Re: AKP'ye Kapatma Davası
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Gür;
Kuzey Irak'a yapılan askeri harekatla ilgili olarak AKP'yi eleştirirken;
"askeri yönden çok başarılı bir Kuzey Irak harekatını , psikolojik olarak topluma kaybettirmiş,"
demişsiniz.
Ama Sayın Genel Kurmay Başkanı harekatın çabuk bitmesini eleştiren CHP ve MHP'ye "hainlerden daha fazla zarar veriyorsunuz" demişti.
"Hainlerden daha fazla zarar verenler" ne olacak?
Onları kapatmayalım da daha fazla mı zarar versinler?
(Yanlış anlamayın,benim hiç bir partinin kapatılmasını istemediğimi daha önce bir çok defa yazdım, ama biraz insaflı olmak gerekmez mi?)
Sayın Bilgili; partilerin hangi koşullarda kapatılması gerektiği mevzuatta açıkça yazmaktadır. Yani saydığınız söz konusu partiler de belli konularda odak haline gelirler ise elbette kapatılacaklardır.
Ancak Sayın Genelkurmay Başkanımız bir savcı değildir ki iddianame hazırlayıp dava açma yetkisine sahip olsun. Savcılar da bağımsız olduğu için Sayın Genelkurmay Başkanı'nın sözünden etkilenmiyor ve dava açmıyor. Ancak dediğimi tekrarlıyorum. Eğer gerekiyorsa partiler elbette kapatılmalıdır. Kapatılma demokrasiye inen bir darbe değil, hukuk üstünlüğünü kabulden başka birşey değildir.
SAYGILARIMLA
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Ben şu aralar , yanıt yazarak Taha Bey'in ağzını kapatmakla ilgileniyorum Sn. Bilgili...:o
Olli Rehn'in beyanatına gelince ; Fazilet Partisi de kapatıldı. AİHM'ye gittiler ve tırıs tırıs geri döndüler. AİHM'nin de "normal bir Avrupa toplumunun" demokratik standartlarına uygun bir Mahkeme olmaktan çıktığını söylemeye çalışmış galiba Rehn...:o
Re: AKP'ye Kapatma Davası
İddianemenin tam metnini; özellikle de gerekçeleri satır satır, kelime kelime kesinlikle okumalısınız. Yapacağım ve yapacağımız yorumlar, iddianameyi okuduktan sonra eminim ki daha sağlıklı olacadır...
Tam metin:
http://rapidshare.com/files/99788734...aname.doc.html
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Konunun hukuki dayanakları ve süreçle ilgili olabilecek gelişmeler hakkında verdiğiniz çok açık ve net bilgiler için çok teşekkürler, her kafadan farklı bir ses çıkarken böyle net bilgilere ihtiyaç duyuyoruz
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bu arada yanlış hatırlamıyorsam, Avusturya'da bir aralar faşist bir parti epeyce oy almıştı da o da kapatılmıştı...
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bakın Devlet Bahçeli ne demiş;
"Hukuki süreç başlatılmıştır. Bu nedenle konunun hukuki yönleri üzerinde bir yorum ve değerlendirme yapmak doğru olmadığı gibi, yersiz ve gereksizdir. Bu aşamada herkesin yapması gereken bu sürecin sonuçlanmasını beklemek ve Anayasa Mahkemesi'ni etkileyecek davranışlardan özenle kaçınmaktır. Bununla birlikte bu son gelişmeyi ve sonuçlarını değerlendirirken şu hususları herkesin çok iyi düşünmesi gerekir. Altmışbeş aydır iktidarda olan bir siyasi partinin kapatılması için dava açılması, hukuki yönleri bir tarafa bırakılsa da, çok vahim siyasi sonuçları olacak bir durumdur.
Büyük bir Meclis çoğunluğuna dayanarak iktidar olan bir siyasi partinin kapatılması için başlatılan sürecin siyasi sonuçlarının yapacağı tahribat, bunun hukuki sonuçlarından çok daha önemli ve öncelikli bir konu olarak görülmelidir. Anayasa Mahkemesindeki dava sürecinin ne kadar zaman alacağını bugünden kestirmek mümkün değildir. Dava sürecinde iktidar olarak siyasi yetkililerini kullanmayı sürdürecek olan AKP'nin TBMM ve hükümet düzeyindeki tasarruflarının tümü tartışmalı ve şaibeli hale gelecektir. Çok ciddi iç ve dış güvenlik sorunları ile karşı karşıya olan Türkiye kritik bir dönemden geçmektedir.
Bu sancılı süreçte; terörle mücadele, etnik bölücülük, uluslararası çalkantılar ve krize dönüşme işaretleri veren ekonomik ve sosyal sorunlar hayati önem taşımaktadır. Açıkça belirtmek isterim ki; böyle bir ortamda Yargıtay Başsavcısının bu süreci başlatırken bunun siyasi sonuçlarını ve yapacağı tahribatın niteliği ve boyutlarını çok daha dikkatli olarak değerlendirmiş olması gerekirdi. Bu çerçevede, kapatma davası açmak yerine laikliğe aykırı fiillerden sorumlu olan parti üyeleri, yöneticileri ve milletvekilleri hakkında bireysel soruşturma süreçleri başlatılması daha uygun bir yöntem olabilirdi. Parti kapatma konusundaki siyasi tecrübelerimizin de bu kapsamda çok iyi değerlendirilmesi yerinde olacaktır. Çok partili siyasi hayata geçtiğimiz dönemden bugüne kadar 28 siyasi parti kapatılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşundan bu yana kapatılan siyasi parti sayısı 24 olmuştur. 12 Eylül darbesi sonrası ara rejim döneminde de bütün siyasi partiler kapatılmıştır. Ancak, bu partiler yeniden kurulmuş ve bugün de farklı isimlerle de olsa siyasi misyonlarını sürdürmektedirler. Demokratik rejimin ve siyasi hayatımızın istikrar kazanamamasının temel nedenlerinin başında, bu müdahaleler sonucunda siyasi partilerin kurumsallaşma ve kökleşme süreçlerinin sekteye uğraması gelmektedir. Türkiye'de demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla gelişememesinde ve gerçek anlamda kök salamamasında en büyük etken bu olmuştur. Yasama, Yürütme ve Yargı'nın görev ve sorumlulukları Anayasa'da açıkça belirtilmiştir. Her kurum bu çerçevede görev ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmek durumundadır. Ancak Anayasal düzeni ve dayandığı ilkeleri korurken, Türkiye'yi bir siyasi kaosun içine sürüklemekten ve çok ağır siyasi sorunlar yaratmaktan kaçınmak da herkes için bir yükümlülük olarak görülmelidir.
Bunun yanı sıra, Anayasa'nın dayandığı temel ilkelerin, siyasi partilerin kapatılması yoluyla korunamayacağı da Türk demokrasisinin bu alandaki talihsiz tecrübesiyle sabittir. Bu yöndeki zorlamaların Türk siyasi hayatında fiiliyatta doğurduğu sonuçlar bütün açıklığıyla ortadadır. Yargı organlarının verecekleri hükümler hukuki bakımdan tartışılmazdır. Ancak, bunların Türk milletinin vicdanında karşılık bulması ve kabul görmesi de göz ardı edilemeyecek sosyal ve siyasi bir gerçektir. AKP'nin siyasi tasfiyesini ancak Türk milleti yapabilecektir. Bunun yeri, yolu ve yöntemi de, milli iradenin tecelli edeceği seçim sandığıdır. AKP'nin kapatılması için hukuki sürecin başlatılmış olması karşısında, Türkiye'nin çok ağır bir siyasi kaosa sürüklenmesinin önüne geçilmesi için şu hususları siyasi partilerin değerlendirmesine sunmak isteriz: Anayasa'nın 68. ve 69. maddelerinin gözden geçirilerek, siyasi partilerin 68. maddenin 4. fıkrasına aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılması yerine, bu fiilleri işleyen parti üyeleri, yöneticileri ve milletvekillerinin bireysel olarak sorumlu tutulmasını ve bunlar hakkında cezai soruşturma ve yaptırım uygulanmasını öngören yeni bir düzenleme yapılması üzerinde durulabilecektir. Terörle organik bağı ve eylem birliği olan ve terörü bölücü amaçlar için bir vasıta olarak gören siyasi partilerin durumu ayrı bir değerlendirme konusu olabilecektir.
(Bu yazıyı propaganda amaçlı koymadım. Gerek AKP nin gerek MHP nin politikasını beğenmem. Bir çok yönden tasfip etmediğim Devlet Bahçeli gerçekten iyi yerlere değinmiş.)
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Ben şu aralar , yanıt yazarak Taha Bey'in ağzını kapatmakla ilgileniyorum Sn. Bilgili...:o
Sayın Abbas bilgili abi diyanetten kaç tane Milli Eyitim Bakanlığına tayin yapıldı ! Ulemaya soralımmı.
Önüne gelene tazminat davası açarken Yargı iyiydi.
Devletin Savcısı Ülkenin yasalarına göre AKP'ye yasak davası açınca Yargı kötümü oldu Tazminat paralarını sayarken konuşmuyorlardı ya
Konuları tekrar yazmaya gerk yok hepsi sitemizde mevcut(kapatmayla ilgili)
Türbansızlara donsuz diyen sahıs RTE' nin Beş sene danışmanlığını yaptı
Hoşgörüyle bakıyoruz halen Saygılarımla.
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Kapatma davası bir yana; başta Başbakan olmak üzere hükümet üyelerinin beyanları da dikkate değer. Sanki kendilerini kapattırmak için özel bir çaba sarfediyorlar. Buna en son örnek de Başbakan'dan geldi:
Kapatma davası açanlara veya destekleyenlere üstü kapalı "CEHENNEMLİK" dedi Başbakan...
Batman'daki konuşmasında "Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri söyleyemezler" dedi.
A'RAF Suresi 179. ayet;
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Kapatma davasına karşı AK Parti’den yapılan açıklamada “Bir kısım yargı makamları hukuku iktidar mücadelesinin aracı haline getirmemeli. Aksi halde bu tür heveslerden en büyük zararı yargı ve hukuk görecektir” denildi.
Yargıtay Başsavcısı’nın AK Parti’ye kapatma davası açmasıyla birlikte Başbakan Erdoğan kurmaylarıyla parti genel merkezinde toplantı yaptı. Toplantıda hazırlanan yazılı açıklamayı, Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat okudu. Açıklamada, kapatma başvurusunun hedefinin AK Parti değil, Türk demokrasisi ve millet iradesi olduğu belirtilerek, halka şöyle seslenildi: “Müsterih olunuz; milletimizin uzun yıllar boyunca ağır bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik ve ekonomik kazanımların bir kalemde silinip gitmesine hiçbir surette izin vermeyeceğiz.”
Fırat’ın AK Parti Genel Merkezi’nde gazetecilere okuduğu açıklamanın tam metni şöyle:
“Büyük bir ayıpla karşı karşıyayız. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı kapatma başvurusunun hedefi AK Parti değil Türk demokrasisi ve millet iradesidir.
Bu girişimle demokrasimiz ne yazık ki bir kez daha tartışmalı hale getirilmiştir. Anayasamıza göre millet adına yetki kullanan yargı kurumu, bizzat millet iradesinin karşısına çıkarılmak istenmiştir.
Türkiye’ye, demokrasimizin bütün kazanımlarına, milletimizin iradesine ve yüksek menfaatlerine, huzur ve istikrarımıza, dünyadaki itibarımıza yapılacak en büyük haksızlık budur.
Şunu açıkça belirtmek isteriz ki, Türkiye’yi düşünmek sadece AK Parti’nin görevi değildir. Bütün kişi ve kurumlar, ülke ve millet menfaatleri doğrultusunda sorumluluk duygusuyla hareket etmek zorundadır.
Türkiye’nin demokratik görünümünü, ekonomik dengelerini, güven ve istikrar ortamını bozanlar bunun tarih önünde vebalini de taşıyacaklarını bilmelidirler.
BİR KALEMDE SİLİNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
Taşıdığımız iktidar sorumluluğunun da gereği olarak bugün, aklı selimi muhafaza etmek, huzur ve istikrarımızı korumak, milletimizi sağduyu ve sükunete davet etmek yine bize düşmektedir.
Milletimize tam bir kararlılıkla sesleniyoruz. Müsterih olunuz, 22 Temmuz’da sandıkta verdiğiniz temsil yetkisine sonuna kadar sahip çıkacağız.
Milletimizin uzun yıllar boyunca ağır bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik ve ekonomik kazanımların bir kalemde silinip gitmesine hiçbir surette izin vermeyeceğiz.
Bu başvuru, AB ile katılım müzakerelerine başlamış, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaşlaşma hedeflerine her gün daha fazla yaklaşan ülkemize ve aziz milletimize üçüncü sınıf bir hukuk anlayışı ve demokrasiyi reva görmektir.
BU TÜR HEVESLERDEN YARGI ZARAR GÖRÜR
Bir kısım yargı makamları, hukuku iktidar mücadelesinin aracı haline getirmemelidir. Aksi takdirde bu tür heveslerden en büyük zararı korkarız ki bir gün herkesin ihtiyaç duyacağı yargı kurumu ve hukukun üstünlüğü ilkesi görecektir.
Unutulmamalıdır ki, demokrasilerde temsil yetkisinin kaynağı millettir. Demokrasi ve hukuk, karşı karşıya getirilemez ve getirilmemelidir. Türkiye, bu çağda böyle bir tartışmanın içine çekilmeye layık değildir. Bu görüntüyü asla haketmemiştir.
İçeride ve dışarıda hayati meselelerle uğraştığımız böyle hassas bir dönemde, siyaseti zaafa uğratmanın, siyasi istikrarı bozmanın milletimize neler kaybettireceğini herkes iyi hesap etmelidir.
Türkiye’nin her ilinden, her bölgesinden ve her sosyal kesiminden büyük destek bulan, milletimizin birlik ve bütünlüğünü temsil eden AK Parti, Türkiye’nin partisidir. Biz ülkemize ve milletimize hizmet yolunda her zorluğu göğüslemeye devam edeceğiz.
AK Parti, siyaset kurumunu ve demokrasiyi zaafa uğratmaya dönük hiçbir teşebbüs karşısında tereddüte kapılmayacak, milli irade adına siyaset ve demokrasini mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürecektir.
Biz Türkiye için varız, her şey Türkiye için.”
NTV
Re: AKP'ye Kapatma Davası
AKp öncesi koalisyon hükümeti döneminde ülke ekonomik olarak krizlere sürüklenmiş,siyasi olarak kısır çekişmelere girmiş tam bir kaos halindeydi.Hortumlanan bankalar,yolsuzluklar o dönemde cabası... Dsp-Anap-Mhp=%50, Chp=Dsp diyebiliriz, Akp=%50
O dönemde bu partilere oy veren insanlar hala bu ülkede yaşıyorlar,beğenilmeyen Ak-parti ye oy verenler de bu ülkede yaşıyorlar,,,Şimdi ne olacak yukarı tükürsen bıyık-aşağı tükürsen sakal,,,Her iki kesim de bu ülkeye zarar verdiğine göre, siyasi partileri komple kapatalım olsun bitsin. Zaten bu ülkede siyasilerin işini yapan bir sürü kurum ve kişi var,onlar yeter de artar bize..