Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
301. maddeyi kaldırın ya da değiştirin”
Nedir bu 301. Madde 301
(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”
Esasen dikkatlice incelendiğinde 301. madde Türkiye Cumhuriyeti’nin olmazsa olmaz kurumlarını alenen aşağılanmasına müsaade etmediğini, ama eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarına ise müsaade ettiğini görüyoruz.
Yani mevcut haliyle madde, alenen aşağılamadığı müddetçe ifade özgürlüğüne engel teşkil etmemektedir. Avrupa ülkelerinin, de durum nasıldır?
"Örneğin İtalyan ceza kanununda, ’Her kim Cumhuriyeti, parlamentoyu veya ikisinden birini veya hükümeti veya Anayasa Mahkemesini veya yargı gücünü alenen aşağılarsa 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülür’ diyor.
Polonya’da ’her kim Polonya halkını, Polonya cumhuriyetini alenen aşağılarsa 1 yıldan 3 yıla kadar’ diyor. Geçiyoruz İspanya’ya... İspanya ceza kanunu madde
543... ’İspanyayı, özerk bölgelerini veya simge ve amblemlerini sözle ya da
yazıyla veya eylemle alenen aşağılar, küçük düşürürse ona 2 aya kadar hapis cezası’ öngörüyor. Geçiyoruz Almanya’ya, ’her kim aleni olarak bir toplantıda Almanya Federal Cumhuriyetini, eyaletlerden birini, onun anayasal düzenini söverse, milli marşını, bayrağını, armasını ve kötü niyetli olarak küçük düşürecek olursa 1 yıldan 3 yıla kadar’... Geçiyorsunuz Danimarka’ya, Danimarka da da aynı şey var, hatta Danimarka ceza kanununda diyor ki milletleri, toptan almışlar yani ’AB ülkelerinin tamamını ya da milletlerini ya da Avrupa Parlamentosu’nu alenen aşağılarsa 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor’ diyor.
301 madde benzeri yasalar, sadece Türkiye'de değil pek çok ülkede bulunmaktadır.Siz, vatanınızı, devletinizi, milletinizi kanunlarla, hukukla, meşru güçlerle koruyamazsanız, durumdan vazife çıkaran birileri, başka türlü korumaya kalkışırBu ülkeye yazık olur. Bu devlete yazık olur
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
Aşağılama ve hakaret bütün ülkelerin Ceza Yasaları'nda suçtur. Aşağılama ve hakaretin gerçek kişilere, Kurum ve Kuruluşlara, milli değerlere yöneltilmesi birşey değiştirmez.
TCK 301 madde temelde düşünceyi suç olarak görmemekte, eleştiri sınırları içerisinde kalan düşünce açıklamaları 301/4 suç kapsamında değerlendirilmemektedir.
Uygulamada düşüncenin ne şekilde açıklanmasının eleştiri, ne şekilde açıklanmasının aşağılama ve hakarete girdiği yoruma açık olduğundan dava açılması konusunda bazen kantarın topuzu kaçabilmektedir.
Hoşgörü ve mutabakat, Anayasa'nın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerine içten bağlılık, ırkı, dini, dili ne olursa olsun, Milli Misak çerçevesinde birarada kardeşçe, huzur içerisinde yaşama arzusu, demokrasi bilinci ve sorumluluğu toplumumuzda geliştiği ve yerleştiği noktada bu uygulama sorunları da ortadan kalkacaktır. Sorun yukarıda bahsettiğim düşüncelere sahip olmayanların, amaçlarına ulaşabilmek için yasa sınırlarını zorlamaları, bir ucundan tırtıklamaya çalışmaları, diğer yanda da bir grubun dava açma işgüzarlığına düşerek, farkında olmadan karşı tarafın elini güçlendirmeleri sorunudur.
Sonuç olarak 301. madde aynen korunabilir, önemli olan kafaların değişmesidir.
Önceki mesajımdan alıntıdır.
Size aynen katılıyorum Ergün Bey...
Selamlar,
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
TCK’nın 301’inci maddesi konusunda hükümet, maddede değişiklik yapmaya karar verdi.
TCK’nın 301’inci maddesi konusunda devam eden uzun tartışmaların ardından hükümet, maddede değişiklik yapmaya karar verdi.
301’inci madde konusunda Agos Gazetesi yazarı Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından başlayan tartışmalar sonrası maddeye ilişkin hükümet adına ilk açıklamayı Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, ABD’deki temaslarının ardından yaptı. Gül, 301’de değişikliğe gidileceğini bildirdi.
Dışişleri Bakanı Gül’ün ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da nasıl bir tutum izleyeceklerini ilk kez parti yöneticilerine iletti. Başbakan Erdoğan, AKP MKYK toplantısında Hrant Dink cinayeti ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendirirken, 301’inci maddede değişikliğe gidceklerinin ve bu konuda bir düzenleme yapılacağının mesajını ilk kez verdi. 301’inci maddenin tamamen kaldırılmasına ksinlikle karşı olduklarını ve böyle bir durumun gündemlerinde olmadığını belirten Erdoğan, söz konusu maddede değişikliğe hazır olduklarını, değişikliğin de bir süredir sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen çalışmalar sonucu açıklanan mutabakat paralelinde olabileceğini belirtti. Erdoğan, sivil toplum kuruluşları arasında oluşan en geniş mutabakat doğrultusunda hükümet içinde bir çalışma yapılarak konunun Meclis gündemine getirileceği mesajını verdi.
Değişiklik için tarih ve kesin sınırları olan bir tanım yapmamasına karşın Başbakan Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre hükümetin yapmayı öngördüğü değişikliğin sivil toplum kuruluşlarınca açıklanan "aşağılama" kavramının değiştirilmesi ve suçun ihlali halinde verilen cezanın üst sınırın indirilmesinden oluştuğu öğrenildi.
Bu arada AKP yöntiminde, hükümet içinde sivil toplum kuruluşlarının önerileri doğrultusunda yapılacak çalışmanın ardından ortak bir düzenleme olması amacıyla CHP’nin de mutabakatının aranması planlanıyor.
haber3.com
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
İstanbul Bağımsız Milletvekili Zülfü Livaneli’nin yasa teklifi uzmanlar tarafından tartışılıyor
AKP yönetimi ve hükümet 301. madde değişikliği konusunda nihai kararını önümüzdeki hafta alacak. Hrant Dink cinayetinden sonra sivil toplum kuruluşlarından gelen Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin, eski kanunun 159. maddesine dönüştürülmesi önerisine sıcak bakmayan AKP nihai karar için İstanbul Bağımsız Milletvekili Zülfü Livaneli’nin yasa teklifini mercek altına aldı.
TEKLİFİ 2005’TE YAPMIŞTI
Livaneli, 30 Kasım 2005’de TCK’nın 301. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının değiştirilmesi için teklif vermişti. O dönem Livaneli’nin görüştüğü Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile CHP’nin “sıcak baktığı” ancak daha sonra üzerinde görüşülmeyerek askıya alınan teklifte “Türklüğü” ifadesi yerine “Türk ulusu” ifadesinin getirilmesini öngörülüyor.
Teklifin gerekçesinde, “Türklük” kavramından kastedilenin “Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar Türklere has müşterek kültürün ortaya çıkardığı ortak varlık olduğu” belirtilerek bunun bir ırkı ve etnisiteyi esas aldığı izlenimi yarattığına dikkat çekiliyor. Livaneli, teklifinde bu ifade yerine Anayasa’nın 66. maddesindeki vatandaşlık bağını esas alan “Türk ulusu” kavramının kullanılmasının daha doğru olacağını belirtiyor.
Gerekçesinde ise şöyle deniyor: Değişiklik olumsuz bir sonuç yaratmayacaktır, çünkü eski TCK’daki 312. maddenin karşılığı olan 216. maddedeki “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” düzenlemesine göre bir ırk olarak Türkleri aşağılayanlar zaten ceza alabilecektir. Bu suç tipinin ifade özgürlüğü ile yakından ilgisinin bulunması ve AİHM’in içtihatları göz önünde tutulduğunda, suçun koruduğu hukuki yararın sınırlarının oldukça net bir biçimde ve ihlal etmeyecek şekilde çizilmesi gerekmektedir.
MADDE ŞÖYLE DİYOR:
Madde 301- (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya TBMM’ni alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
ÖNERİ İSE ŞÖYLE
Livaneli’nin önerisi kabul edilirse maddenin 2 ve 4. fıkraları aynı kalacak, ancak 1. ve 3. fıkraları şöyle değişecek:
Madde 301 - (1) Türk ulusunu, Cumhuriyeti veya TBMM’ni alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türk Ulusunu aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
STK’LARIN ÖNERİSİ NEYDİ?
Sivil toplum örgütlerinin önerdiği yeni 301, eski TCK’da bu suçun karşılığı olan 159. maddenin neredeyse aynısı. Sivil toplum kuruluşlarının önerisindeki en radikal unsur 1. maddedeki “aşağılama” ifadesi yerine “tahkir (hakaret) ve tezyif (küçümseme, alaya alma)” ifadesinin konulması oldu. Hrant Dink davasında eski TCK’nın 159. maddesi ile yeni TCK’nın 301. maddesi birlikte değerlendirilmişti.
Vatan
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
Tartışmalı 301'inci maddeden 21 ayda 12 kişi hüküm giydi, 18 dava halen devam ediyor...
CHP'nin 'virgülünün bile' değişmesine karşı çıktığı, AKP'ninse henüz net bir öneri ortaya koyamadığı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), 301. maddesi uygulandığı 21 aylık dönemde en az 12 kişinin hüküm giymesine neden oldu. 301'den açılmış 18 dava devam ediyor.
'Türklüğü, TBMM'yi, hükümeti aşağılama ve hakaret' suçlamalarını düzenleyen TCK'nın 301. maddesinden 2007'nin ilk mahkûmu avukat İbrahim Güçlü oldu. Kürd-Der sözcüsü Güçlü, 'Türklüğü, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağıladığı' gerekçesiyle 1.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme cezayı ertelemedi.
Aydın Engin'e soruşturma
301. maddenin en yeni kurbanı AGOS gazetesi yazarı Aydın Engin oldu. AGOS'taki yazısında, 'Yolumu Paris'e düşürüp, 'Ermeni soykırımı olmamıştır' demek; ardından Türkiye'ye dönüp 'Ermenilere soykırım uygulanmıştır' demek gibi planlarım var' dediği için hakkında TCK'nin 301. maddesinden soruşturma açılan Engin, dün ifade verdi. Engin, 5 Ocak'ta yayımlanan 'Yeniyıl Yazısı Gibi' başlıklı yazısı sonrasında avukat Kemal Kerinçsiz'in ekibindeki Recep Akkuş'un 9 Ocak'taki suç duyurusu üzerine dün Şişli Savcılığı'na geldi. Savcılıkta yarım saat ifade veren Engin, çıkışta, savcılığın bu suç duyurusunu ciddiye almasına üzgündü:
"Savcılığın, suç duyurusunu okuduktan sonra çöpe atması gerekirdi. Suç olmadığı aşikâr bir yazı. Buna rağmen savcılık, bu ihbarcılığı meslek haline getirmiş bir grubun üyesi olduğunu tahmin ettiğim kişinin duyurusunu kabul etti. Bir gazeteciye soruşturma açılması, utanç verici. Bu, trajik bir durum: Şu anda Bakanlar Kurulu 301. maddenin değiştirilmesini de içeren bir gündemle toplantı halinde ve ben, Şişli Adliyesi'nde 301'i ihlal ettiğim için ifade veriyorum."
Yazar Ümit Fırat, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, Hazer-Sen MYK üyesi Mehmet Demir ve Uluslararası Af Örgütü'nden Özlem Dalkıran da Engin'e destek verdi.
Hükümetin harekete geçmek için başlangıçta 'uygulama önemli' yaklaşımıyla izlediği 301 yolculuğunda şimdiye kadar verilen mahkûmiyetler İnsan Hakları Ortak Platformu'nun elde ettiği verilere göre şöyle:
Öldürülen AGOS Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Türklüğe hakaretten altı ay hapis cezasına çarptırıldı.
'Yeni Dünya İçin Çağrı' ve 'Güney' dergilerinin sorumlu müdürü Aziz Özer, 301'den yargılandığı üç ayrı davanın ikisinde altışar ay hapis, birinde 720 YTL para cezasına çarptırıldı.
'TSK'nın manevi şahsiyetine hakaret ettiği' iddasıyla yargılanan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin 10 ay hapse mahkûm edildi.
'Yeni Dünya İçin Çağrı' dergisine Ermeni sorunuyla ilgili yazı gönderen Erkan Akay, bir yıl hapis cezası aldı.
Yayıncı Fatih Taş, 'Cumhuriyet'i aşağılamak'tan altı ay hapis aldı.
Eğitim-Sen Tunceli Şube Başkanı Hanefi Bekmezci, "Askeri kuvvetleri aşağıladığı" gerekçesiyle altı ay hapis cezasına mahkûm oldu.
Sendikacı Hüseyin Ser, Munzur Festivali'nin ertelenmesini eleştiren ortak bildiri nedeniyle altı ay hapis cezası aldı.
DTP Erzincan İl Başkanı Hüseyin Bektaşoğlu, Emniyet'i aşağıladığı gerekçesiyle bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Yazar Mustafa Balbal, 'Ararat'taki Esir Generalden Kan Çiçekleri' adlı kitabında güvenlik kuvvetlerini aşağıladığı için 10 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
Radyocu Ejder Öziç, Irak'a asker göndermeyi eleştirdiği için altı ay hapis aldı.
Gazeteci Zülküf Kısanak, kitabında Cumhuriyet'i aşağıladığı gerekçesiyle beş ay hapis cezasına çarptırıldı.
Onlar hâlâ mahkemede
Süren 301 davalarıysa şöyle:
Gazeteci Abdurrahman Dilipak: TSK'nın manevi şahsiyetini tahkir.
Yazar Murat Coşkun ile yayıncı Ahmet Önal: Askeri kuvvetleri aşağılama.
Doz Yayınevi editörü Ali Rıza Vural: Cumhuriyet'i aşağılayan kitap yayımlama.
Tempo dergisinden Enis Mazhar Tayman, sorumlu yazıişleri müdürü Neval Barlas ve Kürd-Der yöneticisi İbrahim Güçlü: Türklüğü aşağılama.
Erhan Kara: Bir sergideki kolajda Başbakan'ı aşağılama.
Erol Özkoray: Askeri aşağılama.
Gazeteci Ersen Korkmaz-Necmettin Salaz: Hükümeti aşağılama
Ferhat Tunç: Adliyeyi aşağılama.
Yazar Faruk Çakır: Askeri aşağılama.
Yazar İsmail Beşikçi, gazeteci ve yayıncılar Mehmet Ali İzmir ve Ferzende Kaya: Askeriyeyi aşağılama.
Ahmet Şah Ayaz, Murat Ayaz: Bir gazetede devletin vergi politikalarını eleştiren yazıda devlet kurumlarını aşağılama.
Yazar Murat Pabuç: Yaptığı bir konuşmayla askerleri aşağılama.
Yazar Osman Tiftikçi-Yayıncı Sırrı Öztürk: Orduyu aşağılama.
Yazar-Yayıncı Ragıp Zarakolu: Türklüğü aşağılama dolayısıyla iki ayrı dava.
Gazeteci Serhat İncirli: İki yazısında Türklüğü aşağılama.
Gazeteci Sinan Kara: Bir gazetedeki yazısında askerleri aşağılama.
Tuncay Özkan-Cüneyt Arcayürek-Adnan Bulut: KanalTürk TV'de yayımlanan programda askerleri aşağılama.
Öneri çok ama AKP oyalıyor
301. maddenin mevcut hali şöyle: "Türklüğü, Cumhuriyet'i veya TBMM'yi alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz."
Maddeyle ilgili değişiklik önerileri şöyle:
Basın Konseyi: 'Türklük' ifadesi yerine 'Türk Ulusu' denilsin.
'Aşağılamak' yerine 'hakaret' kullanılsın. Eski TCK'daki gibi 'Türklüğe hakaret' suçlarında Adalet Bakanı'nın izniyle soruşturma açılsın. Maddeyle verilen cezaların alt ve üst sınırları indirilsin.
Erdoğan'ın çağrısıyla bir araya gelen dokuz sivil toplum örgütü: 'Türklük' tanımı korunsun. 'Aşağılama' ifadesi, 'tahkir ve tezyif' diye değiştirilsin. Suçu işleyenlere tek ve aynı ceza verilsin. Mevcut maddedeki ceza bir yıl azaltılsın. Suçun yurtdışında işlenmiş olması cezayı ağırlaştırıcı sebep sayılmasın.
Yargıç ve Savcılar Birliği: 'Türklük kavramı'ndan ne anlaşılması gerektiği Anayasa gözetilerek bir fıkra halinde yasaya eklensin.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC): 'Türklük' kavramının yerine vatandaşlık bağını ifade edecek şekilde 'Türk milleti' ifadesi,
'aşağılama' sözcüğü yerine de tahkiri ifade eden 'hakaret' sözcüğü konulsun.
Radikal
İsmet DEMİRDÖĞEN
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
''Biz hakarete karşıyız''
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, aşağılamanın ifade özgürlüğünün bir unsuru olmadığını söyleyerek, ''Biz aşağılamaya, hakarete karşıyız. Kurucularından devraldığımız bu cumhuriyete, bu memlekete hiç kimsenin hakaret etmesine izin vermeyiz'' dedi.
Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) tarafından düzenlenen, ''Hakaret Suçu ve 301. Madde'' panelinde konuşan Öymen, 301. maddenin eleştiriyi değil aşağılamayı yasakladığını, aşağılamanın da ifade özgürlüğünün bir unsuru olmadığını kaydederek, ''aşağılama hürriyeti diye bir şey yoktur'' diye konuştu.
Aşağılama ve ifade özgürlüğünün bazı durumlarda birbirlerine karıştırıldığını dile getiren Öymen, bunun nedeninin çağdaş hukuk ve yargı zihniyetinin tam olarak yerleşmemesi olduğunu anlattı.
301. maddenin kaldırılmasına karşı çıktıkları için görüşlerinin, düşünce özgürlüğünü daraltıcı, kısıtlayıcı, bir görüş olarak görülmemesini isteyen Öymen, dışarıdan gelen baskılara karşı konulamadığını, asıl tartışılması gerekenlerin tartışılmadığını iddia etti.
Öymen, ''Yabancıların borazanlığı yapılarak bu ülke çağdaşlaştırılamaz. Bu memleketi küçültme çabalarına fırsat verecek değiliz'' diye konuştu.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, panelde, hukuki gibi görünse de siyasi bir sorunun tartışıldığını dile getirerek, 301. maddenin kaldırılması tartışmalarıyla ''tehlikeli adımlar'' atıldığını savundu.
Kanadoğlu, ''301. maddenin ifade özgürlüğünü önleyici niteliği ortaya sürülerek, ulus devleti meydana getiren yapımızın, zaten alt kimlik-üst kimlik tartışmaları içerisinde zedelenen birliğini ortadan kaldırmak ve ulus devletin her türlü saldırıya açık hale gelmesini sağlamak amaçlanmaktadır'' diye konuştu.
Her ülkenin kendi gereksinime göre yasa yaptığını söyleyen Kanadoğlu, ''301. maddenin kaldırılmasını istemek ulus devletin yıpratılmasını talep etmekten başka bir şey değildir'' dedi.
haber3.com
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
Ben hukukçu değilim. Sıradan vatandaşım. Bence 301 kesinilikle kalkmamalı hatta içeriği dahada genişletilmeli.Sırf Türklüğü değil Anadoluda yaşayan diğer ırklarıda kapsamalı. Yok Türklükten T.C vatandaşlığı kast ediliyorsa onu bilemem.Yani nasıl bir Ermeninin veya Rumun veya Kürdün beni aşağılamaya hakkı yoksa beninde onları aşağılamaya hakkım olmamalı..Siz <<Ermeni tohumu,Rum dölü,Gavur>> gibi kelimeleri kullananlar için bir şikayet konusu veya bir dava konusu olduğuna şahit oldunuzmu?? ben olmadım.saygılar.
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
Ey ırkım sen bir zaman
Avrupa'yı titreten
İstanbul'u fetheden
Fatihlere maliktin
Ateş saçan sahralarda harbeden
Cenğavere sahiptin
Bir zamanlar Avrupa
Cehl içinde yüzerken
Yine sen ey ırkım
İlm-i vakte asina
Alimlere maliktin
Neden bugün Avrupa
Sana meydan okusun
Neden bugün
O cehalet yuvası
Sana ilim öğretsin.
, 15 Mayıs 1331 (28 Mayıs 1915)
Nazım Hikmet
Elif şafak Orhan pamuklar okusun ders alırlar belki?
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
Bu maddenin kaldırılmasıyla her önüne gelen anarşist ya da bölücü herhangi kesimler, alırlar ellerine kalemi ve başlarlar içerisinde yaşadığı,ekmek yediği ülkesi hakkında aşağılayıcı ve hakaret unsuru taşıyan düşüncelerini yazmaya.Ülke dışında yaşayan ve türklüğü aşağılayan türklerin cezalarının ise üçte bir yerine,üçte iki arttırılması taraftarıyım.
Bu yüzden 301'in kapsamının daha da genişletilmesinde fayda var.
Re: 301 hakkında görüşleriniz nedir ?
Bu forumda Elif Şafak'ın "Baba ve Piç" romanından bazı bölümleri önceki mesajımda alıntılamıştım. Alıntılanan bölümden bir kısmı aşağıdadır.
Alıntı:
185.sayfa ve 186.sayfa ;
"..... 1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden ...Bunlar sana bir şey hatırlattı mı ? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı? Hiç?..."
Harun Gür Notu: Yazar Hanım kitabında Adana 1909 katliamından bahsetmiş. Yanlış hatırlamıyorsam Yenice - Adana arasında, eski ismi Yeşiloba, yeni ismi sanırım Şehitlik olan (tam tersi de olabilir, Abbas Bey Adanalı olması nedeniyle daha iyi bilir) küçük bir tren istasyonu bulunan bir belde vardır. İstasyon Binası'nın, Adana'nın Fransız işgali esnasında, işbirlikçi Ermeni çetelerince (Bu çetecilerin, çocukları ve torunları dahil, iyiniyetli tüm Ermeni vatandaşlarımızı tenzih ederim) ne amaçla kullanıldığını, nasıl bir vahşete sahne olduğunu yolu düşenler gitsin öğrensin..."
Bu konuda yeni bigi ve belgelere ulaştım. Bunu sizlere de aktarmak istiyorum. 5 Ocak Adana'nın Kurtuluş Günü'dür. Ulaştığım belge oldukça uzun , birden çok ileti ile aktaracağım. Elif Şafak 1909 Adana Katliamı'ndan bahsetmiş, belgede 1922 'ye (Adana'nın kurtuluş yılı) kadarki dönem işgal dönemi mevcut... Bana ilginç gelen Elif Şafak'ın romanına göre katliam yapıldığı iddia edilen bir halkın 10 yıldan az zaman sonra, yerli halka Fransızlar desteğinde katliam yapacak kadar palazlanabilmesi... Önce 1909 olaylarına Adana Fen Lisesi'nin tarihçesinden bakalım:
"Osmanlı ülkesinin geleceği üzerinde kara bulutların dolaştığı 1909 yılı Mart ayı sonlarında başkent İstanbul ve diğer Anadolu kentlerinde Türkler ve Ermeniler arasında gerilim ve çatışma ortamı giderek çatışmaya ve kanlı bir iç savaşa dönüşmek üzere idi. Tarihi belgelerde “31 Mart Vakası” olarak yazılan ama miladi 13 nisan 1909 yılında gerçekleşen olaylar sonrasında istanbul’da “irtica isteriz” diyen gruplara karşı Selanik’ten gelen Hareket Ordusu'nun müdahalesi sonucu sıkıyönetim ilan edilmiş, tutuklama ve yargılamalar başlamıştı. 14 Nisan 1909 günü Adana şehrinde iki Türk Ermenilerin açtığı ateş sonucu öldürüldü. Türkler olayları Valiliğe şikayet etmek üzere toplandıklarında Ermeni mahallesinden yaylım ateşi ile karşılaştılar. Olaylar kısa zamanda kontrolden çıktı. Türk ve Ermeni mahalleleri arasında çatışmalar devam etti.İngiltere’nin Adana Konsolosu Doughty Wylie ile Türk ve Ermeni ileri gelenlerinin araya girmesi sonucu olaylar yatışır gibi oldu.
Ancak 25 nisan günü Seyhan nehri kıyısındaki Kumluk semtine yerleşen Türk askerleri üzerine Ermeni Kilisesi'nden makinalı tüfek atışı yapılması ve askerlerden ölenlerin olması üzerine “iç savaş” patlak verdi. Mayıs 1909 başlarına kadar süren savaş sonrası Adana şehrinde Türk ve Ermenilerden binlerce insan öldü. Olayların çıkmasına neden olan Ermeni komitacı Muşeg Adana’dan kaçtı, Mısır’a gitti. Geride yanmış yıkılmış enkaz haline gelmiş bir şehir ve yakınlarını kaybetmiş yüzlerce Ermeni ve Türk yetim çocuklar vardı.
Olaylardan sonra Cemal Paşa,vali olarak Adana’ya geldi. İç savaşın yaralarını sarmak gerekiyordu. Osmanlı Hükümeti 10 bin altın lira yardım yaptı. İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesi'nin de okul yapımına yardımcı olması üzerine Kuzey Avrupa ülkelerine özgü mimarisiyle Ermeni yetim kız çocukları için “Dar-ül-eytam mektebi” adındaki bir okulun açılmasına karar verildi. Şehrin kuzeyinde Bağlarbaşı semtinde okulun yapım işlerine başlandı. Cemal Paşa’nın yakın ilgisi sonucu okulun yapımı kısa sürede bitirildi. Okulun eğitim malzemelerinin önemli bir kısmı Fransa’dan geldi. Adana Fen Lisesi’nin tarihi taş binasının yapılış hikayesi böyle başladı. Taş binanın yapım tarihi olarak 1909/10 yılları esas alınabilir."