Cevap: Aracımı sattım devri bende paramı alamıyorum
Alıntı:
ayberk_08 rumuzlu üyeden alıntı
....arabanın devrini üzerinde bulunduran bireye güvendiği bir tanıdığı 200 veya 350 tl icra takibi yapar ve sonra devrini üzerinde bulunduran bireyin arabasına haciz koyulması talep ettiği vakit araba yakalandıktan sonra alacaklı görünen birey alacağından vazgeçerek arabanıza kavuşursunuz .
HEMDE ARABAYI ALAN TARAFLA HİÇ BİR BİÇİMDE MUHATAP OLMADAN :)
NOT:bu yöntemle herhangi bir hukuki risk yoktur.
Sayın ayberk_08, ne yazık ki bu yöntemde de hukuki risk var.
Her hukuki olayda aynı şeyi düşünün:
Eğer siz haksızlığa uğradı iseniz, bu haksızlığınızı kanıtlayabiliyorsanız, kanun sizi korur.
Ama siz kanun sizi koruduğu halde kendiniz ceza kesip infaz ederseniz siz suçlu olursunuz.
Evinize giren hırsızı döverseniz suçlu olursunuz. Halbuki dövmezseniz hırsız zaten ceza alacaktır.
Cezayı devlet verir. Mağdur değil.
Hukuku kendi isteğine göre manüple etmek de suçluyu cezalandırmanın başka bir yoludur.
İster "çalındı" diyerek yalan söylensin, ister olmayan düzmece borç senetleri yapılsın, bunlar suçtur.
Gerçekten paylaşımlarınız durumunuza göre muhteşem. Büyük bir takdirle izliyorum.
Ancak zekanızı hukuku manüple edip suçluyu cezalandırma yolları bulmak yerine, haksızlığıa uğrandığı nasıl ifade edilir üzerinde yoğunlaştırırsanız harikulade sonuçlara ulaşacağınıza eminim.
Hukukçu, ikinciyi yapar. Şimdi altına yazdığımız bu konuda bir haksızlık olduğu aşikar. Üstelik ispat konusunda da ciddi bir sıkıntı yok. O halde "nasıl yapıp da mağduriyetimizi çok net bir şekilde ortaya koyacak bir şey yaparız" sorusunun cevabını bulmaya çalışmalısın.
Cevap: Aracımı sattım devri bende paramı alamıyorum
Alıntı:
Engin Ünalmış rumuzlu üyeden alıntı
Sn. ayberk_08 öncelikle forumumuza son zamanlarda yaptığınız katılımlardan dolayı memnuniyetimi dile getirerek sözlerime başlayım.Ancak dikkat ettiğim bir şey var ve sizi acizane uyarmak istedim.Yazdıklarınız ve yönlendirmeleriniz genelde teorikte kalan hukuki paylaşımlar.
Bir defa sözleşme yapılan kişi ayrı aracın sahibi ayrı.Özel bir ibare yoksa gene bir kaç üyenin de dediği gibi buz gibi bu senetler icraya konu olabilir.Teorik olarak yaklaşırsak senetler araç satışına binayen alındı araç noter satışı yapılmadı o zaman senetler geçersizdir mantığınızı gene geçerli bulmam.Ayrıca olayın tamamen burada anlatılan gibi harfi harfine gerçekleştiğini de elbette bilemeyiz ki bu da bizi benzer durumlarda mantık süzgecinden geçirerek yorum yapmaya iter.
Bir de benzer durumlara şahit oldunuz mu bilmiyorum ancak ''arabayı alanla hiç bir şekilde muhatap olmadan arabanızı rahatlıkla alırsınız'' olayı da bana olacak gibi gelmiyor.Şu anda ülkede ciddi suçlardan 200bin kişi aranıyor ve bazıları yıllardır.Gene onbinlerce araç hele hele küçük şehirlerdeyse yıllarca yakalamalı dolanıp(gene suça karıştığı, çalındığı, haciz geldiği, kayıp olduğu vs. için) durabiliyor.Böyle basit bir size göre hacze bile gidilemeyecek bir alacaktan aracın fellik fellik aranıp yakalanması yakın zamanda söz konusu değil.Birilerinin bu aracı aramaya başlaması bile ihtimal 1 seneye yakın sürecek.Bu yüzden aracı kolayca alıverirsiniz demek bana rasyonel gelmiyor.
Bununla beraber heyecanlı ve paylaşımcı tavrınız forumumuz da daima görmek istediğimiz yaklaşımlardan.Zaten burada farklı fikirler daima olacak ve olmalı.İyi forumlar..
Değerli Engin by
SENETLE İLGİLİ AÇIKLAMALARIM;
Öncellikle herkesin konuyu her boyutuyla idrak etmesi amacıyla tartışmaya açtığınızdan dolay teşekkürlerimi sunarım.
Senetler(BONO)genel itibariyle ödeme taahhüt içeren kıymetli evraklardır. Söz konusu senetler sözleşmeye bağlantılı veya senettin arkasına belli şartlar koyulması durumunda senetler bono kambiyo senedi olma vasfını kaybederek normal adi senette veya sözleşmenin eki niteliğinde bir evraka döner.
İŞTE bu senetti siz icraya konu edebilirsiniz ama borçlu taraf sözleşmeye bağlantılı esasların (kayıtların) aldığı için senettin bono özelliğini kaybettiği gibi senetteki ŞARTLAR YERİNE GELMEDİĞİNDEN DOLAYI İCRA MAHKEMESİ İCRAYI İPTAL EDER.
KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARI.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/16816
K. 2005/20641
T. 24.10.2005
• İKİNCİ BİR VADE YAZILI BONO ( Kambiyo Senedi Vasfında Olmadığı )
• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP ( Bonoda İkinci Bir Vade Yazılı Olması Halinde Senedin Bu Vasıfta Olmadığı - Kambiyo Senetlerine Mahsus Yolla Takip Yapılamayacağı )
• ŞARTA BAĞLI ÖDEME ( Bononun Arka Yüzünde "... Vade Tarihinde Emekli Olamadığı Takdirde Ödemenin Haziran/2005'te Yapılacağı" Yazılması - İkinci Bir Vade Yazılı Bononun Kambiyo Senedi Vasfında Olmadığı )
2004/m. 170
6762/m. 615
ÖZET : Takip dayanağı bononun arka yüzünde "... vade tarihinde emekli olamadığı takdirde ödemenin Haziran/2005'te yapılacağı..." yazılmıştır. Bu şekilde ikinci bir vade kararlaştırılmıştır. İkinci bir vade yazılan bono kambiyo senedi vasfında değildir. Bu nedenle anılan belgeye dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılamaz.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklının takibe dayanak yaptığı 15.02.2005 vade tarihli bononun arka yüzünde; ( ...vade tarihinde emekli olamadığı takdirde ödemenin Haziran/2005'te yapılacağı... ) hususunun yazılı bulunduğu görülmüş, böylece, ikinci bir vade kararlaştırıldığı tespit edilmiştir. Bu durum, TTK'nun 615/son maddesine aykırı olup, alacaklının anılan belge nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapması mümkün bulunmamaktadır.
Mahkemece de yukarıda açıklanan nedenlere karar gerekçesinde yer verildiği görülmektedir. Bu durumda, takibin iptaliyle yetinilmesi gerekirken, kararda iki ayrı ve birbiriyle çelişik hüküm kurulduğu tespit edilmiş, HUMK'nun 388. maddesine aykırılık oluştuğu için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 24.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ARABAYI İCRA KANALI İLE YAKALAMASI İLGİLİ CEVAPLARIM ;
SAYIN Engin by
Arabayı devir almadan götüren şahısa icra takibi yapmıyoruz.
Sadece arabanın malik olan taraf bazı güvendiği bireylere 500-200 gibi senetler vermek suretiyle arabanın malikine icra takibi yapılıyor,
(senet vermeden icra takibi yapılabilir)
takip kesinleştirdikten sonra alacaklı görünen birey borçlunun arabası haciz koyularak arabanın yakalanmasını talep ettiği vakit , araba yakalanır.
işte bu yöntemde 3 kişi olan tarafla hiç şekilde muhatap olmadan çözülüyor.
alacaklı- borçu taraflar birbiriyle sıkı bir şekilde bu yöntemi uygularsa herhangi hukuki sorun göremiyor. Ayrıca Arabayı alan taraf hangi sıfatla haciz işlemi veya alacaklının yaptığı takibe karışma gibi bir durumu olacak ? 3 kişi icranın gerçek olmadığı nedeniyle (arabayı devir almadan giden birey )icraya itiraz etse bile bunu kanıtlaması gerekir, ispatlaması yok denecek kadar bir orana sahip olduğundan dolayı itirazı ret edilir.
NOT: Bu olayda teşke araba noterden devir yapılırken veya yapılacağı vakit vadeli bir satım işlemi işe ilgili noterlik marifetiyle alıcı hakkında araba REHİN göstermek suretiyle noterden düzenleme şekiline göre SENET alınsaydı her boyutla zere kadar hak kaybınız olmazdı.
Bir-daha araba satmak nasip olursa notumunda izah ettiğim gibi hukuki işlem yapınız. :ok:ok
- - - Updated - - -
Alıntı:
Şenol Eker rumuzlu üyeden alıntı
Sayın ayberk_08, ne yazık ki bu yöntemde de hukuki risk var.
Her hukuki olayda aynı şeyi düşünün:
Eğer siz haksızlığa uğradı iseniz, bu haksızlığınızı kanıtlayabiliyorsanız, kanun sizi korur.
Ama siz kanun sizi koruduğu halde kendiniz ceza kesip infaz ederseniz siz suçlu olursunuz.
Evinize giren hırsızı döverseniz suçlu olursunuz. Halbuki dövmezseniz hırsız zaten ceza alacaktır.
Cezayı devlet verir. Mağdur değil.
Hukuku kendi isteğine göre manüple etmek de suçluyu cezalandırmanın başka bir yoludur.
İster "çalındı" diyerek yalan söylensin, ister olmayan düzmece borç senetleri yapılsın, bunlar suçtur.
Gerçekten paylaşımlarınız durumunuza göre muhteşem. Büyük bir takdirle izliyorum.
Ancak zekanızı hukuku manüple edip suçluyu cezalandırma yolları bulmak yerine, haksızlığıa uğrandığı nasıl ifade edilir üzerinde yoğunlaştırırsanız harikulade sonuçlara ulaşacağınıza eminim.
Hukukçu, ikinciyi yapar. Şimdi altına yazdığımız bu konuda bir haksızlık olduğu aşikar. Üstelik ispat konusunda da ciddi bir sıkıntı yok. O halde "nasıl yapıp da mağduriyetimizi çok net bir şekilde ortaya koyacak bir şey yaparız" sorusunun cevabını bulmaya çalışmalısın.
şenol by
ben olayı muhatabın çok aşırı derecede kötü niyetli işlemler yapacağını düşünerek cevaplar yazıyorum.
(cevapların etkili olması amacıyla )
Tabiki kanun nezdinde durumları kanıtlamamız kaydıyla kanunlar bizi korur. Ama biz hiç bir şekilde olayı kanıtlayacak kozlarımız yoksa muhatap kabul yani ikrar etmesini mi bekleyeceğiniz ?
hukuk manüple edip suçluyu cezaladırmaktan başka yöntem OLARAK savcılığa gidip olayı durumu derin bir şekilde izah etmek gerekir ama bu durumda muhatap durumu kabul etmese ve iftira suçlamasıyla soru soranı suçlarsa iftira yargılanır ve hüküm giyer.
DURUMU İFADE ETMEK KOLAY AMA BU BEYANI KANITLAYAMADIĞIMIZ İÇİN SONUÇ ALMAK ZOR :(
BİR DE DURUMU KANITLAMADA NASIL SIKINTI YOK ?
araba devir yapılmadı ve sözleşmelerde arabanın devir yapılmasına endeksli olduğundan dolayı alacak talebinde bulunmak söz konu değildir.
Ayrıca arabının malikinin adı mevzu-bahis sözleşmlerde adı bile geçmiyor !
eğer muhatap çok uyanıksa arabay ilgili devir yapılmadığından dolayı alacak taleplerini ret edeceği gibi arabanın üzerinde yakalama, tedbir kararı olmadığından dolayı arabayla rahat rahat gezer ve trafik cezalarıda arabanın sahibine gider.
KANUNA UYGUN ÖNERİ ;
arabayı alan tarafa noterden arabayı 15 gün içinde geri vermesi İHTAR EDİLİR.
Eğer ihtara uymasa asliye hukuk mahkemesinde ARABAYI GERİ davası olarak EDA DAVASI AÇILIR !
HERKESE SAYGILARIMI VE SEVGİLERİMİ SUNARIM .... :)