Bu miting amacına ulaşmış ve sessiz çoğunluğu cok guzel temsil etmiştir.
Orada olamasakta yüreğimizde o coşkuyu taşıdık.
Korkum ise şu hafızası zayıf bir toplumuz. Asıl etki önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.
Printable View
Bu miting amacına ulaşmış ve sessiz çoğunluğu cok guzel temsil etmiştir.
Orada olamasakta yüreğimizde o coşkuyu taşıdık.
Korkum ise şu hafızası zayıf bir toplumuz. Asıl etki önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.
Mine Kırıkkanat'ın dediği gibi "GLOBALIZATION" kavramının pek çok dilde tam bir karşılığı bulunmamaktadır. Anglikan toplumların (ABD ve İngiltere vd.) yeryüzünde ekonomik, siyasal, kültürel egemenliğinin tesisi için geliştirdikleri globalleşme kavramı ve uygulama yöntemleri temelde emperyalist/kapitalist felsefedir. Amaç, dünyaya bütünüyle egemen olma sevdası olunca yapılması gereken en temel oyun ulusal devlet ve bağımsızlık kavramlarını ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla dünyanın pek çok ülkesinde TURUNCU RENKLİ DEVRİMLER yaratılmıştır.
Dün yollardan Anıtkabir'e akan yüzbinler ise bu ülkede "TURUNCU DEVRİMLER" e izin verilmeyeceğini, 1920' de yaşanan " AL RENKLİ DEVRİM" in yeniden doğuşunu müjdeler.
Yüce İnsan'ın eseri olan "AL RENKLİ DEVRİM" ki dünyada bambaşka bir uyanışa neden olmuş, dengeleri değiştirmiş, ulusal bağımsızlığın ne demek olduğunu dünyaya öğretmiştir. EKİM DEVRİMİ dahi kalıcı olamamışken, "ATATÜRK DEVRİMLERİ" ni kalıcı kılmanın zorunlu olduğu tüm zihinlere bir kez daha kazınmıştır.
Zaman, Opus Dei tarzı yapılanmalar ile cemaati millete egemen kılmaya azmedenleri alaşağı etmek vaktidir. Zaman, dayanışma,örgütlenme ve uyanık olma zamanıdır. Zaman, Tarihimize,Kültürümüze,Bağımsızlığımıza sahip çıkma zamanıdır.Yeni şafaklar, ATATÜRK yolunda doğmalıdır.
Tsunami...
Pireleri 20 santim derinliğinde bir fanusun içine koyarlar, fanusun üstünü de cam ile örterler. Alttan ısıtırlar... Pireler rahatsız olur, o ortamdan kurtulmak için, dışarı doğru zıplar. Ama her zıplayışta, kafalarını tavandaki cama çarparak, yere düşerler. Tekrar zıplarlar, nafile, tekrar çarparlar... Engel görünmez olduğu için, kendilerini neyin engellediğini bir türlü anlayamazlar. Böylece zihinlerinde bir "özgürlük sınırı" oluşur.
Deneyin ikinci aşamasına geçilir... Tavandaki cam kaldırılır. Engel yoktur artık... Ortam yine ısıtılır. Görülür ki, pireler en fazla 20 santim zıplıyor... Daha yükseğe zıplama imkanları, özgür olma imkanları vardır ama, buna cesaret edemezler. Çünkü artık "görünmez engel" zihinlerindedir. "Yapamayız, hiç boşuna denemeyelim" diye düşünürler.
"Cam tavan sendromu" denir buna.
Örnek "pire" dir ama... Aslında, tüm canlıların "neyi başaramayacaklarını" yavaş yavaş nasıl öğrendiğini kanıtlar.
E hayat da bir laboratuvar...
Bu nedenle, cam tavan sendromu, psikolojik harekat ın bir parçası olarak kullanılır.
Görünmez engeller konur...
Çabalar engellenir...
Ortamdan rahatsız olan milletler, özgür kalmak için hamle yaptığında, görünmeyen bir güç onları engeller... Böylece, yavaş yavaş "yapamayız, hiç boşuna denemeyelim" düşüncesi hakim olur.
Dünkü miting, onurlu bir milletin, kendisine "pire" muamelesi yapılmasına isyanıdır!
ABD'nin, AB'nin ve içerdeki maşalarının, servetler harcayarak uygulamaya çalıştığı psikolojik harekat, başarısız oldu. İflas etti. Bozguna uğradı... Özeti budur.
Hrant Dink'in cenaze töreni, sekiz saat naklen yayınlanıyorsa televizyonlarda... Ve, iki milyon insanın "Hepimiz Mustafa Kemal'iz" diye haykırarak, Anıtkabir'e yürümesi, gösterilmiyorsa aynı televizyonlarda...
Demiştik.
Gene diyelim...
Türk basını, bu unutulmaz utançla yaşayacak bundan sonra.
İstediğin kadar ört...
İstediğin kadar gizle...
"Cumhur" meseleye el koydu.
Dip dalgası, Tsunami oldu...
Götürür.
Götürecek.
YILMAZ ÖZDİL
Diğer haber kanalları niçin bu haberi vermedi ?
Güzel bir soru. Yanıtı içinde gizli. Okyanusun ötesindeki devlet BOP projesi için Türkiye nin Laik demokratik sosyal bir hukuk devleti olmasını istemiyor. Bu coğrafyada bizden istenilen sınırlarıda daha küçültülmüş Türkiye ılımlı İslam Cumhuriyeti Bununla görevlendirilende RTE ve ekibi. Bunu herkes artık biliyor. Tek bilmeyen yada tam anlayamayan saf dini vecibelerini yerine getirmek isteyen laikliğe inançlı Atatürk ilke ve devrimlerine sadık dindar büyük bir kesim. Mevcudun din bezirganı olduğunu anlamıyorlar yada onlara laf etmeyi maalesef ''dine'' laf etmek olarak algılıyorlar. Zaten o yüzden laik yönetimlerde dine dayalı parti sistem kurmaya çalışmak yasaktır yasak olmalıdır.
Şimdi hükümet bu idealde yürümek için ki ılımlı islam sadece basamaktır realite göstermektedirki ılım çık kısa sürede radikalizme dönmektedir, elinden geldiğince bu mitingi küçük göstermeye engellemeye katılımın az olduğunu belirlemeye çalışacaktı ve onun için var gücüyle çalıştı her nekadar umduklarını bulamasalarda ekonomik ve politik baskıları ile özdeş çıkar gruplarının ( Ki bunların bir kısmı maalesef istikrar ayakları altında paraya tapan para babaları ) çabalrı ile TV ve gazeteler bunu yok saymayı daha yararlu buldu. Samanyolu isimli TV ye göre 45 bin işsiz güçsüz tipin toplandığı hiç bir amaca hizmet etmeyen bir miting bile olmaz gürüh oldu...
Gerçekte ise 1 milyo kişinin üzerinde bir katılımın olduğu düzeyin düşmediği ve halkın ATATÜRK üne sahip çıktığı bir gün bir milad oldu. Bazı gazeteler aymazlığını bugünde sürdürdü örneğin sabah olayı küçümsemeye çalıştı acaba TMSF de oluşunun etkisindenmidir bilinmez. "İşte meydan, işte Tandoğan, neredesin Tayyip Erdoğan"; "Çankaya yolları şeriata kapalı", gibi sloganlarla mitingin adreside net belliydi.
Şimdi aslı sorun şudur. Hiç bir şekilde tasvip etmediğimiz fail ve azmettirenlerin en ağır cezaları almasını istediğimiz Hrant Dink cinayetinden hemen sonra koordineli hareketle yapılan gösteriyi ki Türkiyenin yüzde doksanbeşi ölüdrülen kişiyi tanımazken tüm TV lerin yaklaşık sekiz saat canlı yayın yapması mı normaldir ? Yoksa Milyonların aktığı Atatürk Ve Cumhuriyet Mitingini yayınlamak mı ?
15 Nisan 2007 http://www.hurriyet.com.tr/images/siyah_ok.jpg Bekir COŞKUN
bcoskun@hurriyet.com.tr
http://www.hurriyet.com.tr/_yazarlar/images/2b.jpg Güzel günler göreceğiz çocuklar...
BİRBİRİMİZİ hiç görmemiştik, birbirimizin sesini hiç duymamıştık, birbirimizin yüzünü de bilmiyorduk.
Dün bir meydanda karşılaştık.
Birbirimizin boynuna sarıldık.
Birbirimize "çocukları", "işleri", "evdekileri", "sağlığı", "yolculuğu" sorduk.
Bir şarkı dinledik beraber:
"Güzel günler göreceğiz çocuklar..."
Buğulandı gözlerimiz.
Beraber ağladık...
*
Gazeteciliğimin ilk yılları, siyasilerin meydanlarında koşuşturmakla geçti.
Ben meydanları bilirim.
Ama bu meydan, görmediğim bir meydandı.
Siz hiç dört katı kadar kalabalığın dışarıda kaldığı bir meydan gördünüz mü?
Ara sokaklardan ve uzaktaki caddelerden sadece marşların sesini dinleyip bayrak salladı onbinlerce insan.
Üstelik sağcı, solcu, muhafazakár, milliyetçi, o partiden, bu partiden insanlar.
500 bin mi, 1 milyon mu rakamları bir yana... Böylesine duygu yüklü, böylesine kenetlenmiş, böylesine içten, böylesine yürekten, böylesine kararlı bir meydan görmedim.
(Atatürk’ün çocuklarını küçümseyip "Bunlar kalabalık toplayamazlar" diyenlerin, televizyonlara bakarkenki yüzlerini çok görmek isterdim.)
Dün o meydanda, laik cumhuriyeti karşı devrimcilerin elinden geri almanın ilk adımı atıldı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin, genel seçimlerin çok daha ötesinde bir mesajı vardı meydanın:
Bu millet; Atatürk devrimlerinin, gericilerin ayakları altında paspas yapılmasına izin vermeyecek.
Türkiye’yi ele geçirmiş ortaçağ özentileri farkında olsalar da, olmasalar da...
*
Dün ilk kez aydınlığın yüzü güldü.
Çocukları bekleyen o uygarlık-çağdaşlık yolumuza konulan karanlık kapıya baktım, ilk kez aralıktı.
O meydandan ayrılıp gazetedeki odama doğru yola koyulurken, dilimde o meydandan kalan şarkı vardı:
"Güzel günler göreceğiz çocuklar..."
BU SORUYU NEDEN DOĞRUDAN MUHATAPLARINA SORMUYORSUNUZ?Alıntı:
Hiç bir şekilde tasvip etmediğimiz fail ve azmettirenlerin en ağır cezaları almasını istediğimiz Hrant Dink cinayetinden hemen sonra koordineli hareketle yapılan gösteriyi ki Türkiyenin yüzde doksanbeşi ölüdrülen kişiyi tanımazken tüm TV lerin yaklaşık sekiz saat canlı yayın yapması mı normaldir ? Yoksa Milyonların aktığı Atatürk Ve Cumhuriyet Mitingini yayınlamak mı ?
bizeyazin@kanald.com.tr
http://www.cnnturk.com/interactive/i...temsilcisi.asp
http://www.ntv.com.tr/ntv/okuyucu_go...tvGorus_01.asp
Miting amacına kesinlikle ulaştı bence.3,5 yaşındaki kızım mitingten gelen babamı bayraklar içinde görünce elini öptü ve dede bayramın kutlu olsun dedi.Ufacık çocuğa bayram gibi geldi.
Ben de ekran başında ağladım.Anıtkabir'de insanlar hep ağlamışlar....Hem güzel hem hüzünlü....
Bu arada Disk ve Kesk neden katılmamış bilen var mı ?
Buyurun size bir kaçının yanıtı...
TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney: TRT canlı vermedi mi, verildi. Bildiğim kadarıyla verildi. Tamamı değil tabii. Baştan sona değil. Ama bölüm bölüm verildi. Arkadaşlarla konuşacağım.
CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav: Yürüyüşe oldukça geniş yer verdik. Herhangi bir siyasi parti mitingini baştan başa canlı yayınlamak gibi bir politikamız yok. Herhangi bir siyasi mitingin tümünü canlı vermeyiz. Önemli bir olaydı, kalabalıktı. Önemine uygun olarak da haberlerde yer verdik.
SKY Türk Genel Yayın Yönetmeni Serdar Akinan: Genel olarak medyada bir körlük var. Biz de bu körlüğün içine girmiştik. Gözlerimizi kapatmıştık ama sesler, kulaklarımızı da kapatsak dahi duyulacak kadar yükselince, duymak zorunda kaldık. Hatanın neresinden dönersek kârdır diyerek, yayını yıktık. Reklam bile girmeden dört-beş saat yayın yaptık.
Kanal Türk Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Özkan: Yaşasın Türk basını! Hepsini gözlerinden öpüyorum. Yaşasın özgür Türk basını!
Haber Türk Genel Yayın Yönetmeni Melih Meriç: Sabahın erken saatlerinden 14.00’e kadar canlı verdik. 3.5 saat canlı yayın yaptık. Tümünü canlı yayınladık. Kimi yayınlar, kimi yayınlamaz. Kendi yayın politikası. Siyasi baskı olduğu için kimsenin yayınlamayacağını zannetmiyorum.
Ben neden olduğunu biliyorum sayın Milo biliyorum...
KESK'i bilemem ama DİSK sanırım "Tam Bağımsız Türkiye" sloganı ile canlarını vermiş rahmetli Kemal Türkler'e , Deniz'e, Yusuf'a, Hüseyin'e nazire yapmak istemiştir. Yani yapmışlar yine çelebiliklerini... Meriç Köyatası gereğini yazmış , fazla söze hacet yok, artık bir karar versinler Kemalistler mi yoksa başka birşeyler mi?
Çoğu işçi ve işveren sendikalarının katılımı olmadan da bu miting amacına ulaştı.