Tanrım, kocamı anlayabilmem için bana akıl ver.. Onu affedebilecek kadar sevgi ve yaptıklarına dayanabilmem için sabır ver, güç ver.. Öyle bir güç ver ki onu istediğim zaman istediğim kadar dövebileyim..!
- Amin
Printable View
Tanrım, kocamı anlayabilmem için bana akıl ver.. Onu affedebilecek kadar sevgi ve yaptıklarına dayanabilmem için sabır ver, güç ver.. Öyle bir güç ver ki onu istediğim zaman istediğim kadar dövebileyim..!
- Amin
Kadın, kocası ile birlikte yatağa girmiş uyumak üzere.
Bir ara kocası sırtına doğru yaklaşmış, elini uzatmış..
Kadın, erkeğin dokunuşunu sırtında hissedince "Ohh..!" diye mırıldanmış "Çok güzell! Çok güzel! Devam et!"
Adamın eli belinin altına doğru kaymış, yatakla karnının arasına..
"Mmmhh!" diye kendinden geçmiş kadın " Harika bir duygu bu!"
Adamın eli devam etmiş kaymaya.. Bacaklarının arasına uzanmış .. "Aşkım.." diye inlemiş kadın, "Sakın durma e mi.."
Ama adam durmuş..
Birdenbire durmuş..
"Neden durdun?" diye inlemiş kadın nefes nefese..
"Şeyy.." demiş adam, "Uzaktan kumandayı buldum..!"
Patronu yanında çalışan elemanına "Ölümden sonra yaşama inanır mısın" diye sormuş..
"Evet" demiş delikanlı,
"Güzell.. Bu işimizi çok kolaylaştıracak.. Geçen hafta 'Anneannem öldü' diye izin almıştın ya.."
"Evet?.." "Kendileri bu sabah büronuza sizi ziyarete geldiler..!"
İnanamıyorum.. Kocamı ilk defa aldattım.. Hem de 2 kere..!
- 2 kere mi?.. Aşkım ama 1 defa yaptık?..
- Şeyy.. Ama gitmeden tekrar yapacağız değil mi?..
Kürk mantolu bir kadın yolda yürürken hayvanseverler gurubunun yumurtalı protestosu ile karşılaşınca "Dünyada kürkü için kaç hayvanın öldürüldüğü önemli tabii.." demiş ağlayarak, "Ama siz de bu kürk manto için benim kaç hayvanla yatmak zorunda kaldığımı bir bilseniz..!"
Playboy dergisinin editorü "Özür dilerim sizi bu ayki orta sayfaya basamam.." demiş fotomodele "Saçlarınız sapsarı, bacaklarınızın arası simsiyah, naturel değilsiniz..!" Sinirlenen model editörün masasının üzerindeki kağıt tutacağını kaldırıp adamın eline indirmiş.. Adamcağız acı ile kıvranarak yerde debelendikten sonra "Bunu neden yaptın?.." diye bağırmış kıza.. "Parmaklarınıza bakın.." demiş kız mutlu bir ifade ile, "Simsiyah oldular değil mi?.. Ve daha sadece bir kere vurulduğu halde..!"
Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş.
Profesör kaşlarını çatarak: " Okuzler ve kuslar ayni masada oturamaz!"
Ogrenci: "O zaman ben ucuyorum..."
Profesor cevaba cok sinirlenmis, sinavda ogrenciye takmis ve sinavini basarisiz gecmesi icin elinden geleni yapmis.
Yanliz sinavda ogrenci tum sorulari mukemmel bir sekilde cevaplamis.
Profesor ogrenciye: Sana son bir soru soracagim - demis.
Yolda yururken iki torba buldugunu hayalet, birinde akil var, digerinde ise para var. Hangi cuvali alirsin?
Ogrenci: "Para olan cuvali secerdim..."
Profesor: "Ben akil olan cuvali secerdim..."
Ogrenci:"Normal! Kimde ne eksikse onu secer...
Profesor cok sinirlenmis, ogrencinin not defterini alip icine "Okuz" yazmis. Ogrenci nota bakmadan odadan cikmis.
Bir dakika sonra ogrenci kapiyi aralamis : "Sayin profesor, imzanizi atmissiniz, fakat notumu yazmayi unutmussunuz."- demis
BAŞBAKAN saç tıraşı olmak için berbere gitmiş.
Berber sormuş
Başbakanım laiklik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Başbakan duymazdan gelmiş.
Berber beş dakika sonra tekrar sormuş.
Laiklik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Başbakan sinirlenmiş ve Sana ne Ulan Laiklikten?
Artislik yapma,işine bak diye azarlamış adamcağızı...
O da gülerek karşılık vermiş.
Öyle demeyin Başbakanım...
Laiklik sözünü duyunca saçlarınız diken diken oluyor da daha kolay kesiyorum!!
Esrarengiz bir biçimde kaybolan karısını öldürmekle suçlanan adam şehrin en iyi savunma avukatını tutar.Ancak tüm deliller adamın aleyhinedir.Duruşma günü geldiğinde herkes avukatın savunmasını merak etmektedir.Avukat duruşma başladıktan hemen sonra "müvekkilimin karısı ölmedi birazdan hepiniz göreceksiniz şu kapıdan içeri girecek"der.Herkes merakla kapıya yönelir ama gelen olmaz.Ünlü avukat jüriye dönerek "işte sizinde gördüğünüz gibi müvekkilimin karısını öldürdüğüne emin değilsiniz ,hepiniz şüphe ile kapıya baktınız" der.Jüri savunmadan etkilenmiştir.Avukat merakla kararı bekler fakat karar olumsuzdur.Merakına yenilen avukat jüri başkanına sorar ama hepiniz tüm jüri üyeleri merakla kapıya baktınız şüpheleriniz vardı neden .."diye soracak olur.Jüri başkanı "evet avukat bey hepimiz şüphe ile kapıya baktık fakat bir kişi hariç, müvekkiliniz kapıya bakmadı" der.
Hürriyet Gazetesi'nin 20 Mayıs 2007 tarihli nüshasında Şükrü Kızılot'un köşesinden alınmış bir Temel fıkrası;
Ne Doğan’i tanirum ne yengesinu
Bir gün Temel ormana ağaç kesmeye gitmiş. Baltasını alıp ağaçları kesmeye başladığı sırada ormanda gezinti yapmakta olan Greenpeace üyeleri Temel’i yakalayıp, "Doğanın dengesini bozdun" diye evire çevire dövmüşler.
Temel perişan halde evine dönerken yolda arkadaşlarına rastlamış.
- Uyy, ula Temel, uşağum, ne oldi sağa?
- Ula sorma, birileri geldi doğanın yengesinu bozmişsun dedi ve verdiler sopayi. Halbuki ben ne Doğan’i tanirum ne de yengesinu.