Cevap: Re: boşanma davasında sahtecilik
Alıntı:
erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Admin bir hakim görevini bilerek ihmal ederse ve bunu burda dile getirirsek o hakime veya diğer hakimlere hakaret etmiş olmuyoruz. Ben sadece olan biteni olduğu gibi anlatıyorum. Dosyada herşey yazıyor. Şahitler hakimin karşısında diyorki "ben davalıyı eşini döverken görmedim, kadın 1 ay sonra eve geldiğinde eşinden gördüğü şiddet sonucunda dişinin kırıldığını gördüm" dedi. Ortada kırık bir diş yok, rapor yok, şahit denen kişi zaten görmediğini söylüyor ama yalandan dişinin kırılmasıyla ilgili bir hikaye uyduruyor.Hakim de bu ifadelere İNANIYORMUŞ GİBİ YAPIYOR. Bu insanlar bu cesareti mahkemede hakimin karşısında nasıl gösteriyor anlayamadım. Diğer üyelerin de dediği gibi şimdiye kadar yalancı şahitlikten dolayı kimsenin ceza almaması insanları YALANCI ŞAHİTLİk yapmaya cesaretlendiriyor. Ben tabi ki bu kişiler hakkında suç duyurusu yaptım, takipsizlik verilirse itiraz edeceğim, itirazım reddedilirse takipsizliğe itirazın reddini temyiz edeceğim. Ne yapıp edip bu yalancı şahitlik yapanları TCK 'ya göre yargılatacağım. Sonra da bu hukuka aykırı kararları alan hakimleri meslekten attırmak için ömrümün sonuna kadar mücadele edeceğim. Saygılarımla
Sn. erhan-1973,
Savcılığa yaptığınız suç duyurusu için takipsizlik yani "Kovuşturmaya Yer Yoktur" cevabı gelirse 15 gün içinde Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edebilirsiniz. Ancak oradan gelen karar "kesin" oluyor. Açılan bir dava ve yargılama olmadığı için de Temyizi diye bir şey de yok sanırım.
Bilginize.
Cevap: Re: boşanma davasında sahtecilik
Alıntı:
swan rumuzlu üyeden alıntı
Sn. erhan-1973,
Savcılığa yaptığınız suç duyurusu için takipsizlik yani "Kovuşturmaya Yer Yoktur" cevabı gelirse 15 gün içinde Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edebilirsiniz. Ancak oradan gelen karar "kesin" oluyor. Açılan bir dava ve yargılama olmadığı için de Temyizi diye bir şey de yok sanırım.
Bilginize.
Sayın Swan, her mahkemenin temyiz yolunun açık alması gerekir diye düşünüyorum. Buradaki diğer hukukçular da bazen forumlarda dile getiriyorlar. Yoksa açık ve net şekilde delilleri olan bir duruma mahkemenin yanlış karar vermesi veya atlaması mümkündür. Herşey olabilir yerel mahkemelerde. Yüksek yargıya güvenmek lazım.
Cevap: Re: boşanma davasında sahtecilik
Alıntı:
erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Swan, her mahkemenin temyiz yolunun açık alması gerekir diye düşünüyorum. Buradaki diğer hukukçular da bazen forumlarda dile getiriyorlar. Yoksa açık ve net şekilde delilleri olan bir duruma mahkemenin yanlış karar vermesi veya atlaması mümkündür. Herşey olabilir yerel mahkemelerde. Yüksek yargıya güvenmek lazım.
Sn. erhan-1973,
Daha önceki cevabımı iyi okuyun lutfen.
Yalan tanıklık için savcıya yaptığınız suç duyurusuna karşılık savcı bir dava açmaz ise sizde buna itiraz eder iseniz olacak olanları söylüyorum. Savcının açmadığı davanın temyizi nasıl olabilir? En fazla savcının takipsizllik kararı için üst mahkemeye itiraz edersiniz, oradanda aynı cevap kesin olarak gelirse bunun temyizi yoktur diye biliyorum ben. Siz önce savcının dava açması için çabalayın.
Cevap: Re: boşanma davasında sahtecilik
Alıntı:
erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı
Herşey olabilir yerel mahkemelerde. Yüksek yargıya güvenmek lazım.
Kanımca Yargıtay da dosyanızı onayınca buraya; Yüksek Yargıya da güven yok diye yazacaksınız.
Size son kez rica ediyorum; Lütfen hukuki müesseseler ve hukukçular hakkındaki yazılarınızı tekrar edip durmayın. Bu hususta size yeterince hukuki yanıt verilmiş durumda. Bu aşamadan sonra Yargıtay'ı ve Savcılık soruşturmasını beklemek durumundasınız.
Cevap: Re: boşanma davasında sahtecilik
Alıntı:
FUTURE rumuzlu üyeden alıntı
Sizin öncelikle hukuka saygınız yok..Hukuk gibi kutsal bir mesleği seçip adaletin tecelli etmesi yolunda canı pahasına hukuk savaşımı veren hukukçular hakkında kullandığınız kelimeler kabul edilebilir gibi değil.Özel durumları genelleştirip hukuk yolunda mücadele veren insanların tümünü karalamanız hiç hoş değil..
Önce bilgi sahibi olun sonra fikir sahibi olun..
Hukukta ki bu genelleştirmeden dolayı insanlar saldım çayıra mevlam kayıra mantığıyla zarar görüyuorsa ve istisnalar kaideyi bozmaz mantığıyla düşünülmeye kalkışılıyorsa adaletin tam dağıtılmadığının resmidir .herkes hakkını almalı herkes hukuğa güvenmeli
varmısınız bir oylama yapalım türk vatandaşları mahkemelerin adalet dağıttığına ne kadar güveniyor ?
adam türk askerine kurşun sıkıyor geliyor teslim oluyor .bir hakim bir savcı 24 saatte dışarı çıkartıyor .aynı şeyi sokakta gezen bir türk vatandaşı yapsa acaba kaç yıl yerdi ?
hakimlere laf söylenemez diye bir kuralmı vardır ?acaba kaç hakim bir kararı verirken elini vicdanına koyuyor ?boşanırken kadın tarafına 20000 tl 30000 tl gibi astronomik rakamlarla boşuyor bu neyin hakkıdır kimin hakkıdır neye göre veriyor bu karaı halen anlamış
değilim .
kusur oranı deniyor kusur dediğin şey zaten erkek tarafı dedimmi bitiyor . çünkü erkek çünkü eşek nasıl olsa öder diyemi düşünülüyor acaba .göreceli bir kavram bu açık bi kavram zaten amaçları da bu açık yaratıp dalavere dubarayla kazdan tüy yolar gibi erkeği yolacaklar .BEN ŞAHSIM ADINA KONUŞUYORUM BENİM ADALET SİSTEMİNE GÜVENİM KALMADI .
1980 lerden kalma bazı mantıklarla hukuk kuralını işletemezsin kardeşim işletirsende birileri mağdur olur ve gazetelerin ikinci sayfalarındaki cinnet haberlerini devamlı okursunuz .demekki bu kurallar birilerinin işine geliyor ve değiştirilmiyor .
avrupada kadın tarafı nafaka istediğinde 'sen bi dur bakalım elin tutuyormu tutuyor ayağın tutuyormu tutuyor sakatlığın varmı yok ozaman sen bize işgücünde lazımsın deniyor .'nafaka verileceksede oranları belli bizde hakimin o anki ruhsal durumuna bırakılmış bu kabul edilemez bi şeydir .insan haklarına aykırıdır .madem hukuktur herşey belli olmalıdır .
mademki avrupa birliği ülkesi olmak için gayret sarfediyoruz neden bu medeni denen ama sadece ismi medeni olan bu kanunun mantıksız bölümlerini değiştirmiyoruz ?
değişltirmiyoruz çünkü bu kanun 2001 yılındaki son değişimlerle kadına öyle büyük haklar verdiki birisi çıkıp değiştirmeye kalkışsa binlerce oy kaybedilecek .
Bende boşandım ama beni ençok etkileyen konuların birisini anlatayım :mahkeme safhasına girmeden önce çocuğum bana 5 ay gösterilmedi ne zamanki 5 ay sonra karar çıktı hacizle görebildim oğlumu .mahkeme bana ayda 4 gün çocuk görme hakkı tanıdı .ben çocuğumla daha fazla vakit geçirmek istedikçe çocuğumu onlardan dilenmdikçe sırf öc almak için görme günüm neyse onu uyguladılar .
şimdi soruyorum bu çocuk benim çocuğumsa ve çocuğun nafakası söke söke alınıyorsa benden neden 15 bende 15 gün karşı tarafta kalmıyorda sadece 4 gün veriliyor? adalet bunun neresindedir sayın hukukçular ? mantık nerdedir ?evladınızdan 5 gün ayrı kalın bakalım nasıl bir acıdır onu tadan bilir .
velayet hakkı derken babası olarak görmüyor hukuk ozaman sadece haciz koydurabilen hak sahibi nafaka kesilen para makinesi öldüğünde bu çocuğa miras bırakılacak kişi olarak görüyor . babalar insan değilmidirki evlatlarını sadece ayda 4 gün görebiliyorlar .bu nasıl bir mantıktır ?size sorarımm sayın hukukçular .medeni kanunu yazan ların evladı yokmudurki bu derece ağır bu derece acı veren bir cezayı babaya reva görmüşler .
hiç bi şey yapmayın amerikada yapılan bir araştırmaya bi bakın derim . babası olmayan çocukların suç işleme oranlarına bakın .mahkemeler çocuğa resmen babanı görmeyeceksin cezası kesiyor bu kadar acı bu kadar mantıksız bişey olamaz olmamalı .15 gün babada 15 gün annede kalmalı çocuk .baba lık bu kadar ayaklar altına alınmamalı .ama dediğim gibi ben bu acıları yaşadıktan sonra hukuk bana evladımı veremiş ne yazar vermemiş ne yazar .neyse herkese saygılarımla ....