-
Sayın zara,
Daha öncede belirttiğim gibi bence maul sürede yargılanma hakkının ihlali düşünülebilinir.Adil yargılanma hakkının ihlali yok gibi görünüyor.
AİHM kararları ile ilgili kararları toplayan kitaplar var.AİHM içtihatlarını ayrıntılı bir şekilde incelerseniz size çok faydalı olacağı düşüncesindeyim.
AİHM kararları bizim mahkemelerin kararları gibi değil(neyazıkki) .Bizde 'usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına' dayanan iki üç cümlelik gerekçeler ile karar veriliyor.Ama AİHM kararları çok detaylı.Bu yüzden çok öğretici.AİHM davaları ile uğraşırken kendimi daha bir çok hukukçu gibi hissettim.:)
Benim makül süre ile ilgili davam 1972 açılmıştı.Dava dosyası yok, dava çuvalı var:). Siz yine şanslısınız dosya rengi değişmiş ama duruyor. :)
-
DEGERLi MESLEKDASiM, Sayin Bülentahmetoglu,
Verdiginiz açiklamalar için çok tesekkür ederim. Sizin dediginiz gibi;konu ile ilgili, kitaplar ve içtihatlar bazinda çalismalara baslmis bulunmaktayim. Ben, görüslerinize tamamen katilmakta oldugumdan; hem Türkiye'de yargilamaya devam etmek ve ayni zamanda avrupa insan haklari mahkemesine de müracaatimi yapmak niyetindeyim. Çünkü; ilgili davanin, (esas yönünden görülüp münderecati leyhimizde olmasina ragmen usulk yönünden red edildiginden) kendine özgü nitelige sahip olma özelliginin disinda bir de su gerçek vardir. Ne Yerel Mahkeme Karari'nda ne de Üst Mahkeme Kararlari'nin hiç birisinde, -üstelik de kanuni mecburiyet olmasina ragmen (H.U.M.K.) - herhangi bir gerekçe yer almamaktadir. Düsünün bir kerre, Yargi Kararlari, A 4 formatinda bir sayfanin yarisini bile doldurmamaktadir. Sadece; ("Dosya içerisindeki bütün kâgitlar incelendi. Dosyadaki yazilara, kanunda yazili sebeplere ve gerektirici sebeplere göre usul ve kanuna uygun olan.....") (!!) Hiçbir açiklama ve gerekçe yok! Olmasi da zaten mümkün degildir.
Halbuki; kanunen, gerekçe belirtilmesi ve nedenleri ile birlikte açiklama yapilmasi, gerekmektedir. Sebebi çok basit: Daha önce benzer konuda (yanlis da olsa!) ...seklinde karar verilmis oldugundan, görüslerde istikrar olmasi lazimdir! Görüsten dönmek olmaz. Bu görüs hatali bile olsa! Bu baglamda; ben hem makul sürede yargilanma hakkimin ve ayni zamanda adil yargilanma hakkimin da ihlal edildigini düsünmekteyim. Hatta, hak arama öazgürlügümün elimden alindigi ve de dava hakkimin ihlal edildigi görüsündeyim. Siz ne dersiniz? Sizce de, bu husus, her iki konuda da insan hakki ihlali olarak nitelendirilemez mi?
-
Sayın Zara,
Sizin davanın ayrıntılarını bilmiyorum ama anlattıklarınız kadarı ile makul süre var gibi. Adil yargılanma ise tartışılır.(Davanın ayrıntılarına ve AİHM in bu konudaki kararların bakmak gerek)
Madde 6- Adil yargılanma hakkı
1) Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir
Bu maddede düzenlenen "hakkaniyete uygun" kavramını bir inceleyin. AİHM mutlaka bunun tanımını yapmıştır.NEleri hakkaniyet aykırı saymış incelemek gerek.
Gerekçe ile ilgili olarak.Ben ceza mahkemelerinin gerekçesiz kararlarının aykırılığını inceledim. Sanırım sizinki bir hukuk davası.?? Ceza mahkemelerinin erekçesiz kararlarını AİHM ihlal sayıyor.
Ayrıca etkili başvurma hakkına da bir bakmanızda fayda olduğu düşüncesindeyim.
Madde 13- Etkili başvuru hakkı
Bu Sözleşmede tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili resmi görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir.
Siz bir konuda haklı olduğunuza inanıyorsunuz. Ama yıllar geçmesine rağmen hala bir sonuç alamadınız.BU konudaki kararlarıda incelemek faydalı olabilir.
Ayrıca İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 35 de düzenlenen kabul edilebilirlik koşullarını mutlaka dikkatli inceleyin.(Hatta ilk önce bu konuyu inceleyin).Benim gördüğüm, meslektaşlarım en çok bu konuda hata yapıyorlar.Çünkü "ben haklıydım ama mahkeme hakkımı vermedi" gerekçesi AİHM e başvurmak için yeterli değil.
Bİr başka önemli konu ise dilkenin yazılması. Örneğin masraf ve tazminat talep etmez iseniz AİHM bu konuda karar vermiyor genelde.
Saygılarımla.
-
Sayin bülentahmetoglu,
Forum konusu ile de dogrudan bir ilgisi bulunmadigindan ötürü, fazla detaya girmek istemiyorum, ancak, Sizin de tahmin etmis oldugunuz gibi, benim davam bir hukuk davasi olup; diger konularda su an itibari ile, yüzde yüzde emin olmasam dahi; en azindan "makul sürede yargilanma hakkinin ihlali"nin mevcut oldugu, açik ve sarihtir. Benden kaynaklanmayan nedenlerle, bir davanin alti yil esastan görülüp usulden red edilmesinin, Sizce, açikça bu hakkin ihlaili degil midir? Ve tekrar,"dava sartlari yerine getirilip" (!) ayni konuda açilacak yeni bir davanin da en az 1-2 yil sürecegi nazara alinacak olursa, (-ki bu açilacak dava da, dosyalarin her Yargitay'a gidislerinde ortalama iki sene tetkik sirasi bekledigi dikkate alindiginda, 4-5 seneyi bulabilecektir) bu sürenin "makul süre" olarak nitelendirilemeyecegi, tartisma götürmez bir gerçektir. Peki; Tazminat ve tazminat miktarinin tespiti konusundaki düsünceleriniz nedir?
-
Kisaca; adalet Türkiye'de yerini bulsa bile, çok geç tecelli etmektedir. Benim hazmedemedigim taraf esasen budur. Bir davanin ortalama 2-3 sene dahi sürmesi bir bakima kabul edilebilir olabilir; ancak, davami hiç müracaata birakmamis, tüm durusmalara katilmis ve tüm ara kararlarini süresinde yerine getirmis olmama ragmen, benden kaynaklanmayan aksamalar nedeni ile alti yilda sonuç alinamiyorsa ve hukuk mücadelesi halen devam ediyorsa, söylenecek pek bir sey yoktur. Giden vakit ise ömürden gitmektedir ve neticede hukuki platformda hakli çiksaniz bile, telafisi imkansiz bir çok zararlar meydana gelmektedir. Peki bu zararlari kim telafi edecek??(':(')
Ayni sey, idari mahkemelerde ve Danistay'da geçerlidir. 30 gün içinde düzenlenmesi gereken bilirkisi heyet raporunu, ehli-keyif prof.lar ve doç.dr.lar, hakimin ara kararini hiçe saymak sureti ile, lütfedip (!)ancak bir buçuk senede dosyaya sunuyorlarsa ve Danistay'daki dosyalarinizin en az iki senede Yerel mahkemeye dönmesi mümkün oluyorsa; ...........ve de daha neler neler......olabiliyorsa; bu ülkede "makul sürede yargilanma hakkinin" ve "adil yargilanma hakkinin" oldugu ileri sürülebilir mi????(':(')
-
İdari yargida AİHM ne başvuru için karar düzeltme hakkinda yeterli bilgi almak istiyorum.
-
Sayin commodore1tr,
Ben idari yargida 8,5 yıl suren işe iade davam aleyhime sonuçladigi icin AİHM ne basvuruda bulunmak istiyorum,bunu avukatıma ileterek iç hukuk yollarının bitirilmesini istedigim halde daha fazla uzamasin,sonuç değişmez ve zaten uzun sürmüş bir dava düşüncesiyle karar düzeltme istememiş.
Karar düzeltme için yeni bas vuru ise 'iç hukuk yollarinin tükendiginden sonraki islem kabul ediliyor' seklindeki ifadeniz ceza ve idari yargi icin de ayni midir?
-
AİHM' ne başvurmak için olağan üstü kanun yollarına başvurmaya gerek yoktur. Karar düzeltme olağan üstü kanun yollarından sayıldığından karar düzeltmeye gitmeden de AİHM'ne başvurabilirsiniz.
Fakat burda unutulmaması gereken konu şu: AİHM hukukun uygulanması ile ilgilenmez. YAni her davasını kaybeden AİHM'ne başvuramaz. İNsan hakları açısından (İnsan hakları sözleşmesinde düzenlenmiş olan haklardan) bir ihlal olması gerekir.
-
Sayin Bulentahmetoglu,yanitiniz icin cok tesekkur ederim,yanitiniza gore basvurumun kabul edilebilmesi icin birinci engeli astigimi dusunuyorum. Dava konumu daha sonra ozetleyip buraya yazarak ihlal edilen hakkimi tesbit etmek icin yine yardiminizi istemeyi dusunuyorum.Saygilarimla
-
Sayın Alabora,
Size bir avukata danışmanızı tavsiye edebilirim. Her ne kadar AİHM'ne kendiniz başvurabilsenizde bu başvuru göründüğü kadar kolay değildir. Bir hukukçunun yardımı şart.