Sevgili abbas
mizah izah edilmez ki. Herkes nasıl anlıyorsa öyledir. Çevere benzetmesinin türbanla ilişkilendirilmesi amaç olsaydı, türban forumuna yazardım.
Printable View
Sevgili abbas
mizah izah edilmez ki. Herkes nasıl anlıyorsa öyledir. Çevere benzetmesinin türbanla ilişkilendirilmesi amaç olsaydı, türban forumuna yazardım.
Sevgili Gecem, soru mu şimdi bu?
Çenenin bile ziynet olup olmadığını yıllardır tartışan bir cemiyetten beliklerini aşağıya kadar sallandırmalarını nasıl beklersiniz?
Ayet "ziynetlerinizi örtün" diye emrettiğinden bu ziynet meselesi çok tartışılmaktadır İslam camiasında.
Bazıları kadınların el, yüz ve ayakları hariç diğer yerleri ziynettir der, bazıları gözler hariç tüm yüzü ziynet kavramı içine sokar. Yüzde sadece çeneyi ziynet sayan akım(!)lar da var.
Afganistan'ın burkasına bakılırsa orada ziynet gözler de dahil tüm vücut olmalı. Eli pazarda para uzatırken göründü diye kadını pazarcıların dövdüğüne ilişkin bir haber okumuştum geçen yıllarda...
Yani olay bir tutam saçın görünüp görünmemesinde mi düğümleniyor?
Ben bu soruyu "geleneksel başörtüsü" ile "türban" arasında yasak açısından bir fark olup olmadığını anlamak için sormuştum.
Bir tutam saç göründüğünde kıyafet kamusal alana uygun hale geliyor, aynı kıyafet ile saçın teli bile görünmezse kamusal alana uygun olamıyor. (mu?)
Türban yasağından yana olan kişiler bu konuda kesin ve net açıklamalar yapsa iyi olacak.
başörtüsü sanırım 'baş'ı örtüyor,,, (toza, rüzgara vs karşı..)
diğeri saçı örtüyor..., 'potansiyel' saç fetişistlerine karşı...
BU KONU İLE İLGİLİ HAYLİ KESİN VE NET AÇIKLAMA;
İZLEYİNİZ..,
Çevre taraftarı bir çift
http://img205.imageshack.us/img205/7192/edirnedch8.jpg
Türban taraftarı bir çift...
http://www.nancarrow-webdesk.com/war...mg.31751_t.jpg
Sonuç;
Çevreye zarar veren de,
çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır.
ve;
Çevreyi korumanın yolu; sevgi, bilgi ve uygulamadan geçer...
Hayır Sayın Sdt,
Sorun bir tutam saçta düğümlenmiyor. Sorun laiklik ilkesinde düğümleniyor. Bunun tartışması o kadar çok yapıldı ki tekrar etmeyi gereksiz buluyorum. Kaldıki mahkeme kararlarıyla sabit bir durum.
Ve yine hayır bir tutam saçınızı açar kalanını kaparsanız yine üniversiteye giremezsiniz. Olay saçınızın rengini gösterme değil sizinde çok iyi bildiğiniz gibi.
Bu arada insanları türban yasağından yana yada karşı şeklinde sınıflamanızıda kınıyorum. Şahsen ben Türban yasağının yanında, karşısında, sağında ve solunda değilim. Yanında olduğum bir tek şey var demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetidir.
gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı http://images.hukuki.net/images/buttons/viewpost.gif
Acaba uzun ve gür saçları olduğu hissi vermek için türbanın altına acayip araçlar koyan kızlarımız, foklor kıyafeti giyerlerse, sırtlarına örtünün altından, bu örgüleri de salarlar mı?
Sorusunu şakayla karışık başörtüsüyle türbanı aynı kefede tartma çabasında olanlara geleneksel giyim tarzımızı hatırlatmak için sormuştum. Gösterilerde izlediğimiz, anneannelerimizin sandıklarından çıkan o giysiler, düne kadar günlük yaşamda kullanılıyordu. Bu gün dahi dışa nispeten kapalı köylerde özellikle düğün ve bayram törenlerinde gösterilerde giyilen giysilerin tıpa tıp aynılarını giymiş genç yaşlı kadın ve erkeklerimizi görmek mümkündür.
Marmaris ve Bodrumda geçen sene yakılan yerlerin yerine aynen orman yapılacağınıda bu zat söylemişti yapıla yapıla MNG holdinge otel yapıldı. Aslında böylece yangını çıkaran ve ortaklarının teşhiride oldu ama uyumaya devam ediyoruz. İyi uykular tatlı rüyalar savcılar.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, AKP döneminde çıkarılıp Anayasa Mahkemesi’ne götürülen çevre düzenlemelerini sıralayarak, "Başbakan, Türkiye’deki bir numaralı çevre sabıkalısıdır. O yüzden Başbakan’a, Pinokyo örneğini hatırlatmakta fayda var" dedi. Okay, Başbakan’ın "Çevrecinin daniskasıyım" sözlerine dün yazılı bir açıklamayla tepki göstererek, şunları söyledi: "Sayın Başbakan’ın yavuz hırsız ev sahibini kovarmış atasözümüzü hatırlatan sözlerini duyunca ’Pes artık’ dedik. Herhalde biraz olsun AKP’nin uygulamalarını izleyenler Başbakan’ın bu üslubunu ancak tebessümle karşılamışlardır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde ’Daniskasını yapmak’ deyiminin ’Bir işi her yolu deneyerek gerçekleştirmek’ anlamına geldiği belirtilmekte. Bu açıdan bakarsak Başbakan’ın gerçekten deneyerek çevreyi katletmeyi başardığını söyleyebiliriz. Çevrenin katledilmesinin örneklerini ortaya koyan yasaların hepsini CHP, Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır."
Mahkemelik davalar
Okay, yüksek mahkemeye götürdükleri yasaları şöyle sıraladı:
2-B uygulaması ile orman arazilerinin talan edilmesi.
Mahkemenin iptal ettiği kızıl ağaçları orman vasfından çıkaran yasa.
Türk Ceza Kanunu’nun "Çevrenin kasten kirletilmesi" başlıklı 181. maddesi ile "Çevrenin taksirle kirletilmesi" başlıklı 182. maddesinin yürürlüğe girmesini 2 yıl erteleyen düzenleme.
Turizmi Teşvik Kanunu’nda tüm orman arazilerinin "turizmi teşvik" söylemi ile talan edilmesinin önünü açan değişiklik.
’Cargill Yasası’ olarak bilinen Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile metrekaresi 5 YTL karşılığında tarım arazilerini işgal edenleri affeden ve tarım arazilerini yapılaşmaya açan yasa.
Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikle tüm ormanlar, milli parklar, tabiat parkları, su havzaları, kıyı alanlarının madencilik faaliyetine açılması.
Petrol, jeotermal kaynaklar ve maden arama faaliyetlerinin çevresel etki değerlendirme (ÇED) kapsamı dışına çıkarılması.
Çevre Kanunu’nda yapılan değişiklikle madencilik faaliyetlerinde ÇED aranmaması.
Basından
Gözünüz aydın. Yanan ormanların yerine yapılan otelin adı ORMAN oluyormuş.
29.08.2008/HÜRRİYET
Meltem ÖZGENÇ ANKARA
Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 22 Temmuz’da Rize’nin Güneysu İlçesi’nde çevrecileri eleştirirken söylediği, "Ben çevrecinin daniskasıyım" cümlesinin Türkçe açısından yanlış bir kullanım olduğunu belirtti.
Özel, "daniska" sözcüğünün tek başına "en iyi örnek" anlamına geldiğini, ancak Türkçe’de olumsuz bir söz söylemek için kullanıldığını ifade etti. Özel "Daniska sözünü kişi kendisi için kullanmaz. Bu söz Türkçe’de olumsuz kelimelerle birlikte kullanılır. Kimse kendisine ’Ben en akıllıyım, en güzelim’ demez, derse bir sıkıntı vardır. Başbakan bu söz yerine ’Ben de iyi bir çevreciyim’, ’Ben de çevreye çok özenliyim’ cümlesi kurabilirdi. Başbakanın bu tavrını anlamıyorum. Bu özgüven değil, tuhaf bir davranış" dedi.