Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Yazmayacam diyordum ama yazacam.
Şimdi sıra Recep Tayyip Erdoğan'ın hangi okulu bitirdiğine mi geldi ? :$
2 milyonluk Letonya'yı 80 milyonluk Tğrkiye yenemiyor.
Bravo Fatih Terim
Bravo Recep Tayyip Erdoğan.
---
Okulumun adını sevmiyorum
Bravo Yök Başkanı
Bravo Recep Tayyip Erdoğan
-----
Uykum kaçtı
Bravo sivrisinekler
Bravo Recep Tayyip Erdoğan !!
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
ceceli341 rumuzlu üyeden alıntı
Sizi Mustafa Altıoklar a havale ediyorum. Teşhisi o koysun.
CHP li vekil içki satışıyla ilgili düzenlemeden dolayı AKP yi Allaha havale etmişti siz de Mazhar Osmanlıksınız.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Sizlerden sadece şunu düşünmenizi rica ediyorum (yazmayın, sadece düşünün lütfen); Bugün bizim siyasetçilerimizi götürüp bir Avrupa ülkesinin parlamentosuna koysak ve bugün TBMM'de davrandıkları gibi davransalar, onlara ne olur? Bu tarz, bu üslup ve davranış şekilleri ile barınabilirler mi oralarda?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Yazmayın demişsiniz ama, yazmamak mümkün değil.
Dediğiniz senaryoyu düşününce gözümün önünde beliren görüntü:
sıfır eksikle, tamamı, birbirine sokulur, korku dolu gözlerle, bulundukları yerin ne olduğunu anlamaya çalışırlardı,
bildikleri meclisten çok farklı bir yer olduğu için.
Gözümün önüne Almanya parlamentosunu getirdim... AK Partinin %30'u, MHP'nin 40'ı, CHP'nin %60 ı ancak bu parlamentoda yer alabilirdi. Bir diğer deyişle halk tavır, tarz, kültür ve eğitim olarak en fazla bu oranları meclise taşırdı. Tayyip amcam ise durum pek parlak olmazdı. Dediğim dedik, inatçı, tahammülsüz, baskıcı ve aşırı hırslı Hitler akıllarına gelince, neredeyse hiç gülmeyen, sürekli asabi ve paso sağa sola fırça atan, gündelik hayatta geçen en basit bir konuya bile hırs yapan Tayyip amcayı asla o meclise çıkarmazlardı...
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı
Bu arkadaş ne içmiş....
Harbiden gülüyorum...
Özelden mesajlara yanıt vermiyorum sayın üye.. Provokatif girişimlerinizi görmezden geliyorum.
Nasıl ki isim zikredilmeden açılmış bir konudan bir sonuca varmışsanız, benim yazdıklarımla da ilgili bir sonuca varmışsınız bellli ki..
Ayrıca muhataplarımı ben seçerim. Benim seçim kriterlerime uymuyorsunuz.
Sayin üyeden, sayın üyeye ...
Hukuki ilmine bilgine eyvallah. Bizzat hukuksal sorulara verdiğiniz cevaplar çok bilgi dolu. Bunu belirtmek isterim.
Ama siz beni tanımadan ne içtiğimi merak etmişsiniz.
Provakasyon öylemi olur? Yoksa senin yaptığın gibimi olur? Özelden size "Benmi ne içmişim?" diye soru sormak Provakasyon değildir. Ben bu konuda son mesaj olduğu için vr forumda gerginlik yaşamamak için özel mesaj yazdım.
Ikinci olarak benim sizi rahatsız etmem söz konusu olamaz. Ayrica Etmem de.
Bence fikirlerinize ters olan düşüncelere ben nasıl saygılıysam sizde olmalısınız.
Merakını gidereyim Sn Abdullah Bey :) helal olmayan hiç birşey kullanmıyorum.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
alphaRomeo rumuzlu üyeden alıntı
Onca yazmışınız zahmet edip hepsi tartışılırda birincisi zorla sünni eğitim veriliyor demişsiniz çok ilginç geldi, eminmisiniz? İkincisi din eğitimini aile vermeli demişsiniz olmadı matematiği fen ilimlerinide biz öğretelim sahi neden öğretmenlik diye bi meslek var? Hatta cerrahlarıda babaları eğitsin annesinin beyninde ilk uygulamalı dersi işlerler. Asıl doğru olanda hiç dini eğitimi almasınlar. Sorunda bu değil mi? etik değil bi kere. çocuklarımızı doğruya yöneltmek bizim görevimiz efendi! Senin için doğru olmadığı için çocuğuma din eğitimi aldırmayacak değilim.
Tabi ki karar sizin. İşin derinine inersek, okul denen şey, sistemin tek tip insan yetiştirme makinesinden başka birşey değildir. Birbirinden farklı yetenekteki çocuklar girer, yetenekleri törpülenmiş, hepsi birbirinin aynı kalıp çocuklar çıkar. Birde üzerine sistemin istediği din kültürü ve ahlak bilgisini ekleyin tamam işte :) Fen bilimlerini öğretebiliyorsan çocuğuna öğret tabi. Ama daha din kültürünü ve ahlakı okul öğretsin diyorsun, onu nasıl öğreteceksin? Herşeyi başkaları öğretecek, çocuğu başkaları yetiştirecekse çocuk yapmanın anlamı ne?
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Fixit rumuzlu üyeden alıntı
Tabi ki karar sizin. İşin derinine inersek, okul denen şey, sistemin tek tip insan yetiştirme makinesinden başka birşey değildir. Birbirinden farklı yetenekteki çocuklar girer, yetenekleri törpülenmiş, hepsi birbirinin aynı kalıp çocuklar çıkar. Birde üzerine sistemin istediği din kültürü ve ahlak bilgisini ekleyin tamam işte :) Fen bilimlerini öğretebiliyorsan çocuğuna öğret tabi. Ama daha din kültürünü ve ahlakı okul öğretsin diyorsun, onu nasıl öğreteceksin? Herşeyi başkaları öğretecek, çocuğu başkaları yetiştirecekse çocuk yapmanın anlamı ne?
Aramızda okula gitmemiş, eğitim almamış kimse olmadığına göre , hepimiz o tektip insandan, hepimiz o törpülenmiş, aynı kalıp çocuklardanmıyız?
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Tabiki. Ancak okul hayatından sonra çok az bir kısmımız farklılaşabiliyor tekrar, bu sefer onuda ya toplum törpülüyor, ya dışlıyor. Ancak gücü varsa (para, ün vb.) kendini kabul ettirebiliyor farklı haliyle.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Aramızda okula gitmemiş, eğitim almamış kimse olmadığına göre , hepimiz o tektip insandan, hepimiz o törpülenmiş, aynı kalıp çocuklardanmıyız?
Öyleyiz bence. Halen bir Türkün dünyaya bedel olduğunu, Osmanlı zamanında en ileri medeniyet olduğumuzu, Atatürk'ün Samsun'a dümeni kırık tekneyle gittiğini sanmıyor muyuz? Bunu araştırıp okuma kabiliyetimize göre bu kabuğu kırıyoruz. Kimisi 20 yaşında kırabiliyor, kimisi ölene dek kıramıyor.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Fixit rumuzlu üyeden alıntı
Tabiki. Ancak okul hayatından sonra çok az bir kısmımız farklılaşabiliyor tekrar, bu sefer onuda ya toplum törpülüyor, ya dışlıyor. Ancak gücü varsa (para, ün vb.) kendini kabul ettirebiliyor farklı haliyle.
Peki bu kendini kabul ettirebilenler arasında , bize göre karşı düşüncede olanlar, yobaz- tektip-törpülenmiş olmaktan kurtulamamaları anormal değil mi? Farklılaşmış olmak illa kendi tarafımıza dönmüş olmasımıdır, bir başka tarafa dönüyorsa, tu kaka mıdır?
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Kesinlikle değil. Bunun zaten siyasi düşünce olarak taraf olmaklada ilgiside yok. Sonuçta siyasetin bir tarafı kötüyse, diğer tarafı kötünün biraz iyisidir. Yinede kötüdür yani :) (hatta amerikada demokrasi sadece bir ilüzyondur, halkta oy çoğunluğuna göre istediğini seçtiğini sanır, halbuki adaylar aynı ürünün paketi farklılaşmış veriyonları gibidir) Herhangi bir siyasi tarafa körlemesine bağlı kişi, şenol beyin dediği gibi "kabuğu kıramamıştır" zaten. Bu konuda yapılan AKPye karşı partiyi, körü körüne savunmakta değildir ki zaten. AKPye karşı olmaktır.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Hala kaçıyor diyebiliyorsanız bana sadece gülmek kalır =)
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Açtığım başlık silindi zannetmiştim, meğer sayfalar dolusu tartışma olmuş, kaçırmışım. Biri kalkmış "kuyuya taş atmak" demiş. Deli olmadığım gibi, bir yere taş da atmadım. Gayet makul, mantıklı, tıbbî ve hukukî boyutları olan, bilimsel geçerliliği bulunan bir soru sordum. Bu soruyu başka türlü anladıysanız, bu benim problemim değil. Şimdi bir şu tanımı okuyun, bir de alttaki cevabı okuyun:
Ad hominem ya da argumentum ad hominem, kalıplaşmış bir Latince deyimdir. Bir reaksiyonun, belirli bir kişinin herhangi bir konudaki duruşu yerine şahsına yöneltilmesidir. Örneğin bir argümana cevap verirken, argümanı eleştirmekten ziyade, argümanı ortaya atan kişinin alakasız bir özelliğini gündeme getirerek fikirlerini çürütmeye çalışmaktır. Önerme yerine, önerme yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak suretiyle yapılır. Ad hominem, mantıksal bir safsata kabul edilir.
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Kaç yaşındasın? Eğitimin nedir? Uzmanlık alanın titrin? kaç kitap okumuşluğun var? bence sen bi uzman psikiyatriste git kendini bi şey sanma hastalığının bütün semptomları var sende. Koskoca Türkiye burası tıpta yabancı ülkeleri imrendirecek ilklere imza atmış kişi ve kuruluşlar var senin gibi bu ülkenin 15 sene öncesini görmemiş ekmek yağ gaz kuyruğunda beklememiş hastanede rehin kalmamış bi elinde akıllı telefon bi elinde direksiyon araba kullanan gençleri bilmez kimin ruh hastası olduğunu.
Kaç yaşında olduğumun, eğitim seviyemin, kendimi bir şey zannetmemin konu ile ne alakası var? Hakaret ederek haklı çıkacağınızı ummanız ne kadar komik! Tıbbî bilgi seviyemin sizinkinden çok daha yüksek olduğundan emin olabilirsiniz ama bunun bir önemi yok. Hakaret yerine bilimsel argümanlar kullanarak yanıldığımı gösterirseniz, yanıldığımı kabul etmeye hazırım.
Bir başkası neden (mevzu bahis ismi) açık açık yazmadığımı sormuş. Sizce neden? Bence nedenini gayet iyi bildiğiniz için bu soruyu soruyorsunuz. Üstelik ben şahsı sevmediğimi falan söylemedim. Şu tip bir tıbbî durum geçerli ise, hukukî sonuçları ne olur diye gayet basit bir soru sordum. Benim bu konuda söyleyecek başka sözüm yok. Zaten "dinsiz" lafını hakaret olarak kullanan yahut bilimsel bir konuya siyasi, hatta daha da kötüsü "ad hominem" cevaplar veren insanlarla tartışmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Tehdit, hakaret, ne ararsan var... Cevap yok.
İyi günler dilerim.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Kaç yaşındasın? Eğitimin nedir? Uzmanlık alanın titrin? kaç kitap okumuşluğun var? bence sen bi uzman psikiyatriste git kendini bi şey sanma hastalığının bütün semptomları var sende. Koskoca Türkiye burası tıpta yabancı ülkeleri imrendirecek ilklere imza atmış kişi ve kuruluşlar var senin gibi bu ülkenin 15 sene öncesini görmemiş ekmek yağ gaz kuyruğunda beklememiş hastanede rehin kalmamış bi elinde akıllı telefon bi elinde direksiyon araba kullanan gençleri bilmez kimin ruh hastası olduğunu.
Kesinlikle Engin Bey'e katılıyorum.
Ne yazık ki, ülkemizde hukuksuz eylemlere müdahale eden polisleri faşist diye niteleyenler, aa bakın Avrupa ne kadar da düzenli, birde bize bak gibi ifadeler kullanıyorlar, ve Avrupanın bu düzeni sağlarken kullandığı polis gücünü vs. görmezden geliyorlar.
Benzer şekillerde örnekler çoğaltılabilir.
Ha birde şu var, evet sözünü edip hasta dediğiniz kişi, kızabilir, bağırabilir vs. çünkü biz Avrupa gibi kuzey ülkesi olmadığımızdan daha heyecanlı insanlarız. Dahası, bizde cahil cahil olduğunu kabul etmediğinden bir noktadan sonra artık bağırmak vs. gerekiyor. Bendeniz bir adakemisyen olarak bu kadar bağırma ihtiyacı hissettiysem bugüne kadar, bahsettiğiniz kişide bağırıversin.