155 ile ilgili..

2009 yılında Diyarbakır da alacak verecek meselesinden a b yi vuruyor b nin kardeşi 155 i arayıp abimi vurdular a (eşkalini veriyor )falan istikamete doğru kaçıyor diyor 155 teki polis en yakın karakola gidip şikayette bulun diyor mağdur karakola gidiyor karakoldan bizim yapabileceğimiz birsey yok şikayet için savcılığa gitmeniz gerekiyor diyor Mağdur savcılığa gidiyor şikayette bulunuyor savcılık karakolda görevli memurlar ve 155 te görevli memur hakkında görevi ihmalden dava açıyor yapılan yargılama sonucunda memurlar beraat ediyor (karakolda görevli memurlar bize alacak için başvuru yapıldı cinayet belirtilmedi diye ifade veriyor)

Her an herşey olabilir....

Hukuk, kimseden "boşver, kafana takma ne var bunda?" deyip geçmesini isteyemez. İstediği kadar sıradan bir mesele olsun ve konuyu başlatan arkadaşın eşinin 155'i araması gereksiz olsun, bu konunun bir başka boyutudur, kaldı ki bene 155'i aramasında bir anormallik yok. Bilgi eksiğini kapatmak istemiştir. Polis, konu hakkında bir şey bilmiyorsa bile, bu şekilde konuşamaz. Biz olayın ceza hukuku kısmıyla ilgileniyoruz. Yani polisin vatandaşa "terbiyesizlik yapma ukala" şeklindeki hakareti ve gerek telefonda "bak numaran buraya düştü" sözü ve gerekse savcının odasının önünde bekleyen mağdurun üzerine yürümesi nedeniyle süren tehdidi bizim ilgi alanımızdadır. Ayrıca polisin, adliyede mağdurun üzerine yürüyüp tehdit etmesi, çok önemle altını çiziyorum, göreviyle ilgili işlediği bir suç değildir. Bu nedenle soruşturma için yetkili mercinin iznini almasına gerek yoktur savcının. Hakaret, göreviyle ilgili işlediği bir suç somut olayda. Bu nokta çok çok önemli, adliye koridorundaki tehdidi göreviyle ilgili olarak işlediği iddia edilen bir suç değil, o nedenle soruşturma için yetkili mercinin iznini almasına gerek yok savcının. Bunu savcı dikkate almaz ise, hatırlatın. Yine de dikkate almaz ve soruşturma izni almaya kalkar ya da takipsizlik kararı verir ise, başsavcılığa ya da ağır ceza mahkemesine hemen itiraz edin. Muhtemelen ağır ceza mahkemesi soruşturmanın açılması gerektiği yönünde karar verecektir.

Alıntı:

---

metehan006 rumuzlu üyeden alıntı

Olay sizin yazdığınız gibi olsa tamamen haklısınız diyeceğim,ama sözde vakıf bana sabit telefon numaralarını vermiyor,ve telefonu kapatıyor(gsm)birdaha açmıyor,bizi şüphelendiren konu bu!!!Ve biz milli eğitim müdürlüğünde çalışan memur arkadaşlarımıza hemen olay anında sorduk,ilçemizde böyle bir çalışma yok,polise bildirin dediler..Tşkler..ii forumlar..

---

http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=210161
Asayiş daire başkanlığı sayfasından bir alıntı:
http://www.asayis.pol.tr/tedbirdefault.asp
''Devriye personelinin görevlendirilmesinde dikkate alınan en belirleyici unsurlardan birisi suçun varlığı ve boyutudur. Bu bağlamda, personel, bir bölgedeki tehlikelerin sıklığının veya öneminin değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan önceliğe göre görevlendirilir.



Bu konuda rol oynayan başlıca etkin faktörler şunlardır:

Polise yapılan çağrı ve şikayet sayısı,

Genel suç sayısı,

Suçların işlenme yeri,

Yakalama sayısı.''
Polisin görevi elbette diğer tüm kamu hizmetleri çalışanlarında olduğu vatandaş odaklıdır.
Bir dönem defalarca aldım benzer telefonlardan bende. Her akşam 18:30 da , her sabah 9:30 da, iki çocuğum için ayrı ayrı hem de :)
Arayan numaranın cep telefonu numarası olduğu görülebiliyor, dediğiniz gibi tamamen gizli bir numara değil.
Bu durumda yapılması gereken, 155 POLİS İMDAT hattını aramak değil, ertesi gün savcılığa gidip suç duyurusunda bulunmak olabilir-di (belki) ( nasıl bir suç iddiasında bulunulabilirdi bilemiyorum )
Telefonda eşinizin talebine, vakıflardan biridir şeklinde yanıt veren memur da muhtemelen benzer telefonlar almış olduğundan o şekilde cevap vermiştir.

Diğer hakaret vs. konusunda, konuşmaların içeriğini tam olarak bilebilmemiz mümkün olmadığından yorum yapmak haddim değil,ancak memuru şikayetiniz hakkında bir hukuki işlem yapılacağını sanmıyorum.

Alıntı:

---

kalpgaholsun rumuzlu üyeden alıntı

...Ayrıca polisin, adliyede mağdurun üzerine yürüyüp tehdit etmesi, çok önemle altını çiziyorum, göreviyle ilgili işlediği bir suç değildir. Bu nedenle soruşturma için yetkili mercinin iznini almasına gerek yoktur savcının. Hakaret, göreviyle ilgili işlediği bir suç somut olayda. Bu nokta çok çok önemli, adliye koridorundaki tehdidi göreviyle ilgili olarak işlediği iddia edilen bir suç değil, o nedenle soruşturma için yetkili mercinin iznini almasına gerek yok savcının. Bunu savcı dikkate almaz ise, hatırlatın. Yine de dikkate almaz ve soruşturma izni almaya kalkar ya da takipsizlik kararı verir ise, başsavcılığa ya da ağır ceza mahkemesine hemen itiraz edin. Muhtemelen ağır ceza mahkemesi soruşturmanın açılması gerektiği yönünde karar verecektir.

---

Tekrar altını çiziyorum. Sadece görevleriyle ilgili işledikleri suçlarda kamu görevlilerine soruşturma açılabilmesi için savcının yetkili mercinin iznine ihtiyacı vardır. Olayda, polisin adliye koridoruna özür dilemek için gelmiş gibi yapıp mağdurun üzerine yürümesi ve tehdit etmesi, göreviyle ilgili olarak işlediği bir suç değil. O nedenle yetkili mercinin iznine gerek yok soruşturma yapılabilmesi için.

Tartışılan konu ile ilgili değil ama yüksek olasılık arayan kişi pazarlamacıdır...
Baskın yapar gibi ararlar,gelirler, sözleşme falan imzalatırlar...eğitim ile ilgili kitap falan satarlar..
iadesi de yokmuş kitapların...aman dikkat...!
bir daha ararlarsa iyice sorgulayın...gelin demeyin sakın..

Alıntı:

---

Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı

Bir dönem defalarca aldım benzer telefonlardan bende. Her akşam 18:30 da , her sabah 9:30 da, iki çocuğum için ayrı ayrı hem de :)

---

Beni aradıklarında eve davet etmiştim. Evde de satmak istediği şeylerle ilgilenmedim, telefon numaramı nerden aldığı konusunda sıkıştırdım, bilgilerimi size kim verdi ise söyleyin, kişisel bilgilerimi sattığı için dava edeceğim dedim. kuyruğunu arka bacaklarının arasına kıstırıp kaçtı. Böylesi en zevklisi bana göre :)