.
Bu biraz aykırı yazımı yayınladığı ve sansürlemediği için Tüm Hukuki.net yönetimine teşekkür ediiyorum.Kendi sitem"de bu yazdııklarıımın hiç birini yazmadım.:)
Printable View
İmamın cemaati imamı bildiğinden başka kıbleye dönmesini isteyip zorlarsa, imam da soluğu aldığı yerde vaazine devam eder. Ha papa ha haham ha imam ; sonuçta hepsi de birer inanç uğruna uğraş verenler değil midir?! Bu durumda imam; hem imamdır hem de imam görüşlüdür.
Yani teori ile pratiğin bütünleşmesi zorunluluğu doğmuştur, ister istemez...
Yanılmıyorsunuz sayın horasan
AKP'de Defne Samyeli rüzgarı
AKP, Defne Samyeli'yi de saflarına kattı. Samyeli, gelecek seçimde milletvekili adayı olabilir.
http://www.ekolay.net/haber/haber.as...haberid=598060
///////
Sanırım "halka ulaşamamak eleştirisi" ile ilgili önemli bir engel ve
bu haberin öznesi olan "aydın", tuzu kuruların
aidiyet noktaları konusundaki olumlu tespitleri
büyük katkı yapacaktır...
Sevgili eşlerinin özellikle osmanlı mimarisi sekmesi ile işlerinin açılacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok sanırım...
Türkiye'de solcu olmak mı?
Çok zor be arkadaşım...
Çoookkk...
Açılım sadece CHP'de olacak değil ya..
DP'de Şebnem Shafer açılımı,
AKP'de Defne Samyeli açılımı..
Evet solcu emperyalizme karsidir. Ama emperyalizme karsi gelmek solculugun ne ilk kosuludur ne de tek kosuludur. Sol ile sagi birbirinden ayirmak icin kullanilan en onemli kriter 'esitlik' kriteridir. Zaten solcunun emperyalizme karsi olmasinin sebebi de emperyalizmin yarattigi esitsizliktir.
Gercek solcu emperyalizme karsi oldugu gibi, yasadigi ulkedeki her turlu soysal, kulturel ve ekonomik esitsizliklere ve o esitsizlikleri yaratan sebeplere de karsidir.
Gercek solcu ne milliyetcidir ne de ummetcidir.
Emperyalizme veryansin edenlerin ama arka bahcesindeki herturlu esitsizlige goz yumanlarin solcu olmadigini herhalde hepimiz biliyoruz. Aynen sol eliyle yazan her insanin solcu olamadigini bildigimiz gibi. Saygilarimla.
Sayın ercum98,
Siz en iyisi, yapmış olduğunuz bu çelişik yorumunuzdan sonra Sevgili Gür gelmeden ORTADAN KAYBOLUN...
Benden söylemesi...
Sn. ercum98,
Sn. horasan sanırım espri yapmış ya da başka bazı yanıtlara vermiş olduğum yanıtlardan şu aralar burnumdan soluduğum:) sonucu çıkarmış.
Elbette ortadan kaybolmayınız, bu ülke ne çekti ise bol keseden üfürüp sonradan ortadan kaybolanlardan çekmiştir. Şimdiler (ortada olma değil) ortaya çıkma zamanıdır.
Yazdıklarınızdan, İlhan Selçuk'un alıntıladığım makalesine temelde itirazınız olmadığını anlıyorum. "Eşitlikçilik", sol için önemli bir kavramdır ve "özgürlükçülük" ten oldukça farklıdır. Bunu bazı "liberal solcu" olduğunu iddia eden arkadaşlar için yazdım. Ancak salt "eşitlikçilik" de solu tek başına tanımlamada güdük kalır.
Zira Marx'ın açmazlarından biri de proleter sınıfın homojen olmamasıydı.
Günümüzde; aynı bilgi ve tecrübe birikimine veya yapılan işin evsafına göre gerekirse kol kuvvetine sahip insanların eşitliğinden bahsedilirse bu daha doğru bir yaklaşım olur kanaatindeyim.
Bu noktada "liberal sol" arkadaşlardan ayrılıyoruz. Dünyada yaşanan son ekonomik kriz haklılığımızı da teyid etmektedir. Sadece "özgürlükçülük" veya aslında onların anladığı anlamda "serbestiyetçilik" karın doyurmuyor. Kol emekçisini daha kuvvetli yapmıyor. Diğer yandan beyin emekçisi de, eğitimin paraya tahvil edildiği, parası olanın eğitim imkanlarından yararlandığı bir ortamda eşit yurttaş olamıyor.
Bu sebeple Devletin temel görevi, en başta beslenme ve sağlık (bu nedenle bulgur vb. gıda yardımına karşı değilim ancak, bu gerçekten ihtiyacı olana verilirse) yurttaşlarına yeterli beslenmelerini sağlayacak kazancı olan iş olanakları yaratmak ve bu yolla en temel ihtiyaç olan beslenmelerini sağlamak, açlığa mahkum etmemek, işgöremezliklerinde sağlık hizmetinden paraları ölçüsünde yararlanmalarını engelleyip, eşit sağlık hizmeti vermektir. Maalesef bizimki sadaka kültürü yaratarak oy almakla sınırlı, hele ki çamaşır makinası, buzdolabı işin şirazesinden çıkarılmasıdır.
Eğitim olanaklarından parası olan olmayan herkesi eşit yararlandırmak da Devletin diğer önemli bir temel görevidir. Devlet bu görevi yapmadığından pırıl pırıl beyinler Devletin yerini alan tarikatlerin sağladığı yurt, burs vb. imkanlarla heba edilmektedir.
Bizim demokrasimiz de eşitsiz bir demokrasidir. Tarikat müridleri ile aşiret marabalarının bireysel tercihleri doğrultusunda özgürce oy kullanamadıkları, kadının aile baskısı doğrultusunda oy kullandığı, bir bölgede yaşayan insanın verdiği oy ile diğer bölgedeki insanın verdiği oy nüfusla orantısız olduğundan çıkardıkları temsilcilerin sayısında açıkça orantısızlık olan ve bu nedenle 1 yurttaş= 1 oy sisteminin fiilen uygulanamadığı bir ülkede kalkıp da bu gerçekleri dile getirmeksizin demokrasiden bahsetmek ve bunu bazı davalara ve sonuçlarına bağlamak ne kadar utanç vericidir?
Ancak bugüne gelen süreçte, Devleti yönetenlerin bu gerçeklerden bihaber olduklarını mı kabul etmemiz lazım, yoksa emperyalistlerle işbirliği yaptıklarını mı?
Neyse yazmaktan alıkoydum kendimi...
Selamlar,
"Gercek solcu emperyalizme karsi oldugu gibi, yasadigi ulkedeki her turlu soysal, kulturel ve ekonomik esitsizliklere ve o esitsizlikleri yaratan sebeplere de karsidir."
Biz burada "gerçek" solcu ve "sahte" solcuyu değil SOLCUyu tartışıyoruz sayın ercum98...
Sizin yukarıdaki tanımınıza uyan insanlar zaten SOLCU değildir...
Çelişkiniz burada ve sayın gür, bir yönetici olmanın verdiği sorumluluk gereği olabildiğince nezaketle açıklamayı yapmıştır...