3 Aylık Evliyim ve Eşim Evi Terk Etti, Üstüne de Darp Edildim

Bugün ikinci duruşma yapıldı ve 1 yıldan az evlilik ile ve çekişmeli boşanma davasına dönüşmesinden ötürü ilk durusmada , davacı tarafın tanıklarını dinleme kararı çıkması rağmen , sanki anlaşmalı boşanma davası gibi düşünülüp taraflar arasında artık evlilik birliği saglanamıyor düşüncesiyle 9000 tl karşılığı imzalanan protokol mahkemeye verilmiş , davalı tarafta tanıklarını delilleri ile birlikte duruşmada hazır etmiştir.davacı taraf duruşmaya tek ve görgüye dayalı olmayan tanık getirerek delil vermemiş , imzalanan protokol gereği sanki mahkeme hemen ayrılık kararı verecekmiş tavrı ile duruşmaya çıkmıştır.oysaki tüm tanıklarımızı davalı taraf olarak duruşmada hazır etmiş , delillerimizi de hakime vermiş ancak imzalanan protokole bizde uyarak daha önceki ayrılmak istemiyoruz talebimizi geri çekip bizde ayrılmak istiyoruz ifadesi vermiş bulunmaktayız.ancak tüm tanık ifadelerinden sayın hakim kız tarafını kusurlu bulmuş ve önceki savunma talbimizi kabul ederek DAVAYI RED etmiştir... Evliliğini maddi bedellere değiştirerek yuvasının dışında kalamaya mahkum olan herkese ibret olsun....

Sayın Editörümüz ;

Davacı olarak açtığı davayı (davanın red'di ile ) kaybeden taraf 3 yıllık bir süre zarfı için bir daha dava açamayacak.(yanılıyormuyum ?) peki ben bu davadan sonra açabilecekmiyim ? yada (henüz gerekçeli kararı almadım ) kusursuz olursam dava açabilecek ve kusursuzluğumu ifade ederek Evliliğimi sebepsizce bozdular manevi tazminat talep ediyorum diyerek dava açabilirmiyim acaba....

Saygılarımla...

13 Haziran 2011 tarihinden itibaren siz de dava açabilirsiniz. Eşinizin açtığı boşanma davası reddedildiği için aynı nedenlere dayanarak 3 yıl dolmadan dava açamaz. Ancak siz dava açabilirsiniz. Açacağıız boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilirsiniz. Tabii iddialarınızı ispat ederseniz ve hakim takdir ederse de tazminat alabilirsiniz. Açacağınız boşanma davası genel boşanma sebeplerine uygun nedenlere dayandırılmalıdır. Aksi takdirde sizin de davanız reddolunabilir.
Geçmiş olsun...

Sayın Editörüm ;

İlginize Çok Teşekkür Ederim...

Davacının Red Edildiği Davasında Red kararı çıkmadan evvel , yapılan şifahi anlaşma gereği para verildiği ve alındığına dair protokol metni delillerimle birlikte mahkemeye teslim edilmişti.

Sorum şu ; Maddi bedel vermeme rağmen maddi yada manevi tazminat talep etmem mahkeme nezlinde aleyhime kullanılırmı...

Davanın red edildiği mahkemeye gidip dava dilekçesi verebilirmiyim ...

Tazminat talep ederek açtığım davada karşı tarafta tazminat ve nafaka talep edebilirmi

Teşekkür Ederim...

Bu mahkemelerdeki tanık rezaletine artık bir son verilmeli. Pek ala hepimizde biliyoruzki bu müessese çok yaygın şekilde kötüye kullanılıyor. Kimin tanığı güzel bir senaryo ile ağzı iyi iş yapıyorsa karar bu kişinin lehine çıkabailiyor. Eşini kötülemek için ik yalancı tanık bul hem ondan kurtul hem de ondan maddi manevi para al. Herkes yalancı şahit bulabiliyor. Bence deliller dahada somutlaştırılmalı , yani madddi yönü kuvvetli deliller sadece geçerli olmalıdır. İnsanların adaleti eksik ve sakattır. Özellikle boşanma davalarında bu tanıklık olayı yeni baştan ele alınmalı ve somut delillere dayalı olarak karar verilmelidir. ve boşanma davaları genelde dört duvar arasında yaşanan ve mahkemelere sığmayacak ölçüde uzun hikayelerdir. en basitinden temiz olmayna bir eşten kolayca boşanılabilmelidir. Ve boşanmalarda maddi deliller olmadıktan sonra tazminat ve nafaka ödemelerinden vazgeçilmelidir. Ve evlilik nedeniyle maddi manevi ödemler çok ama çok zorlaştırılmalıdır. Ve boşanma süreci de kolaylaştırılmalıdır. Temiz olmayan bir eşi boşamak zor olmamalı ve bunu da her iki eşten biri kolayca yapabilmelidir. Aile kutsallığı denilerek kişileri dört duvar arasında kutsal acılara sevketmekten vazgeçmeliyiz artık.

Sevgili Carrot ;

Yazılı Kelimlerinizi özenle okudum.Ayrılık kararı makul sebeplerle ve taraflarca alınabiliryorsa , insanoğluna mahsus kutsal duygulardan olan Onur ve Gurur devreye girmeli ve iki dilekçeyle dürüstçe ayrılınabilmelidir.

Ancak incir çekirdeğini doldurmayacak bir sebepten , evlilik sorumluluklarını yetirmekten kaçmak adına yuva tabir edilen bir evi terk eden , aile efratlarını meselenin içine tahrikle sokup , bağırtı çağırtı darp ve küfürlerle ayrılık mahkemesine gidip , 150 bin tl tazminat 1000 tl nafaka talep eden bir eş için , insanlar gelip durusma salonunda , toplumsal açıdan evliliklerinde bir sıkıntı yoktu sadece 90 gün evli kaldılar , kız ailesinin etkisi altında kalmıştır fakat buna rağmen istedikleri parayı verdık , protokol metni delillerimizin içindedir dediğimizde , tanık ifadelerini ve delilleri SENARYO olarak görmeyen hakim ,kızım suclu ve kusurlusun diyerek davasını red ediyorsa ;

evliliğini maddi bedellere ve 3.kişilerin insiyatifine bırakarak yasanmış tüm güzel duyguları tek kalemde silerim diyen bir insana baska canlar yakmaması için 150 bin değil 300 bin tl tazmınat davasına mahkum ettirmek en büyük adalet anlayışı içinde olmalıdır....

Saygılarımla...

sn. solidvorks ,
Örneğiniz güzel bir örnek. İlk satırda dediğiniz gibi keşke herkes vicdanı ve onuru ile kabahatini kabul edip gerekirse bedelini ödeyerek kolayca ayrılabilse. Verdiğiniz örnek tanık müessesinin ideal, adalete yardım eden bir örneği. Ama pratikte bu tam tersi sonuçlarada sebep olabiliyor. Benim anlatmak istediğim de bu tanık müesesinin kötüye kullanımı ile ilgili sorunları bertaraf etmek.Kaldı ki bazen evlilik içerisinde yaşanan bir takım sıkıntıları dışardan birilerinin görmesi imkansız. Özellikle mahrem konularla ilgili olanlar mesela.. Asansöre binme korkusu olan bir kişiyi asansöre binmeden onun bu korkusunu göremezsiniz. Tamam tanıkları dinleyelim ama tanık beyanlarına göre özellikle maddi yaptırımlardan kaçınalım. Ucunda maddi bir kazanç olmayan tanıklıklar bence daha makul olacaktır. Eş aldattı ise , mutlaka belge yazı ,resim , polis kaydı mutlaka olmalıdır. Eş dayak yediğini iddia ediyorsa olay esnasındaki tanıklarla beraber doktordan darp raporunun alınması şart olmalıdır.

Sevgili Carrot :

İfadelerinize Hukusal Tedbirler anlamında harfiyen katılıyorum....Çok güzel tespitleriniz var...Fakat Kişisel olarak bir tahlil yapmak istiyorum..

Güzel duygularla bir evlilik yapıyorsunuz.Tüm iyi niyetinizle akraba ziyaretine gidiyorsunuz , 80.gün kayınvalide konusu üzerine bir münakaşa kopuyor ve eş evi terk ediyor...Sonrası ? kesinlikle görüşemiyor ve akraba engellemesine tabi kalıyorsunuz...30.gün akrabaları tarafından darp ediliyorsunuz... eş akrabalarıdır diye darp a karşılık ta vermiyor konuyu adliyeye şikayet ediyorsunuz. iki akrabasına yaralama ve hakaretten dava açılıyor....bu olanlar esnasında eş sadece seyredıyor ve 1 hafta sonrasında telefonunuza gelen eş mesajlarına karsılık verırken sinirlenip kabalaşarak mesajlar gönderiyorsunuz. bu sefer eş sizi hakaretten dava noktasına taşıyor...eşyaları almaya gelen diğer akrabaları eşyayı teslim alırken konu komşuya gıyabınızda hakaret ediyorlar sanki ortada bir dayak vs varmış gibi.sizde gidip bunu dava konusu haline getiriyorsunuz... bu arada yapılan yalan ve iftiraya dayalı suçlamalarla açılan boşanma davası red ediliyor. ortaya çıkan sonuca bakıyorum bu arada... eşin , üç akrabasına , bu arada sizede hakaret davası açılıyor...evlilikse dava red edildiği için devam ediyor... ortaya çıkan fotograf hukuk fakültesi öğrencilerine sınav sorusumu olur bilmem ama şahsen o aileden tam 4 kişiyle mahkeme koridorlarında mücadele ediyor hale gelmiş durumdayın. Soruyorum şimdi Ne uğruna....Evliliğim geri gelicek tüm davaları kazansam ? yoksa bu kötülüğü yapıp uyduruk bir münakaşa için 5 yıl evlilik öncesinden , 1 yıl evlilik içinden , 3 yıl zorunlu evli kalarak 9 yılınıza mal olan eşiniz geri mi gelicek...Ben cevabı vereyim hemen...tüm davaları kazandığınızda aslında tüm davaları kaybetmiş oluyorsunuz....Allah herkesi iyi insanlarla karşılaştırsın.... Saygılarımla...

sn solidvorks, yaşadığınız şeyler gerçekten üzücü. Haklı olduğunuzda dahi adliye kapısından içeri girmenin psikolojisini çok iyi bilirim. inşallah herşey hak ettiğiniz şekilde sonuçlanır. İnsanlar gerçekten öyle şeyler yaşıyorlar ki bazen bunun yerini ne yazılı kanunlarda ne de hakimlerin zihninde bulamıyorsunuz. Malesef insanların adaleti ne kadar mükemmel kanunlar yazılsa da yine eksik kalıyor. o yüzden ben önce alalh'ın adaletine güvenme sonra insanların adaletine güvenme refleksi geliştirmiş durumdayım. sizede allah tan kolaylıklar dilerim.

sevgili carrot , anlayışınız için teşekkür ederim , aklım sıra evlilik yaptım.... red edilen bir bosanma davası , ayrı ayrı acılan 4 adet ceza davası sonucu cıktı ortaya tam 90 gunun son 10 gunu yasanan munakasa yuzunden...

eger bosanma davası sonunda hakim 50 bın lıra tazmınat odememe hukmetseydı gözumun yasına bakmazlar evıme hacız getırmek pahasına bıle olsa süründürürlerdi...

oysaki ben davayaı kaybetmesıne ragmen istediği parayı teslim ettim ve tutanagıda mahkemeye verdım. kısacası kaybettıgı dava ıcın para pazarlıgı yapıp sonuclandırdılar...

üzülmüyorum para verdıgıme falan...avukatımın savunma ucretını bıle hemen odedım. derdım para olmadı kı.. ustunede saygımdan cevap vermedıgım yumruk yedım... davayı kaybedınce muhterem eşim gızlı numaradan aradı ve sen okumus adamsın , ben bıtıremedım lutfen sen bıtır rıcasında bulunarak annene tahammulum yok bu ıs bıttı dedı cıktı...

asla utancak bısey yapmadım ...buna resmen MEMLEKETTEN İNSAN MANZARALARI derler... ileriki dönem için kendimi çok iyi tanımama sebep olan bu insanlara aslında teşekkür borcum olduğuna inanıyorum....