Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Konuda sapla saman güzel yurdumun her alanında olduğu gibi karışmış. Araya FBI CIA ABD de girmiş tam olmuş ikide ergenekon sanığı olursa tamam.
Şimdi değerli arkadaşlar dostlar hukuku birbirine karıştırmanın çorba etmenin anlamı yok. Ne kadar basit bakarsak o kadar iyi anlarız.
Önce temel bir saptama yapalım. BOŞANMA DAVALARI MEDENİ HUKUK KAPSAMINDA OLAN DAVALARDAN OLUP CEZA HUKUKUYLA İLGİSİ YOKTUR.
Bu temelden yola çıkarsak ZİNA nın işlenmesinin ceza i müeyyidesi ortadan kaldırılmıştır. Yani zina yapan kişinin hapis cezası ile cezalandırılması hukukumuzun dışına çıkarılmıştır. Ancak bu CEZA hukukudur.
Ancak boşanma davasını kapsayan MEDENİ HUKUK a göre ZİNA yapan MUTLAK KUSURLU taraftır. İspatı halinde boşanma gerçekleşir tazminat ve nafaka söz konusu olur.
Bu bağlamda değerli üyemiz hanımefendinin somut olayına baktığımızda kendi anlatımının doğru KABUL EDİLMESİ ŞARTI İLE ortaya şu durum çıkmaktadır.
Metrese atıldığı iddia edilen mesajın içeriği çok önemlidir. Ancak bu konuda bir bilgi sahibi değiliz. Ancak anladığımız cinsel içerikte taşıyan bir mesajdır ki kuvvetli delildir umarım silmemişsinizdir.
Eşin itirazsız boşanmayı kabulu samimi ikrar gibi görünsede esas olan mahkemede ki beyanı olacağından ciddi bir değer taşımamaktadır.
Eşya almaya eve gidildiğinde evde ''ALEM'' yapıldığına dayalı söylem TESPİT VE DELİL ile İSPAT edilemezse sadece KARİNE teşkil edecektir.
Bilgisayardaki yazışmalar ve ifadeler kuvvetli delil teşkil etmektedir ve alınması mevcut yasalara göre SUÇ DEĞİLDİR. ORTAK KULLANIM VE AİLE HAKKININ KULLANILMASIDIR. Kaldıki yargıtayın bu yönde kararları mevcuttur. Burada maillerin içeriğine göre zina tespit edilemese de ( fiili) ilgili kişinin gayri ahlaki bir mizaca sahip olduğunun aile birliği dışında hareket ettiğinin en büyük kanıtıdır. Kaldıki ifadelerin deşfresinden fiili bir ilişkide tespit edilebilir.
Değerl, üyem,z,n bundan sonraki ifadelerinin hukuki bir değeri benim açımdan yok. Ancak baskıcı bir eş ile birlikte olduğu anlaşılmaktadır. Avukatın dediklerinin BİR YANLIŞ ANLAŞILMA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. Ve değerli üyemizden avukat ile ilgili ibare yazmamasını önemle rica ediyorum. Unutulmamalı ki birden fazla avukatla görüşmek SUÇ DEĞİL ancak ispatı olmayan ifadelerle avukata laf etmek SUÇ oluşturabilir. En kibar değimi ile YANLIŞ ANLAŞILMA olduğunu söyleyip bu konuyu geçelim...
Bilirkişi MSN kayıtları Cep telefon kayıtları gibi HUKUKİ konular Mahkeme direktifiyle Cumhuriyet savcılıkları eli ile resmi yazışmalarla yürütülür. Herhangi bir konsolosluk/büyükelçilik kendi ülkesinde kabul edilen bilgi edinme kapsamındaki konular dışında hele hele mahkemelik bir konu hakkında kişilere bağımsız bilgi vermez bunun geçerliliği yoktur.
Özetle anlattığınız olay dediğiniz gibi gelişti ve elinizde dediğiniz bilgi belgeler var ise eşiniz kusurlu taraf olarak tedbir nafakası dahil her talebinizi makul ölçüde ( mahkeme taktiri) yerine getirmek zorunda kalacaktır.
Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Alıntı:
dardayım rumuzlu üyeden alıntı
Şöyle dedim "İlgili Konsoloslukta görev yapan FBI biriminden müzekkere ile bilgi getirtildiğini biliyorum. "
Kesin bir dille evet böyledir demedim. Bu bilgiyide bu ve başka hukuki forumlarda istişarede bulunduğum kişilerden ve iletilerinden edindim. Bazı diğer davalarda (ceza davaları gibi) bu kayıtların bu birimden istendiği bilinmektedir. Doğrudan Mahkeme Konsolosluğa yazamıyor ama, Adalet Bakanlığı Dış işleri gibi kanallar üzerinden istenmektedir. Elbette amacımız kimsenin kafasını karıştırmak değil. Ama umutları da tüketmemek gerek. Derki sayın üye "daha başlamadan beni bezdirdiler." Bende başlamadan bezmiştim (iletilerimde mevcut) ama rahmetli İsmet İnönü' nün aşağıdaki sözü güç verdi, forumdaki ve sosyal hayatımdaki bir çok iyi insanın teşviki ile davamda çok iyi bir noktaya geldim..
Sürç-i lisan oldu ise affola..
İyi geceler...
Nerede son yazdığınız nerede ilk yazdığınız bu konudaki ilk iletiniz şöyleydi:
"Daha olmadı kuvvetle ihtimal eşiniz msn den görüşmüştür bu kişilerle FBI (istanbulda ABD konsolosluğunda görev yapıyorlar) msn kayıtlarını, arkadaş listesini vs. isteyin müzekkere ile"
Gayet emin bir şekilde yazmıştınız hem de. Kusura bakmayın ama sorun işte tam burada. İnsanlar hukuk fakültelerinde okuyor mezun oluyor üstüne stajlar yapıp profesyonel olarak hukukla uğrasıyorlar ama onlar bile bazı konularda kesin konusmuyorlar. Olması gereken de bu zaten. Ancak siz (sizden kastım şahsınız değildir) hukukta profesyonel olmamanıza rağmen görüşlerinizi paylaşıyorsunuz - ki iyi de yapıyorsunuz- ancak her zaman iyi yapmıyorsunuz. İnsanları yanlış yönlendirebiliyorsunuz. İnsanların aklını karıştırabiliyorsunuz. ÜStelik bu kadar kesin ifadelerle. Netice itibariyle insanların aklını karıştırıyorsunuz. Sizin yazdığınız bu iletiyi bir günde binlerce insan okuyor bilmem farkındamısınız. Siz bu kadar kesin bir dille yanlış olanı zikrederseniz. Doğrular kaybolur. Tekrar belirtmem gerekirse sizden kastım sadece şahsınız değildir. İyi niyetli olabilirsiniz ancak farkında olmadan bazen zararınız olabilir insanlara.
Saygılar.
Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Eşinizin e-maili hotmail ise microsoft eşinize ait maillerin geri tarihlerden itibaren aldığı,yolladığı tüm mailleri başvuru olur ise tespit edebiliyor.Bunu mahkemece yaptırmanız ve mahkemenin bu talebi kabul etmesi ile dediğim gibi bir şansınız olabilir.Zina suç değil kanuna göre ancak zina nın ispatı halinde ahlaksız ve hayasız bir hayatın idamesi iddiasında bulunulur ise boşanma davanız da dikkate alınır.Kusurlu taraf olarak eşinizn görünmesi ve bunun ispatlanmas halindenafaka tazminat vs hakkınız ı daha kolay alabilirsiniz sanıyorum.Ayrıca5 şahit olayınada kafam yatmadı.Bu gayet affaki bir konu gibi görünmekte.Siz başka bir avukattan yardım alın derim.Saygılarımla.
Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Alıntı:
Jilet rumuzlu üyeden alıntı
Nerede son yazdığınız nerede ilk yazdığınız bu konudaki ilk iletiniz şöyleydi:
"Daha olmadı kuvvetle ihtimal eşiniz msn den görüşmüştür bu kişilerle FBI (istanbulda ABD konsolosluğunda görev yapıyorlar) msn kayıtlarını, arkadaş listesini vs. isteyin müzekkere ile"
Gayet emin bir şekilde yazmıştınız hem de. Kusura bakmayın ama sorun işte tam burada. İnsanlar hukuk fakültelerinde okuyor mezun oluyor üstüne stajlar yapıp profesyonel olarak hukukla uğrasıyorlar ama onlar bile bazı konularda kesin konusmuyorlar. Olması gereken de bu zaten. Ancak siz (sizden kastım şahsınız değildir) hukukta profesyonel olmamanıza rağmen görüşlerinizi paylaşıyorsunuz - ki iyi de yapıyorsunuz- ancak her zaman iyi yapmıyorsunuz. İnsanları yanlış yönlendirebiliyorsunuz. İnsanların aklını karıştırabiliyorsunuz. ÜStelik bu kadar kesin ifadelerle. Netice itibariyle insanların aklını karıştırıyorsunuz. Sizin yazdığınız bu iletiyi bir günde binlerce insan okuyor bilmem farkındamısınız. Siz bu kadar kesin bir dille yanlış olanı zikrederseniz. Doğrular kaybolur. Tekrar belirtmem gerekirse sizden kastım sadece şahsınız değildir. İyi niyetli olabilirsiniz ancak farkında olmadan bazen zararınız olabilir insanlara.
Saygılar.
https://www.hukuki.net/forum/showthre...t=25368&page=2
burada benzer bir tartışma / forum konusu var. Biraz araştırdım bende bu bilgiye nereden ulaştım diye. ayrıca birde şöyle bir metin var Gamze Özçelik davasından kalma..
.............
Akşam gazetesinden Ersan Özer geçenlerde yeni ve özgün bir halka ekledi.
Özer;
Özçelik vakasını araştıran polislerin bazı kayıtlara, görüntülerin diğer ucundaki arkadaşın Messenger programı üzerinden ulaştıklarını ve Microsoft'un polislerle işbirliği yaptığını duyurduktan sonra;
"Microsoft Messenger kullananların trafiğini kayıt mı ediyor, bu iletişim özgürlüğümüze aykırı" mealinde bir cümle ile , Microsoft'u bir açıklama yapmaya davet etti.
Microsoft'un konu ile ilgili basın açıklaması gecikmedi.
Microsoft Türkiye adına yapılan açıklamada bakın Microsoft neleri iddia etti :
Tüm dünyada 170 milyonun üzerindeki MSN Messenger kullanicisinin yazisma içeriklerine ait hiçbir bilgi kesinlikle kayit altina alinmamaktadir...
Konuyla ilgili Emniyet Genel Müdürlügü tarafindan Microsoft Türkiye ye yapilan yasal basvuruyla söz konusu sahsin Internet trafik bilgileri istenmistir.
Microsoft Türkiye ise, konu hakkinda yetkili olmadigindan, Emniyet in ABD deki Merkez Ofis ile temas kurmasi saglanmistir.
Bu basvuru sonucunda hukuk kurallari geregince Microsoft Merkez Ofisi, Emniyet Genel Müdürlügü basvurusuna cevap vererek bahsi geçen kullanicinin, Internet kimlik adresini (IP) Türk yetkililere bildirmistir. Emniyet Genel Müdürlügü ne verilen bilgiler sahsin Internet trafigi ve kullanma sikligiyla sinirlidir.
Bu hukuk kurallari, pazarda faaliyet gösteren bütün aninda mesajlasma programlari için geçerlidir.
Microsoft, kullanicilarinin sohbet odalari, aninda mesajlasma programlariyla yarattiklari içerigi, insanlarin kisisel hak ve özgürlüklerine saygi çerçevesinde hiçbir sekilde kayit altina almaz. Bilgilerinize sunariz.
Bu açıklamanın neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.
Önce şu cümleye bakalım :
Microsoft Merkez Ofisi, Emniyet Genel Müdürlügü basvurusuna cevap vererek bahsi geçen kullanicinin, Internet kimlik adresini (IP) Türk yetkililere bildirmistir. Emniyet Genel Müdürlügü ne verilen bilgiler sahsin Internet trafigi ve kullanma sikligiyla sinirlidir
Microsoft; birinci cümlede yetkililere sadece IP adresini verdiğini belirtirken;
(Emniyet'in IP adresini Microsoft'tan almasına gerek olmadığı, bu bilginin Emniyet tarafından, hele hele kişinin bilgisayarı ellerindeyken, Microsoft'suz da elde edilebileceği gibi teknik ayrıntıları atlıyoruz)
hemen ardındaki cümlede Emniyete verilenler listesine "Internet trafiği" ve "kullanma sıklığını" da ekliyor.
"Internet trafiği" ; sözkonusu Messenger programı olduğuna göre, sözkonusu kişinin yazışma trafiğini de içeriyor.
Bu "Internet trafiği" Emniyet'e verildiğine göre bir yerlerde saklanıyor olmalı ki; bu da açıklamanın başındaki;
Tüm dünyada 170 milyonun üzerindeki MSN Messenger kullanicisinin yazisma içeriklerine ait hiçbir bilgi kesinlikle kayit altina alinmamaktadir
cümlesini yalanlıyor.
Microsoft Türkiye'yi kutlamak lazım.
Aynı metin içerisinde kendi kendini bu kadar ince bir şekilde yalanlayabilmek ciddi bir çaba gerektirir.
Bu Microsoft'un ilk vakası değil.
Bir kaç sene önce;
Microsoft'un kodu bünyesinde ABD devletine ait arka kapılar olduğu yolundaki söylentiler artık "komplo teorisi" kategorisinden çıkıp ciddiye alınır hale geldiğinde; Almanya'dan Peru'ya bir çok devlet hassas kurumlarında Microsoft kullanımını terkedip, kendi işletim sistemlerini geliştirme yoluna gitmişlerdi.
İşte bu noktada TSK'nın konu üzerinde çalışmaya başladığını gören Microsoft'un Türkiye Genel Müdürü,
Genelkurmay bünyesinde ilgili dairenin başkanı bir paşamızla görüşme yapıp, kendilerine böyle bir şeyin olmadığına dair güvence verdi.
Şener Şen'in Yeşil Vadi filminde Tosun Paşa'yı ikna etmek için kullandığı "Aman Paşam olur mu hiç?" nakaratının benzeri söylemin inandırıcılığı yatsıya kadar sürdü.
İlgililerin önüne; Microsoft'un ABD devleti ile organik bağını ortaya koyan bir anlaşmanın J maddesinin 1. bendi kondu :
Microsoft; devletin bir kurumu tarafindan çekince konulmasi durumunda; herhangi bir yazilimi veya API'si (program parçacigi) ile ilgili hiç bir seyi açiklamak zorunda degildir"
Yazının girişinde okuduğunuz bu madde;
ABD'deki yargı sistemi tarafından; rekabeti baltaladığı için hedef tahtasına oturtulan Microsoft ile Adalet Bakanlığı'nın vardığı uzlaşma anlaşmasında yeralıyor.
Bu maddeyi okuduktan sonra tabi kimsenin; Tellioğlu ailesinin uşağı rolündeki Şener Şen'in
"Aman Tosum paşam olur mu hiç?" nakaratlarına inanası gelmedi.
Bu madde açıkça; Microsoft ürünleri bünyesinde ABD devletine ait kod parçaçıkları olduğunu ortaya koyuyordu.
Tabi Microsoft'un; "iletişim bilgilerini kaydetmiyoruz" açıklaması ile Türk Milleti'ni nasıl keriz yerine koyduğunu görmek için bir de;
11 Eylül saldırıları sonrasında ABD'yi polis devletine dönüştüren
"Vatanperverlik Yasası" (US Patriot Act)'i incelemek gerekir.
Bu yasa ile getirilen "National Security Letters" (Ulusal Güvenlik Mektupları) kavramı incelemeye değerdir.
Yasaya göre; FBI, soruşturma açısından "bağlantılı" olduğunu ortaya koyduğu sürece, göstermelik bir yargı onayı sonrasında, istediği Internet servis sağlayıcıya bir "National Security Letter" götürdüğü takdirde, sözkonusu servis sağlayıcı her türlü iletişim bilgisini paylaşmak zorundadır.
Bu mektupların bir diğer ilginç özelliği de, servis sağlayıcı, dış dünyaya, sözkonusu mektubun varlığı dahil, herşeyi inkar etmekle yükümlüdür.
Dolayısı ile, ABD'nin gizli polis devleti, servis sağlayıcılarının yasal olarak yalan söylemesini şart koşar.
Şimdi buna bakıp da, Microsoft baskı altında yalan söylüyor diye üzülmeyin sakın.
Zatıallerinin, ABD devletinin baskısı olmadan da yalan söylediği ve kullanıcılarının içeriğini takip ettiği onlarca kez ortaya çıktı.
Son vakalardan bir tanesinde; işletim sisteminde yeralan Medya Oynatıcısının(Media Player), kullanıcının hangi şarkıları dinlediğini gizlice kaydedip, Microsoft'un ilgili merkezine aktardığı ortaya çıktı da, Microsoft konu hakkında resmen özür dilemek zorunda kaldı.
Tabi; işletim sisteminin güvenlik açıklarını sürekli reddedip, yüzüne çarpılınca kabul etme yoluna gitmesi gibi, artık Internet güvenliği ile uğraşan camiayı bıktıran huyunu saymıyorum bile.
ABD'nin yargı sistemi de Microsoft'un bu huyunun farkında olacak ki; Microsoft'a karşı karar veren mahkeme bakın kararına neler yazmış :
"Microsoft geçmişte güvenilmez olduğunu kanıtladı. Kendisi hakkında daha önce alınan tedbir kararlarına uymak adına tutarsız ve ilüzyonist davranışlarda bulundu. "
Gördüğünüz gibi;
neredeyse herkesin bilgisayarında bulunan işletim sisteminin arkasındaki şirket, çalışmalarını bir yalan perdesi arkasında sürdürmeyi sadece Türkiye'de değil, ABD'de de alışkanlık haline getirmiş.
O yüzden Gamze Özçelik vakası sonrasında; "biz iletişim özgürlüğüne saygılıyız" açıklaması gelince, aklıma Murat Mercan geldi.
Ne alaka demeyin...
Hatırlarsanız kendisi bir süre önce Microsoft'un Seatlle'da düzenlediği "Hükümet Liderleri" zirvesine katılmış ve AKP olarak Microsoft ile e-devlet konusunda kapsamlı çalışmalar yapacaklarını gururla duyurmuştu.
AKP'nin Microsoft'u "e-devlet"in içine sokmasının ne büyük bir cehalet ve aymazlık olduğunu; 04 Haziran 2003 tarihinde kaleme aldığım Jeo-Kritik'te, "E-Devleti Microsoft'la kurmanın ABD'ye faydaları" başlıklı bir yazı ile yetkililere duyurmaya çalışmıştık.
E-Devleti Microsoft'la kurmanın sadece ABD'ye faydaları olduğunu düşünmeyin.
ABD dışında da faydalanabilenler olabileceğini düşünerek, biz Microsoft'a o meşhur dürüstlüğü ve şeffaflığı ile cevaplaması için bir soru soralım :
Merkeziniz Türkiye'den kaç kişiye burs veriyor?
Burs verdikleriniz arasında; devlet bürokrasisinde önemli şahısların çocukları var mı?
Bu önemli şahsiyetlerin bulundukları kurumlarla, siz ne gibi projeler yürütüyorsunuz?
Ne dersiniz...
"İnsanların kişisel hak ve özgürlüklerine" saygı gösterdiğini iddia eden Microsoft;
Milletlerin kendi kaderlerini, başka devletlerin amaçlarına hizmet etmeden belirleme hakkına da saygı duyuyor mudur?
Bu kadar yazıdan sonra, buna "çok şey istemek" denir sanırım................
.................
kafamızı bunlar karıştırıyor belki... saygılar..
Yinede uyarınız için teşekkür ederim. Amacını aşan cümleler kurmamaya dikkat ediyorum. Belki amiyane tabirle (acılarımızdan dolayı) bazen kantarın topuzu kaçıyor.. Hoş kalın..
Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Benim eşimde ben gece vardiyasına gittiğimde eve erkek alıyormuş komşular söyledi hemen boşanma davası açtım fakat eşim beni aradı babasının onu öldüreceğini yada intihar edeceğini söyledi bana ağladı sızladı davayı geri çektirdi fakat ben pişman oldum yapmasaydı dedim tekrardan davayı dilekçe vererek devam ettirebilirmiyim. Komşular şahitlik yapacak dostlarından gelen mesajları yakaladım bunlar boşanabilmem için delil olurmu. Tşk.
Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Alıntı:
pomak rumuzlu üyeden alıntı
Benim eşimde ben gece vardiyasına gittiğimde eve erkek alıyormuş komşular söyledi hemen boşanma davası açtım fakat eşim beni aradı babasının onu öldüreceğini yada intihar edeceğini söyledi bana ağladı sızladı davayı geri çektirdi fakat ben pişman oldum yapmasaydı dedim tekrardan davayı dilekçe vererek devam ettirebilirmiyim. Komşular şahitlik yapacak dostlarından gelen mesajları yakaladım bunlar boşanabilmem için delil olurmu. Tşk.
yukarıda yazılanlardan da belirtildiği gibi mesajların içeriği çok önemli.Yakaladığınız mesajlar hayasız bir hayat yaşadığını gösterir şekilde ise tabiii işinize yarar.Siz her halikarda silmeyin mesajlarınızı komşularınızın şahitlik yapması da sizin lehinize bir durum. Zina medeni kanunda bilindiği gibi boşanma sebebi ve zina yapan taraf kusurlu taraf olduğu için ispat da ederseniz karşı tarafın talebi durumunda tazminat,nafaka vs... yükümlülüğünüzde olmaz.
Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Alıntı:
pomak rumuzlu üyeden alıntı
Benim eşimde ben gece vardiyasına gittiğimde eve erkek alıyormuş komşular söyledi hemen boşanma davası açtım fakat eşim beni aradı babasının onu öldüreceğini yada intihar edeceğini söyledi bana ağladı sızladı davayı geri çektirdi fakat ben pişman oldum yapmasaydı dedim tekrardan davayı dilekçe vererek devam ettirebilirmiyim. Komşular şahitlik yapacak dostlarından gelen mesajları yakaladım bunlar boşanabilmem için delil olurmu. Tşk.
Madde 161 - Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Davadan vazgeçmek zımnen affetmektir.
Re: Zina yapmak bu kadar ÖNEMSİZ Mİ?
Alıntı:
Jilet rumuzlu üyeden alıntı
Madde 161 - Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Davadan vazgeçmek zımnen affetmektir.
Davadan vazgeçmekle daha önceki zina olayı affedilmiş olur, vazgeçiş tarihinden sonrakiler değil.
Ancak zina çok kuvvetli bir iddiadır. Mesajlar tek başına zinayı ispatlamaz. Öpüşmek, sarılmak zina değil sadakatsizliktir. Zina için cinsel ilişkinin varlığının ispatı gerekir.