Fettullah çılar Gazze olaylarını kınayamazlar. Bunu yapmaları iflasları demektir.
Printable View
Yazdıklarım böyleydi, sizin alıntıladığınız kadarla sınırlı değildi Sn. sdt.:o
Bir köşe yazımda "Ebced ve Cifr" den bahsetmiştim.
Mesela bir arkadaş Kemalizm'e Atatürkçülüğün sapkın bir kolu demişti. Şimdi ben de Nurculuk'a İslam'ın sapkın bir kolu desem uyar mı?
Uyar, uymazsa ADL'ye sorun...
Siz de bilmece gibi yazıyorsunuz Sayın Gür.Neymiş bu ADL ben açayım biraz.Yazdıklarım Zaman Gazetesi'nden alıntıdır.
20 Kasım 1992 tarihli Zaman Gazetesi'nin 2. sayfasında 'ABD'de Yahudi Mafyası: ADL' başlıklı,Yunus Altınöz imzalı araştırmadan:
“İngiliz Farmasonluğu’nun Yahudi kolu olan B’nai Brith’in etkisi altındaki ADL (Anti–Defamation League) 1913 yılında kurulmuştur...
ADL adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir...
Kurdukları “Denizaşırı Yatırımcılar Servisi” adlı şirketle milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir.
İşgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs’ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım–satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL’nin varlığını ortaya koyuyor...
ADL, Amerika içinde FBI kanallı muhtelif operasyonlarla ilişkisini sürdürdü. FBI ise kongre tarafından suçlandığı zaman suçu daima ADL’nin üzerine attı...
ADL’nin bilinen cinayetleri şunlardır: 15 Ağustos 1985’te Kafkasyalı Müslüman lider Tscherim Sobzocov, evinin önünde bombalı saldırı sonucu öldürüldü… Musevi iken Hak din olan İslam’a dönüş yapan Prof. İsmail Raci Faruki ve eşi 1985’in Ramazan’ında sabaha karşı evlerinde bıçaklanarak öldürüldüler… Gandhı ve Palme suikaslerinin arkasında da ADL’yi görmekteyiz...
ADL, tam mesai ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığı’na bağlı Özel soruşturmalar Ofisi’nde (OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv’de çalıştırmaktadır...
İsrail Devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail Gizli Servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur… ADL–Sharon grubu ihtilaflı bölgelerde satın aldıkları evlerde militan Yahudiler’i yetiştirdiler…”
Aynı Zaman Gazetesi'nin 10 Mart 1998 günkü Selçuk Gültaşlı imzalı, 'Diyalog Çabaları Devam Ediyor' başlıklı haberi:
“3 gündür Türkiye’de bulunan Yahudi Liderler Heyeti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM Başkanı Çetin ve Dışişleri Bakanı Cem’den sonra Fethullah Gülen ile görüştü… 55 Yahudi örgütünü temsilen Türkiye’de bulunan 59 kişilik (AYÖBK) Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti, Fethullah Gülen’in Türkiye’deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın ‘barış’ asrı olması açısından önemsediklerini ve sözkonusu projeye büyük ilgi duyduklarını belirttiler…
Görüşmede; Gülen’in, ABD’nin en etkili Yahudi Lobisi olan “ADL’nin (Anti–Defamation League) teklifiyle hazırladığı “hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap” da gündeme geldi. Gülen, İngilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, bittiğinde insanların hizmetine sunacağını söyledi. Kitap, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacak…”
Allah, hoşgörü ve diyaloğunuzu artırsın!!!
Emin Çölaşan çıngar adamdır. Tutuklandığında yaşanacakları hep beraber göreceğiz.
Ne cıngar adamların göz altına alındıktan/tutuklandıktan sonra suspus olduklarını gördük.
(P.S. Emin Çölaşan'ın göz altına alınacağına/tutuklanacağına ihtimal vermiyorum. Ama bir şeyi 40 defa söylerseniz olurmuş. :p )
Bakıyorum da; tahlil , tahayyül ve hezeyan problemi işimize gelmeyen konularda önce hedef saptırmayı, ardından başka dala atlamayı gerektiriyor.
Evet, Sn. sdt23, bir süre evvel benim alıntımı kırparak birilerine ders verirken, birilerine şirin görünüyordunuz.
Sonra bir üyemiz de Fethullah hakkındaki düşüncelerini (daha doğrusu kendi yayın organındaki çelişki ve gerçekleri) ortaya koymuş.
Sizden bu hususta bir yorum alamazsak gözümüz açık gider...:) Alamayız sanırım.
Kişilerin hafızası zayıf olsa da kurumların hafızası kuvvetlidir. Büyük Türk Milleti yapılanları görüyor ve bir kenara yazıyordur muhakkak.
Madem istediniz yapayım. :o
Türkiye'de internette yayınlanmaya başlayan ilk gazete Zaman gazetesi oldu. Diğer gazeteler aylar sonra İnternet'e geçti. Ancak 20 Kasım 1992, Zaman gazetesinin bile internette yayınlanmadığı bir zamana denk geldiği için ilk alıntıyı teyit etme imkanı olmadı. Yunus Altınöz'ün kim olduğunu bulma imkanım da olmadı. Ancak bu iddianın yüce şahsiyet asrın bilge insanı Profesör Doktor Haydar Baş Hocaefendi'nin Yeni Mesaj gazetesi'nde Emin Kazcı tarafından gündeme getirildiğini okudum.
Dünyayı dost-düşman, siyah-beyaz diye sınıflandırmak ancak basit insanlara özgüdür. Bir zamanlar birbirleriyle en kanlı savaşları yapan insanlar yeri geldiğinde barışa ön ayak olabilmişlerdir. Esas olan "yurtta sulh, cihanda sulh"tur. Yani her zaman barışa açık ve barışı bozana karşı olmalı insan.
Bu çerçevede Hikmet Çetin, İsmail Cem ve Çevik Bir'in ADL yetkilileriyle görüşmesi yanlış olmadığı gibi Fethullah Gülen'in de görüşmesinde yanlış bir şey yok.
Görüşmek demek, bütün konularda mutabık kalmak, her konuda aynı fikirde olmak, karşı tarafın bütün fiillerini onaylamak anlamına gelmez.