Sayın Yavuzcan,
Şüphelinin Anayasal hürriyetinin sınırları konusunda yukarıdaki iletimde detaylı açıklama yapmıştım, bir kişinin haberleşme hürriyetini korumaktansa mağdurun menfaatlerinin üstün tutulması gerektiğini yasal dayanaklarıyla ortaya koymuştum.O nedenle bu hususa bir tekrara düşmemek için yer vermiyorum.
Bir örnekseme yapacak olursak :
Mahkeme kararıyla telefonları dinlenen X kişisi ile konuşan Y kişisi hakkında dinleme kararı olmadığını varsayalım. Bu durumda Y kişisi hakkında yapılan dinlemenin hukuka aykırı olduğu sonucuna varabilir miyiz? Sizin söyledikleriniz dikkate alınırsa bu dinleme de hukuka aykırı olmalıdır. ben ise aynı kanaatte değilim,sizin de aynı kanaatte olmadığınızı düşünüyorum.Zira burada mahkeme kararı hukuka aykırılı ortadan kaldırmaktadır. Mahkeme kararları gibi rıza da hukuka aykırılığı bertaraf eder. O nedenle mağdurun rızası ile telefonunun dinlenmesi halinde onunla konuşan şüphelinin telefonunun dolaylı olarak dinlenilmesi de hukuka uygundur,rıza (az önceki mahkeme kararı gibi) burada hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaktadır.
Sayın Şahin,
CMK 135/7 ' de "Bu Maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz." denilmektedir.
dikkat ederseniz 135. maddede belirtilen esas ve usullerin uygulanabilmesi için 135. maddenin uygulama alanına giren bir uyuşmazlığın söz konusu olması gerekmektedir. Oysa önek olayımızda CMK 135'in uygulanma olasılığı bulunmamaktadıt, çünkü mağdurun rızasının varlığı halinde CMK 135'e göre mahkeme kararına gerek yoktur.

