Cevap: Ayıplı Daire ve Tevdii Mahalli
Sayın mceyran03,
Benim davamı şöyle izah edeyim.
Ben 2009 yılında 3 bloktan oluşan 112 daireli bir site içerisinde lüks sayılabilecek bir konutu 80,000 tl si banka havalesi ile peşin, 55,000 tş si banka kredisi olmak üzere 135,000 tl ye satın aldım. Satın alırken ve satın aldıktan sonra kredimi refinans yoluyla başka bankaya taşırken olmak üzere iki defa ekspertiz yaptırdım. Bu ekpspertizlerde eksperler daireye olumlu rapor verdiler. Hem de ikisi de. Satın aldıktan aylar sonra yavaş yavaş site inşaatındaki hukuksuzlukları öğrenmeye başladım. Önce 5000 m2 diye web sitesi ve satış broşürlerinde belirttikleri yeşil alanın siteye değil kamuya ait olduğunu öğrendim. Sonra yanımızdaki apartmanda 2 kaçak kat olduğunu öğrendim. Tüm site aynı parsel üzerinde olduğundan bizim apartmanda kaçak kat olmamasına rağmen 3 apartmanda kaçak durumuna düşüyordu. Sonra havuzun aslında projesinde bile bulunmadığını, süs havuzu olarak yapıldığını ve tapusuz ve ruhsatsız olduğunu öğrendim. Bununla da kalmadı müteahhit firma bana 1,5 yıl sonra ısrarla istemem sonucu faturamı gönderdi fakat onu da 65,000 tl olarak yani eksik kesmiş. Bu da bitmedi tüm pvc doğramaları tek ölçü üzerinden yaptığından ölçüleri uymamış ve tüm dairelerde pvc doğramaların boşluk kalan kısımlarını köpük dolgu ile doldurmuş. Geçen zaman içinde yazları ve kışları soğuk ve sıcağa maruz kalan dolgular çatlamaya ve o çatlaklardan soğuk girmeye başladı.
Tüm site sakinleri bunları öğrendikten sonra müteahhit firmayı çağırdık. Toplantılar yaptık ve bunları derhal düzeltmesini talep ettik. Her seferinde bizi oyalamaya devam etti. Belediye ile milli emlakın mahkemelik olduğunu, o mahkeme sonuçlandığında 500m2 bir arsayı tevhid yaparak tadilat projesi ile siteyi iskana uygun hale getireceklerini fakat bunun için sabretmemiz gerektiğini söyleyip durdular. Ben bizi oyaladıklarına kanaat getirerek 2011 mayıs ayında bir ihtarname çektim ve 15 gün içinde derhal eksiklikleri gidermelerini talep ettim. Tabi ki gidermedikleri gibi cevap bile vermediler. Biz de site olarak haziran ayında mahkemeye başvurarak tespit davası açtık. Mahkeme bilir kişi tayin etti. Bilir kişi raporunu ekim ayında mahkemeye sundu. Burada da ben çok şaibeli bir durum gördüm. Bilir kişi bir türlü gelmek bilmedi. Ben müteahhit firmanın bilirkişiyi etkilemiş olabileceğinden şüphelendim. Şöyle ki bilirkişi raporunda kaçak bir sitedeki taşınmazların değerinde ancak %10 bir değer kaybı oluşturmuştur demiş ki kaçak bir taşınmazın maddi değeri nasıl olabilir?
Neyse tüm bunlardan sonra ocak 2012 de gidip tüketici mahkemesinde dava açtım. Dava dilekçemde tüm bunları belirttim. Fakat ben dava dilekçemde müteahhit firmaya yüklendim. Sadece eksperlere ödemiş olduğum ücretlerin faiziyle iadesini istedim. Belediye ve bankaları dava etmedim. Çünkü incdelediğim örnek davalarda bankalar tüm suçu eksper firmalara yıktıklarından aleylerine pek bir şey çıkmamış. Belediyeler ise sadece kendi sattıkları taşınmazlarda bir hukuksuzluk varsa davaları kaybetmişler. Onun dışında pek bir şey olmamış onlara da. Ve ayrıca kaybettiğinizde tüm mahkeme masrafları ve avukatlık ücretlerini ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Neyse benim sorum şu: Acaba mahkeme safahatı devam ederken ıslah dilekçesi vererek ekspertiz firmalarını da dava edebilir miyim? İlk dilekçemin netice-i talep kısmında ekspertiz firmalardan ödemiş olduğum ücretleri iade talep etmiştim ama dava etmemiştim onları. Buna rağmen hakim dilekçemi kabul etti. Mayıs ayında ilk duruşmamız var.
Karşı tarafın avukatları ise dilekçeme cevaplarında tüm suçlamaları reddetmişler. Ben bunların hepsini gizli ayıp olarak belirtmiştim. Onlar kaçak yapının gizli ayıp değil hukuki ayıp olduğunu kabul etmişler. Yanlız daireyi bunların tümünü bilerek satın aldığımı, 30 günlük ihbar süresinin geçtiğini bu sebeple davanın düşmesini talep etmişler.
Benim ise şahitlerim var. Tüm kat malikleri şahit keza kimse alırken bilmiyordu. Kaldı ki satın alırken broşür ya da faturada kaçak yapılardan bahsetmemişlerdi.
Benimle mahkeme tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Ayrıca yukarıdaki bilgiler ışığında sorularıma cevap verirseniz memnun olurum.
Şu an için aklıma gelenler bunlar ama aklıma geldikçe yazmaya devam edeceğim.
Teşekkürler
Cevap: Ayıplı Daire ve Tevdii Mahalli
Merhabalar,
Kusura bakmayın. Uzun bir süredir siteye giriş yapmıyorum.
Öncelikle geçmiş olsun. Cevaplarım bu aşamada işinize yarar mı bilemiyorum. Ben yine de bir kaç hususu aktarayım.
Avukat değilim, tüm hususlar kendi yaşadıklarım sonucu bende oluşan bilgi ve kanaatlerden ibarettir. Tüm işlemlerini özellikle, İmar ve Kat Mülkiyeti Kanunları hususunda tecrübe sahibi bir avukat ile görüşmenizde fayda olduğunu ayrıca belirtmek isterim.
*Tüketici Kanunu tüketiciye kontrol ve denetleme yükümlülüğü getirmemiştir. Bu sebeple daireyi bilerek satın aldığınızı ifade etmeleri kendilerini bağlar. Ancak, size faturanız ile birlikte aldığınız taşınmazın hukuki ayıplı olduğunu içeren bir bildirim yapılmışsa o zaman sizin için bağlayıcı hale gelir. Aksi durumda endişelenmenizi gerektirecek bir durum söz konusu olmadığı kanaatindeyim. Zira, iddia makamı iddiasını ispat ile mükelleftir. Fatura ile size bildirilmiş bir ayıp bildirimi mevcut değil ise , sizin bildiğinizi bırakın ispat etmeye uğraşsınlar.....
*Islah müessesesi müddeabihi (talep ettiğiniz parayı) artırmak için kullanılan, pratikte kolay görünen ama çok fazla ayrıntının incelenmesi gereken bir süreçtir. Size tavsiyem, expertiz firmaları ve yerel belediye yi de içeren ayrı bir dava açıp, ilk dava ile birleştirilmesini talep etmeniz olacaktır. Belediye kontrol ve denetleme yükümlülüğü sebebiyle doğacak zarardan sorumlu tutulacaktır kanaatindeyim. Bu hususta danıştay kararları da bulabilirsiniz.
* Belediye hakkında ayrıca iç işleri bakanlığına göndereceğiniz bir dilekçe ile kontrol ve denetleme görevini yerine getirmeyenlerin tespit ve cezalandırılmasını talep edin. Açılan davaya müdahil olur, belediye görevlilerinin cezalandırılmasını talep edersiniz. Buradan çıkacak bilirkişi raporu diğer davalarda çok işinize yarar.
* Kaçak binaların maddi değerinin olmayacağına ilişkin Yargıtay kararları mevcut, bu kararlardan birine ulaşıp, bilirkişi raporuna itiraz yazınızda o Yargıtay kararına atıfta bulunmanız yeterli olacaktır.
* Kredi kullandığınız ilk banka ve expertiz ile refinanse ettiğiniz diğer banka expertiz leri ayıplı hizmet sebebiyle doğan zarardan sorumlu tutulmaları gerekir.
* Gerçi Bankalar yırtar, niye mi? Konut kredisi sözleşmesi ile kredi kullandırmasına rağmen yargı bağlı kredi olmadığına hükmeder. Amaç yargılama yapmak ve en kısa yoldan tüketicinin zararının karşılanmasını sağlamak değil de ondan. Yargı bize dokunmasınlar da tüketici lehine de bir karar verdik, müteahhitten alabilirse parasını ne ala, alamazsa tüketicinin haddine mi kendi parası ile kendisine lütfedilmiş daireyi reddetmek mantığı hakimde ondan.
*Kredi Sözleşmeniz cinsi ve çeşidi ile bağlı bir kredi sözleşmesi şeklinde düzenlenmiş ve büyük ihtimalle de kredi bedeli blokeli çek halinde müteahhit yada emlak komisyoncusuna banka tarafından verilmiştir. Bu bile yargı tarafından incelenmez ve denetlenmez. Malisef adalet beklemek ütopik bir durum olacaktır.
* Dava devam ederken, girdiğiniz bir celse de ıslah kelimesini kullanmadan eşdeğer kusursuz bir dairenin bedelinin belirlenmesi ve tarafınıza ödenmesini talep ettiğinizi bildirin. Bu cümle önemli " eşdeğer ve kusursuz bir daire beledinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınması ve ihtar tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tarafıma ödenmesine karar verilmesini talep ediyorum" böylece bizim uğradığımız bir miktar bedel kaybına uğramazsınız.
* Hukuki ayıplar genelde, kendisine refakat eden yan ayıp ve zararlar ile birlikte bulunurlar ve hukuki ve ekonomik ayıplar şeklinde anılırlar. Bu durumu celse de belirtebilirsiniz.
* Ayrıca, imar ve kat mülkiyeti yasaları inşaat sektörünün aynı zamanda idari hükümlerden olan zorunlu teknik düzenlemeleridir. Tüm üreticiler ürettikleri ürünleri Teknik düzenlemesine uygun yapmak zorundadır. Teknik düzenlemesine uygun yapılmayan ürünler ise güvenli kabul edilmezler. Bu durumu da celse de belirtmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Zira teknik düzenleme hususu çok geniş bir konudur.
Tekrar geçmiş olsun.
Cevap: Ayıplı Daire ve Tevdii Mahalli
Sayın duran, Yargıtay Kararını istediğiniz katılımcı en son 20.09.2013 tarihinde bulunmuş. Cevap almanız zor gibi görünüyor. Siz sorunuza yada sorununuza cevap almak istiyorsanız yaşadığınız olayları bütün ayrıntısıyla aktarırsanız ancak o zaman yardım eden çıkabilir. Bende aynı durumdayım diyerek yardım alamazsınız.
Expertiz tarafından mağdur edildiğinizi aktarmışınız, bu bir kere yanlış iddia olur çözüm getirmez , nedeni, banka expertize kıymet taktiri yaptırır ,bunun kredi müşterisiyle ilgisi yoktur.Bankanın expertiz raporu banka için hazırlanır.Müşteri için bir vaad içermez.Banka krediyi verirken size mi verdi satan firmaya mı verdi, Bankanın kredi sözleşmesinde taşınmazın özellikleri belirtilmiş mi, gibi buna benzer sorular akla gelebilir. Satıcıyla yapılan sözleşmeler nedir.Bunlara iyi muaffak olun tekrar araştırmanıza öyle devam edin.