Sayın Feride
Cevabınız için teşekkür ederim. Yolunuz açık olsun
Sn.Av.Duygu Tekay'ın
"Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuz EYS Sendromuna dikkat ediniz!!! " forum başlıklı yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Saygılar
Printable View
Sayın Feride
Cevabınız için teşekkür ederim. Yolunuz açık olsun
Sn.Av.Duygu Tekay'ın
"Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuz EYS Sendromuna dikkat ediniz!!! " forum başlıklı yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Saygılar
Sayın Aydın...
Suçluymuş gibi demekle neyi kastettiniz.Velayet konusunda olduğunu umuyorum.Aksi halde çok kırıcı olacak benim için.Oğlumun dinlenmesine gelince şu anki pozisyonda beni istemesini beklemek hayalcilik olur ama babasının hiç beklemediğim şekilde benden nefret ettirdiğini nasıl anlatabilirim.Ayrıca babasıyla ilişkisini bozmayı aklıma bile getiremem.Yani onun yaptığı gibi kendi tarafıma çekmek gibi birşeyi asla yapmam.Hakimin kanaati o kadar o kadar genel bir terimki neyi nasıl anlatacağımı anlatma şansımın olup olmayacağını bile bilmiyorum.Çocuklarımı görmeden geçecek aylar hatta yıllar boyunca dayanma gücümü nasıl koruyacağım?Bunun benim için sadece hukuki bir süreç olmadığını bilmenizi istedim.Teşekkür ederim.
[I][I]
sayın feride;kendinizi bu kadar suçlarken ve de köşeye sıkışmış gibi hissederken davanızı sağlıklı bir şekilde sürdürebileceğinize inanmıyorum.o nedenle bir avukattan profesyonel yardım almanızı öneriyorum.
bunun yanı sıra velayet konusu çekişmeli boşanma davalarının en zor kısımlarından birini oluşturur ve de çocukların hangi şartlarda kimin yanında çok daha iyi koşulda yetişebileceği hususunda aile hakimini ikna etmek gereklidir.bir hata yapmış olabilirsiniz ve de eşinizin tehdit ettiği üzere tüm görüşmelerinizin alenileştirilmesi durumu söz konusu olamaz.öncelikle bu konuda rahatlamalısınız.bir insanla çok kez telefon görüşmesi yaparak eşinizi ihmal etmeniz sizin kötü bir anne olduğunuzu göstermez..olsa olsa ihmalkar bir eş olarak kusurlu sayılmanız ihtimali doğabilir.karşı tarafın iddialarına karşı sizinde cevap ve de delil sunma hakkınız olduğunu unutmayınız.
bir diğer konu ise çocuklarınızın iradeleridir vede bu irade beyanları önem arzedecektir.fakat dediğim gibi derhal bir avukatla irtibata geçmelisiniz ve çocuklarınızın velayetini alabilmek için hukuki bir mücadeleye girmelisiniz.
saygılarımla...
Sizi kırmak gibi bir düşüncem asla olamaz.Aksine sizin sandığınız kadar vahim bir durum içerisinde olmadığınızı anlatmaya çalıştım. Ben sizin anlatımınızdan böyle bir durum sezdiğim için adı geçen ifadeyi kullandım.
Geçmişe değil geleceğe bakmanızı öneririm.Çocuklarınızı size göstermeme hakkı hakimin bile yoktur. Velayetin size verilmeyeceğini düşünmeyin. Mahkeme her iki çocuğun velayetini de size verebilir.
Yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum.İçinde bulunduğum durumun vehametini anlamanızdan inanılmaz bir şekilde mutlu oldum.Normal şartlarda böyle düşünmezdim.Avukat Hanımın önerdiği gibi avukatım tabi ki var ama takdir edersiniz ki tarafsız olamıyor.Kaldı ki öyle olması gerekiyor.Ama ne var ki ben tarafsız yorum istiyorum avutulmak değil.Sorularıma büyük oranda cevap aldım.Allah kimseye böyle bir durum yaşatmasın.Saygılar.
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1999/2-157
Karar: 1999/165
Karar Tarihi: 17.03.1999
ÖZET: Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki, gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç R.'in babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır.
(743 S. K. m. 148)
Dava: Taraflar arasındaki "boşanma (velayet)" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gediz Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.12.1996 gün ve 1996/120-506 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.2.1998 gün ve 1998/66-1989 sayılı ilamı;
(... Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki, gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç R.'in babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 17.3.1999 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Boşanmanın önemli hukuksal sonuçlarından biri de, Medeni Kanunun 148/1. maddesi uyarınca müşterek çocukların velayetlerinin, eşlerden hangisine bırakılacağının belirlenmesidir.
Taraflar arasındaki boşanma davası, şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak sonuçlanmıştır.
Boşanma davasında açıklanan gerekçeye göre, davalı kadının evliliğin devam ettiği süre zarfında gerekli sadakati göstermemesi, olumsuz davranışlar göstermesi nedeniyle şiddetli geçimsizliğe sebebiyet vermesi sonucu mahalli mahkeme boşanmaya karar vermiştir.
Davalının olumsuz davranışları özel dairece de kabul edilerek boşanma kararı onaylanmıştır.
Boşanma kararının verildiği, tarihte müşterek çocuk 3 yaş civarında, Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının incelendiği tarihte ise, 5 yaşını doldurup 6. yaşa girmiş bulunmaktadır. Tarafların evlenmelerini müteakip birlikte davacının anne ve babası ile ikamet ettikleri anlaşılmaktadır.
Müşterek, çocuk, baba tarafından dedesi ve babaannesi yanında kalmakta, onların bakım ve şefkati altındadır.
Davalı annenin olumsuz yaşantı içerisinde olduğu gerek davacı tanıklar gerekse kendisinin dinlettiği tanıklarınca ifade edilmiştir.
Küçüğün halen bulunduğu ortamda ruhen ve sağlık yönünden olumsuz bir halinin olduğu konusunda hiçbir delil olmadığı gibi söylenti de yoktur.
Mahkemece velayet kendisine bırakılan davacının İzmir'de çalışmış olması, küçüğün bakım ve gözetiminin davacının babası ve annesi tarafından yeterince yerine getirilmediğini göstermez. Böyle bir iddia da yoktur.
Bilindiği gibi hakim boşanma kararı vermesi halinde, çocukların gerçek yaşantılarını, yararlarını ve durumun özelliğini gözönünde tutarak velayetin hangi tarafça kullanılacağına karar verir.
Mahalli mahkemenin tarafların konumunu, mahalli örf ve adetleri birlikte değerlendirilerek takdir yetkisini kullanarak, küçük için gerek şu andaki bulunduğu ortamı gerekse ilerideki hak ve menfaatlerini göz önüne alarak velayetin evlilik devam ettiği sürece davalı eşine karşı hiçbir olumsuz davranışı olmayan davacıya bırakmasında isabetsizlik yoktur. Bu nedenlerle mahalli mahkemenin velayete yönelik kararının onaylanmasını düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
feride hanım umudunuzu kırmak gibi olmasın ama bu gibi durumlarda hakimler genellikle velayeti aldatılan tarafa verirler.
Herkese tekrar merhaba
Dava dilekçesi elime geçti eşim bulunduğu ilden dava açmış.Ancak o kişiye ait telefon görüşme kayıtları dışında başka bir iddia yok.Elinde kayıtlı mesaj yada fotoğrafta yok.Ayrıca belirttiğim gibi ortak arkadaşımız olduğu için onun daha fazla görüşmesi vardır.Sorum bu durumda sadakatsizlik ispatı pek mümkün görünmüyor ama 11 yaşımdaki oğlumun dinlenmesi yine de sonucu etkiler mi?Avukatım ayrıca bir dava açıp boşanma süresince velayeti talep edebileceğimizi ama bunu ilk celsedede talep edebileceğimizi söyledi hukuki olarak ayrı davanın karar konusunda üstünlüğü(zaman açısından) varmıdır?Büyük oğlumun sağlık problemi üniversite hastanesi düzeyinde takibi şart koşuyor bunun etkisi olur mu?(Bulundukları ilde bu imkan yok)
Merhaba Feride Hanım,
Ben hukuksal açıdan bir şey söyleyemem size, ancak yaşadıklarınızı çokiyi anlıyorum. Kesinlikle eşinizle bütün bunlar öncesinde yaşamış olduğunuz sorunlar, ilitişimsizlikler, aradıklarınızı bulamama gibi durumlar söz konusudur. Çocuklarınız sizi anlayabilecek yaştalar, bence onlarla bir şekilde görüşüp içinde olduğunuz psikolojiyi, babalarıyla yaşadığınız sorunları, huzursuzlukları, kendinizin nasıl yıprandığını, nasıl eksik kaldığınız, bir arayışa girmenizin normal olduğunu ne bilim, yaptınızın bir ihanet yada ahlaksızlık olmadığını sadece psikolojik olarak yaşadığınız yanlızlık ve eksiklikleri bu şekilde bir başkasıyla konuşarak gidermeye çalıştığınızı,vs.anlatın onlara. Eminim ki sizi anlıcaklardır. Hatta bu tarzda eşinizlede konuş bence size veremediklerinin bedelini yine size ödettemeyeceğini hissettirin. Hiç kimse bir çocuğa annesinden iyi bakamaz. Umarım biran önce kavuşursunuz çocuklarınıza. Herşey gönlünüzce olsun