Hakimin işi onu hesaplamak değil ki, neden hesaplasın??
Printable View
Hakimin işi onu hesaplamak değil ki, neden hesaplasın??
Bilirkişiden rapor geldi. Bilirkişi raporunda benim söylediklerimi ve karşı tarafın söylediklerini yazmış önce.
Değerlendirme demiş olayın yerini saatini yazmış ayağın kırıldığını yazmış sonra mahkeme kararını altına eklemiş ve 40.000TLnin 2/3'ü 26.000 TL tazminat hesaplamış. Ve hesaplamaları yaparken tamamen resmi olmayan veriler kullanmış, yani tamamen polisten yana tavır sergilemiş.
Bu rapordan anlaşılan şu bilirkişi hesaplanması gereken maksimum tutar neyse onu hesaplamış ama kim kusurlu kim değil araştırmamış.
Mahkemeye şöyle bir talepte bulunacağız.
1- Polisin alkollü olduğuna dair rapor var dikkate alınmamış.(Dosyada alkollü olduğun dair rapor var)
2- Tanık yaşlı bayan dinlenmeden rapor düzenlenmiş.
3- Ceza mahkemesindeki 1/3 hariç bir indirim yapılmamış(Oda hakimin kanaaitine bırakılarak)Buda ceza hakiminin indirdiği tutar.
4- Benim şikayetimden vazgeçerek daha önce rüşvetten sabıkalı olan polisin ceza almaktan kurtulmuş olması hiç hesaba katılmamış.
Yani bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi yorumsuz sadece ceza mahkemesinin kararına göre rapor düzenlemiş. Bu rapordan önce kusur bilirkişisi tarafından bir rapor düzenlenmesini ve yaşlı bayanın tekrar dinlenmesini talep edeceğiz.
Not: Eğer bu parayı ödersem bütün inançlarım kaybolacak, bütün kararları bir kartona yapıştırıp işi gücü bırakıp halka açık bi yerde açlık grevine gireceğim. Ya bu mahkemeler bu işi düzeltir yada ölürüm yine o sarhoş polise para vermem. Bunuda bu parayı veremiycek durumda olduğum için yapmam inançlarım için yaparım. Ve bu olayı tüm türkiyeye duyururum.
Güncellemegüncel
Bilirkişi raporunu tekrar okuduğumda hesaplamaları 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayınlanan çalışma gücü ve meslekte çalışma gücü kaybı yönetmeliğine göre yaptıkları belirtilmiş. Polisin ayağı kırıldığında görev başında değildi bu durumda bu durum iş kazasına girmez meslek hastalığınad girmez ne diye buna göre hesaplamış olabilirler...
Sağlık bakanlığının yayınladığı yönetmelikte var ama bu tür maddi tazminat davalarında yukarıdaki yönetmelik kullanılır. Yani görevde olup olmaması ile ilgisi yoktur.
- - - Updated - - -
Bilirkişi tazminat hesabını bu donelere göre yapmaz. Bu doneler ceza davasını ilgilendirir. Ceza davasında zaten sizin suçlu olduğunuza karar vermiş.
Adli tıp tarafından düzenlenen rapora göre iş gücü kayıp oranı aylık geliri yaşı vs gibi donelere göre bir hesaplama yapar ve mahkemeye sunar. Mahkemenin sadece bu rapordaki rakam üzerinden hakkaniyet indirimi yapma yetkisi vardır.
Tazminat davasını açan karşı taraf ve mağdur durumunda. Tabiki mağdurun hakları korunarak hesaplama yapılacak.
Mesut bey
Bu maduriyetinizi bu sütunlarda bizlerle paylaşarak topluma çok değerli bilgiler verdiniz, size faydalı olmayı çok isterdim, ancak büyük geçmiş olsun diyebiliyorum.
Ben de 10 senedir KKİS maduru, Müteahhitzedeyim, ALLAH hepimizi korusun.
(( ÇÖZÜMÜ OLMAYAN PROBLEM OLAMAZ, ANCAK, ÇÖZÜMÜ YETKİLİLERİN İSTEMESİ YETERLİDİR.))
Bu yaşanan olay ve neticesi inanılacak gibi değil.
55 Sene önce, asker iken mantıksız işlere tepki gösterdiğim zaman, asker ocağında mantık olmaz dediler.
Demek ki mantıksızlık her yanımızı sarmış.
Bu ve benzer olayları duyması icap eden yetkililerin, kulaklarını çınlatmak gerekiyor.
ALLAH sabırlar versin.
Değerli arkadaşlar,
Ben mali müşavirim
11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayınlanan çalışma gücü ve meslekte çalışma gücü kaybı yönetmeliği iş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili bir yönetmelik bu olayı bu kapsamda değerlendirip hesaplama yapmaları doğrumu sizce...
Sayın Mesut Gündüz
Bende Mali Müşavirim , Bir Mali müşavir ve haksızlığa uğradığını düşünen biri olarak Ceza Hukuku ve tazminat hukuku size yabancı ve mantıksız geliyor, anlıyorum ama Yasalar ve yüksek yargı kararları böyle.
Ceza davasında suçlu bulundunuz ve karşı taraf size tazminat davası açtı karşı tarafın bedenindeki kemik kırığının iş gücü kaybına yol açıp açmadığı ile ilgili araştırma yapıldı ve iş gücü kaybı belirlendi. Bu belirlenirken bahsettiğiniz yönetmelik dikkate alınıyor. Mesala normal olarak hastaneye gidip sağlık kurulu raporu almak isteseniz. Sağlık bakanlığının yayınlamış olduğu özür oran cetveli kullanılıyor. Tazminat hukukunda ise sizin yazdığınız yönetmelik kullanılıyor. Hukuk buna standart getirmiş. Çünkü her iki yönetmelikte neler hangi oranda hastalık sayılır farklıdır.
Avukatıma bilirkişi raporuna itiraz dilekçesine yazdıracağım paragraf aşağıdadır.
Ceza hakimi dava sırasında orta yolu bulmak için, polisin daha önce sabıkası olması ve ayağının çatlamış olması sebebiyle benim şikayetimden vazgeçmemi istemiştir. İki tarafında sulh olduğunu düşünerek; polisin alkollü olduğuna dair raporu , bayanın tartaklanmasını, benim dudağımın patlamış olmasını dahi dikkate almamıştır. Ancak devamında polisin tazminat davası açacağına ceza hakimi dahi dava sırasında hesab edememiş olmalıdır. Burda madur gözüken polis memuru emniyet genel müdürlüğünün hukuk biriminde çalıştığı ve masa başında hep bu davalarla uğraştığı için bu tazminat davasını açarak ceza hakimini dahi şaşırtmış olmalıdır. Eğer bu mümkünse ceza davası hakiminden de görüş almanızı arz ederim.
- O günkü avukatımı şahit olarak göstermek istiyorum.
- Tartaklanan bayanın mahkemeniz tarafından tekrar dinlenmesini istiyorum.
Yukarıdaki yazılanları itiraz olarak yazdırıp, dava reddedilmezse eğer HSYK'ya şikayette bulunacağım. Ordanda bişey çıkmazsa anayasa mahkemesine başvuracağım. O alkollü polise para ödeyeceğime tüm paramı bu yollarda harcarım.