
AKP hükümetinin bazı önemli yanlışları özetle şunlardır:
• Ermeni sorunu
• Yunan politikası
• Kıbrıs Rum ve Türk sorunu
• Komşu ülkelerdeki gelişmelere olan kayıtsızlık
• Türk-kürt çatışması
• Meclisteki ve yerel yönetimdeki PKK lılar
• Asker –Hükümet çatışması
• Cumhurbaşkanlığı sorunu
• Yabancıların arsa alımı ve finans kontrolü
• Parsel parsel satılan Vatan ve onun can damarları
• Atatürkçü-İslam çatışması
• İrtica
• Kürtçüler, Ermeniciler, ciler, cüler……..
• Büyük Ortadoğu Projesi
• Ilımlı İslam modeli ( bize ait olanın başkaları tarafından yeniden tanımlanması)
• Soysuzlaşma politikası (Türk üst kimliğinin reddi)
• Yolsuzluk ( Bkz. Ek )
• Kendi zümrelerini kalkındırma politikası
• Ekonomik kandırmaca
• Sanata saygısızlık
• Siyasi cinayetler
• Dini siyasete alet etme
• Türbanı siyasi simge haline getirme
• Cemaat oluşturma
• Önemli konumlara kendi yandaşlarını yerleştirme
• Zengini kollayan siyaset
• Gelir dağılımı adaletsizliği bunun sonucunda can ve mal güvenliği eksikliği ve asayiş problemleri
• İşsizlik
• Siyaset nezaketine aykırı yakışıksız argo dilin kullanılması ( Ananı al da git ulan! vb.)
• Yüksek faiz ve ucuz döviz politikasıyla yerli yatırımın ve üretimin rekabet gücünün yok edilmesi
• İMF
• Kapitülasyonlar
• ABD
• AB
• GAP'ın ihmali
• Milli kalkınmanın reddi
• Anti-demokratik miting engellemeleri (otobüslerin engellenmesi, elektriklerin kesilmesi)
• SABAH, ATV ve STAR'a el koyulması ve GÖZCÜ gazetesinin kapatılması
• Vb. vb vb……….
AKP'yi destekleyen odaklar:
Siyonist lobiler
TÜSİAD üyeleri
Mason locaları
ABD
İsrail
Yunan Hükümeti
Sevr'ci batılı aydınlar
Zenginler
Re: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
Sayın commodore1tr ;
Başınızı almış gidiyorsunuz. Hele destur soluklanın biraz. Sinirinizin yatışması için alın size bir oyun oynayın sonra devam edersiniz.
http://www.haberkafe.com/anketoyun/
Cevap: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
Sizce bu sözü kim söylemiştir...! konuşması içerisinde kullandığı "Eğer bu sorunu biz çözmezsek birileri çözer' sözü
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
"Efendiler!
Avrupa' nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur.
Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa' dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa' nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa' dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.
Halbuki, hangi istiklal vardırki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir."
6 Mart 1922 TBMM
http://www.tercuman.com.tr/v1/yazary...6&yaziid=22075
Cevap: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Sizce bu sözü kim söylemiştir...! konuşması içerisinde kullandığı "Eğer bu sorunu biz çözmezsek birileri çözer' sözü
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
"Efendiler!
Avrupa' nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur.
Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa' dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa' nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa' dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.
Halbuki, hangi istiklal vardırki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir."
6 Mart 1922 TBMM
http://www.tercuman.com.tr/v1/yazary...6&yaziid=22075
Damat Ferit Bile!..
AKP'li Cumhurbaşkanı, TBMM'nin açılş konuşmadsında ne demişti?..
-Türkiye, kendi sorunlarını kendisi çözmek zorundadır, yoksa birileri geliri çözer..
İlginç bir cümleydi!.. Ben, kendi hesabıma cümleyi ciddiye alıp, üzerinde uzun uzun kafa patlattım... Öncelikle iki soru öne çıkıyordu:
-AKP'li Cumhurbaşkanı'nın işaret ettiği "sorunlarımız" neler?..
-Kendimiz çözmezsek, "gelip çözecek birileri" kimler?..
Sağolsunlar, "içerideki" ve "dışarıdaki"lerin şu bir hafta içnde yapmış oldukları açıklamalar, raporlar, kongreler "sorunlarımızın" ne olduğunu gayet güzel bir şekilde ortaya koydu..
-Anayasanın "değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez "ilk üç maddesini değiştirin.
-"Ne mutlu Türküm diyene" demeyin..
-İstiklal Marşı'nı olur olmaz yerlerde sık sık kulanmayın..
-Okullardaki "Türküm, doğruyum, çalışkanım" andını da kaldırın.
-Lozan'daki "azınlıklar" maddesini genişletin...
Türkçesi söyle: Kürtleri;Alevileri vb. azınlıktan sayın...
-Abdullah Öcalan ve PKK ile masaya oturun, dağdakileri indirip, siyaset yolunu açın...
-Kıprıs'tan elinizi, eteğinizi çekin..
-Ermeni açılmını bir an önce tamamına erdirin..
Nasıl buldunuz?.. İşte, içerideki ve doşarıdakilerin el ele çıkardığı "sorularımız" listesi şimdilik kaydıyla böyle...
Tabi, bu durum da iş, dönüyor, dolaşıyor, AKP'li Cumhurbaşkanı'nın işaret ettiği "kim çözeçek" meselesinde düğümlenip kalıyor;
-Biz mi çözecegiz, birileri mi gelip çözeçek?!..
Ben günlerdir, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı sıfatını tasıyan kişi, hem de TBMM'nin açılışında, böylesine zavallı bir cümleyi nasıl söyleyebildi, buna karşı ne demeli" diye düşünüp dururken, CHP lideri Baykal, salı günü grup toplantısında aynen şöyle dedi:
-Damat Ferit dahil kimse çıkıp 'dışarıdan gelen taleplere açık olmalıyız. Söylenenleri yapmalıyız. Yoksa başımıza bir şeyler gelir' deme cesaretini gösterememiştir.
İşte benim aradığım karşılık da buydu..Baykal'a yürekten teşekkür ediyorum!..
ÜMİT ZİLELİ 8-Ekim-2009 CUMHURİYET Gazetesi.
Kalp ve vicdanını yabancı menfaatlerine satan birtakım kimselerin aslı ve faslı (=kimliği ve işi) milletimize meçhul bir nam (=ad) ve bahane uydurarak, milletin bağımsızlık ülküsünü boğmaya ve milletin, hamt olsun kendi kuvetiyle şimdiye kadar hasıl ettiği iyi tesirleri bozmaya çalıştığı aynen anlaşılıyor.
Mustafa KEMAL (1919)
Kaynak:1919'un şifresi Hulki cevizoğlu sayfa98
Cevap: Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa laiklik AKP
1-”Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz” (Araf. 31)
2-” Bir de akrabaya, yoksula hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma, Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür” (İsra /26-27)
Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte uçuşa geçen Köşk bütçesindeki artışlar devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte uçuşa geçen Köşk bütçesindeki artışlar devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte uçuşa geçen Köşk bütçesindeki artışlar devam ediyor. Çankaya Köşkü'nün 2011 bütçesi geçen yıla göre, 44 milyon 400 bin lira artarak 116 milyon 900 bin TL’ye çıkarıldı.
Haberin tamamı kaynak:http://www.internetajans.com/default.asp?NID=101052
23 Ekim 2010 SERDAR ANT
CUMHURBAŞKANI MI, PADİŞAH MI?
Ekonomi şişerken, millet işsizlik ve hayat pahalılığından kırılıyor. Ama Çankaya’nın keyfi yerinde…
116 milyon 900 bin TL soyut bir rakam… Daha somut konuşursak Çankaya Köşkü’nün aylık ödeneği 9 milyon 741 bin 666 TL… Yuvarlak olarak 10 milyon TL…
Eski para birimiyle aylık 10 T-RİL-YON…
Peki, bu ülkede asgari ücret ne kadar?
1 Temmuz 2010-31 Aralık 2010 döneminde 16 yaşından büyükler için net asgari ücret 544,44 TL… Yani Çankaya Köşkü’nün bir aylık ödeneği, 17 893 kişinin asgari ücretine eşit!
Türkiye’de Çankaya Köşkü’nden büyük KİT var mı acaba?
Dile kolay, ayda yaklaşık 10 milyon TL… Eski para birimi ile ayda 10 trilyon TL…
Milli Piyango’nun bile yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiye olarak vereceği para 35 milyon ya da 35 trilyon! Yani Çankaya Köşkü, 3 ay gibi kısa bir sürede büyük ikramiyeye yakın parayı tüketecek! İyi de nereye gidiyor bu paralar?
Sözcü’deki habere göre Çankaya ödeneğindeki en büyük harcama kalemi 40 milyon TL ile sermaye giderleriymiş. Abdullah Gül, cumhurbaşkanı olduğundan beri bir türlü bitmeyen tadilat, bakım onarım ve inşaat faaliyetleri harcamaları bu kalemde yer alıyor. Yani Abdullah Gül ve muhterem eşleri, tarihi Köşkü kendi zevklerine göre yeniden inşa ediyorlar! Bu da devlet kesesinden finanse ediliyor. “Devletin malı deniz…” nasılsa…
Yazının tamamı:http://bellek2009.blogspot.com/2010/...adisah-mi.html