Nihayet somutlaştırmalara katılım sağlanıyor... Teşekkürler...
Printable View
Nihayet somutlaştırmalara katılım sağlanıyor... Teşekkürler...
Bahattin Bey çoktan seçmeli testin yanıtı g şıkkı olacaktı, teşekkürler doğru bir yanıt değil...
Madem HRMGR'likten sonra ÖSYM'liğe de soyunduk, testlere devam edelim.
Bu sorumuz azdan seçmeli, somutlaştırmak ve yanıtlamak kolay olsun diye ipucu da vereceğim.
Soru : Türkiye'de irtica var mıdır, yok mudur?
a) İrtica YOKTUR. (İpucu: g)Hepsi dediğimiz insanlar yatağında eceli
ile ölmüştür)
b) İrtica VARDIR. (İpucu : Bkz. Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay
Başkanı'nın son demeçleri)
Benim fıkrayı beklediğiniz gibi, ben de soruya yanıtınızı merak ve heyecanla bekliyorum.:)
Selamlar,
Sayın HRMGR, sorun şu ki, Türkiye'de irtica yoktur diyenler de olduğunu bal gibi biliyorlar ama kabul edemiyorlar, çünkü bizzat kendileri bu faaliyetlere maddi ve manevi destek vererek iştirak etmektedirler. Bu sebeple irtica vardır demelerini beklemem, demezler, diyemezler. Ha ne yaparlar? Lafı evirip çevirip, siz de mürtecisiniz demeye getirirler, her şeyi yeniden tanımlamayı çok sevdikleri için irticayı da kendilerince tanımlarlar, içini doldururlar boşaltırlar ve bir bakmışsınız ki siz de, ben de, öteki de mürteci ilan edilmişiz...
Evet; her şeyi tartışmaya açalım. İrticayı; abdest suyunun, hatta domuz bağının faydalarını...
Daha çok tartışalım, Amerika'yı yeniden keşfedelim, her kafadan bir ses çıksın, sonra da, körlerin fili tarifine döndürelim...
Tartışalım, katılım sağlayarak; Adalet Bakanımız da buyurmadılar mı, bu irtica denilen nedir ki, kanun bunu suç olarak saymamıştır.
Söz kullanma sanatı konusundaki yeteneklerimizi gösterelim, münazara misali; daha çok açalım konuyu, tartışalım...
İrtica nedir diye tartışalım, demokrasi, çok seslilik değil midir? Herkes, kendi bildiğini, kendi düşüncesini söylesin...
Kabul edilen tüm gerçekleri, yaşanan her olayı yeniden değerlendirelim ve tartışalım. Mesela, herkes söylesin; "suç nedir?" Memlekette bu kadar çok suçlu varken, buna ne cevap verilecektir? Aslında, suç diye birşey yoktur; kader mahkumları vardır, öyle değil mi?
Melesa, kaatil yoktur; herkes saf, günahsız, tertemiz doğar; onu kötü yapan, suça iten, cinayet işleten, tüm yaşadıkları, sosyalitesi, dolayısıyla toplumun kendisidir. Öyleyse, kişi değil; toplum ceza çekmelidir.
Herkes, kendi gönlünden geçeni söylesin; bu, kakafoni değildir; çok sesliliktir. Melese; Erzurum'daki, babası hapiste olan çocuğa soralım; hırsızlık nedir diye? """Abi, elektrik sayacının mandalını indirmek ya da direkten doğrudan elektrik almak neden suç olsun ki; bu Devlet'in malı değil mi; Devlet, benim ödediğim vergilerle yaşamıyor mu; ben Devlet malını kullanıyorsam ya da babam, bunun için tertibat kuruyorsa, bu neden suç olsun ki""" demez mi?
Mesela; İstanbul'da yaşayan, bir reklamcıya soralım; banka hortumlamak hakkındaki fikirlerini... Bize; """Kanun'da böyle bir tanım, dolayısıyla, banka hortumlamak diye bir suç yok bir defa""" der tüm entellektüelizmiyle. Ardından; """canım, böyle şeyler, bir kere, konusu para olan şeylerdir; dolayısıyla ekonomik suçtur; ekonomik suçun cezası da ekonomik olmalıdır; niye bu adamları, değerli işadamlarımızı hapse atacağız ki; çalışsınlar, bu paraları ödesinler""" demeyecek midir; dahası, dememiş midir?
"""Gardaş; bizim oraların adetidir, töre vardır; törenin emrine karşı konulmaz"""
denilmemekte midir?
İrticanın ne olduğunu asıl, artık soramayacağımız kişilerden öğrenmek lazım. Mesela; Güldünya'ya soralım, acaba bize ne derdi yaşasaydı irtica için? Ya da; intihar eden genç kızlar var, onlara sorabilseydik, ne derlerdi? Ya da, Konca Kuriş'e sorabilseydik, ne derdi? Ya da, Sivas'ta yakılanlara soralım (Bazıları, bunlara sorabilmem için, beni hemen onların yanına göndermek ister mi acaba?)
Bombalananlar, zaten söyleyeceklerini söylemişlerdi ve irtica, kendisi için gerekeni yaptı. Elbette, bu da ayrı bir tartışma konusu olabilir, hazır tartışıyorken, o bombaları, aslında irtica değil; Kemalistler mi koymuştur diye?..
Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayıp da, irtica nedir diğer bir soru sormak; ne anlama gelmektedir? Bu da, ayrı bir tartışma konusu olur herhalde?
Sayın HMRG;
Ben OSYM ye gireli çok oluyor. Ben açılım sağlamanıza teşekkür ederken, bu bir cevap değildir, anlamında kendinizi sorgulayıcı, beni sorgulanan konumuna itiyorsunuz. Ben irtica'nın hedef seçtiği kişiler olduklarını herkes gibi biliyor ve yapanları şiddetle kınıyorum. Bunu istiyorsanız buyrun...
Ve direk ben muhatap edildiğimde; bana sanki irticanın, belirli partilerin sözcüsü gibi (en azından gönüllüsü gibi) rol biçmenizde sanırım yazdıklarımı algılamada zorluk çekmenizden ziyade; Ya bizden ya da onlardan gibi talihsiz, dar kalıplar içinde yapılan sığ yorumlardır.
Karşınızda DEMOKRASİYİ VE LAİKLİĞİ TÜM HÜCRELERİNE YEDİRMİŞ VE YEDİRMEYE DEVAM EDEN BİRİ VAR...
Dini, milli, sosyal, sağ, sol ne olursa olsun İÇİNDE GERİCİLİĞİ, TUTUCULUĞU, FANATİZMİ BARINDIRAN tüm bakışları, yorumları; GÖRÜŞLERE SAYGISIZLIK ETMEDEN yapıcı eleştirilerime devam edeceğim.
Lütfen yazılarımı yeniden okuyunuz ve lütfen ya onlardan ya bizlerden gibi 21. y.y. uymayan ketagorizelere girmeyin. GİRMEYİNKİ BİRLİKTE AYDINLANALIM...
Evet, sayın Hocam; şıklı sorular yönlendireceğinize benim gibi, kendinizin kabul ettiği İRTİCAYA YÖNELİK SOMUT ÖRNEKLERİNİZİ sunsanız daha yararlı olur kanısındayım...
Benimle direk atışta bulunmak istiyorsanız; benim somut örneklerimi tartışınız...
Yoksa ( olmadığımı eklemeyi unutup sonra eklediğim) saadetler dilerim, muhabbeti yaparak imalarda bulunmanız yersizdir. Hiç bir partili değilim, tüm partilerde gördüğüm noksanlıkları eleştiriririm ama saygılıyım...
Bu uğraşınız boşuna bende sizin bildiğiniz etiketlerden hiçbiri yok... Biliyorum zorlanacaksınız... Etiketim olsyadı daha kolay olacaktı; en azından senin etiketine sahip olanlar şunu bunu yaptılar diye...
Ben sizin irtica konusunda ki örneklerinize de karşı çıkmıyorum... Birçoğunu kabulleniyorum. (isimler anlamında tamamıyla, açıklamalara kısmen)
Ben SUİ GENERİS bir insanım ve etikelreden söz ederek bana yakıştırmalarda bulunmanız boşa uğraş olacak, yorulmayın...
ÇAĞDAŞ YENİ KAVRAMLARI ALGILAMAYA, ANLAMAYA ÇALIŞMAMAK, GEÇMİŞTEN GELEN BAKIŞLARI, ANLAYIŞLARI VE YORUMLARI GÜNCELLEMEMEKTE ISRAR ETMEKTE GERİCİ BİR ANLAYIŞTIR.
Sevgili Bahattin Bey,
Samimiyetinize güvenmesem (Bkz. Okyanus Yürekli Dostlar) , irtica ile ilgili somutlaştırma çalışmalarınıza sağlamaya çalıştığım katkıya, gönderdiğim ilk iki iletiden sonra kendi adıma son verirdim.
Ancak bu somutlaştırma çabasının bir nirengi noktası olması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde "ülkede irtica yoktur" diye düşünen birinin yaptığı bilimsel çalışmanın güven endeksi siz de takdir edersiniz ki ciddi yara alırdı. Amacım sizi sorgulamak değil, çalışmanızın güven endeksini yükseltmeye çalışarak, çabalarınıza bir başka yönüyle katkı sağlamak. Size saadetler dilemekten amacım da, sizin de belirttiğiniz ve sonradan düzelttiğiniz gibi, önceki mesajınızda eksik kalmış bir hususu samimiyetinize güvenerek esprili bir şekilde hatırlatmak... Bunu da çalışmanıza bir katkı olarak algılayın lütfen... Kaldı ki mesajınızda ima ettiğimi algıladığınızı belirttiğiniz görüş ve düşüncelere gerçekte sahip olmuş olsanız bile, ne size ne de bu forumlarda yer alan herhangi birine sırf benden farklı düşünüyor diye saygısızlık etmek, inanın aklıma getireceğim en son şey olurdu.
Son mesajlarımda ortaya koyduğum amacın çerçevesini böylece çizmişken, izin verirseniz, çalışmanın güven endeksini yükseltmek adına yapacağım katkılara yeni sorularla devam edeyim.
SORU : Yürürlükte olan 677 sayılı Kanun'un Cumhuriyet Savcıları'nca layıkıyla uygulanmasını ister misiniz, istemez misiniz?
a) İSTEMEM (Ben de dahil birçok kişiyi içeri alırlar sonra)
b) İSTERİM (Mürteci değilim)
Sayın HMRG; Sanırım, seçenekli soruların hoşuma girmediğini söylemiştim. Ben öğrenciliği yeniden yaşamak istemiyorum. Kaldı ki; olsam bile akademik kariyeriniz (eğitmen olarak) var mı yok mu bilmiyorum. varsa sizin sınıfa mı düşerim onu da bilmiyorum. Ama canım çok istiyor derseniz ve karşılıklılık esasını da kabul ederseniz SEÇENEKLİ SORU-CEVAPLARA DA GEÇEBİLİRİZ DE...
Diğer açıklamalarınız için teşekkürler... Kaldıki ben kahin değilim. Kimi içeri alırlar, kimi almazlar o mahkemelerin işi...
Birde 677 s.y. yı biraz açar mıyız?...
İrtica yürürlükte olan Kanunların uygulanmaması veya uygulamanın sulandırılması demektir.
Bakın bazen çoktan seçmeli sorulara verilen yanıtlar da somutlaştırmaya katkı sağlıyormuş.
TEKKE VE ZAVİYELERLE TÜRBELERİN SEDDİNE VE TÜRBEDARLIKLAR İLE BİR TAKIM UNVANLARIN MEN VE İLGASINA DAİR KANUN
Kanun Numarası: 677
Kabul Tarihi: 30/11/1925
Yayımladığı Resmi Gazete Tarihi: 13/12/1925
Yayımladığı Resmi Gazete Sayısı: 243
Madde 1 - Türkiye Cumhuriyeti dahilinde gerek vakıf suretiyle gerek mülk olarak şeyhının tahtı tasarrufunda gerek suveri aharla tesis edilmiş bulunan bilümum tekkeler ve zaviyeler sahiplerinin diğer şekilde hakkı temellük ve tasarrufları baki kalmak üzere kamilen seddedilmiştir. Bunlardan usulü mevzuası dairesinde filhal cami veya mescit olarak istimal edilenler ipka edilir.
Alelümum tarikatlerle şehlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük ve gayıptan haber vermek ve murada kavuşturmak maksadiyle nüshacılık gibi unvan ve sıfatların istimaliyle bu unvan ve sıfatlara ait hizmet ifa ve kisve iktisası memnudur. Türkiye Cumhuriyeti dahilinde salatine ait veya bir tarika veyahut cerri menfaate müstenit olanlarla bilümum sair türbeler mesdut ve türbedarlıklar mülgadır. Seddedilmiş olan tekke veya zaviyeleri veya türbeleri açanlar veyahut bunları yeniden ihdas edenler veya ayını tarikat icrasına mahsus olarak velev muvakkaten olsa bile yer verenler ve yukarıdaki unvanları taşıyanlar veya bunlara mahsus hidematı ifa veya kıyafet iktisa eyleyen kimseler üç aydan eksik olmamak üzere hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere cezayı nakdiile cezalandırılır.
(Ek fıkra: 10/06/1949 - 5438/1 md.) Şeyhlik, Babalık ve Halifelik gibi mensupları arasında baş mevkiinde bulunanlar altı aydan az olmamak üzere hapis ve 500 liradan aşağı olmamak üz ere adli para ce zasından başka bir yıldan aşağı olmamak üzere sürgün cezası ile cezalandırılırlar .
(Ek fıkra: 01/03/1950 - 5566/1 md.; Değişik fıkra: 07/02/1990 - 3612/5 md.) Türbelerden Türk Büyüklerine ait olanlarla büyük sanat değeri bulunanlar Kültür Bakanlığınca umuma açılabilir. Bunlara bakım için gerekli memur ve hizmetliler tayin edilir.
Madde 2 - İşbu kanun neşri tarihinden muteberdir.
Madde 3 - İşbu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
fes takmak irticadır. Kapalıçarşıdan fes alanlar da mürtecidir.
bak ne güzel sentez. Sanırım başa almak gerekiyor. Tek tek olaylar, hiç bir şeyi göstermez. Neyse yukarda yazdım tekarar gerek yok. Ormandaki ağaçları sayark, ormanı tanımlayamazsınız. Onun bir ekolojik sistem olduğunu kavramak gerekir. Ağaçlarıyla, hayvanlarıyla, yaprakların çürümesinin başka yaşambiçimlerine yol açmasıyla, toprağıyla, yağmuruyla ile,ile ile ile
Ben tartışmanın nerye varacağını biliyorum. Atatürk ve Cymhuriyet'e karşı olanlar, söyleyemediği şeyleri ikinci cumhutiyetçilere söyletmişlerdi
Olayları somutlaştıralım adı altında, istiklel mahkemeleri kurmak gericiliktir, insanların özgürce kılık lıyafetini değiştiren kanun çıkarmak gericiliktir. vs. diye saymaya başlanacak.
Başlayın bakalım sonu ne olacak