Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Demek ki öncelikle "Mustafa" söz konusu olduğunda, "Can Dündar" söz konusu olduğunda güzel bir eser izleyeceği sanısıyla peşin hükümlü olmak yanlışmış. Bu ülkede demek ki yumruğun nereden ve kimden geleceği kestirilemezmiş. İlk kez Abbas beye hak veriyorum ama ben peşin hükümlü olmaya devam ederek bu filmi izlemeyeceğim.
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Bu arada içinizde CAN DÜNDAR' ı göreniniz var mı? Yer yarıldı da içine mi girdi acaba?
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
milo rumuzlu üyeden alıntı
Demek ki öncelikle "Mustafa" söz konusu olduğunda, "Can Dündar" söz konusu olduğunda güzel bir eser izleyeceği sanısıyla peşin hükümlü olmak yanlışmış. Bu ülkede demek ki yumruğun nereden ve kimden geleceği kestirilemezmiş. İlk kez Abbas beye hak veriyorum ama ben peşin hükümlü olmaya devam ederek bu filmi izlemeyeceğim.
Sayın Bilgili, Sayın milo'nun bu iletisini okuyuncaya dek üzerime alınmamıştım ama şimdi sorma gereği hissettim nedense. Birçok belgesel filmini beğenerek izlediğim, özellikle çok beğendiğim Sarı Zeybek belgeselinin yapımcısı Can Dündar'dan en az onun kadar iyi bir eser bekleyip, bunu sizlerle paylaşmamı "sazan gibi atlamak"; filmi henüz izlemediğim için hakkında herhangi bir yorum yapmamakla birlikte, duyduğum olumsuz eleştiriler neticesinde yaşadığım hayal kırıklığını paylaşmamı da "ricat" olarak mı değerlendiriyorsunuz yoksa?
Eğer öyleyse üzülürüm gerçekten, sizin adınıza...
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Dilek Hanım;
Tekrar özür diliyorum. Sizin üzülmeniz benim üzülmem demektir. Buradaki eleştirlerim yakın gördüğüm kişilere takılmaktan ibarettir. Alınganlık gösterirseniz gerçekten üzülürüm. Atatürk bizim ortak değerimizdir. Selam.
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
mert___ rumuzlu üyeden alıntı
müthiş bir filmm
Nesi müthiş bir anlasak..... Atatürk'ü çaktırmadan sabote edişi mi?
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Rica ederim Abbas Bey, inanın özür dilemenizi gerektirecek bir durum yok. Sadece soruma vermiş olduğunuz cevap farklı olsa idi okkalı bir ileti gelecekti, o kadar, hadi yine kurtardınız paçayı. ;)
Açıklama için teşekkür ederim, üzülmeyin, üzülmeyelim, üzmeyelim olur mu? :)
Aman haaa, üzmeyelim derken "Üzmez" de olmayalım tabii. :o
Alıntı:
Atatürk bizim ortak değerimizdir.
Fazla söze ne hacet? Ortak değerlerimizi yitirmemek, hep yaşatmak dileği ile...
Selam ve sevgiler.
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Aslında Mustafa Kemal Atatürk'e en büyük zararı , onu putlaştırıp tapan fanatikleri vermiştir. Atatürk asla bir put değildir. O hatalarıyla, günahlarıyla bizler gibi bir insandır. O son yüzyılın yetiştirdiği en büyük liderdir ve benim için onun rakı içip içmediği değil, vatanına milletine hatta insanlığa olan bağlılığı önemlidir. İnsani eksikliklerini öne çıkararak onun büyüklüğünü kimse gölgeleyemez. Filmin jurnalini yapanlar keşke önce görüp, sonra ücretsiz reklam yapsalardı. İşte Atatürk lafını duyunca ne olduğunu bile araştırıp anlamaya çalışmayacak kadar onu putlaştırmış olanlar, istemeden bile olsa ona böyle zarar verirler. Forumda birçok arkadaş zaten Can Dündar'ın nasıl bir kişilik olduğunu gayet güzel vurgulamışlar. Allahtan entel geçinen birçok vatandaşımız, filmin vermeye çalıştığı gizli mesajı anlamamış bile. Gözyaşları içinde, MUHTEŞEM diyip duruyorlar...
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
maske85 rumuzlu üyeden alıntı
Aslında Mustafa Kemal Atatürk'e en büyük zararı , onu putlaştırıp tapan fanatikleri vermiştir. Atatürk asla bir put değildir. O hatalarıyla, günahlarıyla bizler gibi bir insandır. O son yüzyılın yetiştirdiği en büyük liderdir ve benim için onun rakı içip içmediği değil, vatanına milletine hatta insanlığa olan bağlılığı önemlidir. İnsani eksikliklerini öne çıkararak onun büyüklüğünü kimse gölgeleyemez. Filmin jurnalini yapanlar keşke önce görüp, sonra ücretsiz reklam yapsalardı. İşte Atatürk lafını duyunca ne olduğunu bile araştırıp anlamaya çalışmayacak kadar onu putlaştırmış olanlar, istemeden bile olsa ona böyle zarar verirler. Forumda birçok arkadaş zaten Can Dündar'ın nasıl bir kişilik olduğunu gayet güzel vurgulamışlar. Allahtan entel geçinen birçok vatandaşımız, filmin vermeye çalıştığı gizli mesajı anlamamış bile. Gözyaşları içinde, MUHTEŞEM diyip duruyorlar...
İletinizi ilk okuduğumda onu kimin putlaştırdığını düşündüğünüzü anlamaya çalıştım, daha sonra "Filmin jurnalini yapanlar keşke önce görüp, sonra ücretsiz reklam yapsalardı. İşte Atatürk lafını duyunca ne olduğunu bile araştırıp anlamaya çalışmayacak kadar onu putlaştırmış olanlar, istemeden bile olsa ona böyle zarar verirler." sözünüzden bu tabiri film vizyona girmeden fikirlerini belirten bizler için kullandığınızı anladım. Öncelikle sözlerinize dikkat edin, burada karşınızda duran insanlar Atatürk'ü cisim olarak putlaştırıp tapmamaktadırlar, onun fikirlerine, sözlerine, vatan sevgisine tapmaktadırlar. Kavram kargaşası yaratmaya çalışmayın.
Biz filmin reklamını yapmaktan ufacık bir pişmanlık duymamaktayız, Atatürk ile ilgili bir çalışma yapıldığında tabii ki burada duyuracağız, ücretsiz reklam da yaparız, bu kimseyi ilgilendirmez. Atatürk'ü anan, onu tekrar hatırlatan her çalışmaya saygımız sonsuzdur, ve her zaman bu çalışmaların altına imza atanların arkasındayız, bu kişileri de alkışlarız. Bu durumla yapılan eleştirileri birbirine karıştırmamak gerekir.
Filmi izledim. Her yerde çokca eleştri yapıldı, bu eleştirilerden katıldıklarım olsa da hepsini burada tekrar etmek istemem. Atatürk'ü hatalarıyla, günahlarıyla bizim gibi bir insan olarak tanıtmayı, anlatmayı amaçladığını söyleyen Can Dündar bunu başaramamış, en azından ben, onun benim gibi bir insan olduğu fikrine kanaat getiremedim filmi izledikten sonra. Onu anlatırken siyasi başarılarından, dünya görüşünden, azminden, inancından, çalışkanlığından vs bahsetmek mecburdu, bunları bile bile onun benim gibi bir insan olduğunu düşünmek imkansız olurdu.
İçkiye düşkünlüğüne gelince, bu noktanın filmde birkaç yerde vurgulanması yersizdi, bir amacı yoktu. İzleyicilere Atatürk'ün çok içki içtiğini öğretmekse amaç, bunu zaten biliyorduk, zira siroz hastalığına en çok neyin sebep olduğu da bilimsel bir gerçek. Çok içki içmesine ancak şu nedenle karşı olabilirim, aramızdan çok erken ayrılması sonucunu doğurmuştur.
Yine filmde "hayatının başından sonuna kadar yalnızlığının" vurgulanmasına karşılık, Can dündar'ın kendi internet sitesinde Sarı Zeybek kitabı için düştüğü nottaki çelişkiyi belirtmek isterim.
"Atatürk'ün Son 300 Günü...
Bu kitapta, hastalığının 1923'e uzanan geçmişini, Atatürk'ün tedaviye çocukça direnişini, son günlerindeki yalnızlığını, İnönü'yle kavgasının perde arkasını, o ölüm döşeğindeyken başlayan iktidar kavgasını okuyacaksınız.
Can Dündar, Atatürk'ün tarifsiz acılarla örülü son günlerini yaşayanların anılarından derledi. Ömrünün son döneminde uzak düştüğü dostlarından doktorlarına, baş ucundaki manevî evlatlarından her an yanı başındaki silah arkadaşlarına Atatürk'ün son 300 gününü yaşayanları yazdı.
Ata'yı insanî yönleriyle yeniden tanımak isteyenlere...
Onu özleyenlere... "
Bu arada Atatürk-İsmet İnönü ilişkisinin (ilişkisi diyorum, izlemeyenlere ayıp olmasın) gözlerimi doldurduğunu söyleyebilirim.
Genel olarak "Mustafa" yı şöyle ifade edebilirim. Sarı Zeybek gibi bir şaheserin üzerine 15 senelik bir tecrübe eklenmesine rağmen, onlarca muhteşem belgesele imzasını amasına rağmen "Mustafa" Can Dündar markası için vasattı. Fazlalıkları, gereksizlikleri vardı, eksiklikleri de vardı. Örneğin içki içmesinden, katıldığı eğlencelerden o kadar sözedilmesine rağmen okuduğu bir kütüphane dolusu kitaptan sözedilmemiştir. Okuduğu kitaplar şu anda Anıtkabir'de sergilenmektedir ve üzerlerinde kendi el yazısı ile aldığı notlar bulunmaktadır. Bunların da incelenerek filmde değinilmesini arzu ederdim. İnsani ihtiyaçlarıyla, duygularıyla, düşkünlükleriyle cismani Atatürk'ü değil, fikri ve ruhi Atatürk'ü daha yakından tanımak beni daha mutlu ederdi.
Aslında bu, Can Dündar'ın başarısızlığı değil, Mustafa'nın başarısızlığı, çünkü sizin bizim gibi insan olarak ona giydirilmeye çalışılan elbise ona yakışmamış, yapacak bir şey yok :)
Yine de, Atamızı bize tekrar izlettiren, onunla iki saat geçirmemizi sağlayan, emeğini veren Can Dündar'a ve müzikleriyle farklı bir tat katan Goran Bregoviç'e teşekkürü borçluyuz.
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
Av.Fırat Bayındır rumuzlu üyeden alıntı
Bu arada içinizde CAN DÜNDAR' ı göreniniz var mı? Yer yarıldı da içine mi girdi acaba?
Hakkını yemeyelim Fırat Abi, pazar günü Ruhat Mengi'nin programına telefonla katıldı, geçen gün de Abbas Güçlü'nün programındaydı. :)
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Mustafa isimli belgeseli seyretmedim. Hasan Murat Hüseyin ya da Ali olsaydı adı yine seyretmezdim. Çünkü Can Dündar'ın söylediği, yazdığı hiçbirşey inandırıcı gelmiyor geçen yazdan beri.
Abdullah Gül hakkında Milliyette yayınlanan yazı dizisini okudunuz mu Dündar'ın? Ben okudum. Tam yarısıydı sanırım birden farkettim. Fonda Dündar'ın tarzı müzikler, sözcükler onun vurgusuyla kulağımda..Kendimi kandırıyorum sandım bir an... İşte o an farkettim ki sadece bir tarzdı onun ki. Etkileyici bir tarz. Domates hakkında da aynı güzellemeyi yapabileceğini düşündüm o an. Hatta Can Dündar olsa domatesi nasıl anlatırdı şöyle mi derdi yoka böyle mi diye dalgamı geçtim bir zaman.
Sakın meselenin Abdullah Gül ile ilintili olduğunu sanmayın. Mesele zanaatçı yanın bu denli ağır basmasında. Mustafa isimli belgesel Atatürk'ü yere göğe sığdırmasaydı da değer verdiğim tüm dostlarım ve yazarlar öve öve bitiremeseydi de ben Dündar'ın dilinden sevemeyecek sindiremeyecektim içime.. Bunu bildiğim içinde paramı ve zamanımı harcamayacaktım.
Abartıyormuyum? Lütfen benim yaptığım gibi, Can Dündar'ın seslendirdiğini düşünerek okuyun sizde. Demek istediğimi anlarsınız...
http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=5289
Uyarı: Sakın belgeselmiş gibi gözünüzde canlandırmayın. Yoksa öğretmenin kemanla işkence yaptığı bölümden ötesini hayalleyemezsiniz. Oysa Can Dündar hayallemiş "Muhtemelen Köy Enstitülü" demiş öğretmen için daha önce Sarı Zeybek ve Fikriyede" yaptığı gibi boşlukları dolduruvermiş.