Re: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Sayın ilkine
Başkalarının sağlamış olduğu imkanlarla keskin söylemlerde bulunmak kolay. Bu sitenin demokratik olduğunu da nerden çıkardınız? Birileri, sizlerin istediğini söylemesi için site kuracak. Siz de gelip, gerçek kimliğiniz bile açıklamadan istediğiniz gibi ve istediğiniz kadar yazacaksınız. Bu demokratlık mı oluyor.
Kimseye hesap sorma durumunda değilsiniz. Beğenmediğiniz bu sitede, 12 eylülde bizzat işkence gören, Emniyette ve Cezaevinde işkenceyle ölümlere tanık olan insanlar var.
Bizler en azından, hukuk alanında mücadele etmek adına site kurduk. Peki siz ne yaptınız? Önce kendinizi sorgulayın.
Re: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Alıntı:
Av.Ragıp Atay rumuzlu üyeden alıntı
Sayın ilkine
Başkalarının sağlamış olduğu imkanlarla keskin söylemlerde bulunmak kolay. Bu sitenin demokratik olduğunu da nerden çıkardınız? Birileri, sizlerin istediğini söylemesi için site kuracak. Siz de gelip, gerçek kimliğiniz bile açıklamadan istediğiniz gibi ve istediğiniz kadar yazacaksınız. Bu demokratlık mı oluyor.
Kimseye hesap sorma durumunda değilsiniz. Beğenmediğiniz bu sitede, 12 eylülde bizzat işkence gören, Emniyette ve Cezaevinde işkenceyle ölümlere tanık olan insanlar var.
Bizler en azından, hukuk alanında mücadele etmek adına site kurduk. Peki siz ne yaptınız? Önce kendinizi sorgulayın.
Neden bu kadar hiddetlendiğinizi anlayamadım. Yazdığım yazı sadece bir kişiye sorulmuş bir soruydu. Alıntı mantığının bu gibi durumları anlatmak için yapıldığını zannediyordum. 12 Eylülde işkenceye uğrayanları bana karşı savunmanıza gerek yok. Siz ne kadar savunuyorsanız ben de sizin kadar savunurum. Adımı da gizlediğim falan yok. İsteyen herkese adımı da telefonumu da verebilirim.
Saygılarımla.
Re: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Sayın ilkine biz nemi yaptık Commodere 1tr'nin tüm iletilerini okuduk tavsiye ederim. yeri gelirse ordu ve halk yobazlara karsı gelmesini bilir. oturupta seyirmi edeceyiz demokrosilerinde kırmızı cizgileri vardır.Fazla zorlamaya gelmez.Bende Cumhuriyet mitinglerine gittim hikmet yarın dizinin dibinemi gitseydim?ilkine!
Cevap: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Beynelmilel'in yönetmeni kendi "12 Eylül"ünü anlattı
Balçiçek Pamir’le Söz Sende’nin bugünkü konuğu senarist ve yönetmen Sırrı Süreyya Önder’di. İlk kez lise öğrencisiyken Maraş katliamını protesto etmek için cezaevine giren Sırrı Süreyya Önder 12 Eylül’de Mamak Askeri Cezaevi’nde yaşadığı tüyler ürpertici olayı ilk kez anlattı: “38-40 gün kadar bir açlık grevimiz olmuştu cezaevindeyken. Bunun 28. gününde bir gün sabaha karşı askerler bizi avluya çıkarıp çırılçıplak soyarak sabaha kadar öldüresiye dövdüler. Bunu yapanların ömürleri boyunca her gece yatağa yattıklarında vicdanlarına hasep vermelerini diliyorum. Hadi ben örgütlü bir sosyalisttim, beni ellerine geçirmişler, ellerinden geleni artlarına koymayacaklar tabii. Ama ya masum olanlar?”
Annesinin de aynı cezaevinde kendisini görmeye geldiğinde askerler tarafından dövüldüğünü söyleyen Sırrı Süreyya Önder hapisteyken girdiği açlık grevini anlatırken annesinin gülümseten bir sitemini de söylemeden geçemedi: “Annem bana hep sitem etti. ‘Eh be oğlum bu kavatlar için 40 gün aç gezdin, Allah rızası için bir gün oruç tutmadın’ diye.”
Cezaevi yıllarından bahsetmenin kendisini utandırdığını söyleyen ünlü yönetmen sözlerine şöyle devam etti: “Bu ülkede cezaevlerinde insanlara dışkılarını yedirdiler, çocukların yaşlarını büyütüp astılar. Ben şimdi 7 yıl hapis yattım dersem bu çok ayıp.”
Önder ayrıca hapisten çıktıktan sonra çok uzun süre zorluk çektiğini de anlattı: “Devletin en iyi yaptığı iş sicil tutmaktır. Beni bırakın benim yedi göbekten akrabam devlet dairesinde iş bulamadı yıllarca.”
Balçiçek Pamir’in “Hiç ümidinizi kaybettiniz mi?” sorusuna da Önder şöyle cevap verdi: “Niye ümitsiz olayım? Faşizmin varolma sebebi budur zaten.”
“Bu necip Türk milleti evinden çıkaramadığı kiracısından, sinir olduğu ev sahibine, kin tuttuğu komşusundan gıcık olduğu amirine kadar herkesi ihbar etti.. Bugün demokrasi havarisi kesilenlerden bazıları dün demokratik aydınları devlete ihbar etmekle meşguldüler.”
Evinde 8 bin kitabı bulunan Sırrı Süreyya Önder evine kitapları yüzünden sığamadığını söyleyerek okumanın hayatına nasıl girdiğini şöyle anlattı: “Benim dayım önemli bir Nur şakirdi idi babam da şehrin tek komünistiydi. Yani annemin ailesi şehrin tek komünistine kızlarını vermişti. Babam ölünce dayılarım bana çok kol kanat gerdiler. Çok katıldım okumalara. Babamdan tek miras kalan şey kitaplarıydı. Kitapların sunduğu olanağı da böyle tanıdım. Tek yönlü beslenme zihinsel anlamda çok sıkıntılıdır. Sonradan okuya okuya Marksizme doğru yol aldım.”
http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2010/02/15
Cevap: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Hukukçular: Evren yargılanamaz
Anayasa değişiklik paketinde' yer alan geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasının yolu açılacak. CHP'nin isteğini Anayasa paketine dahil eden Hükümet'in bu kararı hukukçular tarafından tartışılmaya başlandı. Geçen yıl 26 Haziran'da Ertuğrul Özkök'e konuşan Kenan Evren, ''Yargıya bırakmam intihar ederim'' demişti. Hukukçular da Evren'in ve dönemin Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağı görüşü üzerinde birleştiler.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14155065.asp?gid=373
Cevap: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Hukukçular: Evren yargılanamaz
Anayasa değişiklik paketinde' yer alan geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasının yolu açılacak. CHP'nin isteğini Anayasa paketine dahil eden Hükümet'in bu kararı hukukçular tarafından tartışılmaya başlandı. Geçen yıl 26 Haziran'da Ertuğrul Özkök'e konuşan Kenan Evren, ''Yargıya bırakmam intihar ederim'' demişti. Hukukçular da Evren'in ve dönemin Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağı görüşü üzerinde birleştiler.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14155065.asp?gid=373
Bazen Kenan evrenin,TRT1 den yönetime el koyduk açıklamasını izliyorum da,ben pek hatırlamıyorum o günleri tabiki yaşım itibariyle.Yargılansa nolacak ki o yaştan sonra.Elindeki gücü kötüye kullanıp halkın sectiği yönetimi fesetti ve cumhurbaşkanı oldu.Acaba parti kursaydı veya bir parti lideri olsaydı bence % 3 lerde kalırdı belki.7.CUMHURBAŞKANIMIZA sayğılarımla.
Cevap: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
12 Eylül 1980 askeri darbesi ile ilgili çok yayın yapıldı. O dönemi yaşayanlardan bazıları anılarını yayınladı. Cezaevlerinde yapılan işkenceler ve o dönemin yargılamaları/idamların gerçek yüzü henüz tam olarak gün yüzüne çıkmış değil.
Bu konudaki yayınların önemli bir kısmını okudum. O günleri yaşayanlardan Yaşar Okuyan'ın "O Yıllar" isimli kitabı yeni çıktı. Açıkçası kitap beni çok etkiledi. Özellikle cevzaevlerindeki işkence ve yargılamlardaki hukuksuzluk, infaz edilen idamlar çok düşündürücü.
Mamak askeri cezaevinde "kafes" denilen yerdeki insanlık dışı davranışlar, iki kişinin zor sığdığı hücreye Taha Akyol'la birlikte girmeleri vs.
Kitaptan bir kaç alıntı ve örnek vermek istiyorum.
İşte Erdal Eren'le ilgili bölüm;
"Hücreye alınmamızın üzerinden yirmidört saat geçmemişti ki çok korkunç bir olay yaşadık. Bizi içeri aldıktan sonra sabaha karşı hepimizi bağırarak uyandırdılar. 17 yaşındaki idam mahkumu Erdal Eren'i gözümüzün önünden geçirip astılar. Sabaha karşı 04;00'te o gencecik çocuğu önümüzden yürüttüler. Bir yandan da, "kalkın lan! Sizin de sonunuz böyle olacak" diye bağırıyorlardı. Askerlerin arasında yürüyüşünü hala unutamıyorum. 17 yaşındaydı, daha reşit bile değilidi" (sh. 106, 107)
Bir başka bölüm;
"Mesela bizden önce yanımızdaki hücrede kalan ülkücü bir genç için "kendini astı" diye tutanak tutmuşlardı. Ne kadar doğruydu. belli değildi. Çünkü orada bir insanın intihar etmesi imkansızdı. O imkan olsa zaten ben kendimi asardım" (sh. 107)
Yargılamların nasıl yapıldığına ilginç bir önek;
O dönem askeri yargıç olarak görev yapmış olan Albay Niyazi Çağın'ın emekli olduktan sonra Uğur Mumcu'ya gönderdiği mektupta;
"Ben heyetin başkanı olarak MSP'li üç sanığın tahliyesi yönünde oy kullandım. Kolordu Komutanı Recep Ergun, dört gün sonra beni odasına çağırdı ve "bunlar kesinlikle tahliye olmamalılar, ilave delil bulun. tahliye istemiyorum!" dedi. " (sh. 167)
Bir başka ilginç örnek;
Ülkücü görüşten Mustafa pehlivanoğlu için idam kararı çıkıyor, henüz infaz edilmeden önce bu şahsın silah kullanmadığı anlaşılıyor, bu konudaki mahkeme tutanağı ile birlikte Kenan Evren'e ulaşan avukatar idamın durdurulmasını istiyorlar. Evren, " bana da öyle bir bilgi geldi, ama artık idamı durduramayız" diyor ve infaz gerçekleştiriliyor (sh. 170).
Solcu Serdar Soyergin'in yakalanıp, yargılanması ve idamı 42 günde tamamlanıyor. (sh. 171)
Yaşar Okuyan'ın kitabı o yılları anlamak isteyenler için (iç burakucu da olsa) önemli bir yayın. Yazar, sağ cenahtan olmakla birlikte ideolojik tarafgirlik yapmamış, gerektiğinde kendisiyle de kafa bulmuş oldukça tarafsız yazılmaya çalışılmış. Doğan kitapçılıktan yeni çıkan bu kitabı herkese önermek istiyorum.
O günleri yaşayanların sağcı, solcu herkesin yaşadıklarını yazması ileride tarihe not düşmek adına çok iyi olacaktır.
Cevap: Re: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Benim merak ettiğim 1980 de yurt dışına kaçanlar affedildi mi? Geri dönseler başlarına neler gelir. Kanun neydi ne oldu? Bununla ilgili bir bilgi arıyorum yardımcı olursanız çok sevinirim
Cevap: Re: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
Alıntı:
sedef ethem rumuzlu üyeden alıntı
Benim merak ettiğim 1980 de yurt dışına kaçanlar affedildi mi? Geri dönseler başlarına neler gelir. Kanun neydi ne oldu? Bununla ilgili bir bilgi arıyorum yardımcı olursanız çok sevinirim
Onların birçoğu döndü, kimileri oralarda yerleşti, kimileri öldü. Zaten ceza alanların cezaları da zaman aşımına uğramıştır. Onlar için bir korku yok yani.
Şimdi korkma sırası Marmarisli ressamda:)
Cevap: Re: 12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi
'İntihar edebilir, müşahede altına alınsın'
Adalet Platformu Üyesi Adem Çevik, eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in intihar etme ihtimaline karşı müşahade altına alınması talebiyle savcılığa dilekçe verdi.
Üsküdar Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Çevik, açıklamasının sonunda ise ağlayanların halini anlamaları ve ağlayabilmeleri için Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a gözyaştıcı gaz bombası olarak nitelendirdiği soğan yolladı.
Üsküdar Adliyesi önüne saat 11.00'de tek başına gelerek açıklama yapan Adalet Platformu Üyesi Adem Çevik, darbeleri ve darbe anayasalarını protesto etmek için basın açıklaması yaptı. Darbelerin hesabını vermeyenlerin görevden alınmadığı sürece darbelerin engellenemeyeceğini belirten Çevik, "73 milyonun huzuru için tüm darbeci asker ve yargıçlar derhal açığa alınmalı veya azledilmeli. Darbeci ve darbe teşebbüsünde bulunanlar ve yardım yataklık edenler tedavi edilmelidir." dedi.
"Milletin anası ağlıyor" diye bağıran Adem Çevik, basın açıklamasının ardından mahkemeye çıkarılması halinde intihar edeceğini açıklayan eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in müşahade altına alınması için Muğla Savcılığı'na gönderilmek üzere Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe verdi. Çevik, ayrıca Kenan Evren'in hesap vermesi için yaşaması gerektiğini belirterek, "Akli melekeleri açısından da yaşı icabı risk oluşturmaktadır. Bu açıdan açık ve yıkın bir tehlike sözkonusudur. 12 Eylülün tanık ve sanığı konumundaki bir kişinin hayatının güvence altına alınması için en geç referandumdan hemen sonra sonuçlar açıklanmadan önce müsahade gözetim altına alınması gerekmektedir" diye konuştu.
Heronlarla ilgili ciddi iddiaların olduğunu hatırlatan Adem Çevik, buna rağmen Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklama yapmadığını söyledi. Çevik, "Hergün çocuklarımız ölüyor, öldürülüyor. Ancak sorumlu kişiler hiçbirşey yapmıyor. Buradan Başbakana sesleniyorum. Darbecileri ve sorumluları görevden alın. Aksi halde siz de ihanete ortak olursunuz." şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından yanında getirdiği bir adet soğanı havaya kaldıran Çevik, "Bu göz yaşartıcı bir bombadır. Milletin anası ağlarken yetkililer hiçbişey yapmıyorlar. Ağlamaları için ve milleti anlamaları için bu soğanları Genel Kurmay Başkanı Başbuğ, Vecdi Gönül, Beşir Atalay, Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş'a gönderiyorum." dedi.
hukukihaber.net