Cevap: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Küresel kriz, Türkiye'nin komşu ülkelere yaptığı ihracatı da vurdu.Komşu ülkelere ihracat, Ocak-Eylül döneminde yüzde 7,7 azaldı.
Sınır komşusu 7 ülkeye yapılan İhracat, toplam ihracatın yüzde 13,5'ini oluştururken, söz konusu dönemde komşulara 9,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
TÜİK verilerinden yapılan hesaplamalara göre, toplam 7 ülkeden oluşan komşu ülkelere ihracat, yüzde 7,7 gerileme göstererek, 9 milyar 900,6 milyon dolar oldu. Geçen yıl aynı dönemde söz konusu ülkelere ihracat 10 milyar 732,1 milyon dolarlık ihracat yapılmıştı.
Bu grup içerisinde ilk sıraları yüzde 5,1 payla Irak, yüzde 1,9 payla İran, yüzde 1,6 payla Yunanistan aldı. Irak a 3 milyar 759,2 milyon dolarlık, İran 'a 1 milyar 416,8 milyon dolarlık, Yunanistan a da 1 milyar 199,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Geçen yıl aynı dönemde, Irak'a 2 milyar 674,2 milyon dolarlık, İran'a 1 milyar 544 milyon dolarlık, Yunanistan'a ise 1 milyar 970,4 milyon dolarlık ihracat yapılmıştı.
Azerbaycan ve Bulgaristan'ın toplam ihracattaki payı yüzde 1,4, Suriye'nin payı yüzde 1,3, Gürcistan'ın payı da yüzde 0,8 oldu. Bulgaristan'a 995,2 milyon dolarlık, Azerbaycan'a 991,9 milyon dolarlık, Suriye'ye 984,2 milyon dolarlık, Gürcistan'a 554 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
IRAK VE SURİYE'YE İHRACAT ARTTI
Yılın 9 ayında ihracatta artış kaydedilen komşu ülkeler ise Irak ve Suriye oldu. Irak'a ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40,6, Suriye'ye ihracat da yüzde 23,7 arttı.
Bu arada, komşu ülkelere geçen yıl ve bu yılın Ocak-Eylül döneminde gerçekleştirilen ihracat şöyle:
KOMŞU ÜLKELER - 2008 (Bin TL) - 2009 (Bin TL) - Değişim(%) - Pay
AZERBAYCAN-NAHC. 1.269.070 ____ 991.856_______21,8________1,4
BULGARİSTAN :1.726.441__________995.221________42,4________1,4
GÜRCİSTAN : 750.759 _____________554.021________26,2________0,8
IRAK :2.674.240 ________________3.759.229________40,6________5,1
İRAN :1.544.010 _______________ 1.416.830_________8,2________1,9
SURİYE :795.206 _________________984 216________23,7________1,3
YUNANİSTAN:1.970.412__________1.199.237________39,1________1 ,6
KOMŞU ÜLK. TOP: 10.732.138___9.900.610_______7,7_______13,5
Hürriyet
Cevap: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2008 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 13 iken, 2009 yılında Kayseri ve Manisa'nın toplam ihracatının 1 milyar doların altına düşmesiyle birinci ligde yer alan il sayısı 11'e indi.
İhracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24 oranında gerileyerek, 91 milyar 938 milyon 683 bin dolar oldu. 2007 yılında ihracatın birinci liginde yer alan 13 ilin toplam ihracatı ise 98 milyar 337 milyon dolar düzeyindeydi. Böylece ihracatı 1 milyar doların üzerinde olan "şampiyon iller'in" ihracatı küresel ekonomik kriz nedeniyle iki yıl geriye gitmiş oldu. İhracat şampiyonu 13 ilin toplam ihracat içindeki payı geçen yıl yüzde 90 olurken, 2007 ve 2008 yılında bu oran yüzde 92 düzeyindeydi. 2009 yılında ihracat şampiyonu illerin toplam ihracatı 2008 yılına göre yüzde 24, 2007 yılına göre ise yüzde 6.7 oranında geriledi.
Kocaeli'nin ihracatı yarı yarıya azaldı
Kriz nedeniyle sanayinin kalbi olan Kocaeli'nin ihracatı geçen yıla göre yüzde 46.2 azaldı. 2008 yılında 8 milyar 468.8 milyon dolarlık ihracat yapan Kocaeli, 2009 yılında 4 milyar 557 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Kocaeli'nin 2007 yılı ihracatı ise 5 milyar 860 milyon dolar düzeyindeydi. Böylece kriz, sanayinin kalbinin attığı Kocaeli'nin ihracatını, 2007 yılının yüzde 22 altına düşürdü.
İstanbul'un ihracatı yüzde 24.4 geriledi
Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 54.4'ünü gerçekleştiren İstanbul'un ihracatı, 2009'da bir önceki yıla göre yüzde 24.4 azaldı. İstanbul, 2008 yılında 73 milyar 503.5 milyon dolar ihracat yaparken, 2009 yılında 55 milyar 563.5 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Krizle birlikte İstanbul'un toplam ihracat içindeki payı 1.3 puan geriledi. İstanbul, bir önceki yıl toplam ihracatın yüzde 55.7'sini gerçekleştirirken, 2009 yılında bu oran yüzde 54.4 oldu.
Bursa'da ihracat kaybı yüzde 18.5 oldu
Türkiye'nin en büyük ihracatçı illerinden biri olan Bursa'da yaşanan ihracat kaybı 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 18.5 azaldı. 2008 yılında 11 milyar 113.9 milyon dolarlık ihracat yapan Bursa, 2009'da 9 milyar 55 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye'nin 3'üncü büyük ihracatçı ili olan İzmir'in ihracatı 2009'da yüzde 21.8 oranında gerileyerek, 7 milyar 823.3 milyon dolar düzeyinden, 6 milyar 117.7 milyon dolara indi. İhracat şampiyonu illerden Ankara, 2009'da yüzde 8.46 oranında ihracat kaybı yaşadı. 2008 yılında 5 milyar 361.2 milyon dolarlık ihracat yapan Ankara, 2009 yılında 4 milyar 907.8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirebildi.
Sakarya'nın ihracatı yüzde 41 geriledi
2009'da Gaziantep yüzde 8.8'lük ihracat kaybıyla 3 milyar 237.1 milyon dolardan 2 milyar 952.8 milyon dolara gerilerken, kriz nedeniyle fabrikaların kapandığı ve intiharların yaşandığı Denizli'de ise yüzde 27.8'lik kayıpla 2 milyar 196.7 milyon dolardan 1 milyar 587 milyon dolara indi. 2009 yılında Sakarya'nın ihracatın geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 40.9'luk bir kayıpla 1 milyar 722.1 milyon dolara gerilediği dönemde, Hatay yüzde 19.5'lik kayıpla 1 milyar 419 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. 2009'da Adana'nın ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 azalarak 2008 yılındaki seviyesi 1 milyar 304 milyon dolardan, 1 milyar 134.5 milyon dolara geriledi.
Krize karşın 20 ilin ihracatı arttı
Küresel ekonomik krize karşın, 2009'da 20 ilde ihracat artışı yaşandı. İhracatı artan iller arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Karadeniz Bölgesi'ndeki illerin yoğunlukta olduğu gözlendi. İhracat miktarı çok düşük olup, oransal anlamda büyük ihracat artışı yaşanan iller arasında yüzde bin 307'yle Gümüşhane, yüzde bin 258.3 artışla Muş, yüzde 122.4 artışla Bingöl yer aldı.
13 ilin yıllık ihracatı 10 milyon doların altında
2009 yılında 81 ilin ihracat dağılımına bakıldığında, 11 ilin ihracatı 1 milyar doların üzerindeyken, 7 ilin ihracatı 500 milyon -1 milyar dolar arasında, 12 ilin ihracatı 200- 500 milyon dolar arasında, 8 ilin ihracatı 100-200 milyon dolar arasında, 13 ilin ihracatı 50-100 milyon dolar arasında, 17 ilin ihracatı 10-50 milyon dolar arasında değişiyor. 2009 yılında 8 ilin ihracatı 1-10 milyon dolar arasında seyrederken, 5 ilin yıllık ihracatı ise 1 milyon doların çok altında kaldı. Buna göre Tunceli'nin ihracatı 19 bin dolar, Gümüşhane'nin ihracatı 112 bin dolar, Bayburt'un ihracatı 177 bin dolar, Kars'ın ihracata 236 bin dolar, Siirt'in ihracatı 882 bin dolar düzeyinde gerçekleşti.
Cumhuriyet -21 Şubat 2010
Galiba teğet geçtik (mi) !..
Sanırım önümüzdeki iki yıl içerisinde kriz etkisini daha da net göstercektir; asıl o etkiyi en aza indirgemek için neler yapılabilir onu düşünmek lazım!
Cevap: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Üniversitede iken hocamın söyledikleri aklımdan çıkmaz. "Evlat, yatırım yapacaksın ki hem kalkınacaksın hem kalkındıracaksın" derdi. Rahmetli Sabancı da yıllarca "yatırım, yatırım" diye diye gitti.
Türk yatırımcısının sermayesi ile birlikte dışarıdan ülkemize giren sıcak paralar, kısa vadeli spekülatif yatırımlar yerine uzun vadeli üretime dayalı yatırımlara kanalize edilmedikten sonra bu iş düzelmez.
Türkiye'de hep para ile para kazanmak adet olmuş. Zengin daha da zenginleşiyor fakir dahada rezil hale geliyor. Son küresel kriz Amerika'nın devasa finansal kuruluşu olan Lehman Brothers'ın batması ile başlayıp reel sektörle yayılması ile tüm dünyayı etkisi altına almış lakin İşin garip yanı, tüm dünyada ki kriz Finansal Piyasalar da baş göstermişken Türkiye de krizin başlangıcı reel sektördedir. İmalat sanayi ve daha sonra inşaat sektöründeki daralma olmuş GSYİH içerisindeki artış oranları eksileri bulmuş ama nedense finansal piyasalar taş gibi ayakta kalmış hatta finansal sektörümüz büyümüştür. Burada bir paradoks var. İnsan allahalah diyemeden geçemiyor. Evet TÜİK'in ve ekonomistlerin sunduğu veriler bunları doğruluyor. Peki neden durum bizde tüm dünyadakinin tersine işlemiştir.
Sebebi Osman Altuğ hocanın espiri ile anlatmaya çalıştığı bu 3 kağıt ekonomisidir. Yani borsa, faiz, dolar.....
İşte bu sermayenin kisa vadeli sisteme "yani ekonomiye girip cikmasi bir olan" yatirim amacıyla degil kar amaci guderek girmesi nedeniyle bugün balon gibi şişmiş bir ekonomi ile karşı karşıya kaldık.
Dışarıdan düşük faizle borçlanıp, Türk Lirası ile bu ülkede hazine bonoları gibi sıfır riksiz yüksek karlı kağıtlara yatırım yapılması ile yüksek karlar elde edilmesi Türkiye'yi bir fırsatlar ülkesi haline getirmiş ve dolayısıyla finansal piyasalarımız bugün sağlam kalmış ama imalat sanayi nanayi yemiştir. Bu elde edilen karlar hep bizim cebimizden giden paralarla finanse edildiği için biz gittikçe fakirleşirken çok uluslu şirketler zenginliklerine zenginlik kattılar.
Yapılacak şey döviz girdisini arttıracak yatırımlara kapıları açmak ve faiz oranlarını düşürmek olmalıdır.
İkinci olarak devletin tek gelir kaynağı vergilerdir. Bir ülkede sadece istihdam edilenlerden oluşan kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınanların % 45 ise yani neredeyse yarısına yakınsa varın gerisini siz düşünün! Son verilere göre Türkiye'de iş gücü arzı yaklaşık olarak 25 milyondur. Bunların 22 milyonu istihdam ediliyor 3 milyonu işssiz(aslında iş aramaktan vazgeçenleride eklersek 8 milyonu buluyor). Peki bu istihdam edilen 22 milyonun %45'i ne eder? Yaklaşık 10 milyon kişi eder. İşte 10 milyonu kayıt altına alınamıyor.
İnanılmaz birşey sadece istihdam edilenlerde 10 milyon işçi kayıt dışı çalışıyor. Bu da doğal olarak devletin vergi gelirlerini azaltıyor. Peki devlet bütçeyi denklemek için ne yapacak? Kayıt altına alınan 12 milyona daha çok yüklenecek ve dolayısı ile vergide adalatesiz bir yapı ortaya çıkacaktır.
Sonuç olarak sosyal adaleti, optimal vergi oranlarını sağlamak ve devlet gelirlerini arttırmak için acilen Kayıt Dışı ile mücadele etmek gerekir.
Üçüncü olarak popülist politikalardan vazgeçilmeli, devlet kaynakları boş yere heba edilip savurganlık yapılmamalıdır. KİT zararları (kamu iktisadi teşebbüsleri), yanlış kamu yatırımları, artan kamusal hizmet talebi ve yine karşımıza çıkan popülist politikalar, devletin kaynaklarını savurmasıyla sonuçlanmaktadır. Bunlar için ne paralar harcanıyor artık bunu sizin hayalinize bırakıyorum.
Yakın zaman da %100 oranındaki enflasyonlu günleri arar hale geleceğiz gibi görünüyor. Artan talep daralması sonucu yaşanacak bir deflasyonist baskı sonucu neler yaşacağımızı hayal etmek bile istemiyorum. Daha fazla işsizlik, batmış yatırımcılar, nihayetinde topyekün bayrağı çekme ihtimalimiz var. Allah korusun diyelim ama korusun demekle de olmuyor ki bu iş...
Cevap: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Türkiye dünyanın yatırım yıldızları arasında
Yaşanan son finansal krizle birlikte, dünyanın en büyük şirketleri yatırımlarını riskin az olduğu ülkelere kaydırırken, Türkiye yabancı yatırımcının güvenle tercih ettiği ülkeler arasında yer alıyor.
ABD’li danışmanlık şirketi A.T Kearney’in dünyanın en büyük şirketlerinin yöneticileri arasında yaptığı bir anket, şirketlerin güven vermeyen küresel ekonomi yüzünden yabancı ülkelere yatırım yaparken, oldukça dikkatli hareket etmeye başladıklarını ortaya çıkardı.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’na (UNCTAD)göre, 2007’de, 1.98 trilyon ile tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkan doğrudan yabancı yatırım, 2008’de yüzde 14, geçtiğimiz yıl ise yüzde 39’luk bir düşüş yaşadı.
BusinessWeek dergisinde yayımlanan bir foto analizde, UNCTAD’ın bu yıl doğrudan yabancı yatırımda aşamalı bir iyileşme beklediği ve A.T Kearney’in anketine katılan yöneticilerin piyasadaki belirsizlik ve kredi alma konusunda yaşanan sıkıntılardan dolayı, bazı yatırımlarını ertelemek zorunda kaldıklarına itiraf ettikleri belirtildi.
Yabancı yatırımcının gözde ülkesi son sekiz yılda da olduğu gibi 2009’da Çin olurken, Türkiye yabancı yatırımcının en çok tercih ettiği ülkeler arasında kendine yer bulabildi.
Dünyanın Yatırım Gözdeleri
1. Sırada Çin var. Türkiye ise 23. sırada..
Çin'i sollayamadık gitti.. daha da olmadı ambargo koyalım :)
Cevap: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Hiçbiri şu anda.Imfyle anlaşılarak geçici bi çözüm getirilebilir.Sürekli bir çözüm için,bilim ülkesi olmak gerekir.
Cevap: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Türkiye, yüksek büyüme oranları ve sağlıklı ekonomik yapısıyla yatırımcıların gözdesi olmayı sürdürürken, kısa bir süre önce açıklanan bir rapor, yatırım ortamı hakkında atılması gereken çok önemli adımlar olduğunu ortaya koydu.
Dünya Ekonomik Forumu'nun hazırladığı Küresel Rekabet Gücü Raporu'na göre, Türkiye'de yatırımcılar açısından en ciddi sorun vergi düzenlemeleri.
Raporda yer alan sıralamada, Türkiye, gerek ekonomik gerekse de toplumsal olarak çok daha ileri olduğu birçok Ortadoğu ülkesinin gerisinde kaldı. Türkiye, Ortadoğu ülkelerini kapsayan sıralamada 10'uncu, dünya genelinde ise 61'inci sırada yer aldı.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonet/14291453.asp?gid=303
Cevap: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
"Türkiye, tarım sayesinde daha az küçüldü"
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye'de hububat üretiminin tarımsal istihdam açısından önemli olduğunu belirterek, "Türkiye, tarım sayesinde daha az küçüldü" dedi.
Yetkin, yaptığı yazılı açıklamada, ekonomik krizin kendini gösterdiği 2009 yılında Türkiye ekonomisinin küçülmesine karşın, tarım sektörünün ikinci çeyrekte yüzde 6,6, üçüncü çeyrekte yüzde 2,7 büyüdüğüne dikkati çekti.
Kriz döneminde tüm sektörlerde istihdam azalması görülürken, tarım istihdamında artış görüldüğünü bildiren Yetkin, hububat üretiminin tarımsal üretimin temelini teşkil etmesinin yanı sıra tarımsal istihdam açısından önemli olduğunu dile getirdi.
Yetkin, hububat rekoltesinin yağışların geçen seneden iyi durumda olmasına bağlı olarak 2010 yılı için artabileceğini, ancak gübre, mazot ve ilaç girdileri nedeniyle buğday üretiminde geçen yıla oranla bir miktar azalma beklenebileceğini ifade etti.
Buğday üretim tahminlerinde çelişkiler olduğunu savunan Yetkin, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2010 buğday üretimini 20 milyon 600 bin ton olarak tahmin ettiğini, ABD Tarım Bakanlığı Dış Tarım Servisinin uydu teknolojilerine dayanarak hazırladığı tahmin raporunda ise bu rakamın 17 milyon 800 bin ton çıktığını kaydetti.
Yetkin, iki tahmin arasındaki 3 milyon tonluk farkın, Türkiye'deki yıllık tüketimin 20 milyon ton civarında olduğu düşünüldüğünde önemli bir fark olduğuna işaret ederek, üretim tahminlerindeki farklılığı ortadan kaldıracak önlemler alınması gerektiği uyarısında bulundu.
CNNTürk
O halde çiftçiye daha çok destek daha çok kalkınma anlamına gelir. Ama bilinçli, ama kontrollü destek..
Kesme amaçlı at-eşek de üretip durmasınlar..
Cevap: Re: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Türkiye Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği Başkanı Ali Eren, Türkiye’nin ekonomisinin kriz sonrası büyüme sürecine girmiş olmasına rağmen istihdamda istenen noktaların yakalanmasının zaman alacağını belirterek, "Bizim anladığımız kadarı ile Sayın Başbakanımızın önerdiği ‘Herkes bir işçi alsın’ kampanyası bu tarz müdahalelerin habercisidir. Biz Türkiye’nin Kazan Sanayicileri olarak bu kampanyaya destek vermeye karar verdik” dedi.
Türkiye Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB) Başkanı Ali Eren, Conrad Hotel’de düzenlenen basın sohbet toplantısında ekonomide yaşanan küçülmenin en rahatsız edici tarafının istihdamdaki gerileme olduğuna işaret etti.
ELEMAN ALAN ŞİRKETLERİN LİSTESİ YAYINLANACAK
Türkiye'nin ekonomisinin kriz sonrası büyüme sürecine girmiş olmasına rağmen istihdamda istenen noktaların yakalanmasının zaman alacağını belirten Eren, şöyle devam etti:
"Bu süreci hızlandırmak için serbest piyasaya müdahalede bulunmak, çok liberalist bir aksiyon olmasa da, kısa vadedeki sıkıntıların aşılmasında faydalı olabilecek bir yöntem olabilir.
Bizim anladığımız kadarı ile Sayın Başbakanımızın önerdiği ‘Herkes bir işçi alsın’ kampanyası bu tarz müdahalelerin habercisidir. Biz Türkiye’nin Kazan Sanayicileri olarak bu kampanyaya destek vermeye karar verdik. Ben, Yozgat’daki fabrikamızda işçi alımı için talimat verdim. Üyelerimize ve Türkiye’nin her yerindeki kazan imalatçılarına bir duyuru yaparak en az birer işçi istihdam etmelerini istedim. Bu tarihten itibaren alacakları işçilerin sigorta girişlerini bildiren üyelerimiz, liste halinde web sitemizde yayınlanacaktır."
"Bizim de beklentilerimiz var"
“Bizler ‘Türkiye’nin Kazan Sanayicileri’ olarak bu hassasiyeti gösterirken, hükümetimizden de beklediğimiz bazı hamleler vardır” diyen Ali Eren, şöyle devam etti:
“Bunlardan en önemlisi, Kamu ve resmi Kurumlarının alımlarında Türkiye de üretilen kazan, brülör ve teçhizatları kullanmalarıdır. Yerli kazan sanayimiz bugün makine imalat sanayi içerisinde en gelişmiş sektörlerimizdendir. Kazan brülör ve reaktör gibi üretimlerimiz yüzün üzerinde ülkeye ihraç edilmekte, kalite ve fiyat açısından Avrupa ülkelerinde de tercih edilmektedirler. Hal böyle iken bazı bakanlıklarımızın yatırımlarında, belediyelerimizin yaptırdığı binalarda, üniversitelerimizin kampüsleri ve önemli Kamu binalarının ısıtılmasında yapılan ‘Yersiz ithal kazan tercihleri’ bizleri son derece üzmektedir. Bu gibi alımların istihdamımıza yarar sağlamadığı gibi cari açığımıza olumsuz katkıları açıktır. Sayın Başbakanımızın bu konuda yayınladığı 2008/20 sayılı genelgenin uygulanması için gereken hassasiyetin bundan sonra gösterileceğine inanıyoruz.”
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/14480285.asp
Cevap: Re: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Türkiye bir başarı hikayesi yaratabilir
Son yaşanan küresel krizi önceden ilk öngören ve bu nedenle kriz kahini olarak da bilinen ekonomist Nouriel Roubini, Türkiye’nin başlattığı reformları devam ettirmesi durumunda bir başarı hikayesi yaratabileceğini söyledi
Otomotiv Endüstirisi Birliği tarafından, ilki Bugün Bursa’da gerçekleştiren Vizyon Toplantıları çerçevesinde düzenlenen bir konferansa katılan Roubini, “Türkiye yüksek verimlilikle, ücretleri rekabet edilebilir seviyede tutarak ve coğrafi konumu kullanıp, ihracatını çeşitlendirerek, bunu avantaja dönüştürebilir. Gerçekleştirilen bazı yapısal reformları devam ettirebilirse, bir başarı hikayesi yaratabilir” dedi.
Roubini, küresel ekonomide büyümenin önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelerde daha hızlı olacağını da belirtterek,Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 4 ile 6 arasında değişen bir oranda büyüyeceği tahmininde bulundu.
Büyümenin ABD ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde, yavaş yani U tipi şeklinde olacağını söyleyen ekonomist, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerdeki paradoksal şekilde iyi duran ekonomik temeller sayesinde daha güçlü bir büyümenin görüleceğini söyledi.
Konferansın ardından düzenlenen basın toplantısında Roubini bir soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın işsizliği çözmek için işadamlarına yaptığı "herkes bir kişi işi alsın" önerisinin de hayata geçirilmesinin zor olduğunu ifade etti.
TÜRKİYE’DEN ÖRNEK ALMALIYDILAR
Türkiye’nin geçmiş krizlerden ders aldığını belirten ekonomist, bu ülke için iyimser beklentiler içinde olduğunu söyledi.
Roubini, Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi AB’nin borç krizi yaşayan ülkelerinin önceki krizden dert alıp, ekonomik reformlar gerçekleştiren Türkiye’yi örnek alsaydı, bu durumda olmayacağını da belirtti.
Türkiye’nin reformlarıyla krizin ilk şoklarını atlattığını söyleyen ekonomist, yüksek olan cari açığın azaltılması, gevşek mali politikanın daraltılması ve daha fazla bütçe açığı vermemesi konusunda da uyardı.
Hürriyet
Kahin böyle demiş :)
Cevap: Re: Ekonominin Canlandırılması İçin Ne Yapılmalı?
Türkiye'de 3 ayda 17 Ferrari satıldı
OFAŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Pandır, bu yılın ilk çeyreğinde 17 adet Ferrari sattıklarını, şu anda Ferrari'den bu yıl Türkiye pazarı için daha fazla araç almaya çalıştıklarını bildirdi.
Pandır, bu yıl ilk 3 ayda Ferrari ve Maserati'ye, tahminlerin üzerinde çok yoğun bir talep olduğunu bildirdi.
Geçen yıl hem Maserati hem de Ferrari'den 17'şer adet olmak üzere toplam 34 otomobil sattıklarını anımsatan Pandır, 2009 yılının kriz yılı olması nedeniyle, 2007 yılında ulaştıkları marka bazında 30'lu adet satış rakamlarının yaklaşık yarısına düştüklerini anlattı.
Pandır, FerMas Oto'nun, geçtiğimiz yıl 17 Ferrari ve 17 Maserati olmak üzere toplam 34 otomobil sattığını hatırlattı.
Pandır, bu yılın krizden çıkış yılı olduğunu ve bir toparlanama olsa da yine de satışlarının her bir markaları için 30'lu adetlere yaklaşacağını tahmin etmediklerini, daha temkinli yaklaştıklarını söyledi.
Bu yılın ilk 3 ayında özellikle Ferrari'de, bütün yıl için satmayı hedefledikleri otomobillerin tamamının satıldığını ifade eden Pandır, ''Yılın ilk çeyreğinde 17 adet Ferrari sattık ve mart ayı sonu itibariyle 5'ini teslim ettik. Şu anda Ferrari'den bu yıl için daha fazla araç almaya çalışıyoruz. Bu TOFAŞ ve FerMas tarihinde ilk defa ekstra araç talep ediyoruz'' diye konuştu. Ali Pandır, Maserati tarafında da benzer bir durum olduğunu, orada da büyük bir talep bulunduğunu dile getirerek, Maserati'de bu yılki hedeflerinin yarısının şimdiden satıldığını dile getirdi.
Maserati'de özellikle geçen yıl başlattıkları ve ''Anadolu açılımı'' dedikleri, başta Maserati markasını ve modellerini daha yakından tanıtmak için çeşitli illere düzenlenen roadshow'larla otomobillerinin ve lüks markanın tanınırlığının arttığını kaydetti.
Ferrari ile görüşmeler sürüyor
Pandır, yıl sonuna kadar satış hedeflerinin Ferrari'den alabilecekleri araçlara bağlı olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ferrari'de global anlamda üretim sipariş üzerine yapılıyor. Ülkeler ve distribütörlerde yıllık olarak ne kadar satabileceklerini tahmin edip, oraya bildiriyorlar ve ona göre belli adetler alıyorlar. Onun için şimdi artan talebi karşılamak için bu yıl içinde teslim edilmek üzere daha ne kadar araç alabiliriz diye Ferrari ile görüşmelerimiz sürüyor. Şayet araç alabilirsek, 2010 yılında 25 adete yakın Ferrari satışımız olacaktır. Maserati'de de benzer bir başarılı durum var. Biz ikisinde de 20'ye yakın araç satacağımızı tahmin etmiştik ama bunu aşacağız. Anadolu'da yaptığımız test sürüşü etkinlikleri gösteriyor ki özellikle Maserati tarafında İstanbul dışında daha çok potansiyel var.''
Genel kanının ''bu lüks ve spor otomobiller zaten senede 15-20 tane satılıyor, bunu almak isteyenler Türkiye'nin neresinde olursa olsun gelir ve bulur'' gibi bir inanış olduğunu bildiren Pandır, bu inanışlarının gerçek olmadığını, bu otomobilleri Anadolu'ya götürüp, tanıtmanın satışlarına çok olumlu yönde katkı sağladığını belirtti.
Pandır, Maserati Roadshow kapsamında Gaziantep, Mersin, Adana, Ankara, Çeşme, Bodrum ve Hatay gibi merkezlerde etkinlik yaptıklarına dikkati çekti.
TOFAŞ Ceo'su Ali Pandır, şunları kaydetti:
''İster Mersin'de ister Çeşme'de olsun, yaptığımız tüm aktiviteler her anlamda büyük ses getirdi. Yaptığımız bu test sürüşü ve aktivite içi etkinliklerde herkesin müşteri olmasını veya hemen sıcak satış bağlantısı gerçekleşmesini zaten beklemiyoruz. Her ilde özenle belirlediğimiz potansiyel müşteri gruplarıyla bire bir kontak kurarak randevu olarak etkinliğimize davet ettik. Şimdi olmasa bile bu tarz aktivitelerde 2 yıl sonra bile bizden bir Ferrari veya Maserati satın almayı tercih eden müşterilerimiz oldu. Hatta asıl davetlimizin test sürüşüne birlikte gelen arkadaşı bizden otomobil aldı. Etkinlik sayımızı artırmanın, müşteriyi showrooma beklemeden, mobil showroom mantığıyla Türkiye turuna çıkmanın ne kadar doğru bir adım olduğunu, ulaştığımız satış adetleriyle de açıkça görebiliyoruz.
Önümüzdeki günlerde Kayseri, Konya, Bursa, Aydın ve Denizli gibi başka yerleşim merkezlerinde de gerçekleştirmeyi istiyoruz. Hatta çok fazla ilgi gördüğümüz Ankara'da yeniden bir Maserati etkinliği yaptık ve büyük ilgi gördük. Önümüzdeki günlerde bu çalışmalara daha da ağırlık vererek lüks otomobil pazarlama anlamında fark yaratacak çalışmalara imza atacağız.''
"Ferrari Showroom'ları açmak istiyorlar"
Pandır, lüks segmentteki araçların basit showroomlarda satılamadığını ve bunun pahalı bir yatırım olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
''Onun için de bu işletmenin dönebilmesi için belli sayıda satış yapmak lazım. Zaman zaman bu işi çok fazla kar amacı olarak değil de hobi amaçlı gören iş adamları, bana verin de ben Ferrari showroomu açayım diye teklif ediyorlar. Ama biz o işlerin çok sürdürülebilir olduğuna inanmıyoruz. Bugün çok heves edersiniz ama adetler gelip de para ve kara dönüşmezse yatırımlarınız, hobilerde bir gün sıkıcı olabilir. Ama şu anda işin ekonomik rasyoneli de yavaş yavaş geliyor. Özellikle Ankara ve İzmir'de bir zaman sonra bizim FerMas Oto'nun yeni şubeleri açılabilir. Öyle bir potansiyel var. Gene de bu yıl için zor ama önümüzdeki 2 yıl içinde olabilir.''
Ferrari'nin her yıl yeni bir model çıkarttığını ve en son çıkan modelin en çok talep gördüğünü belirten Pandır, şu anda en son çıkan iki modelin California ile 458 Italia olduğunu bildirdi.
Pandır, Maserati'de ise Quattroporte ile GranTurismo modellerinin Türkiye'de çok iyi tuttuğunu belirtti.
Bu yıl talebin bu kadar canlı olmasında, geçen yıldan ertelenen taleplerin etkisinin olduğuna işaret eden Pandır, Ferrari'nin California modeliyle bugüne kadar Ferrari müşterisi olmayan yeni kitlelere hitap ettiğini ve bu modelin hem Türkiye'de hem Avrupa'da çok rağbet gördüğünü anlattı.
İkinci el Ferrari
Ali Pandır, FerMas Oto'da satış sonrası sınırsız servis anlayışıyla hizmet verildiğini dile getirerek, gezici servislerinin Ferrari ve Maserati müşterileri nerede olursa olsun onlara anında hizmet götürebildiğini kaydetti.
FerMas Oto'nun ikinci elde, iki yıl fabrika garantisi sunan tek marka olduğunu dile getiren Pandır, ''Bizden ikinci el araç alanlara, tamamen gözden geçirilmiş ve yenilenmiş araçları iki yıllık fabrika garantisi ile satıyoruz. Bizde ikinci el satışları da önemli çünkü böyle bir aracı almak isteyenler genelde buna yakın bir aracı aynı veya başka marka olarak takas etmek istiyorlar. Tabii ki o kadar pahalı bir aracın ikinci el satışı da bir özellik istiyor. Bugüne kadar bu galerilerde yapılıyordu ama şimdi biz daha kurumsal olarak garanti de vererek FerMas Oto bünyesi altında yapıyoruz'' diye konuştu.
Pandır, ''Anadolu açılımı''nın özellikle Maserati'nin ikinci el satışlarına çok büyük etkisi olduğunu da sözlerine ekledi.
CNNTürk
http://img118.imageshack.us/img118/7449/dscn08893ja.jpg
Ben de Ferrari almak istiyoruuummm :'(