İsterseniz şöyle yapın. Arayan kişinin sizi arayıp hakaret ve küfürler ettiğini söyleyerek savcılığa suç duyurunsunda bulunun.
Savcılık sizin verdiğiniz,gün-ay-yıl- saat bilgileri ile sizi arayan numarayı bulup savcılık ifadesini alır.
Printable View
Çok afersiniz ama diğer yazılarınızı biraz evvel okumama rağmen bu yazınız bu siteye hiç yakışmamış. Şimdi siz kişileri "suç uydurma" fiiline teşvik ediyorsunuz. Adli mercileri lüzumsuz yere işgal etmenin de suç olduğunu umarım biliyorsunuzdur. Olmayan bir şeyi savcılığa şikayet ettirmek sizce gerçekten hakkaniyete uygun mu?
Peki, gönlünüz olsun,o zaman yazımı 180 derece değiştiriyorum.
Sayın derman0606, yapacağınız hukuki birşey yok. Eliniz kolunuz bağlı. Savcıya gitseniz bu iddianızdan dolayı ilgilenmez ve o telefonu bulmak için uğraşmaz. O arayan telefon numarasını ve arayanı bulmanız imkansız.
Kamu adına teşekkür ederim :)
Mesela eş, kendine ilgisiz hanımının ilgisini çekmek için bir arkadaşına aratmış olsa, masumane ve aslında iyi bir amaçla bunu yapan kişiyi hakaret nedeniyle mahkemeye çıkarmak da söz konusu olabilir. Üstelik acaba biri neden aldatmayı ihbar eder? Kişiyi çok sevdiğindense o zaman neden telefonu gizlidir?
Amaç yukarıda anlattığım dahi olabileceği gibi, huzur kaçırmak da olabilir.
"Şüphe insanın içine bir kere düşmeye dursun, onu bir kurt gibi kemirir, yer, bitirir..." işte amaç bu dahi olabilir...
Siz erkek olduğunuz için olaya erkek yönünden bakmışsınız.
Masumane demeniz de çok ilginç. Aldatma kelimesinin neresi masumane ki? Her kadın kocasını kıskanır ve böyle bir kadının varlığından en ufak şüphe ederse ki bir telefon gelmiş, normal bir kadının yapacağı şey, evde bu gelen telefondan dolayı her akşam kavga olmasıdır.
Hanımının ilgisini çekmek için telefona gerek yok. Çok daha romantik yollar mevcut. Sabah çıkmazdan önce hanımının görmez tarafından eşine bırakılmış "Seni seviyorum hayatım" yazılı bir kağıt bence çok daha işe yarar.
Böyle telefonlar olsa olsa evin huzurunu bozar. Bir erkeğin adı da çıkarsa aldatılma konusunda, artık didiklenir durur bu konu. Boşanmayacağı varsa da boşanır. Gereksiz yere de evlilik yıkılır.
Ayrıca şu da var. Eğer sayın derman0606 eşinden eminse aldatmadığına dair -ki kendisi iftara olarak nitelendirmiş- o zaman eşinizden çok eminseniz bu gelen telefonu eşinizle paylaşın. O gelen telefonu da kaale almayın.
Siz hangi kamu adına teşekkür ediyorsunuz anlamadım. Absürd yorumlar yapıyorsunuz, kafanızdan senaryolar yazıyorsunuz sonrada bunları ulu orta yazıyrosunuz. Amacınız dikkat çekmekmi ? Kimse eşinin ilgisini çekmek için böyle saçma bir senaryo yazmaz. Boşanma nedeni sayılabilecek, hatta cinayet sebebi olabilecek bir eylemden bahsediyoruz. Kim buna cesaret edebilir. Hangi aklı başında insan ve sağlıklı düşünen bir beyin bunu yapar..
Kişi arkadaşına arattı diyelim o da aradı, dediğiniz gibi arayış masumane, ama yasal eş bundan habersiz, ihbarı alan yasal eşin daha öncedende şüpheleri varsa, anlık cinnet geçirirse karısını öldürürse yada zarar verirse yada ihbarı yapanı bulup ona zarar verirse ne olacak?
Eğer bu senaryoyu bir eş yazdı ise tercihlerinin kendisine yaşattıklarına katlanacak demektir. Bu mahkemede hesaplaşmaksa bunuda sineye çekmeyi göze almış demektir.
Yasal eş bu ihbarı aldı ve bunun bir iftira olduğunu düşünüyorsa gerekeni yapmak istemesi (tabii yasal zeminde) en doğal hakkıdır. Gider suç duyurusunda da bulunur, mahkemeye de verir. Sayın üye dnzblk bu konuda en doğru öneriyi yapmış. Korkularımızla ve kuşkularımızla yaşamaktansa onlarla yüzleşmek en doğru seçimdir. Yasal eşin yasal zemindeki girişiminin sonunda diğer eş, yada arkadaşı yada kardeşi her kim çıkarsada yaptığı suçun cezasına katlanır. Zira evlilik müessesesi Yasaların koruması altındadır. Hiç kimsenin bir başkasının evlilik birliğine zarar verecek eylem içerisinde olma hakkı yoktur.
Anayasanın 20 nci maddei bu konuya gerekli açıklamayı getirmektedir. "MADDE 20.– Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. "
Sırf bu madde bile yasal eşin kendisine telefon eden kişi için yada bir senaryıo ise eşi için dava açmasına ve hak aramasına yeterlidir.
Sözün özü böyle bir senaryo yok sayın üye oyun içinde oyun ancak filmlerde olur.
Evlilikler / birliktelikler iyi niyet uyum anlayış ve GÜVEN üzerine kurulur sayın üye. Taraflardan birisi bu güvenden şüphe etmeye başladıysa ve bu güven bir takım çevresel etkenlerle tetiklenirse (olumsuz yönde) o beraberlik çatırdamaya başlar.
Bir zamanalr bir film izlemiştim OYUN diye. Bir kişinin hayatının bir kesimi ile ilgiliydi. Kardeşi abisine güzel aksiyon dolu bir hafta yaşatmak için bir firma ile anlaşıyordu. entrikalar cinayetler oyunlar düzenler. Film boyunca hatta finalde bunun bir oyun olduğuna dair bir çok şey açıklanmış olmasına rağmen senaryo içindeki senaryonun ne kadarı neye göre doğru hala soru işaretleri kalmıştır kafamda.
Size, yani zat-ı alinize bir öneri.. yukarıda yazdığınız sıradışı senaryonuzu ve varsa benzerlerini film ve dizi yapımcılarına götürün. Emin olun bir hukuk sitesinde olduğundan daha çok faydanız olur, adına teşekkür ettiğiniz KAMU ya..
Saygılar..
Sayın Dardayım, herhalde yanıtlarımı okuyamadınız. Ben yazılarını beğendiğim bir üyenin iyiniyetle diğer bir üyeye yardımcı olmak amacıyla da olsa; "savcılığa sırf telefon numarası öğrenebilmek için olayı vahim hale getirerek hakaret nedeniyle suç duyurusunda bulunması" önerisinin doğru olmadığına değindim. Sayın üye de söylediklerime hak vermiş olsa ki latife yaparak cevabını değiştirdi. Ben de kendisine kamu adına suç işleme yöntemi önermekten rücu ettiği için kendisine teşekkür ettim. Ve aslında hakaret olmadığı halde şikayet edilse ve gerçekten masumene veya muzipçe yapılmış bu hareketi ceza mahkemesine taşımanın neticede doğuracağı vahim sonuçları evet bir senaryo olarak örnekledim. Bunların bir senaryo (ihtimal) olduğu da belli. Aldatma ihbarı doğru da olabilir, dediğim gibi başka amaçla da olabilir. Bunu benim bilmem mümkün değil. Ben sadece ve sadece bir ihtimalinden bahsettim.
Yazımı dikkatli okumuş olsaydınız, bana absürd dediğiniz ama gerçekte kendi ABSÜRD olan cevabınızı vermemiş olacaktınız.
Ve en son ne dediğime dikkat edin; "Şüphe insanın içine bir kere düşmeye dursun, onu bir kurt gibi kemirir, yer, bitirir..."
Ayrıca yazılarınızda hiç hukuka değinmemişsiniz. Hadi anlatsanıza biri "aldatma ihbarı için telefon açmasına" rağmen "hakaretten dolayı" şikayet edilirse sonuçları ne olur?
İşte sırf şu yukarıda yazılı olan deyim nedeni ile bile insanlar birbirlerine kıyıyorlar bu ülkede. Şüphe ile yaşamamak adına mahkemeye başvurlamalrı önermek doğrudur.
Hukuki dayanağı anayasanın 20 nci maddesinde var sayın üye. Ben içtihat tarayıcısı değilim elbette. Ve kimsenin yasal olmayan bir eylem yapmasını da teşvik etmiyorum. Ancak herkesin malumu olduğu üzere bazan bir çok dava gerçek sebeplerine dayandırılmadan sadece şüpheler ve yakın suçlara dayandırılarak açılır, ortaya konan deliller tanık ve taraf ifadeleri ile araştırmalar neticesinde başka suçlara yada suçlulara ulaşılır.
Konuyu açan sayın üyenin illegal beklentilerine taraf olmamakla birlikte dnzblk üyemizin önerisine yine katılıyorum.
Sizin dediğiniz gibi bile olsa yasal eş bir senaryo yazdı ve bunu oynadı yada oynattı ise bile ceremesine katlanmalı. Zira hiç kimsenin bir başkasının namusu / şerefi / haysiyeti / onuru / aile bütünlüğü gibi değerlerine dil uzatma hakkı yoktur. Hele asıl bu değerleri herkese karşı savunması gereken yasal eşin hiç yoktur.
Velevki yasal eş sizin dediğiniz gibi böyle bir senaryoyu iyiniyetle değilde, eşine karşı işleyeceği bir cürüme dayanak etmek için yazdı ise, boşanma, mal kaçırma, velayet, evden kovma vs..
Yasal ve masum eş evlilik birliğine yöneltilmiş bu tehditi bertaraf etmek için yasal olarak her türlü girişimde bulunma hakkına sahiptir.
Saygılar..
Tabii şikayet hakkı Anayasal haktır. Ancak TCK.'da suç uydurma ve iftira fiilleri ile ilgili cezalar olduğu gibi adli mercileri lüzumsuz yere oyalamak da suçtur. Hal böyle olunca çekince koymak durumunda kaldım. Yoksa üyemizin bir mağdura yol gösterme iyiniyetinden en ufak şüphem yok. Hem ayrıca biliyorsunuz aldatma suç dahi değil. (Sadece boşanma nedeni). Düşünün böyle bir delille (biri bana eşin seni aldatıyor diye telefon açtı ve hadi savcılık da kendisini hakaret suçundan dolayı buldu) boşanma davası kabul olur mu? Kişiyi aldatma ihbarını yapan şahit olarak da gösteremezsiniz, çünkü o hakaret etti demiştiniz savcılığa.
Saygılar.
Ben boşanma davası açılması ve buna dayanak oluşmasından bahsetmedim zaten.
Evlilik birliğine yapılan tehdit ve saldırı var diye düşünüyorum.
Anayasanın 20 nci maddesi ile Borçlar Kanunu 41 nci maddesine istinaden dava açılabilir düşüncesindeyim.
Saygılar..
B.K Madde 41 – Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.