Haklısınız konu çok saptı.
Üyelerden af dileyerek gerekli olan bilgilerin ön sayfada olduğunu belirtirim.
Printable View
Haklısınız konu çok saptı.
Üyelerden af dileyerek gerekli olan bilgilerin ön sayfada olduğunu belirtirim.
Teşekkürler veysel bey teşekkürler sağ duyunuz için.
Merhaba, konu yargının adil karar verip vermediği, yargı mensuplarının görevlerini kötüye kullanıp kullanmadığı üzerine yoğunlaşırken gündemdeki bir dava örnek olarak verildi. Yoksa biz burada o davanın içeriğini sorgulamıyoruz. Yargılama sürecinde hakim ve savcıların suistimal yapabilme durumları, olmayan bir suçun nasıl olmuş gibi sunulabildiği üzerine fikirlerimizi beyan ederken malesef yine yargısız infaz yapıldı. Demek istediğim şuydu; TC vatandaşı olarak istediğiniz kişi ve kuruluşlara dava açma hakkınız var. Fakat siz bir dava açtınız diye hemen de karşı taraf suçlu anlamını çıkarmamak lazım. Mahkeme kararı kesinleşinceye (ve hatta kesinleşme kararı bile düzeltilebilir belki) kadar herkes masumdur. Asıl bu hukuk ilkesine aykırı hareket eden insanlar suç işlemektedir düşüncesindeyim. Ayrıca bir savcı istediği gibi iddianame yazamaz, suçla ilgili hiç bir delili yoksa yazdığı şey iftiradan başka bişey olmadığı gibi görevini kötüye kullandığı da apaçık ortadadır. Görevini kötüye kullanan bir savcıyı görmezden gelen diğer savcılar da görevlerini ihmal etmektedirler. Görevlerini ihmal eden savcıların olduğu bir ülkede de hukuk devletinden bahsedilemez. Ben böyle bir devletin hükümetini de çıkardığı yasaları da tanımam ve uygulamam. Önce adaleti dağıtacak ellerin temiz olması gerekir. Saygılarımla
Görevini kötüye kullanan bir savcıyı görmezden gelen diğer savcılar da görevlerini ihmal etmektedirler. Görevlerini ihmal eden savcıların olduğu bir ülkede de hukuk devletinden bahsedilemez. Ben böyle bir devletin hükümetini de çıkardığı yasaları da tanımam ve uygulamam.
Sevgili erhancığım affına sığınarak bu şekilde hitap ettim hem site arkadaşıyız ve aynı zamanda yaşçada senden biraz büyük olduğum ve samimiyetine inandığımdan bu şekilde hitap ettim umarım sizi kırmamışımdır. Yukarıda belirtmiş olduğun husus çok önemli ve bir o kadarda çok ağır ifadeler. Şimdi ülkemizde senin dediğin gibi böyle savcılar ve hakimler varmı ki var bunu hepimiz biliyoruz. azınlıkta olsa her ülkede var ama gel gelelim son cümlen çok fena olmuş gerçekten sana yakışmamış.(Ben böyle bir devletin hükümetini de çıkardığı yasaları da tanımam ve uygulamam.) sen şu anda hem bu devletin hükümetinide çıkardığı yasalarıda hem tanıyor hemde uyguluyorsun en azından mecbursun.Bu Türkiye bizim Türkiyemiz hükümetler gelip geçecektir onları bizler getirip bizler götüreceğiz ama sağduyu sağduyu sağduyu bizlere yakıştığı gibi ifadeler kullanalım.
Önemli olan konu 3 yıllık bekleme süresi sonundaki boşanma davasıydı. Kanundaki ifade bence boşanmaları gerekir anlamında değerlendirilmemeli. En azından kusurlu tarafın boşanma davası açmasını engellemelidir, açarsa da reddetmelidir diye düşünüyorum. Eğer evlilik birliğinin yeniden kurulmasına engel olan taraf 3 yıl sonra bir dava açarım ve hakim de boşanmaya karar verir derse bu toplumda sağlıklı bir aile yapısının oluşması mümkün değil. Sitedeki hukukçuların gerçek fikirlerini almak istiyorum. Bir kanun asla suistimalleri veya kötü niyetli korumamalı diye düşünüyorum.
bu konuda benim sizi alkışlamaktan başka yapacak bir şeyim olamaz. Bence eşini sebepsiz terkeden veya boşanan eşe eşiyle birlikte ömür boyu yaşamayı aksi halde cezai sorumluluğunun olduğu bir ceza verilmeli
Sağolun Ahmet Bey; Aslında bu 166/son maddenin değiştirilmesi için adalet bakanlığına başvurulabilir diye düşünüyorum. Toplumun ve aile yapısının sağlıklı yapılanması için bu maddenin değişmesi gerekiyor bence. Olay kadın-erkek ilişkisinden öte ailelerin korunması, evliliklerin sağlıklı yürümesi için tedbirler alınması olmalıdır. Herkes de bunu bilerek hareket eder, ona göre evleneceği kişiyi seçer. Bunun daha sağlıklı bir yolu varsa diğer hukukçuların da fikrini öğrenmek isterim. Saygılarımla
Sevgili dostum malesef biliyorsunki Ekonomimizde IMF, hukukumuzdada AB ye mahkumuz bunu ne biz nede hiçbir hükümet değiştirebilir.Bizler esiriz.Bunu gözardı etme. Bunu isteyebilmemiz için yeni bir yer keşfetmemiz lazım ve orayada kendi kanunlarımızı empoze etmemiz lazım.Yani Hayal aleminden başka neyimiz varki. Namık Kemal'i sevindirelim.
Ahmet Bey olur mu hiç, hükümet işine gelen her kanunu öyle bir değişiriyor ki bunu niye değiştirmesin? Bakın siyasi yasaklı birisi siyasi parti kurdu, partisi iktidara gelir gelmez hemen onun mahkum olduğu kanunu değiştirip milletvekili seçtirdi. Böyle bir sihirbazlık diktatörle yönetilen ülkelerde bile yoktur. Bizin kıytırık bir kanun maddesini mi değiştiremeyecekler:)
bunun onlara bir faydası olmaması nedeniyle yapmazlar.eyer onların böyle bir sorunu olsaydı tamam değiştirebilirlerdi.