Bende size diyorumki bakma sözleşmesindeki vaadi yerine getirdiği sürece kimse bozamaz.
Printable View
ramazan bey tekrar merhaba aslında ben size işlemleri yaptım.. (dediğiniz şekilde tek fark noter yerine bakma akdinide tapu dan yaptırdım noter tapu yapacak biz değil oraya gidin dedi ) farkedermi diye soru yöneltmiştim ancak :) biraz ortalık karıştı...
herhangi bir farkı varmı ? noterdende yaptırmalımıyım ?
bu son sorumdu teşekkür ederim :)
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/7932
K. 2003/8477
T. 10.7.2003
• Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ( Tapu İptali ve Tescil Talebi - Bakım Yükümlülüğü İmkanlarının Ortadan Kalktığı Ya da Büyük Ölçüde Sınırlandığı Haller/İrat Tahsisi )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Ölünceye kadar bakıma Sözleşmesi - Bakım Yükümlülüğü İmkanlarının Ortadan Kalktığı Ya da Büyük Ölçüde Sınırlandığı Haller/İrat Tahsisi )
• BAKIM YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( İmkanlarının Ortadan Kalktığı Ya da Büyük Ölçüde Sınırlandığı Haller/İrat Tahsisi - ölünceye kadar bakma a Sözleşmesi )
818/m. 511-517
ÖZET: Davacı, taşınmazı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ilee davalıya temlik ettiğini, davalının aktin gereklerini yerine getirmediğini ileri sürüp tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re'sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.
Uyuşmazlığın değinilen hüküm uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 51 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadarbakma aktii ile davalıya temlik ettiğini, davalının aktin gereklerini yerine getirmediğini ileri sürüp tapu iptali, tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, ölünceye kadar bakmaa aktinin gereklerini yerine getirdiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının yaşlılık halinden ileri gelen bir takım hareketlerine davalının tahammül edemediği ve aralarındaki ölünceye kadar bakmaa aktinin gereklerini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, çekişmeli taşınmazını davalı oğluna ölünceye kadar bakma aktiti ile temlik ettiğini, davalının bakım görevini yerine getirmediğini ileri sürüp iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere; ölünceye kadarar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, "kaydı hayat ile bakım mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadarr bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit" olarak tarif edilmiştir. Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadarr bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır.
Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 517. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili ( makable şamil ) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
Öte yandan, BK.nun 517/son maddesi hükmüne göre; Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re'sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.
Uyuşmazlığın değinilen hüküm ( BK.nun 517/son maddesi ) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
Somut olayda, davacının evlenerek aynı bahçe içerisinde bulunan eve taşındığı, davalının da sözleşme hükümlerini yerine getirmediğine dair kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
SONUÇ : Hal böyle olunca, uyuşmazlığın yukarıdaki ilkeler gözetilerek çözümlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde iptal ve tescile karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.7.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.