BASIN BİLDİRİSİ
Son günlerde basında, hukuki hiçbir nosyonları ve formasyonları olmadığı halde, kimi gazeteciler tarafından &S216;adalet ve bilirkişi, bilirkişi skandalı, şaka gibi bilirkişi raporu' başlıkları ile haber, makale ve eleştiri konusu yapılan ve Baromuz üyesi iki değerli meslektaşımız tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına ilişkindir.
Hemen işaret etmek gerekir ki, destekten yoksun kalma tazminatı, ister somut olayda olduğu gibi, varsayımlı destek olarak isimlendirilen gelecekte desteğinden yoksun kalınacak, isterse gerçek destek olarak isimlendirilen eylemli olarak çalışan ve gelir sahibi olan kişi ile ilgili olsun özünde bir &S216;aktüerya hesabı'dır.
Bu hesaplamayı yapma konusunda uzman olan bilirkişi, yargıcın topladığı kanıtlar ve veriler doğrultusunda ve &S216;galip ihtimal' esası üzerine kurulu bir kurgu ile geleceğe yönelik bir projeksiyon yapar ve hesaplamayı bu projeksiyon üzerine oturtur.
Bu projeksiyonda, önce destek konumunda ve gerekse destek alacaklısı konumunda olan kişilerin olay tarihindeki yaşına göre 1931 simgeli PMF (Population Masculin Feminene) tablosundan yararlanılarak muhtemel ömür süreleri ve buna bağlı olarak destek süreleri belirlenir. Desteğinden yoksun kalınan kişinin mahkemece gerek olay tarihi itibarı ile, gerekse tazminat hesabının yapıldığı tarihe kadar belirlenen gelir durumu izlenir ve ölenin hesaplamanın yapıldığı tarihteki yıllık geliri, destek süresi boyunca ve her yıl için %10 oranında artırıma tabi tutulur. Bu gelirden destek alacaklılarının, alacakları pay oranı belirlendikten sonra, bu paya isabet eden miktarın peşin değeri, her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolu olarak hesaplanır. Bu hesaplamada %10 iskontolu peşin değer tablosunda yazılı olan katsayılar esas alınır.
Bu esaslara bağlı olarak hesaplanan tazminattan, somut olayın özelliklerine göre karşı kusur, destek alacaklısı eş için evlenme şansı, sigortaca ödenen miktar, varsayımlı destekte, desteğinden yoksun kalınan çocuğun ölümü ile tasarruf edilen yetiştirme giderleri indirilir. Bu indirimlerden sonra kalan miktar, hükmedilecek tazminata esas olan miktardır.
Somut olayda, haksız ve yersiz biçimde suçlanan bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamada bu esaslara uyulmuştur.
Yetiştirme giderlerinin indirilmesine ilişkin uygulamanın hukuksal dayanağı, hem İsviçre Federal Mahkemesi'nin ve hem de Türk Yargıtay'ının uygulanmasını emrettiği &S216;denkleştirme ilkesi' olup, bu ilkenin mantığı &S216;desteğinden yoksun kalınan kişinin ölümü ile anne ve babasının iaşe ve infak gibi, okul gideri gibi giderlerden kurtulmakla sağladığı yararın indirilmesidir.'
Türk Yargıtay'ı tarafından, Medeni Yasa'nın değiştirilmesinden önce sadece baba için hesaplanan tazminattan indirilen yetiştirme gideri, Medeni Yasa'nın değişmesinden sonra yine Türk Yargıtay'ı tarafından geliştirilen içtihatlarla, hem anne ve hem de baba için hesaplanan tazminattan indirilmeye başlanılmış ve bu indirim yapıldığında, her olayın kendi özelliklerine bağlı olarak ve fakat çoğu zaman, anne ve baba için hükmedilecek bir tazminat çıkmamaya başlamıştır.
Bütün bu nedenlerle, hem mesleklerini icrada ve hem de bilirkişiliklerinde son derece güvenilir, saygın ve konularının uzmanı olan Baromuz üyesi Av. Nurdane Kara ile Av. Sema Güleç Uçakhan'a yönelik haksız ve yakışıksız suçlamaları, Ankara Barosu olarak kınadığımızın, her iki meslektaşımızın da arkasında olduğumuzun bilinmesini isteriz.
Saygılarımızla.
Av. V. Ahsen Coşar
Ankara Barosu Başkanı
Bu kadarla da değil girin arama motorlarına arama yapın bakalım insanlar neler yazmışlar.En ağır hakaretlere küfürlere mağdur kalmış bu 2 avukat bilirkişi.Herşeyi medyadan öğrenmeye alıştık ama yazılanların doğru olup olmadığını sorgulamaya gelince kimse sormuyor "Neden iki bilirkişide aynı yönde rapor verdi?" Bizi piyon gibi kullanan medyanın etkisini açıkça görebiliyoruz.2 avukatta şuan insanlık ayıbı işlemiş insan dışı caniler gibi anılıyor.Ancak işin gerçeğini araştırmaya kimse yanaşmıyor.Lütfen oyuna gelmeyelim.Önyargı ile olaya yaklaşmayalım