Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Sizinle daha önce de birkaç kez ulusalcılıkla ilgili küçük tartışmalara girmiştik. Benim o zamanda ısrarla üzerinde durduğum gibi ne yazık ki gene haklı olduğumu gördüm. Ulusalcılığın kötü bir görüş olduğunu düşünmüyorum (ki kimi zaman bende yakın çevremden ulusalcı söylemi desteklediğim gibi tepkiler alıyorum açıkçası bu da beni hiç rahatsız etmiyor) fakat ulusalcılık milliyetçilikten ince bir çizgi ile ayrılır işte o ince çizgi bazen öylesine silikleşiyor ki görünmüyor.
Milliyetçilik denilen Atatürk milliyetçiliği ise ben o çizgide olmaktan gocunmak bir yana, gurur duyarım Sn. Erkorkut...
Milliyetçilikten kasıt, Atatürk devrimlerinin yıkılmasına payandalık etmek, bugünkü iktidarın koltuk değnekliğini yapmak, Kuvay-i Milliye gibi şerefli bir ruhu ve kavramı rezil etmek, kavramı evirip çevirip içini boşaltmaksa bunun ne milliyetçilikle ne de ulusalcılıkla bir ilgisi yoktur.
Demokrasi tek taraflı olmaz. Demokrat kişi de hiç utanıp sıkılmadan önünde cümle olumsuz örnek varken, kişisel ikbal uğruna demokrasiyi hep bir tarafa yontmaz.
Alıntı yaptığınız yazarlar, durmuş saatin günde iki kere doğruyu göstermesi gibi çok nadir doğru olabilmiş kişilerdir. Hasan Cemal'in bozacısı Mehmet Altan'ın örnek verdiğiniz yazısında , nasıl okurun gözünün içine baka baka askeri yargı meselesini çarpıttığı herhalde vermiş olduğum örnekle anlaşılmıştır.
Saygı duymadığım insanların fikirlerinde saygı duyulabilecek bir yan göremiyorum.
Selamlar,
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Sadece konuyu açmama bile birçok tepkiyle yaklaşanlar acaba gelinen son noktada ne diyecekler diye çok merak ediyorum. Evet neredesiniz asalım, keselim diyenler. Bir insanı vatana ihanet gibi ağır bir suçla suçlayanlar hatta mahkum edenler. Sorular çok ciddi dediğimde bile yok yargının bağımsızlığı, yok her suçun bir cezası vardır gibi tepkiler aldım. Hatta konuyu ilk ele alan yazarlardan olan Hasan Cemal bile bu ağır eleştirilerden payını aldı. Evet geldiğimiz nokta zararın neresinden dönsek kardır noktası. Ama ya o insanların özellikle Ramazan Yüce' nin itibarı geri verilebilecek mi sizce? Evet sevgili ulusalcılarımız (Atatürk Ulusalcılığını bir kenara bırakıyorum) şimdi ne diyeceksiniz peki.
Bu kadar ciddi sorular varken insanları vatana ihanetle suçlamak kime ne kazandırmıştır bunu da site üyelerinin takdirine bırakıyorum. Daha yazacak çok şey var ama bu kadar yeter diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Sadece konuyu açmama bile birçok tepkiyle yaklaşanlar acaba gelinen son noktada ne diyecekler diye çok merak ediyorum. Evet neredesiniz asalım, keselim diyenler. Bir insanı vatana ihanet gibi ağır bir suçla suçlayanlar hatta mahkum edenler. Sorular çok ciddi dediğimde bile yok yargının bağımsızlığı, yok her suçun bir cezası vardır gibi tepkiler aldım. Hatta konuyu ilk ele alan yazarlardan olan Hasan Cemal bile bu ağır eleştirilerden payını aldı. Evet geldiğimiz nokta zararın neresinden dönsek kardır noktası. Ama ya o insanların özellikle Ramazan Yüce' nin itibarı geri verilebilecek mi sizce? Evet sevgili ulusalcılarımız (Atatürk Ulusalcılığını bir kenara bırakıyorum) şimdi ne diyeceksiniz peki.
Bu kadar ciddi sorular varken insanları vatana ihanetle suçlamak kime ne kazandırmıştır bunu da site üyelerinin takdirine bırakıyorum. Daha yazacak çok şey var ama bu kadar yeter diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
Bilmem farkında mısınız ama yazıyı yazmamın ardından 5 gün geçmesine rağmen kimseden ses yok. Mangalda kül bırakmayan arkadaşlar nerde diye çok merak ediyorum doğrusu. Sözüm bilhassa ulusalcılarımıza şu aralar ergenekondan dolayı başları ağrıdığı için bu konuda yorum yapmak istemiyorlar herhalde.
Saygılarımla.
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
‘TSK özeleştiri yapmasını bilir’
Genelkurmay, Dağlıca baskınıyla ilgili eleştirileri sert bir dille yanıtladı
Genelkurmay Başkanlığı, Dağlıca’daki terörist saldırı sonrasında gelişen olaylar hakkında yapılan farklı haber ve yorumlara tepki gösterdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamada, “Ordu karşıtlığını siyasi ve ekonomik rant aracı yapan bazı çevreler, Türk Silahlı Kuvvetlerine seviyesiz bir şekilde saldırmak için, bu olayı saptırarak kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar” denildi.
Dağlıca olayıyla ilgili olarak medyada yapılan yorumlara yanıt niteliğindeki açıklama şöyle:
SEVİYESİZ SALDIRILAR: Son günlerde basın ve yayın organlarında, 21 Ekim 2007 tarihli Dağlıca saldırısı sonrası gelişen olaylar hakkında çok sayıda haber ve yorum yer almakta ve yoğun bir tartışma ortamı yaratılmış bulunmaktadır. Dağlıca olayı, kişilerin ve onların bağlı oldukları kurumların birikimleri, eğilimleri ve misyonları doğrultusunda farklı şekillerde yorumlanmaktadır. Ordu karşıtlığını siyasi ve ekonomik rant aracı yapan bazı çevreler, Türk Silahlı Kuvvetlerine seviyesiz bir şekilde saldırmak için, bu olayı saptırarak kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar.
FEDAKARLIK GÖZARDI EDİLMEKTE: Olayda şüphe, önyargı ve kinle üretilmiş iddialar ön plana çıkarılmakta; Dağlıca’da aynı zamanda, hain bir saldırının 12 vatan evladının kan ve canları pahasına püskürtülerek, bir fedakarlık örneği sergilendiği göz ardı edilmektedir.
ŞEFFAFLIK VE ÖZGÜVEN NEDENİYLE YARGIDA: Köklü bir özeleştiri ve geri besleme geleneğine sahip Türk Silahlı Kuvvetleri, Dağlıca olayını en ince ayrıntısına kadar incelemektedir. Konu ile ilgili her rütbeden personelin günlerce ifadelerine başvurularak yapılan detaylı bir idari soruşturma sonucunda, 8 askere ilişkin olayın yargıya taşınmasına karar verilmiştir. İdari soruşturma yapılmakla birlikte; olayın yargısal sürece tabi tutulması, basın ve kamuoyuna karşı şeffaflık açısından arzu edilen bir durumdur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu tavrı, onun özgüveninin ve hukuka duyduğu saygının en açık göstergesidir.
KİMSEYE AYRICALIK YOK: Nitekim, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hukuk dışı her türlü eylemi yargıya havale etmekte asla tereddüt göstermediği, kamuoyu tarafından yakından bilinmektedir. Bu bağlamda, Türk Silahlı Kuvvetlerinde kimseye ayrıcalık yapılması söz konusu olmayıp; personelin değerlendirilmesinde esas olan rütbe ya da ilişkileri değil, kişisel nitelikleri ve icraatlarıdır.
YARGI KARARI BEKLENSİN: Her kurumda hata yapanlar da olabilir. Ancak bir kişi veya kuruma hatalı diyebilmek için, yapılacak idari ve/veya yargısal işlemin sonucunun beklenmesi gerekmektedir.
KENDİLERİNİ YARGI YERİNE KOYANLAR: Bu gerçekler ortada ve yargı süreci devam ediyorken, kendilerini yargı yerine koyarak yazı ve yorumlarıyla kurumları ve kişileri suçlayanların, hukukun üstünlüğü ilkesine ne kadar bağlı oldukları kamuoyunun takdirine bırakılmaktadır.
AŞINDIRMA ÇABALARI BEYHUDE: Ayrıca, bu ve benzer olayları kullanarak Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmayı, onun terörle mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine sahip çıkmadaki kararlılığını aşındırmayı düşünenlerin çabaları beyhudedir.
Ulusalcılara gerek kalmamış TSK dediğini ve gereğini yapmış.
8 asker ceza alsaydı suçlu TSK'ydı. 8 asker tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı suçlu gene aynı...
Şu at gözlüklerini çıkaralım. Haa; biz ve paşa torunları yazdı, deşti de 8 asker serbest bırakıldı derseniz, size yanıtım "kendinizi çok ciddiye alıyorsunuz" olur.
Demokrat olmanın ölçüsü Nasrettin Hoca hesabı daha destiyi kırmadan çocuğunu kıyasıya dövmek değildir.
Selamlar,
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Sadece konuyu açmama bile birçok tepkiyle yaklaşanlar acaba gelinen son noktada ne diyecekler diye çok merak ediyorum. Evet neredesiniz asalım, keselim diyenler. Bir insanı vatana ihanet gibi ağır bir suçla suçlayanlar hatta mahkum edenler. Sorular çok ciddi dediğimde bile yok yargının bağımsızlığı, yok her suçun bir cezası vardır gibi tepkiler aldım. Hatta konuyu ilk ele alan yazarlardan olan Hasan Cemal bile bu ağır eleştirilerden payını aldı. Evet geldiğimiz nokta zararın neresinden dönsek kardır noktası. Ama ya o insanların özellikle Ramazan Yüce' nin itibarı geri verilebilecek mi sizce? Evet sevgili ulusalcılarımız (Atatürk Ulusalcılığını bir kenara bırakıyorum) şimdi ne diyeceksiniz peki.
Bu kadar ciddi sorular varken insanları vatana ihanetle suçlamak kime ne kazandırmıştır bunu da site üyelerinin takdirine bırakıyorum. Daha yazacak çok şey var ama bu kadar yeter diye düşünüyorum.
Saygılarımla.
Sayın ilkine;
Dilerseniz mahkeme heyeti; tarafların iddia ve savunmalarına ve toplanan delillere göre karar vermek yerine, Hasan Cemal'in cevap aradığı sorularına göre karar versin. Gazetelerde yargılama yapılsın, köşe yazarları da Cumhuriyet Başsavcısı olsunlar...
Herkes her konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olsun, konuşsun, yazsın, eleştirsin, savunsun... Dilin kemiği yok nasılsa... Sapla saman birbirine karışsın, ne önemi var...
Biz de burada dava dosyasını görmeden "vay efendim nasıl olurmuş da vatana ihanetle suçlanabilirlermiş, vay efendim bu suçlamaya göre nasıl tahliye edilirlermiş, vay efendim itibarları ne olacakmış" der dururuz. Yani kısaca geyik yaparız. Kendimizi tatmin ederiz... Dava dosyasını görmeden bir güzel ahkam keseriz.
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Bilmem farkında mısınız ama yazıyı yazmamın ardından 5 gün geçmesine rağmen kimseden ses yok. Mangalda kül bırakmayan arkadaşlar nerde diye çok merak ediyorum doğrusu. Sözüm bilhassa ulusalcılarımıza şu aralar ergenekondan dolayı başları ağrıdığı için bu konuda yorum yapmak istemiyorlar herhalde.
Saygılarımla.
Kafaları henüz olmamış birer karpuz. İçindeki çekirdekler hala teşekkül etmemiş; ham bir kelek.
Bu kelek ne zaman kemale ereçek?
Ömer Seyfettin.
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Sayın ilkine ;
Kusura bakmayın ama saçmaladığınızı düşünüyorum. Konuyu açtığınızdan beri tüm aklı erenler hukuka saygı ve devam eden yargılamadan dolayı pek konuşmamak gerektiğinde hem fikirdi.
Hasan Cemal diye isimlendirilen kişinin kendisi hariç her konuda bir fikri olması ( Ki dikkat edin anında dönebilir.) Özellikle TSK ve AKP dışında herşeye saldırması hukukun üstünlük ilkesini bozmaz.
Siz ve sizin gibiler Şemdinli olayından sonra Yargıtaya giden dosyadan önce bile Astsubaylara verilen abuk cezalara çok sevinip çığırtkanlık yaptığınızda da aynı şeyi demiştim şimdi de aynını diyorum.
Yargıtay aşaması gelmeden ( Burada askeri yargıtay) hukuki süreç sona ermiş olmaz. Siz farkında değilsiniz ama yargılama bitmedi beraat filan olmadı. Sadece tutuklu sanıklar tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Bu da hukukun içerisinde doğal bir süreçtir. Zaten mahkumiyetsiz tutukluluğun devam etmesi daha verilmemiş cezanın ''gizli infazı'' gibi bir durum olacaktır ki bu durumda aslında pozitif hukuka aykırıdır. Askeri mahkeme özellikle yedi şahıs hakkında tam bu kuralı uygulamış olduğundan çok taktir edilecek bir karar almıştır. Er Yüce ile ilgili de gerekçesini bilmediğimizden dolayı yorum yapmak bize yakışmayacağından saygıyla susmaya devam ediyoruz gördüğünüz gibi.
İşin ilginci tutuklamada da tahliyede de konuşup duran siz olmanıza rağmen başkalarına laf söylemenizi anlayabilmiş değilim. Yargılamanın sonuçlarını görelim sonra konuşalım en mantıklısı budur. Yoksa yarım yamalak bilgi ve faraziye üretmekten öteye gitmeyen bir saçmalama forumu olacak bu forum...
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Sayın İlkine
Hukuk herkes için ve her zaman olmalıdır.
Askeri Mahkemeler hukuk dışıdır diye yıllardır yırtınıyoruz. Sen ve senin gibi düşünenler hiç destek verdi mi? Hayır
Yök hukuk dışıdır diye yıllarca çırpındık. sen ve senin gibi düşünenler hiç destek oldu mu? Hayır
Yani Hükümette AKP olduğunda orduya muhalefet etmek serbest başka zaman olmaz. Eğer demokrasiden yanaysan, bu tavrını hep sürdüreceksin. Benim görüşlerim doğrultusunda demokrasi olmaz. Demokrasi evrenseldir.
Bugün orduya saldıran gazete dergi, siyasi kuruluş, sivil toplu örgütü vs. aklına ne geliyorsa işte. Bak bakalım geçmişte, DGM karşıtlığı, idam karşıtlığı, düşünce özgürlüğü vs. gibi hangi demokratik eylemde saf tutmuşlar?
Eğer demokrasi diorsanız, bu konuda düşünün bence
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Hukuki bir süreci bile, TSK nın başında ki komutanları yıpratmak için kullanmaya kalkışan ''Made in USA'' etiketli dezenformasyon gazetecilerinin yazılarının; TSK ya güvenenler indinde hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur...
Bu ülkenin rejimi ya da coğrafyası ile ilgili hayal kuranlar TSK dan önce sivil Cumhuriyet muhafızlarının barikatını aşmak zorundadırlar....
TSK üzerinden tahrikler bu kez başarılı olamıyacaktır...
TSK yı,bunca tahrike karşın demokratik ve soğukkanlı duruşundan dolayı saygıyla selamlıyorum...
Hasan Cemallere ''hade..hade..hade...'' diyorum....
Re: Ölmediysen Hainsin Davasında On Soru
Sn. Atay,
Beni kişisel olarakta tanıyorsunuz sanırım. Yoksa bu kadar senli benli konuşmazdınız. Söylediklerinizin benim için hiçbir anlamı da yok.
Maddeler halinde sıralamak istemiyorum ama Yök'e karşıyım, Öğrencilik yıllarımda da şimdi de karşı olmaya devam diyorum. Her 6 Kasımda elimden geldiği kadar eylemlere katılmaya çalışıyorum. Askeri mahkemelere de karşıyım. Daha önceki forum konularında da bunu defalarca belirttim. İnsanları yargılarken biraz araştırma yapmanızda fayda var. Diğer konulara girmeyeceğim ama yazdıklarınızın hepsinin altına imzamı atarım.
Saygılarımla. (Herkes saygıyı hakeder)