Sayın meslektaşım çok haklısınız da; bir de uygulamaya bakın..
Polis direkt para istemiyor yönlendiren mi kim????
Printable View
Avukatların Uğradığı Haksızlıklara Güncel Bir Örnek!
Bir gerekçeli kararı meslektaşlarımla paylaşmak istiyorum.
Konu: "Avukata Hakaret" Davası,
Müşteki-Müdahil: Şahsım.
Bir tereke tespiti konulu keşif için heyetle birlikte davalının evine gittiğimde sanığın aynı evde oturan kardeşi tarafından hakaretlere uğradım.Bu durumun tutanağa geçirilmesini istediysem de sanık yaşlı diye tutanağa geçirilmedi.Ben de olayın siniriyle çok fazla ısrarcı olmadım.Yine sanık hakkında tereke tespiti konulu dava sırasında sanığın duruşma sırasında şahsıma yaptığı hakaretlerin duruşma hakimince tutanağa geçirilmesini israrla istediysem de d.hakimi sanığın çok yaşlı(76) olduğunu bu nedenle tutanağa hakaretamiz sözlerin geçirilmesinde israrcı olmamamı rica etti.Ben de bu nedenle hakime duyduğum saygı nedeniyle daha fazla ısrarcı olamadım ve bu durum tutanakta yer almadı.Mezkur hakimin izinde olduğu bir dönemde nöbetçi olarak yerine geçen bir hakimin nezdinde yine sanık tarafından şahsıma yapılan hakareti duruşma hakimi;benim müdahaleme gerek kalmaksızın resen tutanağa yazdırdı.Ben de daha önce açmış olduğum;"Avukata Hakaret" konulu davada bu tutanağı delillerimden biri olarak dosyaya ibraz ettim.Dava sonuçlandı.Gerekçeli kararı açıklıyorum;
"Yapılan yargılama, sanık savunması,Sulh hukuk mahkemesinde görülen dava sırasındaki sanık beyanlarının geçtiği zabıt ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde,sanığın yapılan tespit sırasında müştekiye hakaret eyleminin sabit olduğu görülmüş, her ne kadar müşteki F.A avukat ise de söz konusu iddianın avukatlık görevine yönelik olmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK 125/3-a maddesi uygulanmamış ve sanığın eylemine uyan 125/1 md. uyarınca cezalandırılmasınan karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda izah edildiği üzere;
1-Sanığın eylemine uyan125/1 mb uyarınca suçun işleniş şekli dikkate alınarık 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
2-Sanığın eylemi alenen işlediği anlaşıldığından cezası TCK 125/4 m.uyarınca 1/6 oranında arttırılarak sanığın 3 ay 15 gün hapis cezası ile cez alandırılmasına,
3-Sanığın cezasından TCK 62 md uyarınca taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
4-Sanığın sabıkasız oluşu......nedeniyle cezasının ertelenmesine,
5-Sanık için 2 yıl denetim süresi belirlenmesini,denetim süresinin yükümlülük olmaksızın geçirilmesine, sanığın denetim süresinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde hükmolunan cezanın aynen infaz olacağının sanığa ihtarına,
6-Müdahilin şahsi haklarının saklı tutulmasına,
7-TCK 53 md uygulanmasına takdiren yer olmadığına,
8- 8 YTL yargılama masrafının hüküm kesinleştiğinde sanıktan tahsili ile hazineye irad kaydına....
Kararı bugün aldım.Adres değişikliği nedeniyle tebliği zamanında alamadığım için (Eski işyerinin görevlisine tebligat geldiğinde haber vermesini tembih ettiğim halde ihmal sonucu tebliği bana bildirmemiş.Diğer yandan dosyaya yeni adresimi bildirmediğim için benim de hatamdan dolayı temyiz sürecini kaçırdım)karar kesinleşmiş.
Sayın meslektaşlarım, hakimin huzurunda duruşma sırasında hakarete uğruyorum,birinde tutanağa dahi geçirilmiyor.Diğerinde geçiriliyor.Keşif sırasında hakarete ve fiili saldırıya uğruyorum.Tutanağa geçirilmiyor.Ve benim açtığım" Avukata Hakaret" davası gerekçeli kararda "Hakaret" davasına dönüşüyor.Başka bir şey izah etmeme gerek var mı?
Alıntı:
Yapılan yargılama, sanık savunması,Sulh hukuk mahkemesinde görülen dava sırasındaki sanık beyanlarının geçtiği zabıt ve tüm dosya kapsamı incelendiğinede,sanığın müştekiye yapılan tespit sırasında hakaret eyleminin sabit olduğu görülmüş, her ne kadar müşteki F.A (Ben) avukat ise de söz konusu iddianın avukatlık görevine yönelik olmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK 125/3-a maddesi uygulanmamış ve sanığın eylemine yuan 125/1 md. uyarınca cezalandırılmasınan karar verilmiştir.
Görev sırasında uğradığım saldırı ve hakaretler; " Avukata hakaret" kapsamında görülmüyor.Oysa ki bu hakaret ve saldırılar hakim veya savcı meslektaşlarımıza yapılsaydı acaba hüküm farklı bir şekilde kurulur muydu? diye düşünüyorum.
Gerek duruşmalar gerek keşif sırasında şahsıma yapılan hakaretler o kadar ağır hakaretler ki!,(katil!,terörist,ve cinsiyetime yönelik hakaretler!)karar merci ben olsaydım; ve karşımda bu hakaretlere maaruz kalan avukat bir meslektaşım olsaydı; hakaret eden kişi hakkında derhal tutuklama kararı çıkartırdım.Zira o hakaretleri sadece avukatın kişiliğine yapılmış saymaz;hukuki bir süreçte hukuksal görevini ifa etmekte olan bir hukuk insanına ve dolayısıyla hukuka yapılmış hakaret olarak telakki ederdim.
Alıntı:
Yapılan yargılama, sanık savunması,Sulh hukuk mahkemesinde görülen dava sırasındaki sanık beyanlarının geçtiği zabıt ve tüm dosya kapsamı incelendiğinede,sanığın müştekiye yapılan tespit sırasında hakaret eyleminin sabit olduğu görülmüş, her ne kadar müşteki F.A (Ben) avukat ise de söz konusu iddianın avukatlık görevine yönelik olmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK 125/3-a maddesi uygulanmamış ve sanığın eylemine yuan 125/1 md. uyarınca cezalandırılmasınan karar verilmiştir.
Bu yargılama sürerken davaya asıl bakan hakim yerine bir başka hakim girdi; davalı yine duruşma sürerken şahsıma hakaret etti. Ve ben müdahale etmeden hakim hakaretlerine devam etmesi takdirinde derhal tutuklanacağını söyledi.:):ok
Bu lafınızı duyunca aklıma yine bir meslektaşımın söylediği bir şey geldi.Ben bulunduğum bölge itibarıyla; KMK ve icra ağırlıklı çalışıyorum..Arkadaşım şöyle demişti; silahsız nasıl hacze gidersin? Gerçekten öyle durumlarla karşılaştım ki; yanımda iki emniyet görevlisi olmasına rağmen..Hacze gittiğim evdeki kişinin saldırgan davranışları karşısında, ben bağırmak zorunda kaldım.:))
KADIKÖYDE MESLEKTAŞIMIZI DARP EDEN POLİSLER CEZALANDIRILDI
Kadıköy'de meslektaşımız Av. Malik Zengin'in polislerin darp ve kötü muameleye maruz kalması üzerine harekete geçen İstanbul Barosu Başkanlığı'nın başvurusu üzerine İnsan Hakları İl Disiplin Kurulu 2 Ekim 2009 tarih ve 2009/2514 sayılı kararla, olaya karışan polis memurlarından dördüne "Dört Ay Kısa Süreli Durdurma", bir polis memuruna da "Bir Gün Maaş Kesimi" cezası verildi. Ayrıca Kadıköy Kaymakamlığı da polislerin yargılanması için "Soruşturma İzni Verilmesini" kararlaştırdı ve kararla ilgili dosyayı Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
Meslektaşımız Av. Malik Zengin'in başvurusu üzerine İstanbul Barosu Başkanlığının Kadıköy Kaymakamlığı İlçe İnsan Hakları Kurulu'na yazdığı yazı şöyle:
Baromuz üyesi avukatlardan Av. Malik Zengin, Baromuz Başkanlığı"na yaptığı başvuruda özetle: 02.04.2009 tarihinde müvekkili ile görüşmek üzere bürosundan çıktıktan sonra aracı ile seyir halinde iken otomobiline Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü ne bağlı resmi polis aracının çarptığını ve bu olay nedeniyle kaza tespit tutanağı tutulmasını talep ettiğinde, polis memurlarının darp ve hakaretine maruz kaldığını bildirmiş ve haklarında yasal işlemlerin yapılmasını istemiştir.
Av. Malik Zengin, olayın başından itibaren ısrarla avukat olduğunu söylemesine rağmen, elleri kelepçelenmiş, polis otosunda yaklaşık 45 dakika tutularak hakaret ve darba uğramıştır. Meslektaşımızın maruz kaldığı darp ve kötü muamele neticesinde sağ kolu çıkmış, sol kulağında zar delinmesi ve işitme kaybı meydana gelmiş, boğazında ve vücudunun çeşitli yerlerinde lezyonlar oluşmuştur.
Olayın Baromuz Başkanlığına intikal etmesinden hemen sonra Baromuz Yönetim Kurulu üyesi Av. Ufuk Özkap ve Avukat Hakları Merkezi temsilcisi avukatlar. Hasanpaşa Karakolu'na giderek gerekli incelemeleri yapmış ve hukuki yardımda bulunmuşlardır. Av. Malik Zengin'in konuşma güçlüğü çektiği, ellerinde kelepçe nedeniyle izler olduğu yüzünde ve dudağında şişlikler meydana geldiği meslektaşlarımız tarafından da tespit edilmiştir.
Av. Malik Zengin'e karşı gerçekleşen bu vahim saldırıyı neticesinde Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'nın 2009/26796 sayılı dosyasıyla başlatılan soruşturma işlemleri devam etmektedir. Kadıköy İlçesinde görevli polis memurları tarafından gerçekleştirilen ve benzer özellikler gösteren başka bir olay 29.07.2007 tarihinde Av. Muammer Öz'e karşı gerçekleşmiştir. Meslektaşlarımıza yönelik hak ihlallerinin engellenmesi amacıyla devam eden ceza yargılamalarının yanı sıra İnsan Hakları Kurulu tarafından da gerekli inceleme ve araştırmanın yapılarak idari tedbirlerinin acilen alınmasını rica ederiz.
Saygılarımızla.
Av. Muammer AYDIN
İstanbul Barosu Başkanı
http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=4698
Gerekmediği halde şiddet uygulayan bu polislere yargıçların en az memurluktan çıkarılmalarını sağlayacak kadar hapis cezası vermeleri gerekir.Ben olsam veriririm.Hem avukat hem de elleri kelepçeli bir insanı utanmazlar dövüyorlar bir de.
AV. MUAMMER ÖZ'Ü KASTEN YARALAMAK VE HAKARET SUÇUNDAN İKİ POLİS MAHKÛM OLDU
29 Temmuz 2007 tarihinde akrabaları ile birlikte Moda Sahil yolunda iki polis memurunun kimlik denetimiyle karşılaşan, denetim sırasında çıkan tartışma sonucu avukat olduğunu belirtmesine rağmen hakarete uğrayan ve çeşitli darpla burun kemiği kırılan Av. Muammer Öz'ün şikâyeti üzerine yargılanan polis memurları mahkûm oldu.
Kadıköy Asliye Ceza mahkemesinde görülen davada, iki polis memurunun zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşıldığı, müştekinin burun kemiğinin kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralandığı gerekçesiyle iki polis memuru ayrı ayrı 1 yıl 5 ay 15 günü hapisle cezalandırıldı. Mahkeme, sanıkların sabıkasız oluşlarını dikkate alarak cezalarının takdiren ertelenmesine ve sanıklar için iki yıl denetim süresinin belirlenmesine karar verdi.
Mahkeme ayrıca sanıkları, müdahile hakaret suçundan dolayı ayrı ayrı 5 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırdı. Sanıklar sabıkasız oldukları için bu cezalar da takdiren ertelendi ve her iki sanık için 2 yıl denetim süresi belirlendi. Sanıkların iki yıllık denetim süresi içinde başka bir suç işlemeleri halinde ertelenen cezaların tamamı infaz kurumunda çektirilecek.
Davayı baştan sona İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi büyük bir dikkatle izledi. Müşteki vekili İstanbul Barosu Başkanı Av. Muammer Aydın, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ufuk Özkap, Avukat Hakları Merkezinden Av. Ömer Kavili, Av.Fatih Arslan, Av. M. Coşkun Karakaş, Av.Özlem Aksungar, Av.Aysun Kuşakçı, Av.Müyesser Berat Tükel, Av. Cem Kaya Karatün, Av. Nurdan Düvenci Tarkan davaya müdahil olarak katıldılar.
bilgilendirmeleriniz için çok teşekür ediyorum saygılar
coşkun
Merhuma rahmet , ailesi ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Hukuki.Net Ekibi
Şüpheli ölüme savcı el koydu
Beş yıllık avukat Ece Arslan’ın ölümü esrarını koruyor. Genç avukatın ölüm nedenini belirlemek için evde bulunan yiyecek ve ilaçlara el konuldu. Ece Arslan’ın kesin ölüm nedenini ise Adli Tıp Kurumu belirleyecek.
ŞİŞLİ’de bir hukuk bürosunda çalışan beş yıllık avukat 28 yaşındaki Ece Arslan’ın şüpheli ölümü ile ilgili soruşturma açıldı. Savcılık, yalnız yaşayan ve çete davalarına bakan Ece Arslan’ın ölüm nedenini belirlemek için evde bulunan yiyeceklere ve kullandığı ilaçları incelemeye aldı. Tansiyon hastası olduğu belirtilen Ece Arslan’ın geçen hafta rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı anlaşıldı. Arslan’ın kesin ölüm nedenini ise Adli Tıp Kurumu belirleyecek. Poyraz Hukuk Bürosu’nda çalışan Ece Arslan önceki gün bir sempozyuma katılacaktı. Arkadaşları, Ece Arslan gelmeyince telefon ile aradılar. Telefon açılmayınca da polisle birlikte genç avukatın evine gittiler. Ece Arslan’ı baygın bulan polis ambulans çağırdı. Gelen sağlık ekipleri Arslan’ın öldüğünü belirledi.
Polis, Ece Arslan’ı cesedini Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morgu’na kaldırdı. Evde inceleme yapan polis, Ece Arslan’ın zehirlenmiş olabileceği şüphesi üzerine yiyeceklere ve ağrı kesici ilaçlara el koydu. Kızlarının ölüm haberini alan eski Eskişehir Baro Başkanı Oğuz Arslan ve Gülay Arslan da önceki gece İstanbul’a geldi. Şişli Cumhuriyet Savcılığı, dün hastaneye giderek Ece Arslan’ın cesedi üzerinde darp izi bulunup bulunmadığını kontrol etti. Savcılığın incelemesinin ardından Ece Arslan’ın cesedi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla otopsi için Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Otopsiden sonra ceset aileye teslim edildi. Poyraz Hukuk Bürosu’nun sahibi Uğur Poyraz, Ece Arslan’ın en genç avukatları olduğunu söyleyerek, “Tansiyonu geçen hafta 4’e düşmüş. Rahatsızlanınca arkadaşları hastaneye zor yetiştirmiş. Ece’nin babası sınıf arkadaşımdı. Ece kızım gibiydi” diye konuştu. Ece Arslan’ın cenazesinin bugün Eskişehir Reşadiye Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilmesi bekleniyor.
BURSA'da dün gece meydana gelen olayda Ankaragücü-Beşiktaş maçını izleyen taraftarlar arasındaki tartışmayı engelledikten sonra sigara içen müşterileri uyarınca bıçaklanan Celal Sezgin (53) hastaneye kaldırılırken yaşamını yitirdi.
Bursa Barosu avukatlarından olan Celal Sezgin'in işletmesini yakınına verdiği birahaneye kira almak için gittiği öğrenildi. Olaya karıştığı öne sürülen bir kişiyi yakalayan polis, diğer iki zanlıyı arıyor.
Beşiktaş'ın Ankaragücü ile deplasmanda berabere kaldığı maç sonrası Bursa'da çıkan tartışma cinayetle sonuçlandı. İddiaya göre olay Ünlü Caddede bulunan işletmesini yakınına verdiği birahaneye kira almak için giden Bursa Barosu Avukatları'ndan Celal Sezgin, televizyondan izlenen maç sırasında tartışıp birbirlerine küfür eden her iki takımın taraftarlarını uyardı. Daha sonra kapalı yerde sigara içen bazı fanatikleri dışarı çıkmaya davet eden Celal Sezgin, kendisine karşı gelen kişilerin bıçaklı saldırısına uğradı.
Kalp ve göğüs kısmına isabet eden 16 bıçak darbesiyle ağır yaralanan 1 çocuk babası Sezgin, hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Polis üç kişi olduğu belirlenen ve cinayet sonrası kaçan zanlılardan biri olduğu iddia edilen Bahri A.'yı (52) gözaltına aldı.
Olayla ilgili soruşturmaya başlandı. Polis kaçan zanlıların kimliğini araştırıyor.
http://www.milliyet.com.tr/bursali-a...aberici&ver=81
Avukata bıçaklı saldırıya 15 yıl hapis
Ankara Barosu avukatlarından S. Yaşa'yı bıçaklayan Y. İ., ''kişiyi, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs'' suçlamasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık İlhan ve avukatı ile Yaşa'nın avukatı katıldı. Müşteki Yaşa'nın avukatı, sanığın azami hadden cezalandırılmasını talep ederken, İlhan'ın avukatı, müvekkilinin ''öldürme değil, yaralama kastıyla hareket ettiğini'' öne sürdü ve müvekkili lehine hükümlerin uygulanmasını istedi.
Sanık İlhan, esas hakkındaki savunmasında, olayın meydana gelmesinden önceki süreçte Yaşa'nın, müvekkili adına aleyhine icra takibi başlattığını anlatarak, bu süreçte hukuksuz uygulamalara maruz kaldığını iddia etti.
''Ne tür bir tahrik olursa olsun, bu tür bir olaya girişmemeliydim'' diyen İlhan, ''anlık bir şuur kaybıyla olayı gerçekleştirdiğini'' savundu.
İlhan, ''Avukat S. Yaşa ve toplumdaki herkesten özür diliyorum. Çok üzgün ve pişmanım'' dedi.
Mahkeme, İlhan'ı, ''Avukat Yaşa'yı, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs'' ettiği gerekçesiyle 18 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ceza, İlhan'ın mahkemedeki iyi hali gözetilerek 15 yıl hapse indirildi.
http://www.haber7.com/haber/20100531...-yil-hapis.php
Avukatın evine pompalı tüfekle saldırı
SAKARYA Barosu avukatlarından 32 yaşındaki Cem Doğaç'ın Akyazı İlçesi'ndeki evine kimliği meçhul kişi veya kişiler tarafından bu sabah pompalı tüfekle ateş edildi. Olay yerinde, 7 boş kovan bulundu.
Olay, bugün saat 05.30 sıralarında meydana geldi. Avukat Cem Doğaç'ın Akyazı İlçesi'nin Yunus Emre Mahallesi'ndeki evine gelen kimliği meçhul kişi veya kişiler pompalı tüfekle ateş etti. Saldırıda evin pencere camları kırılırken saldırganlar kaçtı. Tüfek sesleri üzerine gelen polisler caddede 7 boş kovan buldu. Doğaç gelen polislere “Kim neden yaptı bilemiyorum” dedi. Soruşturma sürdürülüyor.
http://www.milliyet.com.tr/avukatin-...76/default.htm
Geçmiş olsun dileklerimizle,
Antalya Barosu'na kayıtlı avukat Bilal Akyol'un otomobili, iş yerinin önünde park halindeyken kurşunlandı
Antalya Barosu'na kayıtlı avukat Bilal Akyol'un otomobilini, Meltem Mahallesi'ndeki ofisinin önünde park halindeyken kurşunlayan kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler olay yerinden kaçarken, otomobilin sol ön kapısı ile sol arka kapısına iki el ateş açıldığı belirlendi.
Polis, olayın aydınlatılması, kaçan zanlı ya da zanlıların kimliklerinin tespit edilmesi ve yakalanması için soruşturmayı sürdürüyor.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=176316
Avukat bürosunu baltayla bastı
Amasya'nın Merzifon ilçesinde boşanmak isteyen eşinin avukatının bürosunu balta ile basan ve sekreteri rehin alan kişi, çevredekiler tarafından etkisiz hale getirildi. Rehin alma anının görüntüleri işyerinin güvenlik kamerasınca kaydedildi.
Eşi tarafından boşanma davası açılan emekli Mehmet S. (48), eşinin avukatı C.D'nin avukatlık bürosunu bastı.
Elindeki çantada balta bulunan S, darbettiği sekreter R.P'yi sandalyeye oturtarak ellerini ve kollarını arkadan bağladı. Mehmet S'nin avukat CD'yi ofis içinde aradığı sırada, kendi imkanları ile kurtulan sekreter kaçtı. Eline baltayı alarak kaçan sekreterin peşinden giden S, çevredekiler tarafından etkisiz hale getirildi.
Gözaltına alınan zanlı, sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=220322
T.C.
HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
07.02.2012
Menfur bir saldırı sonucu Ankara Atatürk Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde tedavi gören Doğubayazıt Cumhuriyet savcısı Hakan Kılıç sabaha karşı hayatını kaybetmiştir.
Görev şehidi olan meslektaşımız için bugün 12.30’da HSYK’da düzenlenecek tören sonrası naaşı defnedileceği Konya Ereğli’ye nakledilecektir.
Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına ve yargı camiasına başsağlığı ve sabır dileriz.
Ahmet HAMSİCİ
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Başkan Vekili
*
Allah rahmet eylesin.
Başta ailesi ve yakınları olmak üzere tüm hukuk camiası için Allah'tan sabır ve metanet diliyorum.
Ne denilebilir ki başka ! :(