Cevap: Re: MHP sen ne yapıyorsun?
'Hayır' diyen ülkücülere hakkımı helal etmem
12 Eylül döneminde idam edilen 50 isimden biriydi Selçuk Duracık. Manisa-Turgutlu'da meydana gelen olaylardan sonra tutuklanmış, sıkıyönetim mahkemesi tarafından idama çarptırılmıştı.
4 Haziran 1983'te darağacına çıktığında 22 yaşındaydı. Annesi Birsel Hanım 27 yıldır gözyaşı döküyor. Darbecilere yargı yolunu açacak anayasa değişikliği paketini de dört gözle bekliyor. Bu ülkede darbelerin yaşanmaması ve anaların bir daha ağlamaması için referandumda 'evet' oyu vereceğini söylüyor. Birsel Duracık, oğluyla beraber aynı davaya inanmış ülkücülere ise "O pakete hayır derseniz, hakkım size helal değildir." diye sesleniyor. Darbecilerin birçok ailenin yuvasını yıktığını, insanları cezaevlerinde işkenceden geçirdiğini hatırlatan acılı anne, ülkücülerin bunları unutmamasını istiyor. "Yargılanma sırası darbecilerde." derken, ülkücülere güvenini de şu sözlerle dile getiriyor: "Her şeye rağmen onlar ne yapacaklarını iyi bilirler."
Selçuk Duracık, 12 Eylül darbesine giden günlerde Manisa'nın Turgutlu ilçesinde meydana gelen olaylardan sonra tutuklandı. Ardından idamı istendi. 4 Haziran 1983 tarihinde yağmurlu bir gecede idam edildi. Aradan geçen 27 yıla rağmen 70 yaşındaki annesi Birsel Duracık, oğlunu gözleri yaşla anıyor. Birsel Hanım, oğlunun suçlu olmadığına inanıyor. Buna inandıkları için oğlu Selçuk'u, 12 Eylül adaletine eşi Emrullah Duracık'ın teslim ettiğini söylüyor. Ancak tutuklandıktan sonra oğlunun 1 buçuk yıl kendilerine gösterilemediğini ifade ediyor. Ardından oğlu ile yaptıkları ilk ve son görüşmeyi şu şekilde aktarıyor: "Selçuk'u görünce tanıyamadım. Oğluma işkence yapmışlar, zayıflamış, yüzünün her yerinde derin yaralar açılmıştı. Halsizdi, ayakta duracak hali de yoktu. Bizi, görünce dayanamadı ağladı. Bize sarıldı. Son sözleri ise şöyle oldu: 'Ana hangi suçtan yargılandığımızı bilmiyorum. Ama, bizi de idamla yargılıyorlar. Fakat asılma durumumuz şu an için yok. Çünkü araya Ramazan giriyor. Sonrası Allah kerim."
Bu sözlerin ardından, oğullarının idam edilmeyeceğine inandıkları için bir nebze rahatladıklarını ifade eden anne Duracık, aradan birkaç gün geçtikten sonra, tarlada çalışırken oğlunun idam edildiği haberini aldıklarını kaydediyor. Acılı anne, o an yaşadıklarını hiç unutamadığını belirtirken, kocasının Selçuk'un cansız bedeninin gördükten sonra söylediği sözlerinden nasıl pişman olduğunu şu şekilde dile getiriyor: "Ben oğlumu, asması için mi adalete teslim ettim? Bilseydim asacağınızı, onu dünyanın diğer ucuna kaçırırdım.Türk adaletine sağ verdiğim oğlumun bana cansız bedenini verdiniz..." Birsel Duracık, eşinin, oğlu Selçuk'un kahrından hastalanarak birkaç sene sonra hayatını kaybettiğini dile getiryor.
Birsel Hanım, yaşanan onca acının ardından MHP yönetiminin referanduma karşı başlattığı 'hayır' kampanyasına anlam veremediğini söylüyor. "Ülkücüler unutmasınlar ki, darbe birçok ailenin yuvasını kararttı." diyen Duracık, şimdi yargılanma sırasının Evren'e geldiğini vurguluyor. Evren ve darbeyi gerçekleştiren diğer generallerin ceza almasalar da darbecilerin yargılanmasının önünün açılacağına dikkat çeken Duracık, şöyle devam ediyor: "Ülkücüler, en azından bunun için 'evet' demeliler. (MHP Genel Başkanı) Devlet Bahçeli ve partinin başındaki diğer kişiler, hapishanelerde işkencelere maruz kalmadıklarından, bizim gibi yavruları asılmadıklarından, yaşadıklarımızı anlayamıyorlar. Buradan bizi anlayan ülkücülere sesleniyorum, 'O pakete hayır derseniz, hakkım helal değildir.' Ben bu paketin geçmesi için 'evet' diyeceğim. 'Darbe bu ülkede yapılıp da benim gibi analar ağlamasın diye, bu adamların kemiklerini yargılayın.' diyeceğim. Ahirette de, iki elim onların yakasında olacak."
Haber7
Cevap: Re: MHP sen ne yapıyorsun?
İdam kararını kim verir? Mahkeme... İşte hep ısrarla üstüne basabasa söylediğimiz YARGI BAĞIMSIZLIĞI noktasına geldik yine. Şayet yargı bağımsız olup da birilerinin emrine/eğilimine uymak zorunda kalmasaydı o kişi şimdi belki de idam edilmemişti. Şimdi tutup, suçu Anayasaya vs atıp, EVETçilik oynayacağına bu gerçeği anlayıp HAYIR demeliydi. Yargı birilerinin elinde olduğu sürece çok canlar yanacak, yanmaya da devam edecek. Yargıç şuna emin olmalı; "Ben her zaman kanun ve vicdanımla karar veririm, kimsenin kölesi işçisi değilim"... İşte o zaman hem demokrasi hem de benzer siyasi kararlar olmayacak. Uyanın ve elim bir olay bile olsa bunu EVET'in bahanesi olarak kullanılmasına izin vermeyin.
Cevap: Re: MHP sen ne yapıyorsun?
Ülkücüler MHP'yi şikayet etti
12 Eylül sonrası mahkum olarak yıllarca cezaevinde yatan ülkücüler, Mamak Askeri Cezaevi önünde "Evet" eylemi yaptı.
12 Eylül sonrası mahkum olarak yıllarca cezaevinde yatan ülkücüler, Mamak Askeri Cezaevi önünde "Evet" eylemi yaptı, ardından MHP Lideri Alparslan Türkeş'in kabrini ziyaret etti. Türkeş'e dua eden ülkücüler, referandumda 'hayır' diyen yönetimi, Başbuğ'a şikâyet etti.
Ziyaretin ardından açıklamayı 12 Eylül 1980 darbesinde tutuklanan ve 4 kez idamdan yargılanan Ahmet Ulu yaptı. Halk oylaması milletin önüne geldiğinde mirasını bıraktığı ellerin, bu maddelerinin kalkması yönünde yer almayıp 'ha- yır' cephesinde yer almasına tepki gösteren Ulu, kendilerinin ülkücü hareketin cefasını çekip, ceza evlerinde idamla yargılanıp darağaçlarının gölgesinde beklediklerini söyledi. Ulu şöyle devam etti: "Geçici 15. maddeye Başbuğ'umuz karşıydı. Kaldırmak için elinden geleni yaptı, ömrü vefa etmedi. Mirasına sahip olanların 12 Eylül'de hesaplaşmak için göstermiş olduğu çabanın yetersiz olduğuna inanıyorum. 12 Eylül'le hesaplaşmanın zamanı geldiğine inanıyoruz."
Cevap: Re: MHP sen ne yapıyorsun?
Dev bozkurt heykeli dikilecek
MHP, ülkücülerin kurt başını temsil eden simgesi olan 'bozkurt' işaretini anıtlaştırıyor. Devlet Bahçeli'nin bizzat projelendirdiği anıta 'Ülkücü Şehitler' adı verilecek. Ankara'da yapılması planlanan Türk Dünyası Sultan Sancar Gençlik Köyü'ne yapılacak anıtın mimarı Azerbaycanlı Prof. Dr. Cafer Giyasi. Giyasi, Ermenilerin Türklere yönelik katliamını simgeleyen Iğdır Soykırım Anıt Müzesini de tasarlamıştı. Bahçeli'nin talimatıyla Ankara'da gerçekleştirilecek. Projenin başkentin hangi bölgesinde kurulacağına ilişkin yer tespit çalışmaları ise sürüyor. Yeşil ve geniş bir alanda kurulacak anıtta 3 kurt başı el, birbirine omuz vermiş şekilde duracak. 3 kurt başı seçilmesinin nedeni, MHP'nin 3 hilalli simgesi olarak gösteriliyor. Anıtın girişinde bir yol, yolun başında ise sekizgen Selçuklu Yıldızı bulunacak. 3 kurt başının tam ortasında ise uzun bir göndere çekilmiş Türk bayrağı dalgalanacak.
SULTAN SANCAR VE BOZKURT
AnItIn yer alacağı köye adını veren Sultan Sancar, Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun son sultanı. Kurta benzeyen bozkurt işareti işareti ise Türk coğrafyasında kullanılıyor. Sovyetler'in yıkılmasının ardından Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Ebulfeyz Elçibey'in düzenlediği mitingte Başbuğ Alparslan Türkeş, bozkurt işaretleriyle karşılanmıştı.
Cevap: Re: MHP sen ne yapıyorsun?
'Anası Arap, babası Gürcü peki Bilal ne?'
MHP Genel başkanı inandırıcılığını kaybetti. Bu sözler Türkiye'deki Türkler başta olmak üzere Gürcü, Arap, Kürt, Boşnak, Bulgar, Arnavut, Çerkez, Laz ve Çeçen tüm vatandaşları derinden üzecek...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli referanduma hayır mitingleri kapsamında Konya'da halka hitap etti. Konya Hükümet Meydanı'nda partililere seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, burada öyle bir laf etti ki, tüm Türkiye buna çok üzülecek.
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye 36 etnik grup bulunduğunu sürekli dile getirerek, etnik grupları tahrik ettiğini iddia eden ve eşi Emine Erdoğan'ın Arap asıllı, kendisinin ise Batum Gürcüsü olduğunu söylediğini bildiren Bahçeli, "Oğlun Bilal'e gelecekte ne diyeceğiz, anası Arap, babası Gürcü peki Bilal ne? Türk milleti ailesinden olmak mensubiyet duymayı kabul etmeyerek etnik grupları niye tahrik ediyorsun" dedi.
Bahçeli, rahmetli Alparslan Türkeş'in yaşaması halinde anayasa değişikliği paketine "hayır" diyeceğini savundu. 12 Eylül günü sandığa gidecek MHP'lilerin tercihinin 'hayır' olması gerektiğini savunan Bahçeli, meydanda toplananlardan da 'hayır' sözü aldı.
Cevap: MHP sen ne yapıyorsun?
-
Referanduma damga vuracak fotoğraf
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Samsun mitinginde çekilen, elinde CHP bayrağı ve bozkurt işareti yapan ülkücü fotoğrafı referandum sürecine damgasını vuracak.
Fotoğraf CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Samsun'un Terme ilçesindeki referandum mitinginin hemen öncesinde çekilmiş. Kılıçdaroğlu'nun düzenleyeceği mitinge katılmak isteyen vatandaşlar yollara düşmüş, alana doğru gidiyorlar. Bu arada objektiflere öyle bir kare yansıyor ki görenler hayretlerini gizlemekten kendilerini alamıyorlar. Fotoğraf karesine CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun mitingine giden ve MHP'li olduğu anlaşılan bir vatandaş takılıyor. Vatandaşın bir elinde CHP bayrağı var diğer eli ile ise MHP ile özdeşleşen bozkurt işaretini yapıyor. Yine aracın dikiz aynasında takılı olan MHP bayrağı ise dikkatlerden kaçmıyor. Bu fotoğraf karesi, "CHP ile MHP ortak miting mi düzenliyor?" sorusunu akıllara getirdi.
Referandum sürecinde CHP ile birlikte hareket ettiği için sıkıntılı günler yaşayan ve binlerce istifa haberi ile sarsılan MHP yönetiminin, bu fotoğrafın sosyal paylaşım sitelerinde hızla yayılmasından oldukça rahatsız olduğu öğrenildi.
Özellikle 12 Eylül döneminin sıkıntılarını çeken ülkücüler, yaptıkları açıklamalarla MHP yönetiminin HAYIR cephesinde CHP ile birlikte hareket etmelerine büyük tepki göstermişlerdi. Bu sebeple MHP'ye üye binlerce kişi partilerinden istifa ederek referandumda EVET oyu kullanacaklarını açıklamışlardı
Cevap: Re: MHP sen ne yapıyorsun?
Karakter Boyutu
Ülkücü sanatçı Ozan Arif'in referandumda HAYIR cephesinde yer alan MHP lideri Bahçeli için yazdığı şiir izlenme rekorları kırıyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve parti yönetimini yazdığı 'Değişen Kim' isimli şiiriyle yerden yere vuran ülkücü sanatçı Ozan Arif'in, şiirini okurken çekilen görüntüsü internette izlenme rekoruna koşuyor.
Videoda şiir öncesinde vatandaşlara hitap eden Ozan Arif, kendisinin değiştiğini ve eskisi gibi ülkücü olmadığını söyleyen Bahçeli'ye, yazdığı şiirle yükleniyor. 12 dizelik şiirinin son dizesinde ise sanatçı tepkisini şu sözlerle dile getiriyor; "Ozan Arif yeter, kafidir bunlar, anladıysa eğer erbaş olanlar, başçavuş da eşek değil ya anlar, değişen ben miyim, yoksa onlar mı?"
Bir süre önce Kayseri Turan Kültür Derneği tarafından düzenlenen etkinliğe katılan ülkücü camiadan Ozan Arif olarak tanınan Arif Şirin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisi için 'eski ülkücü ve değişti' şeklindeki sözlerine yazdığı şiirle cevap veriyor.
Şiirini okumadan önce etkinlikte kısa bir konuşma yapan sevilen sanatçı, parti yönetimine adeta sitem ediyor. Konuşmasının başında Şirin, "Bu şartlar altında fazla konuşamayacağımı biliyorsunuz değil mi. Bunu, hiç olmazsa bir şiirle manzume ile bağlayarak sonuçlandıralım. O beni şey yaptığı için yani onlar bizden değil, onlar değişti. Bana söylenen şeyler bunlar. Ozan Arif değişti, Ozan Arif eskisi gibi ülkücü değil, Ozan Arif bilmem ne. Bunları hep dinledik. Şimdi Ozan Arif'ten iş çıktı, şimdi buraya çıkanlar için de aynı şablon yapıştırılıyor." diyerek parti yönetimini eleştiriyor.
MHP yönetimini eleştiren Şirin, "Bizler büyüklerimizi taklit ederiz. Başımızdakiler kağıttan okuyunca ben de bir parça kağıttan okuyacağım." diyerek söze başlarken, bir vatandaşın 'Arada da kekele ozanım tam benzesin" sözleriyle gülüyor. Şirin, "Şimdi sorduğum suale hep bir ağızdan cevap verecekseniz. Ben kendi adıma söylüyorum ama her birinizi bir Ozan Arif kabul ediyorum. Ben Ozan Arif desem de Ozan Arif için de varlığınız olduğunu unutmayın. Sizi de en büyük mahkeme, en büyük hakem kabul ediyorum. Sizden de çok dikkatli ve sessiz şu feveranımı takip etmenizi istirham ediyorum. Allah'ını seven dost doğru desin." sözlerinin ardından şiirini okuyor.
İnternetteki, 4 dakika 55 saniyelik bu kısa video görüntüsü izlenme rekoruna koşuyor. Ülkücü camiaya ait bazı internet siteleri başta olmak üzere yüzlerce sitede yer alan görüntü, facebook ve youtube'da da bulunuyor. Yüksek izlenme oranına sahip videoya yapılan yorumlar ise ilginç. Samsunlu sanatçı, anayasa değişiklik referandumu konusunda sanatçı kişiliği olması sebebiyle kanaatini açıklamamıştı. Ozan Arif'in, MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi yerden yere vurduğu şiir şöyle:
DEĞİŞEN KİM?
Allah'ını seven dosdoğru desin,
Değişen ben miyim yoksa onlar mı?
Şeriat siz olun parmağı kesin
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Bize katil diye ağır hakaret
Edenlerle ben mi kurdum hükumet
Beni de yargıla ama insaf et
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Ben mi ihraç edip vekil susturdum,
Veya bakan dövüp, terör estirdim,
Bir sürü gönülü ben mi küstürdüm,
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Dikkat et burada her işin başı,
Ne ülkü doydular ne ülküdaşı,
Ben mi size dedim yol arkadaşı,
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Doğrudur, konuştum, asla susmadım,
Çünkü ben yanlışa imza basmadım,
Apo denen iti ben mi asmadım,
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Ben asmamış olsam, o ipi atmam
Atarsam Meclis'te piç eli tutmam
Nezaket, mezaket ben bunu yutmam
Değişen ben miyim, yoksa olar mı?
Eşarplı bacımı ya vekil seçmem,
Yahut da seçersem başını açmam,
Kavga ise kavga, kavgadan kaçmam
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Nerde o beraber yapılan toylar,
O güzel geceler, o kurultaylar,
Kurultay da olsa, gelmiyor baylar,
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Sen geldin mi sanki derseniz şimdi
Derim ki gelip de kovulan kimdi
Ben geldim, kurultay benim işimdi
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Değişmek başkadır, gelişmek başka
Ben hala bağlıyım o eski aşka
Başbuğum söylerdi, sağ olsa keşke
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Ülkücülük ölçüm, tartım da aynı
Kuralım da aynı, şartım da aynı
Ve onlara rağmen, partim de aynı
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Ozan Arif yeter, kafidir bunlar
Anladıysa eğer erbaş olanlar
Başçavuş da eşek değil ya anlar,
Değişen ben miyim, yoksa onlar mı?
Cevap: MHP sen ne yapıyorsun?
Alparslan Türkeş Vakfı Başkanı Seval Türkeş, Alparslan Türkeş'in mezarının ancak merhumun yetiştirdiği milyonlarca ülkücünün rızası alınarak yapılabileceğini belirtti.
Seval Türkeş, yazılı açıklamasında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin
22 Eylül 2010 tarihinde, Alparslan Türkeş'in mezarının devlet mezarlığına
nakledileceği yönünde açıklamalarda bulunduğunu anımsattı.
Türkeş'in vefatının ardından mezarın yapım, bakım, onarım, koruma ve
kollanması amacıyla Ekim 1997’de Alparslan Türkeş Vakfının kurulduğunu ve bugünekadar mütevazı şartlarda çalışmaları yürüttüğünü ifade eden Seval Türkeş, şunları kaydetti:
BİR TENEKE SU İLE KABİR ZİYARETİ
"Bugüne kadar Alparslan Türkeş’in makamında oturan Bahçeli, onun misyonununu ve hatırasını yaşatmak için kurulan bu vakfa, en küçük maddi ve manevi destekte bulunmamıştır. Misyonuna, hatırasına ve aile ocağına saygı ve ilgi göstermediği Türkeş ile ilgisi sadece bayramdan bayrama bir teneke su ile kabrini ziyaret etmekten öteye gitmemiştir.
MEZARDAN MEDET UMUYOR
Türkeş’in yetiştirdiği çok değerli ülkücü kadroları basiretsiz yönetimi ile dağıtan Bahçeli, son günlerde meydana gelen tabloyu milletin karşısına çok güçlü projeler ile çıkarak lehine çevirmesi gerekirken, mezardan medet umması bizim açımızdan fevkalade üzüntü verici olmuştur. Çok büyük hata yapmıştır. Türkeş’in mezarının nakli ile ilgili bugüne kadar bize en ufak bir haber intikal etmemiştir. Böyle bir projenin bulunmadığı da hükümet yetkilileri tarafından açıklanmıştır. Mezarın nakli ancak ve ancak Alparslan Türkeş’in yetiştirdiği milyonlarca ülkücünün rızası alınarak yapılabilir."
www.internethaber.com
Gerçekten de çok ilginç bir durum :alala
Mezarda da rahat yok anlaşılan !!!
Cevap: MHP sen ne yapıyorsun?
Bahçeli'den Danıştay'a sert eleştiri
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Danıştay'ın ALES kılavuzundaki kılık kıyafet düzenlemesini durdurmasına ilişkin, “Danıştay şimdi kalkıp önemli mesafelerin katedildiği, üniversitelerde başörtüsüyle girişin rahatlatıcı bazı yönlerinin oluştuğu bir ortamda, bu tür davranışlarla Türkiye'yi germek isteyenlere zemin hazırlamaktan başka bir hizmet sunmamaktadır” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16819344.asp
AKP'den Danıştay'a sert açıklama
Danıştay'dan 'Sınavda Başörtüsü'ne fren gelince partiler konu ile ilgili görüşlerini bildirmeye başladı. İşte Ak Parti'den ilk açıklama yapan isim ve yorumu...
Danıştay kararını değerlendiren AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ "Danıştay'ın böyle bir yetkisi yok. Güvenlik nedeniyle bir değerlendirme yapıyor. Danıştay bu yetkiyi nereden alıyor. Böyle bir yetkileri yok. Mahkemelerin görevi adaletin gereğini yerine getirmektir. Anayasa'da olmayan yetkileri kullanarak hukuku çiğnemişlerdir, hukuksuz bir karardır. Hukuk noktasında, bir hukukçu olarak değerlendirdiğimde utanılacak bir karardır." dedi.
http://anadoluhaberim.com/haber_detay.asp?haberID=6928
***
HER İKİ HABER DE NERDEYSE BİRBİRİNİN AYNI...PARTİLER FARKLI... BİRİ AKP, DİĞERİ MHP...HEDEF DANIŞTAY!..
MHP miiliyetçilik çizgisinden uzaklaşmaya, AKP'nin arka bahçesi konumuna devam etmektedir...
Bu tür yazıları okudukça bir CHP'li olarak .... Ahh nerde eski MHP'liler demekteyim..Amacım MHP'li arkadaşlara sataşmak değil.... Amacım, seslenin partinize ve bir uyanış başlatın...
Sizin içinize siniyor mu?... AKP'yi destekleyen konumunda olmak...
Sanırım yeterince yorum yaptım..
Cevap: MHP sen ne yapıyorsun?
Danıştay'ın vermiş olduğu saçma karar hukukun evrensel kuralları ile ilgisi olmayan ideolojik bir karadır. MHP'nin Danıştay kararı ile ilgili açıklaması oldukça yerinde bir açıklamadır. Bu çağda insanların kılıkkıyafeti ile uğraşmak yasakçılığın ve bu bağlamda da gericiliğin ta kendisidi. MHP'nin başörtüsü konusundaki geçmişten bugüne olan tutumunu bilmeyen bazı arkadaşların dünyadan habersiz açıklamalarını gördükçe, bunların uzayda yaşadığını düşünüyorum. Bazı ulusalcı arkadşlar başörtüsü ile üniversiteye girmenin Atatürkçülüğe, ilericiliğe, laikliğe aykırı olduğunu düşünyorlar. Bunların tamamı yanlış. İnsanları serbest ve özgür bırakın. Bu çağda bu yasakçılık çok komik kalıyor. Sayın Kılıçdaroğlu dahi türban sorununu çözeceğini söylemişti. Ama bakıyorum dabazı CHP'li arkadaşlar Kılıçdaroğlu'nun çok gerisinde bir dünya görüşünü temsil ediyorlar. Bırakın kim ne giyerse giysin. Üniversitede böyle yasak olmaz. İstiyorsa, türban, kot, mini etek, poşu, parka, vs. giyebilmeli. Bunlar siyasi simge ise yine de giyebilmelidir. Özgürlükçü demokrasi budur. Üniversite "evrensel" demektir. Gericilik, yasakçılık değildir. Yıllar sonra bu yasakları duyan yeni nesiller bunlara gülecklerdir.