Yoksulluk nafakasındaki çelişki ve gerçekler

Mahkemeler şu kriterleri göz önüne alarak yoksulluk nafakasına kanaat getirmiyorlar mı?
1) Her iki tarafın geçim / gelir koşulları.
Diyelim adam bir şirkette üst düzey yönetici , aylık geliri 5.000 - 10.000 diliminde. Üniversite mezunu, lisan bilir, sektörel bilgilere ve çevreye sahip. Kadın lise mezunu, dil bilmez, ev hanımı, iş tecrübesi yok.
2 yıl sonra ayrıldılar (kim kabahatli vs. geçiyorum olaya sadece ekonomik açıdan bakıyorum).
İki insan var ortada, yaşam standartları 5-10 bin lira endeksinde 2 yıl sürmüş, şimdi adam kadına hiç nafaka vermese veya bir süre verip kapatsa, bu hanım ne yapar?
İkinci olayda da diyelim üniversitede başlayan bir aşk evliliğe dönüştü, evlilik süresinde her iki eş farklı sektörlerde başarılı bir kariyer ile çalıştılar, ortak mallar edinildi. Ayrılık oluştuğunda her iki eşte kendi ayaklarında durabilecek maddi güç, gelir ve bilgi birikimine sahip ise, bu durum altında mahkeme sınırsız bir nafakaya hükmediyor mu?

Bu hukuki cevapları değerli avukatlarımız daha iyi cevaplandırırlar, fakat soruların cevabına göre insanlar eş seçerken, (her ihtimali düşünüp) nasıl ki kayınpeder adayları kız isteyen gencin ailesine 'oğlumuz ne iş yapıyor' diye soruyorsa, bu günlerden sonra da artık oğlan tarafı 'kızımız ne iş yapacak evlendikten sonra? hani işler ters giderse üzerimize nafaka yükü olarak kalır mı?' gibi sorular sorabilirler.

Devir para devri, sanırım artık herkes (erkekler) okumuş etmiş, ailesi varlıklı, kişisel malı mülkü olan kız peşine düşecek. İki gönül bir olunca samanlık seyran olsunda, iki gönül kopunca samanlık cehennem olmasın. :)

Allah kimsenin yuvasını bozmasın. Saygılarımla,

Sayın editörlerimiz nafaka sistemimizle ilgili bir anket yapmamız mümkün mü ? En azından site üyelerinin bu konuya bakış açısını görmüş oluruz.

Saygılarımla.

Alıntı:

---

İsmail Ufuk rumuzlu üyeden alıntı

Mahkemeler şu kriterleri göz önüne alarak yoksulluk nafakasına kanaat getirmiyorlar mı?
1) Her iki tarafın geçim / gelir koşulları.
Diyelim adam bir şirkette üst düzey yönetici , aylık geliri 5.000 - 10.000 diliminde. Üniversite mezunu, lisan bilir, sektörel bilgilere ve çevreye sahip. Kadın lise mezunu, dil bilmez, ev hanımı, iş tecrübesi yok.
2 yıl sonra ayrıldılar (kim kabahatli vs. geçiyorum olaya sadece ekonomik açıdan bakıyorum).
İki insan var ortada, yaşam standartları 5-10 bin lira endeksinde 2 yıl sürmüş, şimdi adam kadına hiç nafaka vermese veya bir süre verip kapatsa, bu hanım ne yapar?
İkinci olayda da diyelim üniversitede başlayan bir aşk evliliğe dönüştü, evlilik süresinde her iki eş farklı sektörlerde başarılı bir kariyer ile çalıştılar, ortak mallar edinildi. Ayrılık oluştuğunda her iki eşte kendi ayaklarında durabilecek maddi güç, gelir ve bilgi birikimine sahip ise, bu durum altında mahkeme sınırsız bir nafakaya hükmediyor mu?

Bu hukuki cevapları değerli avukatlarımız daha iyi cevaplandırırlar, fakat soruların cevabına göre insanlar eş seçerken, (her ihtimali düşünüp) nasıl ki kayınpeder adayları kız isteyen gencin ailesine 'oğlumuz ne iş yapıyor' diye soruyorsa, bu günlerden sonra da artık oğlan tarafı 'kızımız ne iş yapacak evlendikten sonra? hani işler ters giderse üzerimize nafaka yükü olarak kalır mı?' gibi sorular sorabilirler.

Devir para devri, sanırım artık herkes (erkekler) okumuş etmiş, ailesi varlıklı, kişisel malı mülkü olan kız peşine düşecek. İki gönül bir olunca samanlık seyran olsunda, iki gönül kopunca samanlık cehennem olmasın. :)

Allah kimsenin yuvasını bozmasın. Saygılarımla,

---

Sayın ismail Ufuk;
Bizim bu konuda vurgulamaya çalıştığımız da bu zaten yani yasa yapım sürecinde var olduğu toplumun sosyal,ekonomik ve kültürel bağlarını bertaraf etmeden ve aynı zamanda cinsiyet farklılığı göstermeksizin eşit bir yargılama sürecidir.
1-2 yıl evliliğin ardından ömür boyu nafaka yükümlüsü olmak hiçte adil değil ki 25-30 yaşlarında çalışabilecek durumda iken nafaka peşine düşmek doğalmı sizce.Bunu yanı sıra nafaka yükümlüsünün yanında bulunan kadın neden korunmuyor?Şöyleki her nafaka artırımı nafaka yükümlüsünün yanındaki kadın ve çocukların yaşam sıtandardını düşürüyor işte bu ve bu gibi yanlış uygulamalar toplumda meşruiyet kazanmakta ve emsal teşkil etmekte olduğundan boşanmalarda hızla artmaktadır.
Saygılarımla....

Sayın Site Editörleri;
Görüyorumki bir çok erkeğin/kadının canını acıtan nafaka konusunda yorumdan kaçınmaktasınız.Sizce bu adilmi? Oysa vereceğiniz ufak bir ayrıntı bir çok erkek ve kadının bundan sonraki yaşamını olumlu olarak değiştirebilir.
Sizlerde çok iyi biliyorsunuızki yargılamada cinsiyet farklılığı hat safhada lütfen daha duyarlı olalım...
Saygılarımla....

mevcut nafaka ve tazminat mahkûmiyetleri, evliliğini idame ettirmek isteyen kadınları dahi boşanmaya adeta "teşvik" ediyor.

Uzaklaştırma tedbir kararı gibi kâğıt üstünde verilen kararlar gerçekten kadını korumaya yönelik değil, erkeği kadının üstüne şiddet uygulaması yönünde "teşvik" etkisi oluyor. Nitekim bu karar çıktıktan sonra erkek her halükârda vermek istediği zararı verebiliyor.

Bu ve bunun gibi bazı kanunlar özellikle toplum yapısının bozulmasına neden olacak, "kasıtlı" olarak bazı kanun koyular tarafından özenle düzenlendiğini bile düşündüğüm oluyor.

mesele biraz konu dışına çıkacak ama, eğitim sistemimizle de "kasıtlı" olarak bazı kural koyucuların "bilerek hatalı ve içi boş" bazı düzenlemelere gittiğini ve bu durumu yıllardır değişen hükümetlerin de çözebilecek kudrette olamadıklarını düşünüyorum.

Bir milleti yok etmek için savaşmak gerekmez. Adalet ve eğitim sistemini bozmanız yeterlidir.

Saygılarımla.

Sayın bekirtas;
Yorumunuz için teşekkür ederim maalesef bu gerçekler açık ve net olarak görüldüğü ve bilindiği halde önlem alınmaması oldukça düşündürücü.
Yazdıklarınıza katılıyorum ve ilaveten vatandaşın zor duruma düşmesi madur olması hiç ama hiç kimsenin umrunda değil.Her bir kesim kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmekte "Bana Değmeyen Yılan Bin Yaşasın"dercesine duyarsız kalması da oldukça düşündürücü.

Böyle öenem arz eden bir konuyu alt sıralarda bırakmak çok acı verici.

Sayın "rpanatli" asıl acı olan sanırım başımıza gelen her şeyi kabulleneceğimiz gerçeği.Bu konu , ne kadar umursamaz ve vurdumduymaz olduğumuzu çok net bir biçimde gösterdi.

Saygılarımla.