-
ibrahimbey haklı. Türkiyede yasa yok. Madem kadın kocasını tereketmiş çocuğu da babasına bırakmamış, artık ona bakmak zorunda. Biz delikanlı türk erkekleri, bize ait olmayan bir şeye sahip çıkamayız.
Madem ki çocuk da bizden ayrı yaşıyor, ne halleri varsa görsünler.
Hatta boşanma halinde çocuk anneye verilecekse bakacak durumu yoksa öldürülmeli ve babaya yük olmamalı gibi bir kanun çıkarmak lazım.
O ZAMAN TÜRKİYEDE YASA VAR MI tartışması da biter
-
Sayın İbrahim bey,
Hukuktan pek hoşlanmadığınızı biliyoruz da, metematikle aranız nasıl acaba?
Biraz yukarıda bie hesap yaptık ve dedik ki:
amcaoğlu ayda 500.000.000,-TL kazanıyor
[u] _ 200.000.000,-TL ev kirası</u>
kalır 300.000.000,-TL
nafaka [u]150.000.000,-TL</u>
amcaoğluna 150.000.000,-TL kalır.
bunlar evli iken yine 200 milyon kira ödüyorlardı, geriye kalan 300 milyonla da amcaoğlu kendisi eşi ve çocukların ihtiyacını karşılamaya çalışıyordu.Bu dönemde evine eşine çocuklarına yina asgariden 200 milyon harcanmaz mıydı? Yine amcaoğluna kalıır 100 milyon.
hesap aynı hesap değil mi? bunu hakimin vicdanıyla veya vicdansızlığıyla ne ilgisi var.
Ayrıca hukuk dersi vermek de burada bizim işimiz, çünkü sizler soruları soranlarsınız cevaplayanlar da biziz ve işimizi iyi biliriz ama siz nedense hukuka ve hukukçuya olumsuz bir biçimde bakmayı tercih ediyorsunuz bizim de tepkimiz bu noktada başlıyor.
Hukuk sizin anladığınız anlamda insanların aklına mantığına uygun gelen düşünceler toplamı değildir. Örnek olarak halk arasında sükutun ikrardan geldiği bilinir ve toplumda da böyle kabul edilmiştir ama hukukta sükut (istisnaları hariç) inkar anlamına gelir.Hukuk mantığı gündelik hayata ve ortalama bir insanın mantık düzenine göre bazen tamamen ters bazen de çok farklı çalışır. Biz bunu anlayabilmek, kavrayabilmek için 4 yıl okuduk, 1 yıl staj yaptık, 25 yıldır da çalışıyoruz ve hala karşımıza çıkan olaylarda zaman zaman bocalıyoruz. Bizim dahi kimi zaman aciz kaldığımız olaylar karşısında hukuktan hiç anlamayanların ahkam kesmeleri ise şahsım adına konuşayım beni resmen zıvanadan çıkarıyor, üslubumun sertleşmesine neden oluyor. Bizim sizlerden beklediğimiz ise bir hukuki olay karşısında hemen isyan noktasına gelip hukuku, hukukçuyu anlamsız, haksız ve acımasız biçimde kötülememeniz, itham etmemeniz, bimediğiniz konuda eleştirmemenizdir. Üstad hukukçularımızından, gerçekten de müstesna bir insan olan merhum UĞUR MUMCU' nun çok güzel bir deyişi vardır. BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLUNMAZ.
Hukuk eğitimim dahil 30 yıldır hukukun içinde olan ve hukuku çok seven bir kişi olarak bu tarza ve tavra her zaman ve kim tarafından gelirse gelsin hep aynı şiddetle ve sertlikte cevap vereceğim.Kusurumu bağışlayın
ceteris paribus
-
Sayın İbrahim bey,
Hukuktan pek hoşlanmadığınızı biliyoruz da, metematikle aranız nasıl acaba?
Biraz yukarıda bie hesap yaptık ve dedik ki:
amcaoğlu ayda 500.000.000,-TL kazanıyor
[u] _ 200.000.000,-TL ev kirası</u>
kalır 300.000.000,-TL
nafaka [u]150.000.000,-TL</u>
amcaoğluna 150.000.000,-TL kalır.
bunlar evli iken yine 200 milyon kira ödüyorlardı, geriye kalan 300 milyonla da amcaoğlu kendisi eşi ve çocukların ihtiyacını karşılamaya çalışıyordu.Bu dönemde evine eşine çocuklarına yina asgariden 200 milyon harcanmaz mıydı? Yine amcaoğluna kalıır 100 milyon.
hesap aynı hesap değil mi? bunu hakimin vicdanıyla veya vicdansızlığıyla ne ilgisi var.
Ayrıca hukuk dersi vermek de burada bizim işimiz, çünkü sizler soruları soranlarsınız cevaplayanlar da biziz ve işimizi iyi biliriz ama siz nedense hukuka ve hukukçuya olumsuz bir biçimde bakmayı tercih ediyorsunuz bizim de tepkimiz bu noktada başlıyor.
Hukuk sizin anladığınız anlamda insanların aklına mantığına uygun gelen düşünceler toplamı değildir. Örnek olarak halk arasında sükutun ikrardan geldiği bilinir ve toplumda da böyle kabul edilmiştir ama hukukta sükut (istisnaları hariç) inkar anlamına gelir.Hukuk mantığı gündelik hayata ve ortalama bir insanın mantık düzenine göre bazen tamamen ters bazen de çok farklı çalışır. Biz bunu anlayabilmek, kavrayabilmek için 4 yıl okuduk, 1 yıl staj yaptık, 25 yıldır da çalışıyoruz ve hala karşımıza çıkan olaylarda zaman zaman bocalıyoruz. Bizim dahi kimi zaman aciz kaldığımız olaylar karşısında hukuktan hiç anlamayanların ahkam kesmeleri ise şahsım adına konuşayım beni resmen zıvanadan çıkarıyor, üslubumun sertleşmesine neden oluyor. Bizim sizlerden beklediğimiz ise bir hukuki olay karşısında hemen isyan noktasına gelip hukuku, hukukçuyu anlamsız, haksız ve acımasız biçimde kötülememeniz, itham etmemeniz, bimediğiniz konuda eleştirmemenizdir. Üstad hukukçularımızından, gerçekten de müstesna bir insan olan merhum UĞUR MUMCU' nun çok güzel bir deyişi vardır. BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLUNMAZ.
Hukuk eğitimim dahil 30 yıldır hukukun içinde olan ve hukuku çok seven bir kişi olarak bu tarza ve tavra her zaman ve kim tarafından gelirse gelsin hep aynı şiddetle ve sertlikte cevap vereceğim.Kusurumu bağışlayın
ceteris paribus
-
sayın selim dağcı bu bence hukuktan öte türkiyenin çalışanlara verdiği değeri ve ülkenin geçim sıkıntısı içinde bulunduğunun bir kanıtıdır bugün asgari ücretle evli ve 1 çoçuklu bir ailenin toplam masrafını 315 mılyon kadar trajıkomik bir ücretle karşılanacağı düşünülürse sizin durumunuz o kadarda kötü değil insan birazda bardağı dolu taraftan görmeli yoksa bu ülkede kafayı kırmak içten bile değil saygılarımla
Unikorm
-
sayın selim dağcı bu bence hukuktan öte türkiyenin çalışanlara verdiği değeri ve ülkenin geçim sıkıntısı içinde bulunduğunun bir kanıtıdır bugün asgari ücretle evli ve 1 çoçuklu bir ailenin toplam masrafını 315 mılyon kadar trajıkomik bir ücretle karşılanacağı düşünülürse sizin durumunuz o kadarda kötü değil insan birazda bardağı dolu taraftan görmeli yoksa bu ülkede kafayı kırmak içten bile değil saygılarımla
Unikorm
-
Sayın ragıpatay : bu sitenin gayri ciddi bir site olduğuna karar verdim,
sanki kör dçgüşü yapılşıyor. aynı mahkeme salonlarında olduğu gibi bense buranın daha sakin ve düşündürücü sorular ve konunun uzmanı olan insanlardan alacagımız fikirlerle aydınlanmayı beklerdik bu yüzdende hukuki.net e üye oldum. ama gördümki kahvehanelerdeki sohbetlerden bir farkı yokmuş.
Sayın fırat bayındır içinde bir sözüm var ben matematik bilmiyorum ben ana okulu 2. sınıftan terk im.
150.000.000 para kalacagını bilseydim böyle birşey yazarmıydım hem bu ülkede 100.000.000 ile aç kalınır 150.000.000 para ile kırallar gibi yaşanır.
bunu sayın fıratbayındır iyi çözmüş tebrikler.
Bu yüzden iddiamı geri çekiyorum. hakim bey.
Sayın fırat bayındır Matemetiği boş verin siz evde otururken kira dışında evin masrafı olmuyormu(Elk, su Vs.) gibi galiba sizin bu masraflarınızı devlet karşılıyor.
Önce yazılan iddiayı iyice okuyun sonra yazın derim.
-
Sayın ragıpatay : bu sitenin gayri ciddi bir site olduğuna karar verdim,
sanki kör dçgüşü yapılşıyor. aynı mahkeme salonlarında olduğu gibi bense buranın daha sakin ve düşündürücü sorular ve konunun uzmanı olan insanlardan alacagımız fikirlerle aydınlanmayı beklerdik bu yüzdende hukuki.net e üye oldum. ama gördümki kahvehanelerdeki sohbetlerden bir farkı yokmuş.
Sayın fırat bayındır içinde bir sözüm var ben matematik bilmiyorum ben ana okulu 2. sınıftan terk im.
150.000.000 para kalacagını bilseydim böyle birşey yazarmıydım hem bu ülkede 100.000.000 ile aç kalınır 150.000.000 para ile kırallar gibi yaşanır.
bunu sayın fıratbayındır iyi çözmüş tebrikler.
Bu yüzden iddiamı geri çekiyorum. hakim bey.
Sayın fırat bayındır Matemetiği boş verin siz evde otururken kira dışında evin masrafı olmuyormu(Elk, su Vs.) gibi galiba sizin bu masraflarınızı devlet karşılıyor.
Önce yazılan iddiayı iyice okuyun sonra yazın derim.
-
Sayın ; fırat bayındır.
ben uzun zaman insanlara eğitim vermek amacıyla eğitimler aldım. aldığım eğitimlerin temeli ise şudur.
Bir İnsan karşısındakinin öncelikler konu hakkında bilgisini öğrenir. sonrada ona karşı nasıl bir anlatım özelliği seçeceğine karar verir sizinde buyorduğunuz gibi konu ile ilğisi olmayan yani uzmanı olmayan bizler nalınada vuruyoruz mıkınada sözünde olduğu gibi davranıyoruz. çünki hukuku sizin kadar bilmiyoruz bu durum ise son derece normaldir. amma en kötüsü ise işi bilerek bunu yapsaydık vay gele halimize yani sizin gibi .
30 yıllık hukukun içinde olan bir uzman için bilmeyen bizim gibi (cahilleri) bilgisi ile anlatamıyorsa ve bizi ikna edemiyorsa mesleği bilgi ve bu bilgiyi ifade teme üstadı olması gereken avukatlık mesleğine ters gelmezmi.
sizin müvekkilleriniz bu mesleği bilmeyen lerdir siz onlarla konuşurkende buradaki olduğu gibi ağresifmi oluyorsunuz.
Kısaca Bilen insan bilgi uslubunu ve herne şekil olursa olsun gergin ortamlarını yumuşatacak anlatım içinde olmalılar.
Ayrıca tarza ve tavra siddetle cevap vermek bilgisiz insanların işi olduğunu biliyoruz. bilğili olan insanlar ise konunun aydınlanması yolunda daha akılcı olurlar ayrıca siz 30 yıllık bir avukat olarak buradaki benim sözümüden yola çıkarak ne demek istediğimi anlamış olmalısınız. ve şunada inanıyorumki belkide siz benim söylediğim bu sözü (Hukunkun olmadığı) defalarca kez tekrar etmişinizdir. ancak burada savunmaya geçiyorsunuz hak veriyorum bu savunmanıza çünki sizin işiniz. aksini beyan edemessiniz benim gibi düşünseniz bile, ancak siddetle cevap verme uslubunuzun sertleşmesi meslegin uzmanı olan birirne yakışmadığını söylemem gerekir. arzu ederseniz bu son düşüncelerimi bir öz eleştiri olarak alınız.
teşekkürler
-
Sayın ; fırat bayındır.
ben uzun zaman insanlara eğitim vermek amacıyla eğitimler aldım. aldığım eğitimlerin temeli ise şudur.
Bir İnsan karşısındakinin öncelikler konu hakkında bilgisini öğrenir. sonrada ona karşı nasıl bir anlatım özelliği seçeceğine karar verir sizinde buyorduğunuz gibi konu ile ilğisi olmayan yani uzmanı olmayan bizler nalınada vuruyoruz mıkınada sözünde olduğu gibi davranıyoruz. çünki hukuku sizin kadar bilmiyoruz bu durum ise son derece normaldir. amma en kötüsü ise işi bilerek bunu yapsaydık vay gele halimize yani sizin gibi .
30 yıllık hukukun içinde olan bir uzman için bilmeyen bizim gibi (cahilleri) bilgisi ile anlatamıyorsa ve bizi ikna edemiyorsa mesleği bilgi ve bu bilgiyi ifade teme üstadı olması gereken avukatlık mesleğine ters gelmezmi.
sizin müvekkilleriniz bu mesleği bilmeyen lerdir siz onlarla konuşurkende buradaki olduğu gibi ağresifmi oluyorsunuz.
Kısaca Bilen insan bilgi uslubunu ve herne şekil olursa olsun gergin ortamlarını yumuşatacak anlatım içinde olmalılar.
Ayrıca tarza ve tavra siddetle cevap vermek bilgisiz insanların işi olduğunu biliyoruz. bilğili olan insanlar ise konunun aydınlanması yolunda daha akılcı olurlar ayrıca siz 30 yıllık bir avukat olarak buradaki benim sözümüden yola çıkarak ne demek istediğimi anlamış olmalısınız. ve şunada inanıyorumki belkide siz benim söylediğim bu sözü (Hukunkun olmadığı) defalarca kez tekrar etmişinizdir. ancak burada savunmaya geçiyorsunuz hak veriyorum bu savunmanıza çünki sizin işiniz. aksini beyan edemessiniz benim gibi düşünseniz bile, ancak siddetle cevap verme uslubunuzun sertleşmesi meslegin uzmanı olan birirne yakışmadığını söylemem gerekir. arzu ederseniz bu son düşüncelerimi bir öz eleştiri olarak alınız.
teşekkürler
-
Öncelikle belirtmeliyim ki, bu site bir hukuki yardım sitesidir, fakirlere yardım sitesi değil. Bununla şunu ifade etmek istiyorum. Bizim sermayemiz hukuki bilgilerimiz olup, ihtiyacı olanlara bundan elimizden geldiğince sunmaya çalışırız. İnsanların geçinip geçinemedikleri veya ne kadar ücretle geçinebilecekleri yolundaki tartışmalar bizim konumuz dışında.
Sakın kimse yanlış anlamasın yoksulluk ve geçim sıkıntısı hepimizin derdi. Ancak bu sitenin kuruluş amacı kişilere hukuki yardım olduğundan, bu amacın dışına çıkılması halinde, sitenin maksadına ulaşması mümkün olmayacaktır. Elbette ki insanların geçim sıkıntıları ile ilgilenmek ve bunlara çözüm bulmaya çalışmak da güzel bir şey. Ancak bunun yeri de bu amaçla kurulmuş sitelerde olması gerekirdi.
Sayın Selim Dağcı'nın amcoğlusunun 150 milyon nafaka ödeyip ödeyemeyeceği konusu bir anda dallanıp budaklandı ve iş mecrasından çıktı. Bazıları bunu Türkiyede hukuk olmadığı noktasına kadar getirdiler. Hani Aristo'nun düz mantığı derler ya, işte aynen öyle: "Hayat acıdır. Biber de acıdır. o halde hayat biberdir."
Selim Dağcı'nın sorusunda cevaplandırılması gereken: 500 milyon maaş alan bir kişinin çocuğu için 150 milyon nafaka bağlanması yönündeki mahkeme kararı hukukan isabetli mi? Değilse buna karşı hukuki yollar nelerdir? olmalıydı. Elbette ki Mahkemeler bazen hatalı kararlar da verebilir. Böyle olmasaydı Yargıtay'a, temyize ne lüzum vardı? Ayrıca hakimin hatalı karar vermesi nasıl oluyor da Türkiye'de hukukun olmadığı neticesine götürüyor bunu hala anlayabilmiş değilim!.
Kaldı ki bu karar Sayın Selim Dağcı'nın amcoğlusu için hatalı bir karar. Ya karşı taraf için? Onlar ne düşünüyor bu konuda? Eğer karar aleyhimize çıkmış ise "haksız", lehimize çıkmış ise "haklı"dır. Yani biz milletçe, taraf olduğumuz konularda hiç bir zaman adil olamayız. Şayet, Selim Dağcı nafaka ödeyecek olan kişinin değil de, karşı tarafın yakını olsaydı, yapacağı değerlendirmede, muhetemelen kararı isabetli ve hukuka uygun bulacaktı.
Ayrıca bir ülkede mahkemelerin hatalı kararlar vermesi, elbette ki o memlekette hukukun olmadığını göstermez. Sizler ne kadar mükemmel kanunlar yaparsanız yapınız, bunları uygulayacak olan yine insanlardır. Eğer insanların hukuk anlayışları kanunlar ile paralel olarak mükemmel değil ise, bu kanunların tam ve doğru olarak uygulanması da beklenemez. Bizler 70-80 yıl önce Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden en mükemmel kanunları almışız. Peki o zamandan beri bu kanunları Avrupa ile aynı seviyede uygulayabildik mi? Mesela Anayasa'ya "Herkes kanunlar önünde eşittir" yazmakla eşitlik sağlanmıyor. Birileri çıkıp, "biz şunlara şunlara göre daha eşitiz" diyebiliyor.
Bizde de hukukun batıdaki manada anlaşılıp uygulanabilmesi için, toplumun tüm kesimlerince özümsenip kabul görmesi gerekir. Bu da ancak eğitimle ve zamanla olacak bir iştir. Toplumlar bileşik kaplar gibidir. bir kesiminde bozulma olduğunda, bu, tüm kesimlere sirayet ettiği gibi, düzelme de yine toplumun tüm kesimlerinde birlikte olacaktır. Bu ülkede bütün kesimler doğru da yalnızca hukukçular mı hatalı? Lütfen bana işini doğru dürüst yapan bir kesim gösteriniz? Ancak şu var ki, belli kesimlerdeki bozulmalar toplumda daha çok tepki görür. Hukuk gibi, sağlık gibi, güvenlik gibi sektörlerin hataları, tüccar, esnaf, eğitim gibi diğer sektörlere oranla toplumu daha derinden sarsar.
Kısacası toplumsal ahlakı bozulan bizler, zoru görünce ya terörist olmak istiyoruz ya da hırsız. Kendimiz her türlü haltı yerken bunu mubah görüyoruz, ancak başkasının en ufak bir hatasını gördüğümüzde veryansın ediyoruz. Aynen trafikte olduğu gibi: herkes kendisinin kurallara uyduğunu, ancak diğerlerinin uymadığını iddia eder. Ben şuna inanıyorum ki: Bir ülkenin trafiği her yönüyle gelişmişliğinin bir göstergesidir. Bir gün bu ülkede trafik kazası azaldığında ülkenin geliştiğinden de söz edilebilecektir vesselâm...
Saygılarımla.
DeFacto