Sayin arkan,
Bir senede sadece 5 milyar (rakamla) yazmak ve daha sonra ekleme yaparak 55 milyar olarak takibe koymak resmi evrakta sahtecilik suçlarindandir. Bu nedenle; kanimca, gerek borçlu ve gerekse alacakli, senet tanzimi esnasinda çok dikkatli olmalari ve bu tür, suistimale açik noktalara, meydan vermemeleri gerekir. Zira; bazi suçlarin ispati ne yazik ki her zaman o kadar kolay mümkün olmamaktadir. Bir senedin üzerindeki rakamin tahrif edilmesi halinde ispat büyük bir ihtimalle daha kolay olacaktir. Oysa; senette ayni kalemle bir rakam eklemek de suç oldugu halde, ispati daha güç olsa gerektir.
icra tebliglerinin, uzak bir yerde yapilmasinin suç olup olmadigi ve bir "tebligat suçunun" söz konusu olup olmadigi ise, bence vaziyete göre degisecektir. Çünkü bir borçlunun gerçekte hiç oturmadigi (uzak)bir adrese tebligat yapilmasi, normal sartlarda zaten mümkün degildir. Borçlu gerçekten o adreste hiç oturmamissa ve -her nasilsa- hile ile o adrese tebligat yapilmissa, bu suç, tebligat suçu oldugundan, borçlunun konuile ilgili yasal yollara müracaat etmesi gerekir. Fakat bir de madalyonun öbür yüzü var. Bor.lularin bir çogu da, ya tebligatlari almaktan imtina etmektedirler veyahut da adres degisikliklerini,- yasal mecburiyet olmasina karsin- ilgili makamlara bildirmemektedirler. Bir çok Borçlu izini kaybettirmeye çalismakta ve bu durumda gazete ile ilan yolu ile teblig yapildigindan, Borçlu,-aslinda kendi ihmali veya hatasi sebebi ile- söz konusu tebligatlardan haberi olmamaktadir! Elbette ki, böyle bir durumda, (borçlunun tasinmazlari kimsenin haberi olmadan haraç mezat satilmasi) suç degildir. Bu durum, sadece yasal mevzuatin uygulanmasindan ibarettir.
Fakat kabul etmek gerekir ki, sizin de haklilik paylariniza vardir. Tebligat Kanunu'nda bir çok eksiklikler ve suistimale açik noktalar da yok degil. Mesela, postacilarin çogunlugu, haber kagidini ilgili tebligat adresinin kapisina yapistirmamaktadir ve diger yükümlülüklerini yerine getirmemektedirler. Haber kagitlari kolaylikla kaybolabilmektedir vs.vs.