Cevap: Avukatlık meslek etiği
Pardon ama ben cevaplarımı sizi hasım alarak yazmadım. Konuyla ilgili genel yorumum bu. Görüşlerinizi saygıyla karşılıyorum ama size yanıt vermek için yazmadım. Ne güzel herkes kendi fikrini ortaya koyuyor. Bu bile mesleğimizin ne kadar zor ve acımasız olduğunu gösteriyor. O cüppe işte ondan var.
Ek: Aklıma şimdi geldi. Konuyu şu yönde tartışan olursa çok daha harika olur... Avukatlık yemini... Yani avukat olurken edilen Avukatlık hipokrat yeminini kim biliyor?
- - - Updated - - -
1136 sayılı Avukatlik Kanunu
YEMİN METNİ
Madde 9 –
Mesleke kabul edilen avukata ruhsatname verilirken, baro yönetim kurulu önünde aşağıdaki şekilde andiçtirilir:
(Değişik : 2/5/2001 - 4667/8 md.) Hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma namusum ve vicdanım üzerine andiçerim.
Avukatın andiçtirildiği, andın metnini de kapsıyan bir tutanağa bağlanır ve ilgilinin dosyasında saklanır. Tutanak baro yönetim kurulu üyeleri ile birlikte ant içen avukat tarafından imzalanır.
Cevap: Avukatlık meslek etiği
Bakın bende şimdi gördüm yemininizi , orada bile vicdan sözü geçiyor. Söylemek istediğim vicdanınızı kenara bırakacaksınız diyen meslektaşlarınıza.
Cevap: Avukatlık meslek etiği
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Herkesin savunmaya değer bir hakkı vardır. Eğer bahsettiğiniz o kötü kişi suçluysa; Yukarıda Allah, aşağıda Polis, Savcı, Hakim, mağdur ve onun avukatı var. Yok eğer bu kötü sanığın avukatı aşağıdaki herkesi kandırabiliyorsa emin olun ortada kanunen suç yoktur. İşlenen suçla avukatın bağdaştırılmasını ise komik buluyorum. Hasta kanser olunca doktor da mı kanser olmuş oluyor? Eczacı size verdiği ilacı kendisi de mi içmek zorunda. Muhasebeci, Mali müşavir kendi hesaplarını mı tutuyor? vs. vs.
- - - Updated - - -
Birinin yalan söylediğini bilebilmek için ya o kişi olmak lazım ya da olayın bizzat tarafı olmak lazım. Adalet sistemini ve onun uygulayıcılarını yalancılıkla suçlamak çok yanlış. Şimdi ben nereden bileyim o yalancının mesela sizin olmadığınızı. Değil mi?
İlginç bir yalan tanımınız var. Herhalde size göre yalan lafını tamamen sözlükten çıkarmak gerekiyor. Felsefi argümanları bir tarafa bırakalım. Ben size kendi devam etmekte olan davamdam basit bir örnek vereyim. A nın kendi beyanına göre aylık kazancı 1500 TLdir. Karşı taraf itiraz ediyor ve SGK dökümü geliyor. A nın ortalama aylık maaşının 4000 TL olduğu ortaya çıkıyor. Benim tanımıma göre A şahsı alenen yalan söylemiştir. Eminim toplumun sizin dışınızda kalan yüzde 99.999999 u da A şahsını yalancı olarak görecektir.Bu kadar basit.
Cevap: Avukatlık meslek etiği
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Doğru görecelidir ve evrensel doğru -dolayısıyla hukuk- yoktur dedikten sonra; yolculuk esnasında sağlam gemiyi batıran adamın öldürdüğü çocuğun avukatı olduğunuzu düşünmenizi isterim Engin bey...
Yalan karşısında bir tek doğru vardır o da evrenseldir. Eylemlerin doğruluğunu kastetmedim yalan adaletin birincil düşmanıdır en büyük düşmanıdır yalan söyleyen de hakeza. Masamın önünden bir dosya seçiyorum sizin için bir alacak davası benim müvekkilim on bin lira alacaklı olduğunu iddia ediyor belgesi de var karşı taraf da uzun süren bir tanışma ve dostluğa güvenerek borcu elden ödeyip belge almadığını iddia ediyor. İki taraftan biri yalan söylüyor mahkemenin vereceği karar belgeler üzerinden olacak elbet ama adalet mi tecelli edecek bilmiyorum. Ben müvekkilimi sıkıştırıyorum doğruyu söyle borcu yoksa beni karıştırma sen de alma başka yerden çıkar diyorum ama kesinlikle doğruyu söylüyorum diyor ısrarla kardeşleri de aynı şeyi söylüyor ama karşı taraf da beni aradı "avukat bey yalan söylüyor yemin billah ödedim bi kuruş borcum yok" dedi ne yapabilirim? Adaletin de yapabileceği bir şey yok iki taraftan biri apaçık yalan konuşuyor işte. Kime göre yalan konuşuyor derseniz Japon'a göre de Hinduya göre de Türk' göre de...
Darbı meseli de biraz yontmuşsunuz bu arada sağlam gemiyi batırmamıştır o insan kusur bırakmıştır görünen bir yerine ki iyi gemilere el koyan kişiler ona el koymasın. Öldürdüğü çocuğa gelince ileride topluma zararlı bir şaki olacakmış hem kendisine hem annesine babasına hem topluma iyilik yapmıştır. Keşke mesla bugün otuz bin kişinin katili malum katili de henüz masum bir çocukken hallediverseydi on binler hatta yüzbinlerce ana baba eş kardeş çocuk ağlayacağına bi tek ana baba ağlasaymış. Neyse müsbet ilimden uzaklaşmayalım.
Cevap: Avukatlık meslek etiği
Engin bey, yalan bazen şarttır. Savaşta esir düşenden düşman birliğininin yeri bilgisini istediğinde doğruyu söylememek gibi. O kişi yalan söylediği anlaşılınca kurşuna dizilir; ama halkı ise kahraman olarak yad eder. Adalet terazisi çocuğun şaki mi said mi olacağını bilemez; çocuk öldürüldü ise gereği ne ise onu yapar. İlahi bir gereklilik ancak İlahi makam tarafından açıklandığında tarafımızca bilinir hale gelir ki inancı olmayan biri için o gerekliliği savunmanız oldukça aksi karşılanabilir.
Somut olayınızda ve konu sahibinin varsayımsal olayından yola çıkarak yalanı iyi ve güzel saymak gibi bir derdim yok. Biri yalan söylüyorsa yalanı savunuyorsa bunun malum kurallar haricinde tespit edilmesi gayreti o yalandan daha büyük felaketlere neden olabilir. Ayrıca bir avukat da yalan söyleyebilir, bir imam da... Bakınız şunu demiyorum: Yalanı savunmak da gerekebilir, tıpkı o çocuğu öldüren insanı savunduğunuz gibi... Bunu iddia edebilirdim; ama etmiyorum. Yalanı savunmayalım, fakat yalanı elde mevcut olan ile tespit etmekten başka bir imkanımız yok. Aksi halde nifak topluma hakim olur. Kuru yanında çokça yaş heder olur.
Örneği özellikle vermiştim. Kastımı anladığınızı düşünüyorum ve esenlik diliyorum.