Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Avukatlık Kanununun "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." şeklindeki düzenlemeyi getiren 164.maddesine göre, asilin, vekalet ücretini icra dosyasından tahsil edememesi gerekir.
Bu yasa ile getirilen bir düzenleme olduğuna göre, icra memuru ancak vekilin açık muvafakati ile bu ödemeyi asile yapabilmelidir. Eğer konuya bu şekilde yaklaşırsak, makbuz düzenleme zorunluluğu, yasa maddesinin uygulanmasını zorunlu hale getirecek ve vekil-müvekkil arasında, vekalet ücretinin müvekkile ait olacağı yönünde yapılacak anlaşmaları da olanaksız kılacaktır.
Ancak aşağıya aktaracağım karar bu konuda ciddi bir çelişki yaratıyor. (mu?)
Davacı TOKİ avukatı olan davalının TOKİ'nin taraf olduğu davadaki vekalet ücreti alacağı için TOKİ tarafından düzenlenmiş bir temlik belgesi bulunmadığı halde şahsi alacağı gibi icra takibinde bulunulduğunu, icra baskısı ile ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek 527.000.000 TL'den borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı TOKİ'nin vekili olarak takip yaptığını, tahsil edilen parayı TOKİ hesabına yatırdığını esasen 4667 sayılı kanunun 164/son maddesi gereği karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı avukatın şahsen takip yapamayacağına dayanılarak davanın kısmen kabulüne, 527.000.000 TL'nin faizi ile tahsiline, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının TOKİ'nin avukatı olduğu ve davacı aleyhine yaptığı icra takibinde takibi TOKİ hukuk Müşaviri olarak yaptığı, 16.09.2004 tarihinde tahsil edilen paranın TOKİ hesabına yatırıldığı ve bu hususun TOKİ tarafından 07.10.2004 tarihinde davacıya fatura edilmiş olduğu sabittir. Kural olarak davalı vekilin karşı tarafa yüklenen avukatlık ücretinin tahsili için müvekkili olmaksızın kendi adına şahsı takipte bulunma hakkı yoktur. Ancak davalının icra takibinde TOKİ hukuk müşaviri sıfatı ile talepte bulunmuş olup, tahsil edilen paranın müvekkil kurum hesabına yatırılıp, kurumca da davacıya fatura edilmiş olması karşısında davacının TOKİ'ye olan borcunun söndüğü davacının zaten ödemesi gereken borcu ödediği ve olayda sebepsiz zenginleşmenin bulunmadığı, miktara yönelik bir itirazın da olmadığı gözetilerek mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereği temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. Y.13. H.D. E. 2004/11424 K. 2004/19271 T. 30.12.2004
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Kanımca ortada tam bir çelişki var. Avukatlık Yasası ile karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olduğu düzenlenmişken, HUMK 423. madde ile, vekalet ücreti yargılama giderlerinden sayılıyor. Aktardığım bu iki karar da dayanağını açıkça HUMK'tan alıyor.
Sonuç olarak, bir yandan avukata ait olduğu söylenen vekalet ücreti, bir yandan da yargılama giderlerinden sayılıyor ve müvekkil tarafından tahsil edilebilmesi bir yana, avukat tarafından müvekkil olmaksızın takibe konabilmesi hakkı dahi tanınmıyor. Peki bu nasıl bir aidiyettir?
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2004/5196 K. 2005/2425 T. 10.3.2005
.....Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir. ( 29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK. ). Bu bağlamda, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. ( HUMK. m. 417/1, m. 423/b.6 ).
Diğer yandan, 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değiştirilen 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesindeki düzenlemede; dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtildiği gibi; bu hükme koşut bir düzenleme de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde "yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti" biçiminde yer almıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun, davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin -ve bu bağlamda vekalet ücretinin- davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası'ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Sevgili meslektaşlarımız,
Bu forumu daha fazla tarışma araştırma yapılır ve belki daha fazla ilgi çeker de soruna bir nebze katkımız olur diye açık alana taşıma gereğini duydum.
Değerli avukatlar,
Konu gerçekten de çok ciddidir. Eğer siz hiç bir rahatsızlık duymadan bu Tebliğ hükümlerine uyarız kardeşim bize ne diyorsanız YUH OLSUN SİZE:kızgın: (Kusura bakmayın böyle bir ara gazı vermem lazım yoksa uyanacağınız yok)
Bildiğiniz üzere önceki tebliğ hakkında Birlik ve bazı barolar tarafından iptal davaları açılmış, yürütmeyi durdurma kararı verilmiş ise de Dava Daireleri, yürütmeyi durdurma kararını kaldırmıştır.
Bu davanın akıbeti hakkında ben bir bilgiye rastlayamadım lütfen haberi ve bilgisi olanlar buraya da yazsınlar yada üşenmeyip araştırsınlar ve yine yazsınlar. Özellikle Ankara ve İstanbul' da görev yapan meslektaşlarımıza sesleniyorum.
İkinci olarak 11.09.2007 tarihinde yayınlanan 2. Tebliğ hakkında neler yapılmalı? Birlik ve Barolar yine dava açacaklar mı? Lütfen kendinize bunu da bir iş edinin ve araştırın, bizleri de bilgilendirin. YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN:kızgın:
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Bugün saat 17.15 itibariyle kimseden tık yok.:kızgın:
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Söz konusu tebliğ Baromuzdan tarafımıza fakslandı, sanırım ilk toplantıda bu konu gündemde olacak. Henüz ne yapacağımız hakkında net bir haber alabilmiş değilim.
Ankara'daki meslektaşlarımızın konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarını/olabileceklerini düşünüyorum, lütfen bildiklerini bizlerden esirgemesinler... :(
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Vergi Usul Kanunu'nun 236'ncı maddesine göre serbest meslek makbuzunun müşteriye verilmesi gerekir. Dolayısıyla makbuzun müşteri adına kesilmesi gerektiği de tabiidir. Bu bakımdan, icra takibinde müvekkil adına borçludan tahsil edilen vekalet ücretine ilişkin makbuzun da müvekkil (müşteri) adına kesilmesi kadar doğal bir şey olamaz. Avukat, hukuki hizmeti müvekkilinin borçlusuna değil, müvekkiline vermiştir. Bu nedenle makbuzun da müvekkil adına kesilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Selamlar...
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0