Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Sayın yas2010;
1) Bir kişiyi babası ya da dedesi nedeniyle suçlamak ne kadar doğrudur? Hiç bir mantık ve hukuk kuralı böyle bir suçlamayı olumlu bulmaz. Örneğin milli mücadeleye karşı olan dönemin gazetecisi (vatan haini olarak bilinen) Ali Kemal'in oğlu Zeki Kuneralp, bizzat İnönü tarafından korunmuş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin önemli bir diplomatı olarak bu ülkeye hizmet etmiştir. Babaları nedeniyle çocuklarını suçlamak ilkelliktir.
2) Bülent Arınç'la ilgili iddia daha önce de bu sitede yazılmıştı ve ben bunun kanıtlanmadığını ve bir iddiadan ibaret olduğunu yazmıştım. Bu bir iddiadan ibarettir. Söz konusu kitaplarda kanıt mevcut değildir, iddia devam etmektedir. Kanıtlanmadığı sürece bu komplo teorilerine inanmam. Jaandarma isithbaratı tarafından yazdırılan Ergun Poyraz'ın kitaplarında da buna benzer bir sürü tutarsız iddia var. Bu tür kitapların bilimsel değeri olmadığı için ciddiye alınmıyor. Sadece fanatik çevreler bu tür kitaplara itibar ediyor.
3) O katliamı yapan ve sonra asılan 187 hainin torunlarının tamamının bugün önemli mevkilerde olduğunu söylüyorsunuz. Bu cümlenizde de "babaları veya dedeleri yüzünden çocukları suçlama" ilkelllik hastalığı açıkça görülüyor. Bu memleketin kanunlarında böyle bir ayrımcılık mı var? Adamın dedesi geçmişte bazı haltlar karıştırmışsa çocuğun suçu ne? Hiç suçların ve cezaların şahsiliği diye bir şey duymadınız mı? Siz atalarınızı kaç göbek öteye kadar tanıyorsunuz? Tanımadığınız atalarınızın geçmişte ne yaptığını biliyor musunuz? Bir şeyler yapmışlarsa biz de sizi bunun için suçlayabilir miyiz?
4) Komplo terorileri basit düşünmenin sonucudur. Sosyal olayların çok çeşitli ve karmaşık sebep - sonuç ilişkisi vardır. Komlpo teorileri ise bu olayları basit bir şablonla görür ve çözdüğünü zanneder. Fazla düşünmeye ihtiyacı olmayanların bilimsel araştırmalara değil, bu tür komlo teorilerine rağbet ettiklerini söylemeye gerek yok.
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
Aynı şeyi söylüyorum ben de aslında....Sitede yazan kişi de aynı söylemde.. Bakınız yazının sonunda ne yazıldı:
"Evet dedesinin eli kanlı bir Cumhuriyet katili olması Bülent Arınç’ın da katil olduğunu göstermez… Ama içinde bulunacağı zihniyeti gayet tabi bir şekilde gösterir… Öyle olmasaydı bugün ülkeyi satanlara başkanlık eder miydi? Cumhuriyet Rejimine karşı söylemlerde bulunur muydu? "
İlginç değil mi?
Cevap: Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arınç
ARINÇ’A SUİKAST GİRİŞİMİ NE OLDU?
24 Aralık 2010
1978 yılıydı.. Hem üniversiteye hem de gazeteciliğe kapağı attığım yıl..
Hiç unutmuyorum..
Gazeteci olmak için ne yapmam lazım dedim.. Merak et dediler..
Gazeteci merak eder!..
Her şeyi mi dedim.. Her şeyi dediler.. 32 yıl olmuş, o gündür bugündür hep merak ederim..
Mesela, bugünlerde Başbakan Yardımcısı Arınç’a suikast girişiminin sonucunu merak ediyorum..
Nereden mi aklıma geldi?
Seneyi devriyesi de..
Hatırladınız değil mi?
*
Hani, Arınç Manisa’dayken Çukurambar’daki evinin çevresinde bir albayla bir binbaşı yakalanıp gözaltına alınmıştı..
Suikast hazırlığı yaptıkları söylenmişti.. Hani binbaşı, Arınç’ın ev adresinin yazdığı kâğıdı yutmaya kalkmıştı da polisler üzerine atlayıp ağzından çıkarmışlardı..
Hatırladınız değil mi?
Hatırlamadınız mı?
Hani, suikast planı saklı diye Kozmik Oda‘ya girilmişti..
Ne gümbürtülü günlerdi.. Savcı girer mi giremez mi, polis girer mi giremez mi tartışması sadece yargıç girer kararıyla son bulmuştu..
11. Ağır Ceza Reisi kozmik odada haftalarca çalışmış, yüzlerce evrak inceleyip not almıştı..
Hâlâ mı hatırlamadınız?
Biraz daha anlatayım..
Hani hâkimi takip ediyorlar diye sivil plakalı iki askeri araca operasyon yapılmıştı ya.. İçinden yılbaşı alışverişindeki erler çıkmıştı.. Biri aşçı öteki elektrikçiydi!..
İşte o suikast girişiminden bahsediyorum..
Hakikaten ne oldu?
Altından ne çıktı!
*
O günlerde konuyu tüm boyutlarıyla işleyen gazeteler bile unuttu gitti.. Bugünlerde satır yok.. Yorumculara ne demeli!
Ne yorumlar yapılmıştı ama.. Başrolde polis-yazar Emre Uslu vardı.. Polislikten gelme olduğu için her sözü dikkate alınmıştı..
Ne de olsa uzmanlık alanıydı..
Uslu, araçtan elektrikçi ve aşçı çıkmasına şaşırmamıştı.. Takip etme taktiğiymiş, yakalanınca aşçıymış dedirtmek içinmiş..
Aşçı ajan yani!..
Veya aşçıdan ajan..
Olabilir mi?
Bildiğimiz mesele değil ki.. Niye olmasın ki..
Her şey olur..
*
Geçen yıl bugünlerde Başbakan Yardımcısı Çiçek çok ciddi demişti..
Suikastın hedefi Arınç da çok ciddi bulmuştu.. Kozmik odaya girip belge arandığına göre yargıya göre de çok ciddiydi..
Ben de çok ciddi bulmuştum..
Çok ciddi bulduğum için bir yıl sonra sonuç ne oldu diye soruyorum..
Dosya kapandı mı, dava açılacak mı?
Merakım bu!..
*
Aslında bir konuyu daha merak ediyorum ama!..
Fazla merak sağlığa zararlıdır demezseniz onu da sorayım..
Deniz Feneri soruşturması ne âlemde!..
Üçüncü seneyi devriyesi yaklaştı da!..
http://www.milliyet.com.tr/arinc-a-s...93/default.htm